Şebnem Özerdem Faslıgil

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Kemal Dürüst, Kıbrıs Türkü’nün devletine sahip çıkması, topraklarından, geçmişte olduğu gibi ezan sesi ve dalgalanan bayrakların eksilmemesi için ruhuyla, beyniyle ve bedeniyle mücadele etmesi gerektiğini söyledi.

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Kemal Dürüst, Türk Birliği Dayanışma Derneği'nin Dışişleri Bakanlığı Konferans Salonu’nda düzenlediği "15 Kasım'ı Yaşamak" panelinin açılışına katıldı.

Açılışta Dernek Başkanı Güven Arıklı ile Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Kemal Dürüst birer konuşma yaptı.

Melahat Arıklı’nın Bakan Dürüst’e plaket vermesinin ardından panele geçildi.

Moderatörlüğünü Yakın Doğu Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oğuz Karakartal’ın yaptığı panelde, LAÜ Tarih Bölümü Başkanı Doç. Dr. İhsan Tayhani, Kıbrıs İlim Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Osman Yıldız, Tarih Öğretmeni Hatice Özler Şahin ve GAÜ Öğretim Üyesi Yrd. Doç.Dr Zeki Akçam konuştu.

1479384511.jpg

ARIKLI

Türk Birliği Dayanışma Derneği Başkanı Güven Arıklı yaptığı konuşmada, “KKTC, 33 yıl önce, Kıbrıs Türk halkının özgürlük ve bağımsızlık mücadelesi çerçevesinde kendi kaderini tayin etme hakkı temelinde ilan edilmiş ve bu adımla ‘Kıbrıs Türk Federe Devleti’nden yeni bir safhaya geçilmişti” dedi.

1974 Mutlu Barış Harekatı’ndan sonra on yıla yakın süre Kıbrıs Türklerinin adada adil ve eşit bir çözüme kavuşur inancıyla önce Federe Devlet ile yürüyerek dünyaya barış isteyen taraf olduğunu gösterdiğini belirten Arıklı, “Rumların uzlaşmaz ve adanın tümünü kontrol etmek isteyen tavırlarında değişiklik olmayınca da KKTC ilan edilerek Kıbrıs Türkü’nün siyaset ve uluslararası arenada aslında eli güçlendirilmiştir. Unutmayalım ki bu karar yani KKTC’nin ilanı, zamanın KTFD Meclisi’nde oy birliğiyle coşkuyla alınmıştır” ifadelerini kullandı.

KKTC siyasetçileri ve Türkiye Cumhuriyeti’nin Kıbrıs sorununa hep olumlu yaklaştığını, BM gözetimindeki bütün planlarda Türk tarafının iyi niyetini gösterip “evet”çi olurken Rumların sürekli her plana olumsuz yaklaşarak yeni yeni tavizler koparmak emelini seçtiğini vurgulayan Arıklı, “Oysa Kıbrıs Türkleri KKTC bağımsızlık bildirisinin 22. maddesinde dahi; ‘Bu tarihi günde bir kez daha Kıbrıs Rum halkına barış ve dostluk elinin uzatıyoruz’ demiştir” dedi.

Arıklı, “Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Türklerin adadaki varlığını ve haklarını inkarcı ve reddedici politikasını sürdüğü sürece bağımsız KKTC yani kendi devletimiz mevcudiyeti olgusu, Anavatan Türkiye’nin garantörlüğüyle birlikte en büyük teminatımızdır” şeklinde konuştu.

Dönemin Kıbrıs Türk Federe Devleti Devlet Başkanı Rauf Denktaş’ın, Cumhuriyetin ilan edildiği, tarihi Meclis birleşiminin tamamlanmasından sonra Federe Meclis önünde toplanan halka ve öğrencilere hitaben yaptığı konuşmada, mücadelenin bitmediğini belirterek, neden bağımsız bir devlet ilan etme kararını aldıklarını anlattığını hatırlatan Arıklı, “Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’ni andıran bu hitabe, konuşma KKTC’nin geleceği, teminatı olan gençlerle, bağımsızlık yolunda gazi ve şehit olan mücahit büyüklere bırakılmış bir vasiyet gibidir” dedi.

