“Yaşayan Çevre, Yaşanacak Çevre” temasıyla “Biyolojik Çeşitlilik”, “Katı Atık Yönetimi” ve “Sanayi Atık Suları” başlıklı eş zamanlı oturumlarla gerçekleşen çalıştay, tüm gün sürecek.

Çalıştay, yarın taslak raporunun hazırlanmasının ardından okunacak basın bildirisiyle sona erecek.

Çalıştay, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Meclis Başkanı Sibel Siber, 2’inci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Büyükelçi Halil İbrahim Akça, Başbakan Yardımcısı, Ekonomi, Turizm, Kültür ve Spor Bakanı Serdar Denktaş, TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit, Ana Muhalefet UBP adına Meclis Başkan Yardmcısı Ünal Üstel, Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanı Hakan Dinçyürek ile TC Şehircilik Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Recep Akdeniz ’in açılış konuşmalarıyla başladı.

Konuşmaların ardından oturumlara geçilmeden önce çalıştaya katılan bazı çevre örgütü temsilcileri salonda “nükleere hayır” yazılı pankart açtı. 

1’inci Çevre Çalıştayı’nın  KKTC’de  yaşanan çevre sorunlarına sürdürülebilir çözümler üretmesi bekleniyor.

BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİK

Çalıştay çerçevesinde, Biyolojik Çeşitlilik konulu oturumda Çevre Koruma Dairesi’nden Hasibe Kusetoğlular ile Sema Karahn “Ülkemizde ve AB’deki Yasal Mevzuat”; TC Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan Fahrettin Ulu “Sulak Alanlar ve Bio Çeşitlilik”; TC Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan Bekşr Erdoğan “ÖÇKB Yönetimleri”; Niğde Üniversitesi’nden Ahmet Karataş “Uluslararsı Biyolojik Çeşitlilik Koruma Çalışmaları”; DAÜ’den Burak Ali Çiçek ile Şerife Gündüz “KKTC için Potansiyel Koruma Alanları ve Deniz Korurma Alanları”konularında sunum yaptı.

KATI ATIK YÖNETİMİ

Katı Atık Yönetimi oturumunda, Çevre Koruma Dairesi’nden İbrahim Alkan ile Nuran Uğursev “Ülkemizdeki ve AB’deki Katı Atık Yönetimi”; TC Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan Demet Erdoğan “TC’deki Katı Atık Yönetimi”; UKÜ’den Cemaliye Özverel; “KKTC’deki Evsel Katı Atık Karakterizasyonu”; Boğaziçi Üniversitesi’nden Turgut Tüzün Onay “Entegre Katı Atık Yönetimi Prensipleri ve İzlenmesi Gereken Yöntemler”; TC Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan Aylin Çiçek “Ambalaj Atıklarının Yönetimi”; Marmara Üniversitesi’nden Barış Çallı “Organiz Atıklardan Biyogaz/Kompost Üretimi” ve ODTÜ’den Haluk Çeribaşı “Katı Atık Düzenli Depolama”konularını işledi.

SANAYİ ATIK SULARI

Sanayi Atık Suları oturumunda ise Çevre Koruma Dairesi’nden Tolga Baki ile Misli Özerem “Ülkemiz ve AB’deki Sanayi Atık Suları Yasal Mevzuatı”; TC Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan Ali Hakan Balman “TC’de Paynir Altı vce Zeytin Karasuyu Yönetimi”; LAÜ’den Rana Kıdak “Zeytin Karasuyu ve Peyniraltı Suyunun KKTC’deki durumu”; Boğaziçi Üniversitesi’nden Orhan Yenigün “Peyniraltı Suyu Atılmaz Geri Kazanılır” ve Ege Üniversitesi’nden Nuri Azbar sunum yaptı.

DİNÇYÜREK “ÇEVRE SORUNLARINA İNSAN ODAKLI ÇÖZÜM ÜRETMEYİ HEDEFLİYORUZ”

Konuşmalarda ilk sırayı alan Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanı Hakan Dinçyürek,  Çevre biliminin ekonomiden turizme, enerjiden doğal afetlere ve deniz kirliliğine kadar birçok konuyu içine alan çok geniş bir bilim dalı olduğunu belirterek, bu bilim dalının uygulayıcısı ve politika üreticisi konumunda bulunan bakanlığın çalıştayda konu başlıklarını seçerken ülkede çözülmesi gereken öncelikli konuları da belirlediğini vurguladı.

