Çevre örgütleri, Girne’de yaşanan sel felaketinin nedeninin çarpık yapılaşmadan kaynaklandığını vurguladı. Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Nilden Bektaş “Sel felaketinin önüne geçebilmek, yapılacak olan iyileştirme çalışmaları ile sağlanabilir. Dere yataklarındaki tüm yapıların kaldırılması gerekir” dedi 

KEMA Başkanı Orhan Aydeniz: “Tek suçlu Şehircilik Dairesi’dir. Tüm uyarılara rağmen hala daha meydan okurcasına dere yatakları içine ve yamaçlarına inşaat izni veren devlet kuruluşları ile belediyelerdeki sorumlu memurlar hakkında da disiplin soruşturması açılmalı”

Fehime ALASYA

Ülkemizde son yıllarda başta Girne ve Lefkoşa olmak üzere kentlerde görülen şiddetli ve yoğun yağış sonrasında yaşanan sel felaketleri, çarpık yapılaşmanın sonucu olarak değerlendiriliyor.

HALKIN SESİ’ne konuşan Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Nilden Bektaş ve KEMA Vakfı Başkanı Orhan Aydeniz, çarpık yapılaşma ve doğaya müdahaleye dikkat çekti.

Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Nilden Bektaş, Girne Bölgesi’nde yaşanan felaketin Kıbrıs’ın birçok bölgesinde görülebileceğine dikkat çekti. Bektaş, bu durumu derelerin daraltılmasına, çarpık yapılaşmaya ve düzenli temizlik yapılmamasına bağladı. Özellikle Girne Bölgesi’nde dağ ve deniz arası olan mesafenin kısa olduğunu dikkat çeken Bektaş, “Girne Bölgesinde olan olay aslında hem Lefkoşa hem de Mağusa’da dönem dönem maalesef yaşadığımız bir olay. Kışın girmesiyle birlikte ilk yağmurların yağmaya başlamasıyla birlikte, hem alt yapı eksikliklerinden dolayı, hem de derelerin inşaatlarla, moloz ve çeşitli çöplerle işgalinden dolayı bu tarz selleri yaşıyoruz. Girne Bölgesi’nin daha da özellikli bir durumu var, uzmanların çeşitli açıklamalarıyla öğrendiğimiz, Girne’de dağ ve deniz arasında olan mesafenin çok kısa olması, hızlı ve yoğun yağan yağmurun denize hızlıca ulaşması gerekiyor. Derelerin önü de maalesef kapalı olduğu için de bu tarz sele dönüşen yağmurlar oluyor.” dedi.

“GEREKİRSE EVLER DE YIKILMALI”

Görülen sel olaylarının önüne geçmenin, yapılacak olan iyileştirme çalışmaları ile sağlanacağını belirten Nilden Bektaş, dere yataklarındaki gerek kaçak, gerekse yasal tüm yapıların kaldırılması gerektiğini ifade etti.

Bektaş şöyle devam etti: “Dünyanın hiçbir yerinde aniden bastıran yağmurda bu tarz sellerden kurtulmak mümkün olmuyor. Fakat buna rağmen bunu en aza indirmek için de köklü çalışmalar yapmamız gerekiyor. Aynı sıkıntı Lefkoşa’da da var. Bu yağmur Lefkoşa’da da olsa, bu tarz sıkıntılar Lefkoşa’da da olacaktır. Muhakkak yağmur suyu ve drenaj hatlarını en iyi şekilde yapmamız gerekiyor. Yapılmış olan yerlerin de yenilenmesi, temizlenmesi gerekiyor. Derelerde işgal edilmiş olan yerlerin ele alınması gerekiyor. Gerek kaçak gerek yasal, derenin doğal akışını önleyen ne varsa kaldırılmalı, gerekirse evler de yıkılmalı, inşaatlara ne pahasına olursa olsun müdahale edilmeli. Geniş gelen bir derenin daralıp gitmemesi gerekiyor.”

DERE TEMİZLİĞİNDE BİLİNÇ VE HASSASİYET ŞART

Derelerin temizliği konusunda doğal yaşama zarar verdiği nedeniyle zaman içerisinde bazı tartışmaların yaşansa da bilinçli ve hassas çalışmalarla verimli çalışma yapılabilineceğini kaydetti. Bektaş, “Derelerin temizlenmesi gerekiyor, bu konuda ilgili yerler daha bilinçli ve özverili çalışmalı. Doğal yaşama zarar vermeden, müdahale etmeden temizlik yapılabilir. Derelere müdahale edilmesin, doğal hayattır deyip olduğu gibi bırakamayız, bunu gerekçe sunamayız.  Uzmanlardan, biyologlardan görüş alınarak bir şekilde usulüne uygun temizlenmeli. Gerek taşlar, gerek çöp ve molozlar, kuralına uygun temizlenebilir. Bunun çok zor olduğunu düşünmüyorum.” diye konuştu.