DÜRÜST

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Kemal Dürüst de konuşmasında, KKTC’nin 33’üncü kuruluş yıl dönümünü iki gün önce farklı bir şekilde kutlandığını kaydederek, “Yeni adımlara ve yepyeni atılımlara imza koyduk. Artık bu atılımlara yalnız devlet değil, temelleri yıllar önce atılmış ve belli bir noktaya gelmiş üniversitelerimiz kurum ve kuruluşlarımız da bu atılımları yapar duruma geldi” diye konuştu.

Paneli düzenleyen Türk Birliği Dayanışma Derneği'ne teşekkür eden Dürüst, zaman zaman KKTC’nin kuruluş yıl dönümü vesilesiyle olsa bile nereden nereye gelindiğini anımsatmanın geleceğe ışık tutma anlamı da taşıyacağını belirtti.

“Atalarımızın yaşadıklarını yaşadıklarımızı unutmamız mümkün değildir” diyen Dürüst, 12 yıldır Meclis’te milletvekili olduğunu ve daha çok Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı görevinde bulunduğuna işaret etti.

“ANAVATAN TÜRKİYE’NİN EGEMENLİĞİ…”

Kemal Dürüst şöyle devam etti:

“KKTC devletine inanılmasını, bu topraklarda kim hükümet ederse etsin esas ve ana misyonunun Anavatan Türkiye Cumhuriyeti’nin bu topraklardaki egemen yapısını sürdürmek olduğunun bilinmesi gerektiğine inanlardan biriyim. Biz hangi siyasi parti olursa olsun önce şunu kabullenmemiz gerekiyor; Kıbrıs’ta Kıbrıslı Türkler ve KKTC vatandaşları olarak ne kadar TC bu topraklarda egemen, güçlü ve söz sahibi olursa buradaki halk da o kadar huzurlu olacaktır.

Siyaset yapmıyor, kalbimle konuşuyorum çünkü anavatansız Kıbrıs Türk halkının nerelere gidebileceğini çok iyi kavrayabiliyorum. Gerisi maceraperestlik, yeni yeni serüvenlere çıkma hayalidir. Bizim bu vakitten sonra hayale ihtiyacımız yok. Bizim yaşanılan gerçeklerin önümüze nasıl ışık tutacağını doğru bir şekilde gençlerimize anlatmamız gerekiyor.”

1479384510.jpg

ÜNİVERSİTELERLE DÜNYA GENÇLİĞİNE EĞİTİM…

33 yıllık KKTC’de üniversitelerin dünya gençlerini eğitmekte olduğuna işaret eden Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Dürüst, dünya KKTC’yi tanısa tanımasa 1955’lerden başlayan 1960 yılında kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti ve 1963’ten itibaren Kıbrıslı Türklerin 11 yıl kantonlarda açık hapishanede yaşamasının ve 1974’e kadar verilen mücadelenin Kıbrıs adasında Türk varlığının önemini ortaya koyduğunu söyledi.

Yaşananların unutulmaması ve yüzyıllar boyunca unutturulmaması gerektiğini vurgulayan Dürüst, dünya ülkelerinin KKTC’yi tanımamasına rağmen, gençlerinin KKTC üniversitelerinin diplomalarını tanıyıp aldığını ifade etti.

“Başarı buradadır” diyen Dürüst, o ülkelerin halklarının KKTC otellerinde konaklamakta olduğunu da hatırlattı ve “Yolun yüzde 70-80’i tamamlanmıştır. Bu noktadan sonra dik durmak, kararlı olmak inançlı olmak, ilkelerimizden taviz vermeksizin dünyanın evrensel değerlerini -ki bu Atatürk ilkelerinin en önemli unsurudur-dünya normlarını yakalamak gerekir” dedi.

“ULUSALDAN EVRENSELE...”

Prof. Dr. Anıl Çeçen’in “ulusaldan evrensele” ilkesini kendine ilke edindiğini de belirten Kemal Dürüst şöyle devam etti:

“Bir toplum, bir halk, kendi değerlerine, kendi benliğine kendi ulusal kültürüne ne kadar sahip çıkarsa evrensel değerlere de o kadar ulaşabilir. Bizim yapmamız gereken önce kendi değerlerimize sahip çıkmaktır. Bu değerlerimiz bayrağımızdır, vatanımızdır, topraklarımızdır, ezan sesimiz ve Kıbrıslı Türkler için Anavatanımızdır. Bunlardan taviz vermeyerek her türlü evrensele ulaşabiliriz.

