Bütçe görüşmelerini sürdüren Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu, Mahkemeler Bütçesi'nin ardından, 17 milyon 781 bin 400 TL olarak öngörülen Ekonomi, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Bütçesini görüşmeye başladı.

Görüşmede ilk sözü alan DP UG Genel Başkanı Serdar Denktaş, öncelikle Mahkemeler Bütçesi’ne değinerek, devlet dairelerinde ihtiyaç duyulan avukatlara, hukukçulara dikkat çekti. Denktaş, mahkemelere dairenin hukukçusunun gitmesi gerektiğini belirterek, bakanlığı döneminde yaşadığı bazı tecrübeleri anlattı, bu konuda yaşadığı sıkıntıları dile getirdi; çoğu kamu dairesinde yaşanan bu sıkıntıya çözüm bulunmasını  istedi.

Denktaş, Ekonomi Bakanlığı bütçesinde eleştiri yapmayacağını, durum tespiti yapacağını ifade ederek, konuşmasını, kişileri eleştirmek için değil, sistemin eksikliklerini ortaya koyacak, bakanın elini güçlendirecek ve ekonominin ayağa kaldırılması için neler yapılabileceği konusunda yapacağını dile getirdi.

Önemli olanın geçmişte yapılan hataların tekrarlanmaması ve yeni hatalar yerine sistemin gelişmesine katkı koyacak adımlar atılması olduğunu söyleyen Denktaş, bugün gazetelere yansıyan ekonomi ve iş hayatına yönelik haberlerden örnekler vererek, kamu ve özelde yaşanan istihdam darlığından dolayı, yeni açılan iş yerlerinin çok devam edemediğini kaydetti.

Denktaş, ülkede Ekonomi ve İstikrar Programının şart olduğunu, özelleştirmenin ülkeye fayda getirmediğinin birçok kez teyit edildiğini, örneğin kamunun lisanslarını cep telefonu şirketlerine satmasıyla ucuzlama yerine pahalılaşma yaşandığını, Ercan Havalimanının özele devredildiğini ancak gelir kaybı yaşandığına işaret etti.

Kamunun çok büyük olduğunu ve küçültme imkanı bulunmadığını, bu yüzden ülkede ne satılırsa satılsın ekonomik sıkıntının giderilemeyeceğini savunan Denktaş, Türkiye ile yapılan ekonomik programda da özelleştirmelerin yer aldığını ancak ülkede reel ekonomi ve pazar payının büyütülebilmesi durumunda ancak kamunun küçültülebileceğini kaydetti.

Denktaş, Ekonomi Bakanlığının ülkenin bütçe açığını kapatma, ekonomiyi büyütme ve yönlendirme gibi elinde çok imkan olmadığını ifade ederek, KKTC’nin diğer ülkelerden  ayrı özel bir yerde olduğunu, diğer ülkelerin izolasyon gibi bir derdi olmadığını belirterek, bu yönde görüşlerini dile getirdi, ülke pazarının küçük olmasının da çoğu sektörde enflasyonu getirdiğine işaret etti.

Ülkedeki yanlışın, kim ne yeni iş veya yatırım yaparsa başkasının da hemen arkasından aynı sektöre yönlenmesi olduğunu ifade eden Denktaş, bu konuda planlamanın şart olduğu ve izinin ona göre verilmesinin gerekliliğine değindi.

Denktaş, gıda alanında da bu gibi planlamaların yapılması gerektiğini, bakanlığın ülkede üretilen ürünlerin dış ülkelerde pazar bulunabilmesi için araştırma yapabileceğini ve ticaret müşavirlerini yönlendirip Mersin üzerinden dış temsilciliklere aktarabileceğini belirtti.

Denktaş, KKTC’nin dış temsilcilikleri üzerinden ticaret kapılarını açabileceğini belirterek, böylece ülke ürünlerinin çok daha rahat pazar bulabileceğini ve özel sektörün de önünün açılabileceğini anlattı.

Serdar Denktaş, kamuda bu konuda yasal düzenlemelerin yapılması ve ekonominin geliştirilmesi için çalışılmasının önemine işaret etti. Ülkede yapılan ürün üretiminde standartların yakalanmasının önemine de işaret eden Denktaş, bu konuda tüm adımların atılması gerektiğini kaydetti.

Denktaş, yerel üretim ve kontrolleri konusunda bakanlıkların anlaşamadığı konular üzerinde de örnekler vererek; uzmanlar, bakanlıklar ve diğer unsurların yardımıyla Tarım ve Ekonomi üzerinde ülkeye fayda sağlayacak yatırımların yapılabileceğini söyledi.

