Star Kıbrıs, dün manşetten yayımladığı haberde İsrailli Afik Grup Şirketinin İskele Kumsalında bulunan yılanlı derenin sahile bakan kısmını doldurduğunu kamuoyunun bilgisine getirdi. Haberde, derenin doldurulma süreci, bölge sakinlerinin isyanı, şirket çalışanlarının sivrisineklerin kurutmak için dereyi doldurduğuna ve kaymakamlıktan izin aldığına dair yalanları ortaya konuldu. Yayımlanan haber üzerine derenin doldurulmasına tepki gösteren Biyologlar Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Biyolog Niyazi Türkseven, Çevre Mühendisleri Odası eski Başkanı Nilden Bektaş, Yeşil Barış Hareketi Genel Sekreteri Doğan Sahir ve Çevre Koruma Dairesi üyesi Abdulkerim Karamanoğlu yapılan eylemin doğal katliam olduğunu dile getirdi. Star Kıbrıs’a konuşan Türkseven, Bektaş, Sahir ve Karamanoğlu derelerin kapatılmasının tehlikelerine dikkat çekerken, yapılan tahribatın derhal giderilmesi gerektiğini dile getirdi. Ancak ’Kamu Derelerini Koruma Yasası Fasıl 82’ye göre dereleri korumakla görevli mercii olan kaymakamlıktan ise ses çıkmadı. Yılanlı dereden sorumlu olan İskele Kaymakamlığının sessizliğini koruması ve yasa dışı uygulamaya müdahale etmemesi soru işaretlerine neden oldu. 

TÜRKSEVEN, “DEREYİ DOLDURANLAR HAKKINDA DAVA AÇILMALI” 

Derelerin, yağmur sularının tahliyesi için doğal kanallar olduğu belirtilirken, Afik Grup Şirketi, İskele Kumsalında bulunan yılanlı derenin sahile bakan kısmını sivrisinekleri bahane ederek kapattı. Derenin kapatılması sivil toplum ve çevre örgütlerinin tepkisine neden oldu. Biyologlar Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Biyolog Niyazi Türkseven, derelerin kamuya ait olduğunu, hiçbir şekilde ve hiç kimsenin derelere müdahale etme yetki ve hakkının olmadığını söyledi. Türkseven, yasa ile korunan derelerin şahsi amaçlar için kullanılmasının kabul edilemeyeceğini vurgulayarak, Yılanlı Dereyi toprak ile dolduranlar hakkında yasal işlem başlatılması gerektiğini belirtti. Türkseven, “ Dereyi dolduranlar hakkında dava açılması ve yapılan tahribat giderilmesi lazımdır” dedi. Dereleri korumakla görevli merciinin kaymakamlık olduğunu kaydeden Türkseven, İskele kaymakamlığını göreve çağırdı. Türkseven, “Fasıl 82 yasasına göre derelerden sorumlu mercii kaymakamlıktır. Kaymakamlığın duruma el koyması ve yasal süreç başlatması gerekmektedir” ifadelerini kullandı. 

SADECE BAHANE 

Türkseven, “Afik Grup şirket çalışanlarının sivrisinekleri kurutmak için dereyi doldurduklarına dair” iddiasının ise asılsız ve kabul edilebilir olmadığını belirterek, “İster sivrisinek ister başka nedenler olsun kimse dereleri dolduramaz. Derelerin doldurulması hem doğal dengeyi bozup dere içindeki canlıların yok olmasına hem de kış aylarında su taşkınlarına neden olur” dedi. 

DERELERİN ÖNEMİNİ İNGİLİZ ANLADI BİZ ANLAMADIK 

Derelerin ekolojik sistem için çok önemli olduğuna vurgu yapan Niyazi Türkseven, şöyle devam etti: “Dereler gerek barındırdığı canlılar gerekse şehir içerisindeki yağmur sularını şehir dışına çıkaran doğal kanallar olması nedeniyle önemlidir bu nedenle daha 1930’lu yıllarda dönemin İngiliz idaresi tarafından önemi kavrandığından yasa ile koruma altına alınmıştır. Ama ne yazık ki günümüz idarecileri daha bu çağda derelerin önemini kavrayamadığından yasaya rağmen dereleri tahrip etmektedir. Yapılan talan durdurulmazsa sadece derelerin içerisindeki canlılar yok olmayacak onların yaşam alanları da yok olacaktır. 

SUÇÜSTÜNE SUÇ 

Derelerin, ‘’Kamu Derelerini Koruma Yasası” na göre koruma altında olduğunu ve dereye kimsenin müdahale etme hakkı olmadığını kaydeden Türkseven, “Ayrıca dere, Çevre Yasası’na göre sulak alan olarak kabul edilir. Sulak alanlar da koruma altındadır çevre yasasına göre de tahrip edilmesi suçtur. Yine çevre yasasına göre koruma altında olan canlıları öldürmek onların yaşam alanlarını yok etmek suçtur ve cezası vardır” dedi. 

