Özge Kizir

Paket çözümden bir fayda gelmeyeceğini belirten Alpay Durduran, “Paket çözüm neden yapılır? Mademki sonunda bir anlaşma çıkmayacak eğer tam bir mutabakata varılmamışsa öyleyse rahatlıkla başlıkları değiştirelim demek içindir” dedi. Güven artırıcı önlemler paketi içinde sunulan mayınlar konusunun uydurma olduğunu vurgulayan Durduran, “mayın tarlalarının listesi verildi ama bundan haberdar olan bizim taraf bunların temizlenmesi için zaten çalıştı. Hala daha bir mayın bölgesi varsa oraya kimse girmiyor ki kimse bundan haberdar değil. Bugüne kadar böyle bir sorunla karşılaşmadık. Bu haberler uydurmadır” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından yaşanan gelişmeleri Haberal Kıbrıslı Gazetesi’ne değerlendiren Yeni Kıbrıs Partisi (YKP) meclisi üyesi Alpay Durduran, Kıbrıs’ta çözüm için umut yaratılmasının ve iki tarafın da bu durumu iyi ilişkiler olarak değerlendirmesinin güzel bir gelişme olduğunu vurguladı. “Umut olduğunda insanlar umudu elde etmek için uğraşırlar, dolayısıyla şimdi Kıbrıs’ta bir çözüm için daha fazla uğraşanlar çıkacaktır” diyen Durduran, bu durumu “olumlu” olarak yorumladı. Tüm bunlara rağmen çözümün olacağına dair inanç belirtmeyen Durduran, “ilk günden eski işlerin yürüyeceği anlaşılmaktadır. Bu doğru bir şey değildir çünkü eski yol bizi çıkmaza götürür. Karşı tarafı suçlamaya çalışmak için adımlar atıp ve yabancılar güzel görsün diye belirli şeyleri kabul ediliyor ama hepsini de sonunda reddedilecek şekilde yazıp çizip yön değiştirmek, bu duruma fırsat aramak doğru değildir” dedi. Varılan uzlaşmaların, “uygulanabilir ancak uygulanamayan” durumlar olduğunu ifade eden Durduran, “uygulanabilir olan durumları uygulamamak için mazeretler bulmak doğru bir tavır değildir. Kapsamlı bir çözüm sözü paket olarak çözüm anlamında kullanılıyor. Ya anlaştık, ya da anlaştığımız hiçbir şey geçerli değildir yöntemi izleniyor” şeklinde konuştu. Bu durumun tarafların işine geldiğini belirten Durduran, anlaşma niyetlerin olmadığına dikkat çekti.

“Kendilerinde çözüm inancı olmadığı için bizde de o inancı uyandırıyor”

Paket çözümden bir fayda gelmeyeceğini belirten Durduran, “Paket çözüm neden yapılır? Mademki sonunda bir anlaşma çıkmayacak eğer tam bir mutabakata varılmamışsa öyleyse rahatlıkla başlıkları değiştirelim demek içindir” dedi. Paketin içerisinde önemli konuların sonraya bırakılmasını eleştiren Durduran, halkın tartışmayı görmek istediği önemli konuların sona bırakıldığını ifade etti. Durduran, “Kendilerinde çözüm inancı olmadığı için, bizde de o inancı uyandırıyorlar. Maalesef şuanda yine bir anlaşma olacağını sanmıyorum” ifadesini kullandı. Çözümün olabileceğine dair bir kanıtın olmadığını ifade eden Durduran, bu durumdan üzüntü duyduğunu belirtti.

“Mayınlar konusu uydurmadır”

Güven artırıcı önlemler paketine değinen Durduran, mayınlar konusunu uydurma olarak nitelendirerek, “Mayınlar konusu uydurmadır. Bir jest olarak, daha önce verilmemiş olan mayın tarlalarının listesi verildi ama bundan haberdar olan bizim taraf bunların temizlenmesi için zaten çalıştı. Hala daha bir mayın bölgesi varsa oraya kimse girmiyor, ki kimse bundan haberdar değil. Bugüne kadar böyle bir sorunla karşılaşmadık. Bu haberler uydurmadır. Sadece bak verdi diye bir jest yaptı, bu durumun anlamsız olduğunu kanıtlamak için de karşı açıklamada bulundu… Senin yüzün kara benimki senden kara hikâyesiyle devam edildi. Eski huylar yine devam ediyor” dedi.