Bakanlığı döneminde “Sözleşmeli Köyler” yaratmak için çalışmalar yaptıklarını, burada turizme destek sağlamayı ve müşterisi hazır bir ortam yaratmayı hedeflediklerini ifade eden Denktaş, bu tip programın ülkedeki oteller için de büyük yarar sağlayacağına inanç belirtti, bu projenin devam etmesinin hem tarım, hem turizm sektörüne fayda sağlayacağına vurgu yaptı.

Denktaş, aynı sürecin sanayi ürünleri için de geçerli olduğunu, herkesin ithalattan şikayet ettiğini, ancak bunun yerine yerli üründe maliyetlerin daha ucuza sağlanması için girişim yapılabileceğini ifade ederek, ülke avantajlarının iyi araştırılıp üretim yapılması gerektiğini kaydetti.

Ekonomide denetim mekanizmasının kurulması ve yatırımlardan çıkan karın ülkede eşit paylaşılmasının önemine vurgu yapan Denktaş, ülkede her sektörde bir planlamanın büyük önem taşıdığını belirtti.

Taşımacılık sektöründe yaşanan sıkıntıları da anlatan Denktaş, taşımacılığın üniversitelerin uhdesinden çıkarılması ve bir düzenleme yapılması durumunda sektöre düzen geleceğini, gelirin paylaşılacağını, kamunun ve vatandaşların rahatlayacağını, üniversitelerin de otobüs masrafından kurtulacağını kaydetti.

Denktaş, ülke ekonomisinde kayıt dışılığın önüne geçilmesinin büyük önem taşıdığını, kamu çalışanlarının ve emeklilerin ikinci iş yaptığının bilindiğini ifade ederek, bunların kayıt dışı ekonomi yarattığını, ancak vergilerin maaşa göre değil, yaşam kalitesine göre yapılması durumunda kayıt dışılığın giderileceğini savundu.

Gelir vergisinin sıfırlanması durumunda “Göç Yasası” diye nitelendirilen yasa ile oluşan “haksızlıkların” da giderilmiş olacağını, çünkü yasanın kaldırılması durumunda bütçenin çok zora gireceğini, batacağını kaydeden Denktaş, ülkede özel uçakla gidip gelenlerin vergi verdiğini ancak yeteri kadar vermediğini, bu yüzden ülkede vergilendirilemeyen kesimlerin vergilendirilebilmesi durumunda kayıt dışılığın engelleneceğine inanç belirtti.

Ülkede tek gelişen sektörün finans sektörü olduğunu, bu yüzden bu alana daha çok bakılması gerektiğini ifade eden Denktaş, burada bir şeyler saklanıyor veya kaçırılıyorsa ortaya çıkarılmasının gerekliliğine değindi.

Denktaş, ülkede sistemin geliştirilmesi, yenilenmesi ve teknolojinin kullanılması durumunda üretimin satılamayacağı pazar olmadığını ifade ederek, elektrik, su, kira gibi giderlerin çok yüksek olduğunu, bu konularda düzenleme yapılması ve gerekli teşviklerin ortaya konması halinde Türkiye gibi büyük bir pazara satış yapmanın zor olmayacağını kaydetti.

Bu konuda önemli olanın girişim ve oradaki doğru tüccarı bulmak olduğunu ifade eden Denktaş, Türkiye’den gelen su konusuna da değindi, “Ne olacak” diye sordu.

Serdar Denktaş, Türkiye’den gelen su için bir milyar 500 bin TL harcandığını, yatırımların sürdüğünü, suyun aktığını ancak henüz kullanılamadığını, fakat tesisin elektriğinin kesileceğinin söylendiğini, ancak hükümetten ses çıkmadığını kaydetti.

Bunu eleştiren Denktaş, bakanlığın ve hükümetin; suyun yönetimi, kullanımı, tarıma yönlendirilmesi konusunda şimdiden çalışma yapmasını istedi.

Ekonomi Bakanlığının Organize Sanayi Bölgeleri için bir düzenleme yapması için Ticaret Odası ve Belediyelerle bir çalışma yapabileceğini ifade eden Denktaş, Avrupa Birliği ile ülkedeki yerel şirketler arasındaki sıkıntıları, haksızlıkları ve mahkemelere yansıyan sorunları anlattı, yerel şirketlere sahip çıkılmasını istedi.

