Gül Çakır
Başhekim Yardımcısı Dr. Bülent Dizdarlı, Ada Hospital’de patlak veren kürtaj skandalının olayın sadece küçük bir kısmı olduğunu, olayın boyutlarının daha büyük olduğunu ifade etti
Girne Ada Hospital’de yasa dışı kürtaj yapıldığının ortaya çıkması ile başlayan polis soruşturması devam ederken Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Başhekim Yardımcısı Dr. Bülent Dizdarlı, 2011 yılından itibaren KKTC’de kürtaj turizmi başladığını ifade etti. Dizdarlı, bu yasa dışı operasyonların sadece Ada Hospital Hastanesi ile sınırlı olmadığını, başka merkezlerde de yapılmış olabileceğini söyledi. Dizdarlı, kürtaj turizminin organize bir şekilde ve mafya çatısı altında yürütüldüğünü dile getirerek, kürtaj olaylarının KKTC’ye yönelmesinin nedeninin ise Türkiye’de kürtajla ilgili tartışmalar ve yasaklanmasının gündeme gelmesi olduğunu ifade etti. Dizdarlı, Ada Hospital’de patlak veren kürtaj skandalının olayın sadece küçük bir kısmı olduğunu, olayın boyutlarının daha büyük olduğunu ifade etti.
Ada TV’de yayınlanan Cem Kar’ın sunduğu Günaydın Ada programına konuk olan Dr. Bülent Dizdarlı, sağlık alanında gerekli tüzüklerin ve denetimin yapılmadığını, görevde olduğu dönem aksaklıklarla ilgili birçok rapor kaydettiğini ifade ederek, “Çok uzun bir süre gerekli tüzükler yapılamadı. Bence yasayı yaparken, tüzüklere verilen atıfları da içine koyarak yasayı yapmalıyız. Bu tip yasaları yaptığınızda uygulamada ondan sonra problem çıkarsa, değiştirme şansınız daha kolay olur” dedi.
"EN BÜYÜK PAZAR BİZDE"
Dizdarlı, Türkiye’de yapılan kürtaj tartışmalarının yasal süre olan 10 haftalık gebeliği aşmış kişileri KKTC’ye yönlendirdiğini belirterek, yurt dışında kürtaj olmak isteyenleri bulmak amacı ile Türkiye gazetelerinde kürtaj turizmi yapılacağına dair ilanlar dahi yayımlandığını dile getirdi. Dr. Bülent Dizdarlı, kürtaj turizmi pazarının bir kısmının KKTC’ye kaydığını, bir kısmının ise Ukrayna,Yunanistan,Somos Adası’na yöneldiğini ancak en büyük pazarın yine de KKTC’de olduğunu kaydetti. Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Başhekim Yardımcısı Bülent Dizdarlı, Girne’de patlak veren kürtaj skandalının olayın sadece küçük bir kısmı olduğunu, olayın boyutlarının daha büyük ve mafya çatısı altında ilerlediğine inandığını söyledi. Dizdarlı, “2011 yılından beri Türkiye gazeteleri ve internet sitelerinde Kıbrıs’ta kürtaj turizmi yapıldığına dair ilanlar yer alıyordu. Kürtaj turizminde sadece Ada Hospital’in rol aldığını düşünmüyorum. Başka yerlerde de olmuştur, ama o belki yasal sınırlar içerisinde olmuştur diye düşünüyorum” dedi.
"TIP CAMİASI YARGIYI BEKLİYOR"
Yasa dışı kürtaj yaptıkları gerekçesi ile tutuklu bulunan doktor ve sağlık çalışanlarının meslekten men olabileceklerini belirten Dizdarlı, “Öncelikle yasal yargıya girmeleri ve eğer suçlu oldukları ortaya çıkarsa, en basit cezayı bile alsalar, Tabipler Birliği Onur Kurulu’nda yargılanırlar ve şu andaki görüntü ile meslekten men cezası almaları gerekiyor” dedi. Dizdarlı, Tabipler Birliği’nin meslekten men cezası verme yetkisinin de olduğunu sözlerine ekleyerek, meslekte bir doktora süresiz, bir doktora 6 aydan fazla, bir doktora da 6 ay meslekten men cezası verdiklerini anımsadığını vurguladı. Bu kararı verebilmesi için Tabipler Birliği’nin yargı sürecini beklemek zorunda olduğunu ifade eden Dizdarlı, doğrusunun beklemeleri olduğunu ve bütün tıp camiası içerisinde herkesin de bu konuda hemfikir olduğunu belirtti.
"HEKİMİN VİCDANI ÇOK ÖNEMLİ"
Dizdarlı, yeterli yasa veya tüzük olmasa da bir hekimin iradesinin ve vicdanının çok önemli olduğunu ifade ederek, “Tıp mesleğinde hekimin kendi iradesi, kendi vicdanı, kendi tıp pozisyonu çok önemlidir” ifadesini kullandı.
"DENETİM CAYDIRICI OLUR"
Dizdarlı, sağlıkta denetimin önemine dikkati çekerek, “Denetleme olayı olsa, kötü niyetli insanlarda da bir geri çekilme olur. En azından gelip benim yanlış yaptığımı gördüğünde burasının süreli veya süresiz kapatılma ihtimali olduğunu, bir para cezasının olduğunu ve yahut başka bir cezanın olduğu bilinse bence hiç olmazsa bir miktar durulma olurdu diye düşünüyorum” şeklinde konuştu.
