Dr. Fazıl Küçük’ün torunu Esen Küçük, törendeki konuşmasında, “dedem yaşasaydı, hiç kimseye muhtaç olmadan aydınlık bir vizyonun yanı sıra, aydınlık yollar, aydınlık evlerde yaşayan Kıbrıs Türk halkı ile gençleri göç etmek zorunda değil, iş imkanları bulan, münhasır medeniyetler seviyesinde bir devlet  görme, en büyük hayali olurdu” dedi.

20 Temmuz Fen Lisesi tarafından düzenlenen  ve saat 11:15’de başlayan anma törenine, Dr. Küçük’ün eşi Süheyla Küçük, Meclis Başkanı Sibel Siber, Başbakan Özkan Yorgancıoğlu, TC Lefkoşa Büyükelçisi Halil İbrahim Akça, Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanı Korgeneral İbrahim Serdar Savaş, Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral İlyas Bozkurt, 28. Tümen Komutanı Tümgeneral Taci Kurul, 39. Tümen Komutanı Tümgeneral Sadık Piyade, bazı bakanlar, aile bireyleri, öğrenci ve öğretmenler katıldı.

Tören  saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasıyla başladı. Ardından  20 Temmuz Fen Lisesi korosu tarafsından marşlar okundu ve Dr. Fazıl Küçük’ün oğlu Mehmet Küçük ile torunu Esen Küçük birer konuşma yaptı.

Dr. Fazıl Küçük’ün en sevdiği türkü olan “Yemen Türküsü”nün  seslendirilmesinin ardından “Ölümsüz Liderim” isimli oratoryo sahnelenmesiyle tören sona erdi.

MEHMET KÜÇÜK

Dr. Fazıl Küçük’ün oğlu Mehmet Küçük, babasının sonsuza intikalinin 31. yılında olunduğunu belirtti ve  bu 31 yılda Dr. Küçük’ün Kıbrıslı Türkler’in var oluş mücadelesini yeni nesillere aktarmak için uğraştıklarını kaydetti.

Artık bu görevin yeni nesillere düştüğünü ifade eden Küçük,  o yüzden kızının törende bir konuşma yapmasını istedi.

Mehmet Küçük, Dr. Küçük Müzesi’nin çağdaş müzecilik amacıyla düzenlendiğini ifade ederek bunun için Anavatan Türkiye ile Meclis Başkanı Siber’e teşekkür etti.

Yıllar sonra Girne’ye bir Dr. Küçük heykeli dikiliyor olduğunu da dile getiren Mehmet Küçük, bundan dolayı da Girne Belediye Başkanı ve belediye meclis üyelerine teşekkürlerini sundu.

ESEN KÜÇÜK: “DR. KÜÇÜK BİR MİLLİ DAVA VE BAĞIMSIZLIK SİMGESİ”

Dr. Küçük’ün torunu Esen Küçük de, dedesini 3 yaşına kadar tanımanın ve onu hatırlayamamanın üzüntüsünü yaşadığını söyledi ve hayatı boyunca O’nun torunu olmanın haklı gururunu yaşadığını dile getirdi.

Onun mücadelesini ve ideolojisini sonraki nesillere aktarmanın görevleri olduğunu kaydeden Esen Küçük, Dr. Küçük’ün davasını unutturmamak adına devlete ve kendilerine büyük görevler düştüğünü belirtti.

Dr. Küçük’ün bir dönem yaşamış ve ölmüş bir devlet adamı olmadığını, Dr. Küçük’ün bir milli dava  ve bağımsızlık simgesi olduğunu dile getiren Esen Küçük, “Türklük yaşadığı sürece Dr. Küçük de yaşayacak, her sözü kulağımızda her düşüncesi aklımızda olacaktır” dedi.

“YAKTIĞI MEŞALEYİ KÖRÜKLEMEK DE SÖNDÜRMEK DE ELİMİZDE”

Devletin yönetimini kim emanet alırsa alsın  bağımsızlık ve medeniyet yolunda ve halkın menfaatleri doğrultusunda  çabaladığı sürece ileriye gidileceğini söyleyen Esen Küçük, “Dr. Küçük’ün yaktığı meşaleyi körüklemek de söndürmek de bizlerin elinde” şeklinde konuştu.

Dr. Küçük’ün bu dünyadan göçüp giderken tek beklentisinin halkından vefa ve ülkenin ileriye gitmesi olduğunu dile getiren Esen Küçük, “Hiç kimseye muhtaç olmadan aydınlık bir vizyonun yanı sıra aydınlık yollar, aydınlık evlerde yaşayan, gençleri göç etmek zorunda değil, iş imkanları bulan, münhasır medeniyetler seviyesinde bir devlet  görme, yaşasaydı, kendisi gibi  Dr. Küçük’ün  de en büyük hayali olurdu” dedi.