Emir Ertorun

Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullarda, 15 Eylül Salı günü 2015-2016 Eğitim Yılı başlıyor. Milli Eğitim Bakanlığı, bu yıl KKTC genelinde devlet okullarında yaklaşık 38 bin 187, özel okullarda 9 bin 276, genel toplamda 47 bin 463 öğrencinin eğitim göreceğini bildirdi.

Milli Eğitim Bakanı Kemal Dürüst, yeni eğitim yılı öncesinde okullardaki eksiklerin giderilmesi için canla başla çalıştıklarını belirterek, okulların çok büyük sıkıntılar olmadan 2015-2016 Eğitim Yılı’nı açacağını bildirdi.

Dürüst, “şu okulda bu öğretmen eksiği, bu okulda şu tadilat eksiği” söylemlerinin yıllardır olduğunu, ancak esas olanın; “eğitimde kalitenin yakalanması adına öğretmenlerin, bakanlığın, çalışanların neyi ne kadar yaptığı” olduğunu vurgulayarak, “Biz ve öğretmenlerimiz görevimizi tam yapacağız” dedi.

Hedefin; kaliteli nesiller yetiştirmek olduğunu, bu konuda öğretmenlere güvendiğini ifade eden Dürüst, dünyanın birçok ülkesine göre KKTC’nin eğitimde iyi noktada olduğunu kaydetti.

Ailelere ve öğretmenlere; “evlatlarımıza hep beraber sahip çıkalım, hiçbir çocuğumuzun kötü bir alışkanlık edinmesine fırsat vermeyelim” çağrısında bulunan Dürüst, öğretmenlerin hazırlık ödeneği konusunda da; “Hazırlık ödeneği kesinlikle öğretmenlerimizin hakkıdır. Burada aksayan bir durum varsa bunu gidermek için mutlaka üst düzey uğraş vereceğim” dedi.

Öğretmen sendikaları KTOEÖS ile KTÖS de, 2015-2016 Eğitim Yılı ile ilgili beklentilerini dile getirirken, hükümetin devlet okullarına daha fazla bütçe ayırmasını ve eğitimin herkese eşit, parasız ve nitelikli bir şekilde verilmesini isteyerek, yeni dönemde de ülkede ciddi yaralar açan Kamu Çalışanlarının Maaş-Ücret Ve Diğer Ödeneklerinin Düzenlenmesi Yasası’na karşı tavırlarını sürdüreceklerini ve ortadan kaldırılması için mücadele vereceklerini kaydetti.

Milli Eğitim Bakanı Kemal Dürüst, Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) Başkanı Tahir Gökçebel ve Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Genel Sekreteri Şener Elcil, 2015-2016 Eğitim Yılı ile ilgili beklentilerini Türk Ajansı Kıbrıs (TAK) muhabirine değerlendirdi. 

DÜRÜST: “EKSİKLER HİÇ BİTMEYECEK…”

Milli Eğitim Bakanı Kemal Dürüst, 2015-2016 Eğitim Yılı’nın Salı günü başlayacağına işaret ederek, bunun ülkede yeni bir heyecan yarattığını kaydetti.

Öğretmenler, öğrenciler ve ailelerin bu heyecanı yaşadıklarına vurgu yapan Dürüst, eğitimde hiçbir zaman eksikler ve sorunların bitmeyeceğini belirterek, gelişen ve değişen bir yapı içerisinde olan eğitimde, sürekli daha iyiyi yakalamak için çalışmalar yapıldığını, bunun dünyada da böyle olduğunu kaydetti.

Dünyada eğitim alanında yaşanan gelişmeleri KKTC’de de yakalamak için ciddi bir mücadele verdiklerini belirten Dürüst, bu yüzden bir eksiği tamamlarken başka bir eksiğin ortaya çıktığını dile getirdi ve sadece “şu eksik, bu eksik var” diyerek, eğitim sistemini değerlendirmenin kendisine göre yanlış olduğunu belirtti. 