“Çevre sorunu diye sorun yoktur. İnsanın çevreye yarattığı sorunlar vardır. İnsan odaklı çözümler bulunamazsa bunlar geçici ve sonuca ulaşmayacak çözümler olacaktır” diyen Bakan Dinçyürek, çalıştayda çevre sorunlarına insan odaklı çözüm üretmeyi hedeflediklerini kaydetti.

Çevreye karşı duyarlı olunması, çevre bilincinin oluşması ve çevreye katkı koymanın ancak eğitimle mümkün olabileceğine işaret eden Bakan Dinçyürek, göreve geldiği günden itibaren daha yaşanabilir bir çevre adına önemli girişimler yaptıklarını söyledi.

Bakanlığın çevre konusunda gerçekleştirdiği çalışmalar hakkında da katılımcılara bilgiler veren Bakan Dinyürek, çalıştaydan çıkacak sonuçların bakanlık ile ülkenin yol haritasını oluşturacağını vurguladı.

AKDENİZ  “SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA SÜRDÜRÜLEBİLİR ÇEVREYLE MÜMKÜN”

TC Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Çevre Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Recep Akdeniz ise ikinci sözü alarak, Türkiye’de çevre konusunda yapılan çalışmalara değinerek, sürdürülebilir bir kalkınmanın sürdürülebilir bir çevreyle  mümkün olabileceğini  vurguladı.

ÜSTEL “TEDBİR VE ÇEVRE FARKINDALIĞI YARATACAK EĞİTİMLERLE ÇEVRE DAHA İYİ NOKTALARA GETİRİLEBİLİR”

Ana Muhalefet UBP’yi temsilen konuşan Meclis Başkan Yardımcısı Ünal Üstel de, ülkede, geçmişten bu güne çevre konusunda yasa ve tüzüklerin uygulanmasında sıkıntılar yaşandığına vurgu yaptı.

Ülkede AB normlarında yasa ve tüzüklerle daha radikal tedbir ve çevre farkındalığı yaratacak eğitimlerle çevrenin daha iyi noktalara getirilebileceğine işaret etti.

ÖZYİĞİT “ÇEVRE KONUSUNDAKİ SORUN VE EKSİKLİKLERİN GİDERİLMESİ İÇİN NELER YAPILMASI TARTIŞILMALI”

TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit ise çalıştayın büyük önem taşıdığını belirterek, ülkede bundan sonra çevre konusundaki sorun ve eksikliklerin giderilmesi için neler yapılmasının tartışılması gerektiğini kaydetti.

Lefke CMC’de etkileri ortadan kaldırılmadan bölgede yeni maden başvurusunda bulunulduğunu belirten Özyiğit, bunun ülkeye katkı ya da yeni bir felaket mi getireceği konusunun düşünülmesi gerektiğin söyledi.

Dere yatağı, taş ocağı, katı ve sıvı atık, betonlaşma ve yüksek binalardan kaynaklanan sorunlara değinen Özyiğit, ülkede çevreye sahip çıkarak gelecek nesillere nasıl bir miras bırakılacağı düşünülerek adım atılması gerektiğini söyledi.

DENKTAŞ “ÇED RAPORLARI YATIRIMLARIN KARŞISINA DEMOKRATİK ENGEL HALİNE GELDİ”

DP-UG Genel Başkanı Başbakan Yardımcısı Ekonomi Turizm Kültür ve Spor Bakanı Serdar Denktaş da, kendisinin Olgun Paşalar’dan sonra çevreyi ele alan, çevre yasasını hazırlayan, ÇED tüzüğünü geçiren ikinci bakan olduğunu anımsatarak, bu çalışmaları; ülkeye yapılacak yatırımların çevreye neden olacağı zararı önceden görebilme ve yön adına yaptığını kaydetti.

