Özlem Çimendal / Deniz Abidin

Birçok sıkıntının iç içe geçtiği ve sorunlara köklü çözümün beklendiği Dörtyol köyünde esnaf da dertli. Dörtyol esnafı köyün boşaldığını ve gençlerin köydeki imkânsızlıklar nedeniyle Lefkoşa ve Mağusa’ya göç ettiğini dile getirdi.

Satış yapamadıklarını söyleyen Dörtyol esnafı, yaptıkları işin giderlerini karşılamadığı gibi veresiye verdikleri müşterilerden de paralarını alamadıklarına vurgu yaparak, köy esnafının çaresizliğine dikkat çekti.

Üst üste yapılan zamlarla alım gücünün düştüğünü ve ülkenin ekonomik çıkmazda olduğunu ifade eden Dörtyol esnafı, köyün boşaldığını ve gençlerin köydeki imkânsızlıklar nedeniyle göç ettiğini dile getirdi. Köklerinden imkânsızlıklar nedeniyle kopmak zorunda olduklarından bahseden köy esnafı, köy halkının da düşen alım gücü nedeniyle yaptığı alışverişi bile ödeyemeyecek durumda olduğunu kaydetti.  

“Dörtyol köy esnafının durumu vahim… Köyde ekonomik bir çıkmaz var. Köyün süregelen sorunları da bu duruma tuz biber oluyor” diyen esnaf, satışlarını veresiye yaptıklarını ancak sattıklarının parasını da alamadıklarını dile getirdi.

Esnaf Ne Dedi?

Fatma Tutar: Köy her geçen yıl boşalıyor

“Her yıl bir önceki yıla göre yaptığımız iş azalıyor. Köy her geçen yıl boşalıyor, bir kaçış söz konusu. Ben lahmacun, pide ve çeşitlerini yapıyorum. Ama kazandığımız bir şey yok, akmasa da damlıyor. Ben bu dükkanı tek başıma çeviriyorum. Yoğunluk olmadığı için 1 kişi yetiştiriyorum. Hafta içi zaten iş olmuyor belki hafta sonu ziyaretçilere ve akraba görmeye gelenlerden dolayı biraz olur umuduyla kapılarımızı açıyoruz ama onda da umduğumuzu bulamıyoruz.”

Nurdane Sidovi: Köyde ekonomik bir çıkmaz var

“Dörtyol köy esnafının durumu vahim… Köyde ekonomik bir çıkmaz var. Köyün süregelen sorunları da bu duruma tuz biber oluyor. İnsanlar aldıkları asgari ücretle geçinemiyor ki, mecburen daha az alıyor ve ödemekte de güçlük çekiyor. Gençler köyde kalmıyor hoş kalsalar da ne iş var ne sarılacakları üretimin kazancı kaldı. Herkes ekmeğinin peşinde sabahın karanlığında yollara düşüyor şehirlere işe gitmek için.”

Fatih Öztürk: Çekler karşılıksız çıkıyor

“Satışlar çok kötü. Ben beyaz eşyacıyım ama satış yok. Toplu alımlarda da zarar ediyorum, artık alım da yapmıyorum. Uydu montaj, tamir işleriyle uğraşıyorum. Yoksa beyaz eşya satışından hiçbir şey kazanmıyorum. Tamir işleri de olmasa dükkâna kilidi vurup çıkmamız lazım. Satış yaptığımız malın da parasını alamıyoruz. Sattığımız mallar karşılığında aldığımız çeklerin karşılıksız çıkması en büyük sorun. Mahkemeye versek mahkeme masraflarına ve harcadığımız yıllara değmiyor uğraşımız. Yani yukarı tükürsek bıyık, aşağı tükürsek sakal misali halimiz.”

Ahmet Taşer: Yaptığım 20 işin parasını hala alamadım

“Emeğimizin karşılığını alamıyoruz. Ben mobilyacıyım. Yaptığımız iş, işin maliyetini karşılamıyor ki kazanalım. Yaptığımız işlerden de geriye dönüş yok. Yaptığımız işlerden ödeme alamaz olduk. Ekonomik koşulların darboğaza soktuğu toplumda da artık ödeyecek güç kalmadı borçlarını. Mahkemelerde sürünüyoruz yaptığımız işlerin ödemelerini alabilmek için daha da masrafa giriyoruz. Yılbaşı geldi geçti ne biz gereken yerlere ödeme yapabildik ne de yaptığımız işlerin parasını alabildik. Şu an 20 yaptığım iş var ve hiçbir müşteriden daha para alamadım.”

Ayşegül Gök: İnsanlar veresiye yazdırıyor

“Köyde satış yapmak çok zor... Köylü aylık alışverişini gidip büyük marketlerden yapıyor. Biz köy bakkalları da günlük ekmek ve ufak tefek ev ihtiyaçlarını karşılıyor. Yaptığımız satış budur. Ama gelin görün ki sattığımız ekmeğin bile parasını alamıyoruz. Sürekli veresiye deftere yazıyoruz. Aybaşı geliyor insanlar ödeniyor ancak  parayı alır almaz borçlara gittiği için bize yine bir ödeme yapmıyorlar. Para kalmayınca insanlar bakkalın önünden bile geçmiyor. Ay ortası gelince yine utana sıkıla gelip veresiye alışveriş yapıyorlar mecburen, ben sattığım malın parasını alamıyorum, toptancıya da ödeyemiyorum. Aslında şu köydeki işleyiş bile ülkenin ekonomik durumunu gözler önüne seriyor.”