“Maraş açılmaz”

Durduran, havada yeni seslerin, zeytin dallarının uçuştuğunu, kahvelerin içildiğini fakat bir ilerleme olmadığını belirterek, “Bu durumlar göz önüne alındığında Maraş açılmaz. Durumlar öyle gösteriyor. Maraş’a yakın olan Derinya Kapısı bile güvenlik nedenleriyle tehlikeli askeri bir nitelik taşıyan yer olarak kabul edildiğinden, o da zor konular arasına atıldı” yorumunu yaptı.

“Seçimi kaybettim. Sorumluluğu üstüme aldım yıkandım temizlendim olmaz”

Seçimlerin ardından yaşanan istifalara dikkat çeken Durduran şöyle konuştu: “Bu ülkede uzun yıllardır, sürekli istifa eden yabancı siyasi parti liderleri, başbakan ve bakanların haberleri yapıldı. ‘Bakın onlar istifa ediyorlar, edepliler, bizde bunları görmüyoruz’ diye bu jesti hep baş tacı ettik. Dolayısıyla basının ve kamuoyunun bu baskısı her tarafta hissedilir. İstifalar sonucunda değişiklik gelmiyorsa ve olumlu yönde bir şey görmüyorsak sadece bir süs olarak bahsedebiliriz. Bana göre, ülkede yapılan yolsuzluklara karşı istifa etmek yerine mücadele edilmesi gerekiyor. ‘Seçimi kaybettim. Sorumluluğu üstüme aldım, yıkandım, temizlendim’ olmaz.” 

“DP bir takım insanların menfaati üzerine kurulmuş bir parti gibidir”

Cumhuriyetçi Türk Partisi’ne (CTP) başkanlık adaylığında bulunan Mehmet Ali Talat’ın başkan olmasının yeni bir sorunu beraberinde getireceğini ifade eden Durduran, “Eğer koalisyon devam ederse, parti başkanı başka, hükümet başkanı başka olur. Parti başkanı milletvekili olamayınca başbakan olamaz. Bence CTP sorunlarını hala aşamadı. Esas tartışması gereken konular ise liberal ekonomi mi, yoksa sosyalist ekonomi mi? Daha bu konularda anlaşılıp karar verilemedi” dedi. Partide sancıların devam edeceğini dile getiren Durduran, Demokrat Parti’nin (DP) ise bir takım insanların menfaatleri üzerine kurulmuş bir parti olduğunu savundu.

“DP’nin sağ mı, sol mu olduğunu anlayamadık”

Durduran DP ile ilgili olarak ise şu ifadeleri kullandı: “Partinin sağ ya da sol olduğunu anlayamadık. Bir takım insanların menfaati üzerine kurulmuş bir parti gibidir. Bundan sonraki seçimde baraj tehlikesi ile karşı karşıya kalacaktır. Bence şu haliyle barajı geçemez.” 

“Kumandacılık görevinden vazgeçmeyecekler”

Kıbrıs sorunu çözülmediği için dışarıdan etki eden ülkelerin kumandacılık görevinden vazgeçmeyeceğini ileri süren Durduran sözlerini şöyle tamamladı: “Kumanda etmekten vazgeçerlerse Kıbrıs da daha fazla sorumluluk alma cesaretine kavuşur ve Kıbrıs sorununun çözümüne katılır. Doğru tavır budur. Kıbrıslı Türkler hiç olmazsa yolsuzluk ve suiistimale karşı işleyen bir mekanizmayı kurmalıdırlar. Bunun ne olduğu da bellidir. Toplumun çoğunluğu zaten esnaftır. Bu toplulukta yolsuzluk ve suiistimali engellemek için tedbir alıp ileriye gitmek lazımdır. Çünkü ülkenin önündeki en büyük engel yolsuzluktur. Bu durumu kırmak için şeffaflık ve hesap verilebilirliğin olması gerekmektedir.”