Milli Eğitim Bakanı Dürüst, okulların Salı günü açılacağını, gelecek nesillerin, öğrencilerin eğitimine başlayacağını ifade ederek, öğrencilerin, öğretmenlerinin denetiminde ve en sağlıklı şekilde eğitimlerini alacağına inanç belirtti.

Şu anda okullarda çok büyük bir sorun görülmediğini, ama ufak tefek eksikler bulunduğunu, bunların da hızlı bir şekilde tamamlanmaya çalışıldığını belirten Dürüst, “Eksikler hiçbir zaman bitmeyecektir. Ama bugün bana göre çok büyük bir sorun yoktur” dedi.

“Şu okulda bu öğretmen eksiği, bu okulda şu tadilat eksiği” söylemlerinin yıllardır olduğunu ifade eden Dürüst, esas olanın; eğitimde kalitenin yakalanması adına öğretmenlerin, bakanlığın, çalışanların neyi ne kadar yaptığı olduğunu vurguladı.

Dürüst, “Biz ve öğretmenlerimiz görevimizi tam yapacağız” diyerek, bu çalışmalarda velilerin de desteğine her zaman ihtiyaç duyduklarını kaydetti. Eğitimin ayrılmaz parçası okul aile birliklerine de katkılarından ve desteklerden dolayı teşekkür eden Dürüst, velilere de teşekkür etti.

“HEDEF KALİTELİ NESİLLER YETİŞTİRMEK”

Yeni eğitim yılının hayırlı olmasını dileyen Dürüst, hedefin; kaliteli nesiller yetiştirmek, aldıkları bayrağı daha ileriye taşımak olduğunu vurguladı.

“Okullar çok kötü durumdadır” anlayışına katılmadığını söyleyen Milli Eğitim Bakanı Dürüst, dünyanın birçok ülkesine göre KKTC’nin eğitimde iyi noktada olduğunu kaydetti. Eksiklerin de doğal olduğunu, ancak bunları gidermek için canla başla çalıştıklarını belirten Dürüst, okullarda çalışmaların sürdüğünü, bu çalışmaların sadece okullar açılana kadar değil her zaman olacağını söyledi.

VELİLERE ÇAĞRI

Kitaplar, öğretmen münhalları, okullardaki tadilatlar konularında imkanlar ölçüsünde tüm sıkıntıların giderilmeye çalışıldığını ifade eden Dürüst, velilere de şu çağrıda bulundu:

“Okulların açıldığı ilk günden itibaren çocuklarımızla ilgilenelim. Onlara şefkatimizi, ilgi alakamızı hiç esirgemeyelim. Çocuklarımız; yalnızca öğretmenlerimizin okulda verdiği derslerle değil, ayrıca ailesinden alacağı ilgiyle, sıcaklıkla da okula motive olabilmektedir. Bunu ailelerimiz hiç unutmasın. Özellikle ailelerin çocuklarımıza manevi, kültürel ve öz değerlerimize sahip çıkmayı öğretmesi de önemlidir. Biz ahlaklı bireyler, ne yaptığını bilen, gelecekte sadece kendini değil toplumu da düşünebilen bireyler yetiştirilmesine imkan tanımak istiyoruz.”

UYUŞTURUCU İLE MÜCADELE…

Milli Eğitim Bakanı Dürüst, bir süre önce başlatılan uyuşturucu ile mücadele konusunda okullarda çok sıkı bir mücadele verdiklerini de belirterek, Başbakanlık Uyuşturucu ile Mücadele Komisyonu ile birlikte çalışmalar yaptıklarını anlattı.

Dürüst, bu konuda ciddi bir çalışma içinde olduklarını ve çocukların okullarda ve okul dışında neler yaptıklarını kontrol altında tutmak için gerek öğretmenlerin gerekse ailelerin yardımını istediklerini vurguladı.

