Dışişleri Bakanlığı, UBP-DP Hükümeti’nin göreve gelmesiyle Kıbrıslı Rumların KKTC’de ayin müracaatlarının reddedildiği yönünde yanlış algı oluşturulmaya çalışıldığını belirterek, 2015’te 128 talebin 96’sına; 2016’da ise bugüne kadar 93 talebin 71 tanesine ayin izni verildiğini açıkladı.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın konuyla ilgili duruşunun da eleştirildiği açıklamada, “Sayın Cumhurbaşkanı, hükümetimizin bazı kararlarını beğenmeme hakkına sahiptir, benzer bir şekilde hükümetimiz de Sayın Cumhurbaşkanının bazı söylemlerini beğenmeme hakkına sahiptir. Ancak gerek Sayın Cumhurbaşkanı, gerekse hükümet birbirlerine saygı göstermek durumundadır” denildi.

Açıklamada ayrıca, dini ibadetlerin siyasi istismar aracı olarak kullanılmaması için gerekli tedbirlerin alınması hususunun hükümetin görev ve sorumluluğunda olduğu vurgulandı.

Dışişleri Bakanlığı, Enformasyon Dairesi aracılığıyla yaptığı açıklamada, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde dini inanç ve vicdan özgürlüğünün Anayasa ile güvence altına alındığı vurgulandı. Açıklamada, “Ülkemizde yaşayan yabancı uyruklular dahil herkes için kamu düzenine, genel ahlaka veya bu amaçla çıkarılmış yasalara aykırı olmamak kaydıyla ibadet, dinsel ayin ve törenler serbesttir” denildi.

“RUM VE MARONİTLER 8 KİLİSEDE İBADETLERİNİ GERÇEKLEŞTİRİYOR”

KKTC sınırları içerisinde yaşamayı tercih eden Maronit ve Kıbrıslı Rumların, ikamet ettikleri Dipkarpaz, Sipahi, Koruçam, Karpaşa, Hisarköy ve Özhan köylerinde bulunan 8 kilisede herhangi bir kısıtlama veya ön izin olmaksızın, kendi din adamlarının idaresinde ibadetlerini özgürce yerine getirdiği belirtildi.

“3 KİLİSEYE KISITLAMA YOK”

Açıklamada, UBP-DP Hükümeti’nin göreve başladığı nisan ayı itibarıyla ülke sınırları içerisindeki Apostolos Andreas, St. Barnabas ve St. Mamas gibi 3 büyük kilisede düzenlenecek ayinlere sınırlama getirilmemesi kararı alındığı ifade edildi.

KRİTERLER

Dışişleri Bakanlığı açıklamasında, Kıbrıs’ta iki taraf arasında yürütülen müzakerelerin henüz bir anlaşmayla sonuçlanmadığı mevcut koşullarda Güney Kıbrıs’ta ikamet eden ve KKTC’de bulunan kiliselerde ayin yapmak isteyen Kıbrıslı Rumların bu taleplerinin Dışişleri Bakanlığı  tarafından bazı kriterler gözetilerek değerlendirildiği belirtildi.

Açıklamada, Kıbrıslı Rumlar tarafından Birleşmiş Milletler Barış Gücü aracılığıyla iletilen ayin taleplerinin “Ayin yapılmak istenen günün, Paskalya, Noel, kilisenin isim günü gibi dini bakımdan önemli bir gün olup olmadığı; Kilisenin fiziki durumu  yani ziyaretçiler için emniyetli olup olmadığı; Söz konusu kilisenin halihazırda kütüphane, kültür merkezi ve gençlik merkezi gibi başka bir maksat için kullanılıp kullanılmadığı; Söz konusu kilisenin askeri bölgede bulunup bulunmadığı” gibi kriterlerin gözetilerek değerlendirildiği kaydedildi. 

İSTATİSTİKLER

Dışişleri Bakanlığı, ayin taleplerine ilişkin son yıllara ait istatistiki bilgileri de paylaştığı açıklamada, 2013 yılında gelen 47 ayin talebinin 9’u reddedilirken 38’ine izin verildiği; 2014’de gelen 107 ayin talebinin 36’sı reddedilirken, 71’ine izin verildiği; 2015 yılında gelen 128 ayin talebinin 32’si reddedilirken, 96’sına izin verilmediği belirtildi.

2016 yılında ise bugüne kadar gelen 93 müracaatın 22’sin reddedildiği, 71’ine ise izin verildiği kaydedildi.

“YANLIŞ VE KASITLI BİR ALGI OLUŞTURULUYOR”

Açıklamada, “Hal böyleyken tüm dini ayin talepleri kabul ediliyordu ve UBP-DP Hükümeti’nin göreve gelmesiyle birlikte reddedilmeye başlandı yönünde yanlış ve kasıtlı bir algı oluşturulmaya çalışılmakta olduğunu üzülerek gözlemliyoruz. Cumhurbaşkanı Sayın Mustafa Akıncı’nın da bu yönde taraf olmasını esefle karşılıyoruz” ifadelerine yer verildi.

Dışişleri Bakanlığı açıklaması, şöyle devam etti:

“2004 yılında Dışişleri Bakanı olarak görevden ayrıldıktan 12 buçuk yıl sonra yeniden bu göreve gelmiş bulunuyorum. Bu ara dönemde dünya ve siyasi görüşleri Sayın Akıncı ile yakın olan Dışişleri Bakanları görev yapmış ve tümü de gelen ayin taleplerini değerlendirerek bazılarını reddetmiş, bazılarına ise izin vermiştir. Son dönemde özellikle şahsım hedef alınarak ‘göreve gelen yasakçı zihniyete sahip bakan ayin yapılmasına izin vermemektedir’ yönünde maksatlı bir kampanya yürütülmektedir. Sayın Cumhurbaşkanı, hükümetimizin bazı kararlarını beğenmeme hakkına sahiptir, benzer bir şekilde hükümetimiz de Sayın Cumhurbaşkanının bazı söylemlerini beğenmeme hakkına sahiptir. Ancak gerek Sayın Cumhurbaşkanı, gerekse hükümet birbirlerine saygı göstermek durumundadır. Dini ibadetlerin siyasi istismar aracı olarak kullanılmaması için gerekli tedbirlerin alınması hususunun hükümetimizin görev ve sorumluluğunda olduğunu vurgularız”.