KEMA: “2002 YILINDAN BERİDİR UYARIYORUZ”

Kıbrıs Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı (KEMA) Başkanı Orhan Aydeniz ise 2002 yılından beridir ilgili birçok yere konuya ilişkin uyarılarda bulunduklarını, birçok makale yayınladıklarını ifade etti ve dikkate alınmadıklarından dolayı HALKIN SESİ’ne dert yandı.

Aydeniz, son zamanlarda KKTC’nin çeşitli yerlerinde yağışların sebep olduğu su baskınlarının ve tehlikenin artık ciddiye alınmasını,  geçte yapılan yanlışların acilen düzeltilmesini gerektirdiğini ifade etti. Girne’de yaşanan sel felaketinin de, sağanak şeklinde düşen, toprak tarafından emilemeyen ve yüzeysel akan yağmur sularının, su havzaları önündeki doğal akış kanallarının bozulması sonucu, kontrolsüz bir şekilde ekmesiyle oluştuğunu dile getirdi.

Aydeniz şöyle dedi:

 “Sel, toprak kayması, heyelan ve çığ gibi doğal felaketler, doğrudan veya dolaylı olarak insanların doğada yaptıkları tahribatlar sonucu oluşuyor. Bu nedenle, seli tetikleyen yanlışlardan kaçınarak ve hataları düzelterek bu felaketi önlememiz mümkündür. KKTC’de arazilerimizin büyük bir kısmının meyilli oluşu, topraklarımızın bitki örtüsünün koruması altında bulunmaması ve yağışların genellikle sağanak şeklinde düşmesi, sel oluşmasına yardımcı oluyor. Bu olumsuzlukların yanında yağmur sularının doğal akış kanallarının bozulması ve alt yapı yetersizliği sel riskinin artmasına sebep oluyor.”

“SORUMLULAR HAKKINDA DİSİPLİN SORUŞTURMASI AÇILMALI”

Şimdiye kadar Lefkoşa, Kozanköy, Bostancı, Girne’de yaşanan su baskını zararlarının, sel sorununun göz ardı edilemeyecek kadar ciddi olduğunu gösterdiğini söyleyen Aydeniz, şöyle devam etti:

“Felaketin gelmesini beklemeden şimdiden, geçmişte yapılan ve sel felaketine sebep olabilecek yanlışların düzeltilmesi gerekiyor. Bu çerçevede bugüne kadar bozulan doğal yağmur suyu akış kanalları acilen belirlenmeli ve en fazla riskli olanlardan başlanarak eski durumlarına getirilmeli. Ayrıca, yerleşim alanlarındaki yağmur suyu drenaj alt yapı eksikliklerinin tamamlanması için harekete geçilmeli. Tüm uyarılara rağmen hala daha meydan okurcasına dere yatakları içine ve yamaçlarına inşaat izni veren devlet kuruluşları ile Belediyelerdeki sorumlu memurlar hakkında da disiplin soruşturması açılmalı.”

“TEK SUÇLU ŞEHİRCİLİK DAİRESİ’DİR”

KEMA Vakfı olarak 2002 yılından beridir, konuya ilişkin çeşitli uyarılarda bulunduklarını dile getiren Aydeniz, dere yataklarına verilen inşaat izinleri ve değişen iklimlerin de etkisiyle Girne Bölgesi’nde yaşanan felaketin ortaya çıktığını kaydetti.

“Suçlu, dere yataklarına inşaat izni verenindir. Tek suçlu Şehircilik Dairesi’dir.” diyen Aydeniz, Girne’de yaşanan olayla ilgili Şehircilik Dairesi’ni suçlu buldu. Aydeniz, sel felaketini tetikleyen sebepleri ve önlenmesi için alınabilecek önlemleri şöyle sıraladı:

“1.Su havzaları üzerinde uzun yıllar içinde oluşan dere yatakları, yağmur sularının zararsız aktığı doğal kanallardır.‘Dere malı derenin’ ve ‘Dereye ev yapılmaz’ atasözleri, geçmişte atalarımızın ödediği ağır bedeller ile bu gerçeği anladığını gösteriyor.

2.Meyilli ve üzerinde bitki örtüsü bulunmayan arazilere düşen yağışlar; toprak tarafından emilemiyor, süratle yüzeysel akışa geçiyor ve beraberinde toprağı da sürükleyerek, çevreye dağılarak zarara yol açıyor. Bu gerçekler nedeniyle, meyilli arazilerin üzerindeki bitki örtüsünün yok edilmesine izin verilmemeli ve çıplak meyilli araziler ağaçlandırılmalı;

3. % 15’ten daha meyilli olan araziler mera ve ağaçlandırılarak değerlendirilmeli, tarımsal üretimde kullanılıyorsa yağmur sularının yüzeysel akışının önlenmesi için mutlaka teraslanmalı;

 

4. Küresel iklim değişikliği nedeniyle, bundan sonra düzensiz ve sağanak yağışlarla daha sık karşılaşacağımız dikkate alınmalı ve felaketle karşılaşmadan önlemler alınmalı.”