Demokrat Parti Genel Başkanı, Başbakan Yardımcısı Ekonomi, Turizm, Kültür ve Spor Bakanı Serdar Denktaş, “Bütçe görüşmeleri esnasında bir milletvekilinin kürsüden yaptığı konuşma esnasında söylenen sözleri inanılmaz bir şekilde çarpıtarak yapılan saldırılar ve bu çirkin saldırılar sonrasında fırsatı ganimet bilerek 1974 Barış Harekatı ile katliam çukurlarının kenarından dönüşümüzü sağlayan Türk ordusuna saldırmayı marifet bilenleri sağduyuya çağırmak istiyorum” dedi.

CTP-BG Milletvekili Doğuş Derya ve Derya’ya kürsüden yanıt veren UBP Milletvekili Zorlu Töre’nin olayların bugünkü noktaya gelmesi amacıyla o konuşmaları yapmadığını belirten Serdar Denktaş, “Bu nedenle, devam etmekte olan tüm eylem ve söylemlerin maksadı aşmayacak bir seviyede tutulması gerektiğini hatırlatmak ve giderek yoğunlaşan bu gereksiz gerginliğin sona erdirilmesini talep etmek geleceğimizle ilgili bir sorumluluk haline gelmiştir” ifadesini kullandı.

“…VEFASIZLIK VE GERÇEĞİ GÖRMEMEK…”

Denktaş, yazılı açıklamasında şöyle dedi:

 “O günleri ve ondan öncesini yaşayanlar, sıkıntılar içerisinde geçirdikleri onca yılı bugün bu konuşulanları duyarak bize helal etmemektedir. Katliam korkusu olmadan, yeniden savaşmak zorunda kalır mıyız düşüncesine kapılmadan, aradan geçen 40 yıl içerisinde nereden nereye geldiğimizi unutmak ve bu ülkede bizi her tehlikeden korumaya muktedir bir orduyu ve mensuplarını bu şekilde yaralamak Kıbrıslı Türkün ne karakterine, ne tarihine uygun değildir.

Savaş ortamı ve psikolojisini yaşamak kolay değildir. Bugün bu duyguları tanımadan büyüme imkanı yakalamışsak bunun tek nedeni Türk Silahlı Kuvvetleri’nin adadaki varlığıdır. Bu gerçeği görmemek ise kelimenin tam anlamı ile vefasızlıktır, geçmişi bilmemektir. Bu, hiç bilmedikleri topraklara evlatlarını şehit olarak gönderen analara yönelik olduğu kadar, kendi analarımıza, kendi ninelerimize ihanettir.

“KABUL ETMEMEK BAŞKA SALDIRMAK BAŞKA…”

Doğuş Derya'nın savaşın yarattığı sonuçlarla ilgili bir sözünü veya herhangi bir eylemini kabul etmemek, eleştirmek başka bir şeydir; kabul edilmeyecek bir üslup ile kişiye saldırmak başka bir şey. Bu saldırıyı yapanlar bugün yaşamakta olduğumuz bu üzücü karşı saldırılara fırsat veren fitili ateşleyenlerdir. Aynı doğrultuda; birilerinin kabul edilemez sövmelerini bahane bilerek, bugünümüzü borçlu olduğumuz bir kuruma, Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri’ne, bir gazetenin ele aldığı şekilde saldırmak da, asla sessizlikle geçiştirebileceğimiz bir şey değildir. İstismardır, fırsatçılıktır, yüzsüzlüktür, halkımızla Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri’nin arasını açmaya yönelik bilinçli bir girişimdir.

Ne Doğuş Derya, ne de yine kürsüden kendisine cevap veren Zorlu Töre, olayların bu noktaya gelmesi amacıyla o konuşmaları yapmış değildir. Bu nedenle, devam etmekte olan tüm eylem ve söylemlerin maksadı aşmayacak bir seviyede tutulması gerektiğini hatırlatmak ve giderek yoğunlaşan bu gereksiz gerginliğin sona erdirilmesini talep etmek geleceğimizle ilgili bir sorumluluk haline gelmiştir.

DUYULAN ÜZÜNTÜ

Bu tartışmanın hiçbir yerinde olmayan KTBK'nin tüm mensuplarının bu tartışmalar nedeniyle duyduğu üzüntü kadar, 1974 yılına kadar verilen onurlu mücadelenin mücahitleri de büyük bir üzüntü yaşamaktadır.

Bu üzüntüyü kendi kendimize yaşatmaktan kimsenin bir çıkarı olmayacaktır ve bu konuyu kendi hedeflerine ulaşmak için kullanmaya çalışanlara kamuoyunun dikkatini çekmek ve bu oyuna gelmememiz gerektiğini hatırlatmak da görevimizdir.”