Özge Kizir

Bağımsız milletvekili Hakan Dinçyürek, büyük ihalelerin Merkezi İhale Komisyonu üzerinden yapılması gerektiğini belirterek, KIB-TEK’in, hükümet değişmeden önce giderayak ihaleler bağladığını savundu. 
“Giderayak peşin 20 bin sayaç aldılar. 10 Euro daha pahalıya... Bunları kurumda yaparsanız şaibe olur. Neden Merkezi İhale Komisyonu’na götürmüyorsunuz?” diyen Dinçyürek, bunların açıklanması gerektiğini ifade etti.

Bağımsız Gazimağusa Milletvekili Hakan Dinçyürek Seçim ve Halk Oylaması yasasının yanlış geçtiğini savundu. Siyasette var olmayı hedeflediğini vurgulayan Dinçyürek, katıldığı televizyon programında bağımsız aday olmayacağını açıkladı. Dinçyürek,“Seçim ve Halk Oylaması yasası nasıl geçerse geçsin bağımsız aday olmayacağım. Siyasette var olmayı düşünüyorum ve hedefliyorum. Buna yönelik çalışıyorum. Fakat hangi partiden aday olacağımızı bugün konuşmamız abesle iştigaldir. Yasalar zaten bizi engelliyor. Tabiki bizler mecliste yasalar geçirilirken, 2 gün önce mecliste geçirdiğimiz Seçim ve Halk Oylaması Yasası’nda olduğu gibi yanlışları söylüyoruz, ama değişmiyor” dedi.

“Gerçek anlamda çarşaf listeye cesaret edemedi”

Seçim ve Halk Oylaması yasasını savunan vekillerden biri olduğunu ifade eden Dinçyürek, “Bir milletvekilinin mecliste seçilip orada olmasının ada genelinden gelecek oylarla belirlenmesinin başından beri savunan biriydim. Eğer ben yasanın bu şekline hayır deseydim kendimle çelişmiş olacaktım. Seçim ve Halk Oylaması Yasası mecliste temsil eden siyasi partiler genel olarak söylüyorum çünkü siyasi partilerin temsilcileri bunu geçirdi. Gerçek anlamda çarşaf listeye cesaret edemedi” şeklinde konuştu.

“Umarım ki KKTC Seçim ve Halk Oylaması Yasası’nın değişiminde bunu yakalar”

Gerçek anlamdaki çarşaf listenin çok net olduğunu vurgulayan Dinçyürek şöyle konuştu: “Örneğin bir parti 50 aday bölgesiz olsun ister buna mühür isterse partiler arası karma ama günün sonunda ada genelinde herkes önünde 50 tane aday her partiden bunların içlerinden seçerek değerlendirme yapabilirlerdi. Ben böyle bir seçim sistemini özlerim ve hedeflerim. Umarım ki KKTC bundan sonraki adımlarda Seçim ve Halk Oylaması Yasası’nın değişiminde bunu yakalar.” 

“İki yıl öncesinden bu partide kurusallaşmanın olmadığını söylemiştim”

İstifasını değerlendiren Dinçyürek, sözlerine şöyle devam etti: 

“İlk olarak benim istifam ne tesadüf, ne de parti üst yönetimi başta olmak üzere birçok partilinin bilmediği gerekçelerdi. 2 yıl öncesinden bu partide kurusallaşmanın olmadığını söylemiştim. Önümüzdeki günlerde kurultay çalışmaları başlıyor. 2 sene öncesinden kurumsallaşmayı hedef almayan ve kurumsallaşma yönünde adım atmayan bir yapıda, yani bana göre eski alışkanlıklarla yeni bir kurultaya giderseniz, bu yeni başkanı veya parti meclisini böyle seçecekti. Bu da en az parti 2 yıl daha böyle idare edilecek demektir. 

“Ben, böyle bir oluşumda yokum”

Böyle bir oluşumda ben yokum. Bunu son gün söylemedim, 1-2 yıl öncesinde MYK’da defalarca kez belirtmiştim. Bununla beraber Genel Başkan’a grup toplantılarında ve birebir konuştuğumuzda söylemiştim. Bunu herkes bilirdi. İstifama dikkat edilecek olursa, mantıklı rakamsal izahları vardır. Demokrat Parti (DP) 7 Mart’ta Kurultay’a fiilen start verdi. 7 Mart’tan önceki meclisteki son toplantı 3 Mart, ondan önceki toplantıda 29 Şubat’tır. 

“Küçük olsun benim olsun tarzındaki mantığı kabul etmem”

29 Şubat’ta grup toplantısı istedim. Meclisteki toplantıda ‘Ben hepinizin gözünün içine bakabilecek durumdayım. Söyleyeceklerimi söyledim ve siz de bunları yapmadınız ya da bunları yaparak tam tersini yaptınız’ dedim. Dolayısıyla böyle bir yapının içerisinde yeni Kurultay’a gitmeyeceğimi size söylemiştim. ‘Küçük olsun benim olsun’, ‘bir usta, bir memleket’ tarzındaki mantığı kabul etmem. ‘Karar alma mekanizması belli, üyesi, delegesi ve mali yapısı şeffaf olacak. Böyle bir yapıyı kuralım ve beraber yürüyelim. Kurmazsanız ben yokum’ dedim.

