Dink Ailesinin avukatlarından Hakan Bakırcıoğlu, bazı şüphelilerin hakkındaki suçlamaların delili olmadığı gerekçesiyle iddianamenin savcılığa iade edildiğini öne sürerek, "Bütünsel sorumluluğu ve kasten öldürme suçlamasını içermeyen bir iddianame tarafımızdan kabul görmeyecektir" dedi.

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin kamu görevlileri hakkında hazırlanan iddianame eksiklikler olduğu gerekçesiyle başsavcılık tarafından dün soruşturma savcısı Gökalp Kökçü'ye iade edilmişti.

Dink ailesinin avukatlarından Hakan Bakırcıoğlu, savcı Kökçü tarafından hazırlanan iddianameye ilişkin yazılı açıklama yaptı.

Av. Bakırcıoğlu yazılı açıklamasında, ana davada soruşturma ve yargılama aşamasında yaşanan süreci anlatırken, "kamu görevlilerinin ihmali" yönünde hazırlanan yeni iddianame ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Kamu görevlileri hakkında yürütülen soruşturma kapsamında Ramazan Akyürek, Ali Fuat Yılmazer, Ercan Demir, Özkan Mumcu ile Muhittin Zenit'in tutuklandığı kaydedilen açıklamada savcı Kökçü tarafından 25 kamu görevlisi hakkında 20 Ekim 2015 tarihinde iddianame düzenlendiği belirtildi.

"KAMU GÖREVLİLERİNİN CEZALANDIRILMALARI İSTENDİ"

Açıklamada, "Düzenlenen ve Başsavcılığın onaya sunulan iddianamede Ali Fuat Yılmazer, Ramazan Akyürek, Tamer Bülent Demirel, Osman Gülbel'in "kasten öldürme', Engin Dinç, Reşat Altay ile Ahmet İlhan Güler'in "Kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi" Sabri Uzun ile Celalettin Cerrah'ın ise "görevi kötüye kullanma" suçlarından cezalandırılmaları talep edildi. Müdahil taraf olarak Celalettin Cerrah ile Sabri Uzun hakkında da tarafımızdan "Kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi" suçundan iddianame düzenlenmesi talep edilmişti" denildi.

"ÖRGÜTÜN BAĞLANTILARININ AÇIĞA ÇIKARILACAĞINA İNANIYORUZ"

Dink cinayetine iştirak eden kamu görevlilerinin sorgulanmalarının ve soruşturulmalarının önünde oluşturulan direnç ve bariyerlere rağmen Savcı Kökçü tarafından iddianame düzenlendiği belirtilen açıklamada "Düzenlenen iddianame yargılanmasını talep ettiğimiz bazı kamu görevlilerini içermese dahi Dink cinayetine iştirak eden kamu görevlilerinin önemli bir kısmının dayanakları ve delilleri ile birlikte yargılanmasını olanaklı hale getirdiği için tarafımızdan olumlu bulundu. Savcı Kökçü tarafından açık tutulan soruşturma dosyasında da Dink cinayetini işleyen örgütün üst yapılanması ile bağlantılarının açığa çıkarılacağına yönelik inancı da taşımaktayız" ifadelerine yer verildi.

"BAZI ŞÜPHELİLER HAKKINDA KASTEN ÖLDÜRME SUÇUNUN DELİLİ ORTAYA KONULMADIĞINDAN İDDİANAME İADE EDİLDİ"

Savcı Kökçü tarafından hazırlanan iddianamenin 2007 yılından bu yana beyan ettikleri bütünsel sorumluluğu doğrulayan bir iddianame olduğunu savunan Bakırcıoğlu, açıklamasında, "Savcı Kökçü tarafından örgütün soruşturulması için açık tutulan bir dosya bulunmasına, bu konu ile ilgili soruşturma sürdürülmesine, soruşturulan kamu görevlileri hakkında "kasten öldürme" ve "Kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi" maddeleri gereğince iddianame düzenlenmesini gerektiren bilgi, belge ve deliller bulunmasına rağmen Başsavcılığa gönderilen iddianame soruşturmanın tamamlanmadığı ve bir kısım şüpheliler hakkında kasten öldürme suçunun delilinin ortaya konulmadığı iddia ve gerekçesi ile onaylanmadı ve Savcı Kökçü'ye iade edildi" dedi.

"GÜLER, CERRAH, ALTAY VE DİNÇ'İN İDDİANAMEDEN ÇIKARILMASI CİNAYETTEKİ BÜTÜNSEL SORUMLULUĞU BERTARAF EDECEKTİR"

"A.İlhan Güler, Celalettin Cerrah, Reşat Altay, Engin Dinç veya diğer şüphelilerin iddianameden çıkarılması ve haklarında dava açılmaması Dink cinayetindeki bütünsel sorumluluğu bertaraf edecektir" denilen açıklamada, "Yine iddianamede haklarında "Kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi" suçları yöneltilen şüpheliler hakkında bu suçlamanın değiştirilerek görevi ihmal suçlaması yöneltilmesi halinde de bu durum şüphelilerin Dink cinayetindeki iştiraklerini örtbas etmelerine zemin yaratacaktır" ifadeleri yer aldı.

"KASTEN ÖLDÜRME SUÇLAMASI İÇERMEYEN İDDİANAME TARAFIMIZDAN KABUL GÖRMEYECEK"

Açıklamanın son bölümünde ise, "Dink cinayetinde kamu görevlilerinin bütünsel sorumluluğunu ve kasten öldürme suçlamasını esas almayan bir iddianamenin meşruluğu tartışma konusu olacaktır. Bütünsel sorumluluğu ve kasten öldürme suçlamasını içermeyen bir iddianamenin müşteki-müdahil taraf olarak tarafımızdan da kabul görmeyeceğini bugünden beyan etmekteyiz" ifadeleri kullanıldı.