Limasol bölgesinde Tersane olarak faaliyet gösteren FAMA Group ile gemi bakım, tamir ve inşası konusunda tarihi bir anlaşmaya imza atan Shipyard Famagusta şirketi direktörü Ramazan Gündoğdu, HALKIN SESİ’ne yaptığı açıklamada, ticaret olmadan siyasetçinin elini güçlendirmenin mümkün olmadığını söyledi

KKTC ile Güney Kıbrıs arasındaki Yeşil Hat Tüzüğü kapsamında, karadaki iki geçiş noktasından ticaret yapıldığına işaret eden Gündoğdu, yaptıkları işbirliği ile Yeşil Hat Tüzüğü’nün deniz ayağını da oluşturmayı hedeflediklerini, bunun bireysel bir talep gibi görülse de, her iki kesimden de iş insanlarının talebi olduğunu kaydetti

Bölgede çok sayıda gemi olduğunu talep olmasına rağmen o gemileri tamir edemediklerini belirten Gündoğdu, “Türk armatörüne ait bir geminin, Limasol Limanı’nda tamir görüp, Limasol Limanı’na döviz bırakarak gittiğini Rumların da görmesini istiyoruz” bunu da önümüzdeki yakın süreçte başarmak istiyoruz” diye konuştu

Züleyha KARAMAN

Kıbrıslı Rum işadamı ile ortaklık kurarak deniz alanında işbirliğine giren Türk işadamı Ramazan Gündoğdu, Yeşil Hat Tüzüğü’nün deniz ayağını oluşturmayı hedeflediklerini söyledi.

 KKTC’de Gazimağusa Limanı’nda faaliyet gösteren Shipyard Famagusta şirketi ile Güney Kıbrıs’ta Limasol Tersanesi’nde faaliyetlerini sürdüren FAMA Group LTD,  Hong Kong merkezli ortak Ocean Well şirketini kurarak, Kıbrıs’ta denzicilik alanında işbirliğine gitti. Türk ve Rum şirketin esas hedefi gemi bakım ve tamirini yapmak, daha sonra da gemi inşa etmek.

Shipyard Famagusta şirketi direktörü Ramazan Gündoğdu, önemli anlaşmayla ilgili olarak HALKIN SESİ’ne yaptığı değerlendirmede, Yeşil Hat Tüzüğü’nün deniz ayağını oluşturmaya çalıştıklarını ifade ederek, “Kuzey ve Güney Kıbrıs, kendi yerli iş insanlarının yok olmasını istemiyorlarsa, bu iş birliğinin anlaşmadan önce hayata geçmesi gerekiyor” dedi.

“TİCARET SİYASETÇİNİN ELİNİ GÜÇLENDİRİYOR”

Ticaret olmadan siyasetçinin elinin güçlendirilmesinin mümkün olmadığını kaydeden Gündoğdu, “Çözümün yolu ticaret” ifadesini kullandı.

Gündoğdu, Türkiye’nin şuanda ‘öncelikli sorunları’ olmasaydı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kendilerini özel uçakla aldırıp, şimdiye kadar çoktan görüşmüş olacağını da söyledi.

Kıbrıs Türkleri üzerinde 1974’ten sonra çeşitli ambargolar uygulandığını, Rumların, Kıbrıs Türk tarafını tanımadığını, ambargolara gemilerin de dahil olduğun anlatan Ramazan Gündoğdu, geçmiş yıllarda, Kuzey Kıbrıs’a gelen yabancı gemiler Güney Kıbrıs’a gittiğinde, gemilerin alıkonulduğunu, ceza ödediğini ve kaptanların tutuklandığını, yılda ortalama bu şekilde 10-15 olayın yaşandığını anımsattı.

Bu ambargoyu delmek için çok uğraştıklarını, ancak ne yaptılarsa başarılı olamadıklarını kaydeden Gündoğdu, ortağı, FAMA Group Direktörü Tomis

Tzortzis’in de bundan çok sıkıntı çektiğini ve zarar gördüğünü belirtti.

UCUZ VE KALİTELİ İŞÇİLİKLE TANINMIŞLIK AVANTAJI

Türk tarafında ucuz ve kaliteli işçilik olduğunu, Rum tarafında da tanınmışlıktan dolayı uluslararası avantajlar olduğuna işaret eden Gündoğdu, işbirliği girişimlerinin 2004 Annan Planı döneminde yoğunlaştığını, çeşitli modeller üzerinde çalıştıklarını ama o dönem de başarılı olamadıklarını kaydetti.

Bu kez Hong Kong merkezli Ocean Well şirketini kurduklarını belirten Ramazan Gündoğdu, şöyle konuştu:

“O şirket FAMA Group LTD ve Shipyard Famagusta şirketleri ile işbirliği anlaşması yaptı. Yapılan işbirliği anlaşmasına göre, Türk bayraklı gemilerin veya başka ülke bayraklı gemilerin, bizim yetişemediğimiz işlerde, Limasol’da tamiri veya tersine, Limasol’un yapamadığı, yetiştiremediği işlerin ve bilhassa bölgede petrol araması yapan gemilerin, Mağusa’da tamiri hedefleniyor. İşbirliği anlaşması gemi inşasını da kapsıyor. Ama şu anda esas hedef tamir ve bakım.”