Rumlar çözüm masasında sırf bizimle anlaşsınlar diye ne kadar taviz veriyorlar? Rumlar bizimle anlaşmak için kendi öz değerlerinden bir milim geri gidiyor mu? Öyleyse biz kendi haklarımızı koruyabilmek adına kararlı duruş ortaya koyduğumuz zaman Rum tarafının bizi çözüm istemez, uzlaşmaz taraf olarak gösterme hakları yoktur. Bunu utanç, eksiklik ve acizlik olarak değerlendiren kendi içimizdeki kardeşlerimize, düşünür ve siyasetçilere salık vermek istiyorum ki; artık aynaya bakıp meselenin gerçek yüzünü görelim.”

“DEVLET KOLEJLERİNİN KAPATILIP ÖĞRENCİLERİN RUM TARAFINA GÖNDERİLMESİ...”

“Çözüm olacak, çocuklar güneydeki çocuklarla kaynaşıp buna destek olsun diye ülkedeki devlet kolejlerinin kapatıldığını tarih kitaplarının değiştirildiğini” savunan Kemal Dürüst, her iktidara geldiklerinde onlardan öncekilerin eğitimde yaptıkları değişiklikleri yanlışları düzelttiklerini söyledi.

Dürüst, “Biz geldik devlet kolejlerini kapalı bulduk. Bu olunca öğrenciler ya ülkedeki paralı kolejlere ya da özel burslarla Güney Kıbrıs’taki kolejlerin cazip hale getirilmesi için girişim yapılmakta . Bize ‘Çocukları at yarışına sokuyormuşuz, kolejlerin çarpık düzenine alet ediyormuşuz ya da özel kolejlere mecbur bırakıyormuşuz’ deniyor . Bir ülkede özel kolej de devlet koleji de olacak hepsi bizim” dedi.

Güney Kıbrıs’ta olanların kuzeyde eksiklik olarak gösterilip çocukların güneyde eğitim almaya mecbur bırakılmasının kabul edilemez olduğunu ifade eden Dürüst, “Tarih kitaplarında 2 cami, 22 kilise resmi olacak. 3 tane imam resmi varken 15 tane papaz resmi olacak. 3 tane Mehmetçik resmi varken 15 tane Yunan askeri resmi olacak. Buna neden göz aşinalığı ile çözüme daha da yaklaşmak. Bunun adına çözüme yaklaşmak değil bir ülkenin geleceğini karartmak, temellerine bomba koymak ve toplumu yok etmek denir” şeklinde konuştu.

Dürüst, bugün Kıbrıs Türkü’nün kendi değerlerine eğitim sistemine sahip çıkılmakta, sorumluluk bilinciyle hareket edilmekte olunduğunu söyledi.

1479384514.jpg

“BİZİM BİR ANAVATANIMIZ VAR…”

“Bizim bir Anavatanımız var; gurur duyduğumuz” diyen Kemal Dürüst, “Yol istersek yol yapan, destek istersek destek veren, her türlü katkıyı çekinmeden ortaya koyabilen” şeklinde konuştu.

Anavatanın güçlü olması için dua edip destek vermek gerektiğini belirten Dürüst, Türkiye ne kadar güçlü olursa Kıbrıs Türkü’nün de o kadar huzur içinde yaşayabileceğini kaydetti.

Kemal Dürüst, “Devletimize sahip çıkalım. Bu topraklarda geçmişte olduğu gibi ezan sesi ve dalgalanan bayrakların eksilmemesi için ruhumuzla, beynimizle bedenimizle mücadelemize devam edelim. Her zaman dünya toprakları üzerindeki bütün Türklerin kardeş olması, aralarına nifak sokanlara dur diyebilmemiz için elbirliği ve gönül birliği içinde çalışmalıyız” ifadelerini kullandı.

Bugüne kadar 18 konferansa katıldığını da belirten Dürüst, ancak kendi ülkesinin Dışişleri Bakanlığı’nda konferansa katılmaktan gurur duyduğunu da sözlerine ekledi.