Ailelere ve öğretmenlere “evlatlarımıza hep beraber sahip çıkalım, hiçbir çocuğumuzun kötü bir alışkanlık edinmesine fırsat vermeyelim. Her öğretmen bir ana bir babadır. Her anne her baba bu ülkenin bir vatandaşıdır, dolayısıyla çocuklarımızın heba olmasına fırsat vermeyelim” çağrısında bulunan Dürüst, eğitimde “öğrenci-öğretmen-veli” üçgenini güzel bir şekilde çalıştıracaklarına inandığını söyledi.

Dürüst, gelecek nesillerin en iyi şekilde yetiştirileceği konusunda öğretmenlerine güvendiğini, öğretmenlerinden de özveri ve fedakarlıkla yaptıkları çalışmalarını devam ettirmelerini beklediğini kaydetti.

“HAZIRLIK ÖDENEĞİ ÖĞRETMENİN HAKKIDIR”

Milli Eğitim Bakanı Dürüst, öğretmenlerin hazırlık ödeneği ile ilgili çalışmaların sürdüğünü, bu konuda gerekli çalışmaları sorumlu bakan olarak hükümet ile sürdürdüğünü, 2011 sonrası işe girenler için ise formül arayışı içerisinde olduklarını anlatarak, şöyle devam etti:

“Benim, öğretmen kökenli bir eğitim bakanı olarak görüşüm, hazırlık ödeneğinin öğretmenlerimize verilmesinden yanadır. Hazırlık ödeneği kesinlikle öğretmenlerimizin hakkıdır. Burada aksayan bir durum varsa bunu gidermek için mutlaka üst düzey uğraş vereceğim. Bu konuda bugün bakan olmam ya da yarın olmamam bir şeyi değiştirmez. Hazırlık ödeneği öğretmenlerimizin hakkıdır.”

TAM GÜN EĞİTİM…

Dürüst, ayrıca ülkede eğitim alanında yapılacak en kalıcı işin “tam gün eğitim” olacağına vurgu yaparak, tam gün eğitim ile ilgili bürokratlarına gelecek yıllara yönelik hazırlıkların başlatılması talimatı verdiğini kaydetti.

Kemal Dürüst, çocukların, bu ülkenin geleceği olduğunu hiç kimsenin unutmaması, çocuklar ve okullar üzerinden politika yapılmaması gerektiğini de vurgulayarak, öğretmenlerin huzurlu çalışmasının en büyük hedefleri olduğunu kaydetti, bu kutsal değerlere herkesin sahip çıkmasını istedi. 

GÖKÇEBEL: “EĞİTİM HERKESE EŞİT VE PARASIZ OLMALI”

KTOEÖS Başkanı Tahir Gökçebel, 2015-2016 Eğitim Yılı ile ilgili beklentilerini dile getirirken, sendika olarak herkese eşit, parasız, demokratik, laik ve çağdaş eğitim verilmesi için ödün vermeden mücadele ettiklerini, kavga kurduklarını vurguladı.

Eğitimin nitelikli olması için öğretmen hakları, görev yeri atamaları, ücretleri ve çalışma alanlarının cezb edici olması gerektiğini kaydeden Gökçebel, ancak 2011 sonrası işe giren öğretmenin “hiçleştirilmeye” çalışıldığını savundu.

Ülkede nitelikli eğitim vermek için değil, nitelikli eğitim verilmemsi için bir yapı oluşturulduğunu savunan Gökçebel, eğitimin her gün parayla satılan bir mala dönüştürüldüğünü, parası olanın eğitim hizmeti alabileceği bir durum yaratıldığını ve ülkede insanların eğitim hizmeti alamaz duruma getirildiğini anlattı.

Hükümetin bu yüzden devlet okullarına daha çok yatırım yapması ve nitelikli, eşit, parasız, demokratik eğitimin tüm vatandaşlara verilmesi gerektiğini ifade eden Gökçebel, bu şekilde yetiştirilecek gelecek nesillerin geleceğe ciddi bir yatırım olacağına vurgu yaptı.