“TALEP VAR, MAALESEF O GEMİLERİ TAMİR EDEMİYORUZ”

İlk hedeflerinin, anlaşmanın kamuoyuna duyurulması, ikinci adımın Ticaret ve Sanayi Odaları üzerinden KKTC ve Güney Kıbrıs devlet yöneticileri ve devlet başkanları ile görüşmek olduğunu dile getiren Gündoğdu, şöyle devam etti:

“İnşallah Türkiye yaşamakta olduğu sıkıntılarını bir an önce aştıktan sonra Türkiye’deki yetkililer ile de görüşeceğiz. Hedeflediğimiz, sadece bu aşamada, Yeşil Hat Tüzüğü’nün deniz ayağını oluşturmak. Şu anda Yeşil Hat Tüzüğü’nün sadece kara ayağı var. İki tane kapıdan ürün girip çıkabiliyor. Onun dışında herhangi bir şekilde Kuzey ve Güney mal alımı, alışverişi yok. Şuan, Mağusa ve Limasol limanları arasında tamir ve bakımları kapsayan, Yeşil Hat Tüzüğü’nün içinde bir oluşum sağlamayı hedefliyoruz. İnşallah onu da başaracağımıza inanıyoruz. Şuanda o bölgede çok miktarda gemi var, o gemileri maalesef tamir edemiyoruz. İhtiyaç var, talep ediyorlar, ama ‘biz daha sonra Güney Kıbrıs limanlarına dönemeyiz, siz bu işe bir çare bulun’ diyorlar. Bunu, uluslararası şirketlerin temsilcileri söylüyor. Şunu da göstermek istiyoruz; Türk armatörüne ait bir gemin, Limasol’da tamir görüp Limasol Limanı’na döviz bırakarak gittiğini Rumların da görmesini istiyoruz. Yani iki taraf da birbirini öcü zannederek uzak duruyor. İki tarafın da birbirinin öcü olmadığını anlaması lazım. Eğer, Güney Kıbrıs ve Kuzey Kıbrıs devlet yetkilileri kendi yerli iş insanlarının yok olmasını istemiyorlarsa bu işbirliklerinin, anlaşmadan önce hayata geçmesi gerekiyor.”

“ANLAŞMA GELMEDEN HAZIRLIK YAPILMALI”

Erken iş birliğinin önemine değinerek, bu konuda Maraş’ı örnek veren ve Maraş açıldığında, global inşaat şirketlerinin yerli şirketler ile işbirliğine girmeyeceğini ifade eden Gündoğdu, “Ama bugün devletler, ‘siz anlaşmadan önce ağır ağır hazırlanın’ mesajı verse, yerli şirketler, yabancı global şirketlerle yüzde 30-40 payla ortaklıklar kurma şansı bulacaklar. Ama o gün geldiği zaman belki yüzde 5-10  ile ortak olabilecekler” dedi.

Annan Planı’nda 39 başlığın denizcilikle ilgili olduğuna işaret eden Gündoğdu, “bu kadar önemli olan bir konuda mutlaka bazı adımların öncelikle atılması” gerektiğini vurguladı.

“TAYYİP BEY ANKARA’YA ALDIRIRDI”

Gündoğdu, “Bizim yaptığımız aslında, devletin bize, ‘yap’ demesi gereken şeyler. Türkiye’nin şuanda daha başka öncelikleri olmasa, Tayyip Bey eminim ki bizi özel uçakla Ankara’ya aldırır, ‘bu iş nasıl’ derdi, bunu iddia ediyorum, bunu yapardı. Çünkü bu işin yolu, çözümün yolu ticaret, kimse başka türlüsünü söylemesin” diye konuştu.

“SEN BENİM İÇİN KIBRISLISIN”

Rum ortağı, FAMA Group Direktörü Tomis Tzortzis ile arasında geçen bir diyaloğu da paylaşan Ramazan Gündoğdu, Tzortzis’in, kendisine sorduklarını şöyle aktardı:
“Sen burada doğmadın biliyorum ama burada yaşıyor musun, (yaşıyorum). Yaşayacak mısın (Allah sağlık verdikçe yaşayacağım). Burada mezarlarınız olduğunu duyuyorum, burada yaşayan herkesin mezarları var mı (var, belki biz de buralara gömüleceğiz) . O zaman sen benim için Kıbrıslısın, diyor. Bunu söyleyen bir Rum. Bunu iki tarafın da dinazorları duymalı. O taraftakilerin nedenlerini bilmiyorum ama, bu taraftakiler, haksız mal edindiklerinden dolayı bu barışa karşılar. Onun için bir bu boyutu var, bir de ticaret olmadan siyasetçinin elini rahatlatmak mümkün değil.”

DESTEK, TEPKİDEN DAHA FAZLA

Ramazan Gündoğdu, Rum ortağı FAMA Group Direktörü Tomis Tzortzis’e, kendisiyle işbirliğinden dolayı Güney Kıbrıs’ta gösterilen desteğin, tepkilerden çok daha fazla olduğunu vurguladı.

Ortağının, “Tepki aldım ama, iş dünyasından inanılmaz destek de aldım” dediğini aktaran Gündoğdu, “Anlaşmayla ilgili ikinci aksiyon planımız eylemde

Sanayi ve Ticaret odaları devrede, üçüncü adımda devlet başkanlarını ziyaret var. Hedef; ısrarla Yeşil Hat Tüzüğü’nün deniz adımını artırmak. Bu aslında bireysel bir talep gibi duruyorsa da aslında ülkenin bir talebi” dedi.