Bugün gelinen noktada ÇED raporlarının yatırımların karşısında ‘demokratik engel’  haline geldiğini ifade eden Denktaş, halkın katılımına da sunulan ÇED raporlarının uygulamada; ‘engelleyen değil yönlendiren olması’ gerektiğine vurgu yaptı.

Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı’nın ülkeye yapılan yatırımlarda, doğa ile çevrenin korunmasında son derece önemli bir bakanlık olduğunu belirten Denktaş, ülkenin ekonomik kalkınması düşünüldüğünde Şehir Planlama gibi dairelerin bu bakanlık altında toplanmasının daha doğru olacağını söyledi.

AKÇA “KIBRIS’TA KIYI, TARIM ARAZİSİ, DERE YATAĞII VE SU KAYNAKLARININ KORUNMASI İÇİN DAHA İYİ PLAN VE YOL HARİTASINA İHTİYAÇ VAR”

TC Lefkoşa Büyükelçisi Halil İbrahim Akça ise, çevre konusunda çalıştay düzenlenmesinin son derece gerekli ve anlamlı olduğunu belirterek, düzenleyenleri kutladı.

Çevre sorunlarının endüstriyel gelişimin sonucunda ortaya çıktığı ve bunu sürdürülebilir kalkınma kavramı izlediğini belirten Akça, gelişimin tüm sektörleri kapsayacak şekilde gerçekleşmesinin önem taşıdığını kaydetti.

Çevre kirliliğinin dünyayı etkileyen sorunlara neden olduğu belirten Akça, bu sorunlardan bir tanesinin iklim değişikliği sözleşmesi olan Kyoto Protokolü diğerinin de ortaya çıkan atıkların belli değerleri aşmayacak şekilde yönetilmesi olduğunu vurguladı.

Çevresel etki değerlendirmesi konusunun ise yatırımların yapılmaması, engellenmesi ile değil, daha çok çevreye verilen zararın telafi edilmesiyle ilgili olduğunu ifade eden Akça, yatırımların buradan gelecek raporlarla şekil aldığını söyledi.

Kıbrıs’ta kıyılar, tarım arazileri, dere yatakları ve su kaynaklarının korunması konusuna dikkat çeken Büyükelçi Akça, bunun için daha iyi bir plan ve yol haritasına ihtiyaç olduğunu kaydetti.

Çevre konusunda yol haritası çizmeye yönelik girişimlerin tatmin edici noktaya ulaşmadığını   ifade eden Akça, “KKTC’de bazen en olmayacak şekilde doğaya zarar verildiği, diğer yandan da en gerekli ekonomik aktiviteler yürütülemeyip, durdurulabildiğini  gördük “dedi.

Ülkede çöp katı atık ve su yönetimi sorunu olduğunu da anımsatan Akça, atık ve çöplerin yeniden değerlendirilmesi ve enerjiye dönüştürülmesi gerektiğini anlattı.

TALAT “EĞİTİM PROGRAMLARI, KİRLETENLERE CİDDİ VE TAVİZSİZ; SORUMLULARA RÜCU CEZA,  YASA VE TÜZÜKLERİN UYGULANMA VE İYİ İDARE YASASININ  GEREKLERİ UYGULANMALI”

2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat da çevre konusunda yasa ve tüzüklerin  uygulanamamasının; hükümet, kurum ve sivil toplum örgütleri arasındaki koordinasyonsuzluktan kaynaklandığını belirterek bu soruna bir çare bulunması gerektiğini kaydetti.

Güven yaratıcı önlemlerin yeniden gündeme geldiği, müzakerelerin yeniden başladığı  bugünlerde Kıbrıs Türk ile Rum tarafının Kıbrıs’ta çevreyi koruma; moloz, peynir altı suyu, zeytin  kara sularının değerlendirilmesi  gibi birçok alanda ortak tesis kurarak işbirliği yapılabileceğini söyledi.