Gökçebel, ancak ülkede bu sistemin olmadığını, Milli Eğitim Bakanlığı’na da “başarısız gördükleri” bir bakanın atandığını savunarak, “ülkede en büyük sıkıntının, ilahiyat anlayışlı eğitimin hayata geçirilmesi olduğunu” öne sürdü.

Kamusal ve nitelikli eğitim hizmeti verilebilmesi için bu anlayışların değişmesi gerektiğini, her eğitim yılı başlangıcında öğretmen, muavin, müdür, hademe, kadro ve temel eksikler gibi tartışmaların yapıldığını belirten Gökçebel, bu anlayışların bitmesi gerektiğini, çünkü ülkede kaynak bulunduğunu ancak eksiklerin giderilmediğini, bunun da bilinçli yapıldığını düşündüğünü kaydetti.

"DEVLET OKULLARINA DAHA FAZLA KAYNAK AYRILMALI”

Bütçede eğitime ayrılan paraya bakıldığında yüksek bir kaynak olduğunu, ancak bu kaynağın yüzde 80’inin özel okullara ve üniversitelere ayrıldığını ifade eden Gökçebel, bunu eleştirdi ve devlet okullarına daha fazla kaynak ayrılması gerekliliğine vurgu yaptı.

Gökçebel, ayrıca ülkede yeni bir eğitim sistemine ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın yeniden yapılanmasına ihtiyaç duyulduğunu belirterek, “Eğitim sistemi, okul müfredatları, öğretmen, öğrenci, okul bütçeleri altyapısı, yasalar, tüzükler, kadrolar, yani her şey ülke koşullarına göre baştan aşağı değişmeli… Eğitim sisteminde sil baştan yenilik yapılırsa ülkenin geleceği ve kalkınması sağlanabilir” dedi.

“OKUL KAYIT ÜCRETLERİ VERİLMEK ZORUNDA”

Bazı okullardaki sınıf, hijyen, kantin gibi sıkıntılara işaret eden Gökçebel, “Okullarda kayıt ücreti alınmasın” açıklamasına karşılık ise, “Okullara bütçe mi verdiniz de vatandaştan okul kayıt ücreti alınmasın diyorsunuz, bu söylemi yapıyorlar ancak öneri yok, bütçe yok. Bu popülizmdir. Bu kayıt ücretleri verilmek zorundadır, çünkü okulların ihtiyacıdır” diye konuştu.

Gökçebel, sendika olarak tam gün eğitime destek verdiklerini ve buna sendika olarak hazır olduklarını, ancak mevcut müfredatla bunun olamayacağını kaydetti.

Ancak eğitimin süresi artırılırken anlamlaştırılmaması gerektiğini, bu konuların tartışılabileceğini ancak geçen yıl yapılan ve tüm bunlara cevap veren şura kararlarının yok gibi davranıldığı ifade eden Gökçebel, sınıf geçirmek için tüzük değiştirilmeye çalışıldığını, bundan dolayı Milli Eğitim Bakanlığı’nın kendisi için bittiğini, çünkü bu tip çalışmalarla adaletin kalmadığını, öğretmenin değerlendirmesinin ortadan kaldırıldığını savundu, “öğrencilerin üniversite müşterisi yapılmak istendiğini” öne sürdü.

“VELİLER ADALETSİZLİKLERE GÖZ YUMMASIN”

Kolej giriş sınavlarının yapıldığını, öğretmen nakillerinin ona göre düzenlendiğini, ancak bakanlığın bölgelerde kontenjan artırmaya gitmeye çalıştığını savunan Gökçebel, velilere; “adaletsizliklere göz yummayın” çağrısında bulundu.

Sendika olarak, “Göç Yasası” diye nitelendirdikleri Kamu Çalışanlarının Maaş-Ücret Ve Diğer Ödeneklerinin Düzenlenmesi Yasası’nda olduğu gibi toplumsal sorunları sahiplendiklerini ifade eden Gökçebel, tüm kamu çalışanları gibi öğretmenlerin de bu tip yasalarla “fakirleştirildiğini” savundu.