Denktaş, AB’nin kendi için tüm ödemeleri yaptığını ancak yerel şirketlere elinden gelen zorluğu haksız yere çıkardığını belirterek, bunun yanlış olduğunu, “AB’nin AB’liğini bilmesi gerektiğini, istediği gibi at oynatamayacağını” söyledi, “AB’de rüşvet, adam kayırmacılık ve haksızlığın dik alası var” dedi.

Denktaş, AB’nin haksızlığına uğradığına inandığı yerel şirkete sahip çıkılması gerektiğini, bunun yapılması durumunda, “kendini dünyanın hakimi sanan” AB’nin “sahipsiz gördüğü” KKTC’ye karşı davranışını da değiştireceğine inanç belirterek, AB’yi “KKTC’nin eksikliklerini gidermek için çalışmak yerine, ihaleleri istediği şirketin kazanması için çalıştığı” gerekçesiyle  eleştirdi.

Denktaş, DP UG’nin bakanlık bütçesine oyunun, bu yıl için olumsuz olacağını da söyledi.

ANGOLEMLİ

TDP Gazimağusa Milletvekili Hüseyin Angolemli de, Ekonominin Maliye ile işbirliği içerisinde olması gerektiğini ve aynı bakanlık altında olmasının daha doğru olacağına inanç belirterek, iyi ve güçlü bir ekonominin ülke açısından büyük önem taşıdığını vurguladı.

Angolemli, ülkede herkesin ucuz ve kaliteli mala yöneldiğini, bu çerçevede insanların Güneye yöneldiği için eleştirildiğini, ancak kapılar kapalı olsa fiyatların ne derecede olacağının bilinemeyeceğine değinerek, Rekabet Kurulunun ülkede tam anlamında çalışmadığını; ülkede rekabet olmadığını, en pahalı cep telefonu hizmetini kullandıklarını anlattı ve kurulun çalıştırılmasını istedi.

DPÖ’nün de ülkenin önünü görmesi için yol gösterici olması gerektiğini ifade eden Angolemli, kurumun ayrıca açıklamaları ile güven verici olması gerektiğini belirtti.

Angolemli, Kuruma el atılması ve gerekli yatırımın yapılıp daha güven verici bir ortama sokulmasını istedi.

Ülkede gerçek nüfusa göre planlama yapılmaması durumunda sistemin her zaman aksak olacağını ifade eden Angolemli, Türkiye ile ilişkilerin de doğru sisteme oturtulmasının önemine değindi.

Angolemli, Mersin’in “ülke sanayicisini ağlattığını” ifade ederek, bakanlıktan bu sıkıntıyı çözmesini istedi. Türkiye’nin KKTC’ye engel çıkardığını savunan Angolemli, bunun açık ve net olduğunu, çünkü ülkesinde üretimi olan bir malın ülkesine dıştan gelmesini istemediğini öne sürdü.

Angolemli, Organize Sanayi Bölgelerinde yaşanan “arsa dağıtma, hava parasına satışlar, bakkallar, otel gibi kullanılmasına göz yummalar” gibi sıkıntılar olduğunu savundu.

Gazimağusa Büyük Organize Sanayi Bölgesi içerisindeki kazalara davetiye çıkaran ve ölümlü trafik kazalarının yaşandığı eski yolun, yeni geniş çift şeritli yolun yapılmasına rağmen halen açık olmasını eleştiren Angolemli, “Madem iş adamlarının baskılarına karşı gelemeyip yolu kapatamayacaktınız, yeni yolu insanlarımızın vergisini boşa harcayarak neden yaptınız. O yoldaki kazalardan sorumlu hükümet olacak” dedi.

Angolemli, ülkede en büyük sıkıntının istikrarsızlık olduğunu belirterek, hükümetin, vergilerin toplanması konusunda “denetimden aciz” olduğunu, örneğin casinoların hangisinin doğru vergiyi verdiğini merak ettiğini söyledi; casinoların daha kolay denetlenmesi için sayılarının azaltılması gerektiğini kaydetti.

Angolemli, casinoların üzerinden dönen hesaplaşmalar, fuhuş, uyuşturucu gibi olayların da ülkeye zarar verdiğini işaret etti.

Ekonomi Bakanlığı Bütçesinde yatırımı artıracak kalemlerin boş olduğunu ifade eden ve bunları eleştiren Angolemli, özel sektörün desteklenmesi ve kamunun şişkinliğinin giderilmesi gerektiğine değindi.

Esnafa yönelik açılımların ve desteklerin de bütçede olmadığını ifade eden Angolemli, bu konularda yedekler ödeneğine güvenildiğini ancak bütçenin gerçekçi yapılması gerektiğini söyledi.