Ülkede yaşanan çevre sorunlarına değinen Talat, çevre sorunlarının giderilmesi için eğitim  programları, çevreyi kirletenlere ciddi ve tavizsiz cezalar verilmesi, sorumlulara cezaların rücu etmesi,  yasa ve tüzüklerin  uygulanması  ve  iyi idare yasasının  gereklerinin de yerine getirilmesi gerektiğine vurgu yaptı.

SİBER “ÇEVRE KONUSU TOPYEKÜN ELE ALINMALI, DEVLET POLİTİKASI OLMALI VE ÇEVRE BİLİNCİ OLUŞUNCAYA KADAR YASA VE TÜZÜKLERLE KORUNMALI”

Meclis Başkanı Sibel Siber ise sağlıklı bir çevrede olmazsa sağlıklı bir yaşamın da mümkün olamayacağını ifade ederek, çevre konusunun topyekün ele alınması, devlet politikası olması ve çevre bilinci oluşuncaya kadar yasa ve tüzüklerle korunması gerektiğini vurguladı.

Başbakanlık yaptığı sürede Kalecik’te meydana gelen petrol sızıntısı ve Yeşilırmak Yangını gibi  iki büyük çevre felaketi yaşandığını  anımsatan Siber,  her iki felakette de zamanında denetim yapılmadığı, gereken tedbirlerin alınmadığı, acil  durumlar için kriz masası  tüzüğü çıkarılmadığı ve acil durumlarda nasıl müdahale edileceği, teknik donanım ve nereden yardım isteneceğini bilinmediğimi için yaşandığını anımsattı.

Tüzükler  tamamlanmadıkça  sorunların yaşanmaya devam edeceğini de belirten Siber, gelişmiş ülkelerin çevre konusundaki yasa tüzük  ve uygulamalarının örnek alınması gerektiğini de kaydetti.

AKINCI “ÇEVRE KÜRESEL BİR KONU, ÜLKELER ATACAĞI ADIMLARDA BU GERÇEĞİ ÖN PLANDA TUTMASI GEREK”

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı da yaptığı konuşmada, çevre konusunun küresel bir konu olduğunu ifade ederek, ülkelerin atacağı her adımda bu gerçeği ön planda tutmaları gerektiğini vurguladı.

Ukrayna ile Japonya’da yaşanan nükleer felaketlere dikkat çeken Cumhurbaşkanı Akıncı,   deprem bölgesinde bulunan Mersin’de nükleer santrali inşası başlanması bölge ve insanlık için ciddi bir tehdit yaratabileceğine dikkat çekti.

Akıncı, geçmişte yaşananlardan ders çıkartılması gerektiğini belirterek, nükleer yerine rüzgar, güneş enerjisi gibi çevreyle uygun enerji politikalarının geliştirilebileceğini söyledi.

Ülkede yaşanan çevre sorunlarına da değinen Akıncı, ülkede tarih, doğa ve çevreyi koruma konusunda farkındalık geliştirmenin, aile ocağından başlayarak yaşam boyu sürecek eğitimle mümkün olabileceğini kaydetti.

Ülkede sürdürülebilir bir çevre ve bilinç yaratmak için ödül ve cezanın önem taşıyabileceğini ifade eden Akıncı, yasa ve tüzüklerin uygulanma ve denetlenmesi gerekliliğine vurgu yaptı.

Taş ocağı konusunda aynalama sistemi yerine teraslama yöntemi uygulanması gerektiğini belirten Akıncı, ülke şartlarıyla iklimine daha uygun yeni inşaat sistemleri geliştirilmesinin de ihtiyaç olduğunu kaydetti.

Ülkede sürdürülebilir bir çevre politikası hayata geçirilmesinin elzem olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Akıncı, geçmişte yaşanan hatalardan her zaman ders çıkarılması gerektiği konusun altını çizdi.

Ülkede öncelikle fiziki planın ardından şehir ölçekli imar planları ve bölgesel çevre planlarının hayata geçirilmesi gerektiğini de ifade eden Akıncı, ülkede yıllarca bunun tersi uygulama yapıldığını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Akıncı, çalıştayı düzenleyenleri kutlayarak, buradan çıkacak sonuçların yasalar, tüzükler ve yaşama yansımasını da diledi.