“29 Şubat’ta bu yapının değişmeyeceğine artık kanaat getirdim”

29 Şubat’ta bu yapının değişmeyeceğine artık kanaat getirdim. ‘Çünkü bunu istemiyorsunuz. İstersiniz, yapamazsınız başka mesele… İstemiyorsunuz’ dedim ve grup odasından kalktım. Dolayısıyla ‘ben yokum’ dedim ve aldım ceketimi çıktım. 3 Mart’sa bir sonraki meclis günüydü. Kurultay süreci başlamadan önceki mecliste istifamı sunabileceğim son gündü. Ben o son gün istifa ettim.”

“Kamu maliyesi DP’nin yönetim anlayışı ile aynı mantıkta değildir”

Maliye Bakanlığı’nın Serdar Denktaş’a verilmesiyle ilgili eleştirileri yorumlayan Dinçyürek, sözlerini şöyle sürdürdü: 

“Bana ‘Genel Başkanın size, gruba ve MYK’ya 2 yıl partinin hesaplarını veremedi, nasıl kamu maliyesini teslim edeceksiniz’ diye sormuşlardı. Ben istifa ettiğim noktaya kadar veremedi. Fakat DP’nin yönetim anlayışı kamu maliyesi ile aynı mantıkta değildir. Kamu maliyesi kurumsallaşmıştır. Tek bir kişinin kendi uhdesindeki gizli hesabı değildir. Kamu maliyesinde herşey kendi içerisinde bir kaç mekanizmadan geçerek ve bir tek tuşa bastığınız anda bütün kamu maliyesindeki gelirleri ve giderleri net görebileceğiniz bir yapıdır. Oysa DP’nin içerisinde böyle bir mekanizma yoktu. Zaten benim de eleştirdiğim buydu.”

“Bu hükümet bu ülkenin yakın tarihteki siyasi geleceğini belirleyecek”

Kurulan hükümetin ardından erken seçimin ortadan kalktığını söylemenin çok iddialı olacağını ifade eden Dinçyürek, “Bu hükümet bu ülkenin yakın tarihteki siyasi geleceğini belirleyecek. Yani bunu söylemek müneccimlik değildir. Eğer bireysel çıkarlar değil, kamu yararı öne çıkarsa ve bu ülkenin beklediği icraatları yaparak hem topluma ümit verip hem de devlet çarkını düzgün çevirmeye başlarsa bu hükümetin ömrü o kadar uzun olur. Fakat yine kısır çekişmeler içerisinde çatışmalar olursa günü kurtarmaya yönelik hamleler yapılırsa bu hükümetin ömrü çokta uzun olmayabilir” ifadesini kullandı.

“KIB-TEK giderayak ihale bağladı”

İhaleler konusunda ciddi eleştiriler ortaya koyduğunu belirten Dinçyürek, sözlerine şöyle devam etti: “Meclis çok kısa tarihte İhale Yasası’nı geçirdi. Orada da ciddi eleştiriler koydum. Genel Kurul’da değişim yapıldı ama orada bir şey vardır. KIB-TEK konusunda yaptığımız eleştiriler vardı, Merkezi İhale Komisyonu büyük ihaleleri üzerinden yapsın diye... KIB-TEK’in ihalelerini bundan sonra yapması gerektiği halde giderayak yine ihaleler bağladılar. Bu ihalelerin rakamsal boyutta tartışmak istemiyorum ama sıkıntıları vardır. 

“Geçmişte akıllı sayaçları 4 taksitle 84 Euro’ya aldılar”

Örnek vermek gerekirse, geçmişte akıllı sayaçları 4 taksitle 84 Euro’ya aldılar. Gider ayak peşin 20 bin sayaç aldılar. 10 Euro daha pahalıya... Bunların açıklanması lazım. Bunları kurumda yaparsanız şaibe olur. Neden Merkezi İhale Komisyonu’na götürmüyorsunuz? Daha şeffaf ve daha bağımsız kesimlerin yapmasını istemiyorsunuz. Bağımsız milletvekili olarak bu hükümetten beklediğim budur. 

“Siz bunu yapmamakta diretirseniz ve aldığınız kararda rakamsal çelişkiler varsa bunu anlatamazsınız”

Meclis iradesi ortadadır. Bu yasa yada bundan sonraki ihaleler bu mantıkla yapılmalıdır. Bu ilkeler çerçevesinde yapılmalıdır. İlle de yasanın yürürlüğe girmesi gerekmez. Çünkü yasalar şuanda uygundur. KIB-TEK ihalelerini Merkezi İhale Komisyonu’ndan yapabilir. Siz bunu yapmamakta diretirseniz ve aldığınız kararda rakamsal çelişkiler varsa bunu anlatamazsınız.”