“GÖÇ YASASI DAYANILACAK NOKTAYI GEÇTİ”

Bu yasanın ülkede ve kamuda büyük yaralar açtığını ifade eden Gökçebel, bu yasanın kaldırılması yönünde adımlar atılmazsa kendilerinin sendika olarak bu yönde başlattıkları kavgaya devam edeceklerini kaydetti.

“Bu yasa artık kaldırılmalı, dayanılacak noktayı geçti” diyen Gökçebel, ülkede birçok işsiz öğretmen varken Türkiye’den yapılan öğretmen istihdamlarına da karşı olduklarını söyledi.

Mesleki Teknik Eğitim’de de tüzüklerin değiştirilmesi ve sorunları çözecek değişiklikler yapılması gerektiğini vurgulayan Gökçebel, meslek okullarının hedefsiz bırakıldığını, ciddi anlamda üretimden koparıldığını, atölyelerin kapanmak üzere olduğunu ifade ederek, ülkeye iyi ve nitelikli elemanlar yetiştirilebilmesi için meslek okulları üzerinde daha ciddiyetle durulması gerekliliğine dikkat çekti.

ELCİL: “PARASIZ, NİTELİKLİ EĞİTİMİN ARKASINDA DURACAĞIZ”

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Genel Sekreteri Şener Elcil de, eğitim sistemi yapılanmasında ciddi sorunlar bulunduğuna dikkat çekerek, bunların kaynağının ekonomik boyuttan kaynaklandığına vurgu yaptı.

Elcil, müfredatlar ve ders programlarının hizmet ettiği kısımlarda ciddi sorunlar bulunduğunu, hatta eğitimin başlı başına sorunlar yumağına dönüştüğünü savunarak, hükümetlerin, bu yanlışların giderilmesine değil, bireysel kurtuluşu, yani paralı eğitim mantığını desteklediğini öne sürdü.

Ülke bütçesinde eğitime ayrılan bütçenin yüzde 14 civarında olduğunu ve bu önemli kaynağın devlet okullarına verilmesi durumunda, dünyanın en güzel eğitim alanı olacağına vurgu yapan Elcil, ancak bu kaynağın 4’te 3’ünün özel okul ve üniversitelere gittiğini, bunun da büyük bir sorun olduğunu kaydetti.

Özele her alanda destek verildiğini, ancak kamusal eğitime az kaynak ayrılmasının ciddi sorunlar yarattığını belirten Elcil, “Az bütçe, öğretmen alımı eksikliği yaratır, devlet okulu altyapısı geliştirilemez” dedi.

Elcil, yeni eğitim yılı başlarken Erenköy ve Gönyeli’deki ana okullarda bina sıkıntısı, Alasya İlkokulu’nda sınıf altyapısı, Ziyamet ve Dörtyol ilkokullarında tavanların çökmek üzere olduğunu, Güzelyurt Kurtuluş İlkokulu’nda bakım ihtiyacı bulunduğunu anlatarak, bir önceki yıl 62 okulun tadilatına 12 milyon TL harcandığını, ancak Haspolat bölgesinde yapılan camiye 95 milyon TL verilebildiğini kaydetti.

“PARA OLMADIĞINDAN DEĞİL ÖNCELİK OLMADIĞINDAN…”

Para olmadığından değil, eğitime öncelik olmadığından bunların yapıldığını söyleyen Elcil, “ülkede cami yapmanın gösteriş olduğunu ve dini önceliklerin siyasi bir yaklaşım haline geldiğini” iddia etti.

Eğitime ayrılan bütçe azlığından ilköğretim ve ortaöğretimde ihtiyaç olan öğretmen sayısının da 89’dan 74’e düşürüldüğünü ifade eden Elcil, özel eğitime muhtaç çocukların gittiği okullarda ihtiyaç olan kadroların bile bütçe bahane gösterilerek açılmamasını eleştirdi.