BEKTAŞ, “DERELER KORUMASIZ” 

Çevre Mühendisleri Odası eski Başkanı Çevre Mühendisi Nilden Bektaş ise derelerin yasa ile koruma altına olduğunu belirterek, Yılanlı Derenin sivrisinekler bahane edilerek kapatılmasının kabul edilebilir olmadığını dile getirdi. Bektaş, “Sivrisinekleri önlemek için dere doldurmak ne demek, böyle bir hakları yoktur. Ancak bizim ülkemizde dereler korumasızdır. Her yerde bunun örneklerini görüyoruz. Derelerin içine yapılan inşaatlar, atılan molozlar sürekli karşılaşılan bir durumdur. Aslında çok şikâyet edilen sinekler de derelere atılan çöplerden kaynaklanmaktadır” ifadelerini kullandı. Derelerin suyun tahliyesi için doğal kanallar görevi gördüğünü kaydeden Bektaş, yaz aylarında olmasa bil kış aylarında kapatılan derelerden dolayı su taşkınları yaşandığını söyledi. Bektaş “Derelerle ilgili sıkı tedbirlerin alınması gerekiyor. Bir şekilde derelerin akışını engelleyen tüm etkenlerin ortadan kaldırılması şart haline gelmiştir” dedi. 

SAHİR, “DERHAL MÜDAHALE EDİLMELİ 

Yeşil Barış Hareketi Genel Sekreteri Doğan Sahir de Yılanlı Derenin sivrisinekler bahane edilerek kapatılmasının komik bir gerekçe olduğunu, sivrisinekle mücadelede dünya da dere doldurmak gibi bir yöntem olmadığını dile getirdi. Sahir, “O zaman tüm dereleri kapatalım” ifadesini kullanarak, sivrisinek gerekçesi doğru değil, ortada başka bir niyet var. Çünkü ülkemizde denetim olmadığı için keyfi uygulamalar yapılabiliyor. Yapanın yanına da kar kalıyor” dedi. Sahir, derelerin çevre dengesi için önemli bir unsur olduğunu, bu nedenle yasalarla koruma altına alındığını, derelerde birçok canlı yaşadığını ayrıca yağmur suyunun tahliyesi için şart olduklarını ifade ederek, derelerin kapatılmasının hem canlıları yok ettiğini hem de yağmur sularının tahliyesini imkânsız hale getirdiğini söyledi. 

SADECE BAHANE 

Sahir şunları söyledi: “Yılanlı Derenin sahile bakan kısmı sivrisinekler bahane edilerek kapatıldı. Peki derenin arka tarafından biriken suda sivrisinek oluşmayacak mı?. Demek ki sivrisinek sadece bir bahane ortada başka bir niyet var. Ayrıca dereler yağmur sularının tahliyesi için önemli bir role sahiptir. Şimdi derenin kapatılması ile yağmur suları denize nasıl ulaşacak. Yetkililerin, özellikle kaymakamlığın acilen duruma müdahale edip, tahribatın giderilmesi için adım atması gerekmektedir.” Sahir, ne kaymakamlığın ne de başka bir merciinin derelerin doldurulması yönünde talimat veremeyeceğini, buna hakkı olmadığını ifade ederek, “Ülkemize sahip çıkamıyoruz. Devletin görevi ancak devlet yapmıyor. Ayrıca bugünlerde yağmalama çoğaldı, tam anlamı ile yağma ortamı oluştu” ifadelerini kullandı. 

KARAMANOĞLU, “ŞİRKETİN İLK VUKUATI DEĞİL” 

Çevre Koruma Dairesi üyesi Abdulkerim Karamanoğlu ise Afik Grup Şirketinin yılanlı derenin sahile bakan kısmını doldurmasının yasa dışı bir işlem olduğunu, Kaymakamlık ile diğer ilgili tüm mercilerin duruma acilen el koyması gerektiğini söyledi. Karamanoğlu, Afik Grup Şirketinin geçmiş yıllarda da İskele Kalecik Kumsalında yüzlerce villanın önüne 14 katı bina inşa etmeye kalkıştığını ancak şirketin yanlış ölçüm ve bilgilerle izin aldığının ortaya çıkması üzerine projenin iptal edildiğini belirtti. Karamanoğlu, aynı şirketin şimdi de dereyi keyfi olarak doldurmasının kabul edilir olmadığını ifade ederek, derhal bunun önüne geçilmesi, tahribatın giderilmesi için girişim başlatılması gerektiğini söyledi. Karamanoğlu, sivrisinekler bahane edilerek yasalar çiğnendi ve dere dolduruldu. Oradaki bitki örtüsü ve canlılar yok edildi. Ayrıca bölge halkı ileride yağmur suyu taşkınları tehlikesi ile karşı karşıya bırakıldı. Yasalar açık ve net bir şekilde derelerin hiçbir şekilde kapatılamayacağını belirliyor. Buna rağmen bahane uydurularak kapatılan dere için yasal işlem başlatılmalı” dedi. 

AFİK GRUP ŞİRKETİNİN NE İLK NE DE SON VUKUATI 

Star Kıbrıs dün manşetten yayımladığı haberde Afik Grup Şirketinin yılanlı dereyi sivrisinekleri bahane ederek kapattığını gündeme getirdi. Şirket çalışanları doldurma işlemini İskele eski Kaymakamı Ahmet Cenk Musaoğulları’nın izni ile yaptıklarını öne sürdü. Ancak irtibata geçilen Kaymakam Muavini Mustafa Ürüncüoğlu, böyle bir izin olmadığını söyledi. Yasalara rağmen dereyi dolduran Afik Grup Şirketinin yasa dışı faaliyetini gündeme getiren Star Kıbrıs, geçmiş yıllarda da aynı şirketin gayri yasal icraatlarını kamuoyunun bilgisine taşımıştı.