Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanı Hakan Dinçyürek, Erçin Şahmaran’ın hazırlayıp sunduğu Gündeme Bakış programına konuk oldu. Su projesi hakkında önemli açıklamalarda bulunan Dinçyürek, gündemdeki elektrik ve taş ocakları konusunda da bilgi verdi. Asrın Projesi olarak adlandırılan su projesinin öneminin altını çizen Dinçyürek, proje ile birlikte, önümüzdeki 50-100 yıl arasında, KKTC’ye hayat verileceğinin altını çizdi. 

“50-100 YIL BOYUNCA İÇME SUYU” 

Su projesinin, asrın projesi diye adlandırılmasının yetrli olmadığının altını çizen Dinçyürek, projenin, KKTC’ye önümüzdeki 50, belki 100 yıl hayat verecek bir proje olduğuna değindi. Bunun büyük bir kazanım olduğunu vurgulayan Dinçyürek, suyun sadece içmeye değil, mevcut yer altı su kaynaklarının tüketilmemesine de büyük katkı sağlayacağını kaydetti. Suyun KKTC’ye gelmesi ile birlikte, yer altı su kaynaklarının da zenginleşeceğini belirten Dnçyürek, bu kaynakların hem niteliğinin, hem de miktarının artacağını açıkladı. Suyun adaya dağılımının sağlandığı esnada, içme suyu şebekelerinin de yenileceğini söyleyen Dinçyürek, bu sayede 24 saat boyunca içme suyunun, çeşmelerden akabilmesinin sağlanacağını vurguladı. Öte yandan Dinçyürek, yine yenilenen hatlar sayesinde, fosseptik kuyulara giden suyun, kanalizasyon sisteminde arıtılıp, sulu tarım konusunda da kullanılır bir hal almasının sağlanacağının altını çizdi. 

“SUYU GETİRMEKLE İŞ BİTMİYOR” 

Ülkedeki büyük bir kesimin, suyun ne zaman geleceği sorusuna takıldığını ifade eden Dinçyürek, “Bu su bu ülkeye gelecek. Şuan için Güzelyurt ve Lefkoşa arası tamamlandı diyebilirim. Girne hattı önümüzdeki günlerde tamamlanacak. Magosa hattı da tamamlanmak üzere. Dipkarpaz hattı ile ilgili borular geldi. Onların da döşemesine başlanılacak. Suyun gelmesinden çok bizim suyu en verimli şekilde nasıl, nerede ve hangi ürünlerin çeşitliliğini arttırmada kullanacağımıza odaklanmamız lazım.” dedi. Suyun gelmesi ile düşünülmesi gereken diğer konunun ise dünya ile rekabet edilebilecek ürünlerin çıkarılabilmesi ve kalite ile fiyat konusunda rekabetin sağlanarak geliştirilmesi olduğuna değinen Dinçyürek, projenin üç bölümde ele alınabileceğini açıkladı. 

“HAVA ŞARTLARI ENGEL” 

İlk olarak, Türkiye’deki kara yapılarının tamamlandığını kaydeden Dinçyürek, ikinci olarak ise KKTC’deki kara yapılarının tamamlanması gerektiğini belirtti. Bu yapıların da büyük oranda tamamlandığına dikkat çeken Dinçyürek, yapımlar sırasında ek ilavelerin ortaya çıkması ile sürecin uzadığının altını çizdi. Üçüncü bölümün ise suyun denizden getirilmesi olduğunu kaydeden Dinçyürek, mevsimler nedeni ile bu sürecin de yavaşladığını, hatta hava muhalefeti nedeni ile son iki aydır, çalışmaların verimsiz bir hal aldığını sözlerine ekledi. Deniz içerisindeki akıntıların, çalışmaları zorlaştırdığına dikkat çeken Dinçyürek, bu çalışmaların ancak düzgün hava şartları ile sağlanabildiğini söyledi. 

“KALECİK BİR AYDA İSTENEN NOKTAYA GELECEK” 

Elektrik fiyatları konusuna da değinen Dinçyürek, “satın alınan yakıtın fiyatında düşüş oldu. Fiyatlar yarı yarıya düştü. Bu durum hem, elektrik kurumuna, hem devlete manevra yapabilme imkânı sağladı. Hepimiz biliyoruz ki Kıb-Tek zor günlerden geçti. Kıb-Tek yakıt alamayacak noktalardaydı. Şu anda, özellikle de yakıt fiyatlarındaki düşüş mali bir imkân yarattı. Bun iyi kullanılmalı.” şeklinde konuştu. Kurumun yeniden yapılandırılmasına imkan tanınması gerektiğinin altını çizen Dinçyürek, gelinen noktada; sözlü ve önerge olarak, yakıtın kükürt içeriğinin yüzde 1’den daha az adaya getirilmesi gerektiğini önerdiklerini vurguladı. Bu noktada devlet olarak hassas olduklarını kaydeden Dinçyürek, hükümetin de bu konuyla ilgili kararlar aldığını hatırlattı. 

“ÜLKEDE KANSER VAKALARI ARTTI” 

Şimdi yüzde 1’lik yakıtın uygulanması için her iki kurum da yakıt alımlarını sözleşmelerini revize edeceğini açıklayan Dinçyürek,“40 yıldır Kıbrıs’ta insanımız kanser oluyor. Bunun görünmeyen yanı kalmadı. Kıbrıs’ta yoğun kanser hastalığının olduğu ortada. Tek sebep elbette bacalar değil. Ama önemli bir sebep de budur. Bu hava insanların sağlığını olumsuz etkiliyor. Bizim müdahale etmemiz lazım. Bunun tartışılacak noktası olamaz. Bizi öldürüyor, sakatlıyorsa biz bir şey yapmayalım mı? Bacalara filtreleri takmak olmazsa olmazdı. AKSA filtreleri getirdi, taktı. Şu anda ise jeneratörler tek tek devreye alınıyor. Sistem takıldı her her gün üzerinde çalışılıyor. Artık ana yatırım yapılmıştır. Kalecikteki santralin en geç bir ay içerisinde istediğimiz noktaya geleceğini görüyoruz. Bizim mühendislerimiz de sürekli takip ediyor.” dedi. 

“TAM OLARAK ÇALIŞAN TAŞ OCAĞI YOK” 

Ülkedeki taş ocakları sorununa da değinen Dinçyürek, ülkenin taş ocaklarına ihtiyacı olduğunu ve mevcut inşaat sürecinin devam etmesi ile de ihtiyacın da devam edeceğini kaydetti. Ülkede yol ve inşaat yapımlarının, Annan Planı ile birlikte artığını hatırlatan Dinçyürek, aynı dönemde taş ocaklarının ihtiyaca cevap verdiğini ancak bu gün yüzde yüz çalışan taş ocağının olmadığını vurguladı. Mevcut taş ocaklarının kapasiteleri ihtiyacın üzerinde olduğunu belirten Dinçyürek, ihtiyaç olmayanların kapatılması, merkezileştirme ve kullanılmayanların rehabilite edilmesi gibi planların, bu yıl içinde gerçekleştirileceğinin hedeflendiğini açıkladı. 31 Mayıs’a kadar taş ocağı izni yenilemeyeceklerini de sözlerine ekleyen Dinçyürek, “tüm bunları bir planlamaya koyacağız.” dedi.