Ülkede o kadar işsiz öğretmen varken, Türkiye’den öğretmen istihdamı yapılmasının kabul edilemez bir yaklaşım olduğunu vurgulayan Elcil, özel okullar yokken devlet okullarına çok iyi yatırımlar yapıldığını, ancak şimdi özel okullara devlet okullarına göre daha fazla yatırım yapıldığını öne sürdü.

Tüm bunlara tepki gösterdiklerini ve kayıtsız kalamayacaklarını belirten Elcil, bunlara karşı tavır belirleyip parasız ve nitelikli eğitimin arkasında duracaklarını vurguladı.

Öretmen kadrolarının kısıldığını ve bunun yerine 45 polis alınacağını savunan Elcil, ülkede zaten nüfusa göre polisin fazla olduğunu, ihtiyacın olmamasına rağmen polis alınmasını yanlış bulduğunu söyledi.

Poliste sorunun kendisine göre personel eksikliği değil, personelin yeterli derecede verimli çalıştırılamamasından kaynaklandığını ifade eden Şener Elcil, ülkede nüfusa göre bakıldığında, Türkiye’de kişi başına düşen polis sayısından daha fazla polis bulunduğunu kaydetti.

“YÜKÜ DEVLET OKULLARI ÇEKECEK”

Bu yıl okullara 35 bin civarında öğrencinin başlayacağını ve yaklaşık 20 bin öğrencinin ilkokula gideceğini ifade eden Elcil, yükü devlet okullarının çekeceğine işaret etti.

Özelin cazipliğinin tam gün eğitim, taşımacılık ve benzeri özelliklerden kaynaklandığına, ancak devletin de bu ihtiyacı giderebileceğine dikkat çeken Elcil, yerel yönetimlerin tüm bu desteği sağlayabileceğini söyledi.

Elcil, devlet ve yerel yönetim işbirliğinde bu alanlara yatırım yapılabileceğini, yerel yönetimlerin kreş ve eğitimin bütün alanlarında hizmet vermesi gerektiğini, bazı belediyelerin bu hizmetleri verimli bir şekilde verdiğini anlattı.

Okulların yerel yönetimlerle işbirliği yapabileceğin, ancak Milli Eğitim Bakanlığı’nın “partizanlıkla” iş yapamaz duruma geldiğini, eğitime köstek olduğunu savunan Elcil, “Bakanlık kapatılsa eğitime daha çok faydası olacak” görüşünü öne sürdü.

Bakanlıkta her dairede iki müdür, sekreter bulunduğunu ancak okullarda hademe, sekreter eksiği olduğunu kaydeden ve bu konularda tezatlıklar yaşadıklarını söyleyen Elcil, kaynakların boşa harcandığını, okullarda acil ihtiyaçlar için değil, UBP kurultayına zaman harcandığını iddia etti.

Bu durumun kabul edilemez olduğunu ifade eden Elcil, öğretmenlerin hakkı olan hazırlık ödeneği konusunda da çok yalan duyduklarını ve “yalana karşı artık bağışıklık kazandıklarını” vurguladı.

“TÜM ÇALIŞANLAR GÖÇ YASASI’NA SOKULMAYA ÇALIŞILIYOR”

“Göç Yasası” diye adlandırdıkları Kamu Çalışanlarının Maaş-Ücret Ve Diğer Ödeneklerinin Düzenlenmesi Yasası’nın ülkeyi etkileyen bir yasa olduğunu, değişmesi için söz veren hükümetlerin bu konuda adım atmadığını ifade eden Elcil, “hükümetlerin bunu değiştirmek için değil, tüm çalışanları o yasaya sokmak için çalıştığı” iddiasında bulundu.

Elcil, yeni dönemde de bu yasaya karşı tavırlarının süreceğini ve bunun ortadan kaldırılması için ellerinden gelen çabayı göstereceklerini belirterek, sendika olarak bu dönemde tüm ağırlıklarını eğitime verdiklerini, ancak karşılarında muhatap olmadığını, kendilerinin karşılarında bakan değil, işten anlayan, sorun çözen uzman teknik ekipler istediklerini vurguladı.