Katıldığı bir televizyon programında vatandaşlık konularına değinen Denktaş, önerilerinin, 11 yaşına gelen, KKTC’de doğan veya bebek yaşta gelen  her çocuka KKTC vatandaşlığı, anne-babasında da beyaz kimlik verilmesi olduğunu belirterek, bunun vatandaşlık konusundaki en doğru yaklaşım olacağını belirtti.

Denktaş, yasa geçtikten sonra ülkeye gelecek olanların daha kısıtlı bir noktaya taşınabileceğini ancak şu anda KKTC’de yaşayanlara yapılacak haksızlığın insan haklarına da aykırı olduğunu söyledi.

Serdar Denktaş, 25-30 yıldır KKTC’de  yaşayan, evlatlarını burada dünyaya getirmiş veya KKTC’de doğmuş, bebek yaşta buraya gelmiş, Kıbrıs kültürüyle büyümüş, eğitimini almış gençlere de sahip çıkmanın kaçınılmaz olduğunu kaydetti.

Denktaş; “Anne-babası çalışmak için adaya bebek yaşta gelen veya burada doğan öyle insanlar var ki, bizimle birlikte büyümüş, buranın kültürüyle eğitilmiş, yoğrulmuş, buradan başka bir yer görmemiş. Bu çocukların bir kısmı artık üniversiteye gidiyor ve ne yazık ki vatandaş olmadığı için yabancı öğrenci statüsüne giriyor. Veya doğduğu ülkede yaşıyor, çalışıyor ama o ülkenin vatandaşı değil.  Oysa bu çocuklar bizim. Olay artık insan hakları meselesi” dedi.

Denktaş, Türkiye Başbakanı  Ahmet Davutoğlu’nun 26 bin 500 Türkiye vatandaşına KKTC vatandaşlığı verilmesi isteğiyle ilgili olarak, haberlerden okunduğunda sanki hiç hakkı olmayan, adaya yeni gelecek 26 bin 500 kişinin vatandaş yapılması isteniyormuş gibi bir sonuç göründüğünü, aslında olayın öyle olmadığını söyledi. Denktaş, bu konunun ülkenin var olan bir gerçeği ve sorunu olduğu, ivedilikte de bu sorunun artık aşılması gerektiğini kaydetti.

2013 yılından itibaren vatandaşlık verme işlemlerinin durdurulduğunu hatırlatarak bahsi geçen rakamın da bu kişilerden oluştuğunu dile getiren Denktaş; “Burada yıllardan beridir yaşayan, bir kısmı sağlık ve polis yoklamasından tutun, tüm vatandaşlık işlemlerini tamamlamış yalnızca kararı bekleyen vatandaşlığı yapılmayan sayıdır” dedi.

Kaçak iş gücüne de değinen Denktaş, Türkiye’de artık çalışma koşullarının iyileştirildiğini, dolayısıyla bundan sonra Türkiye’den  değil  üçüncü ülkeden kişilerin adaya çalışmaya geleceğini, bunun da başka sorunlar yaratacağını belirtti