Özge Kizir

Milli Eğitim Bakanı Kemal Dürüst, Eczacılık öğrencileri ve Eczacılar Birliği arasında yaşanan sıkıntının çözülme aşamasında olduğunu ifade ederek, “Eczacılık fakültelerinde okuyan çocuklarımız ve karşı tarafta Eczacılar Birliği’nin karşılıklı kaygıları olmuştu. Fakat bu yıl mezun olacak olan çocukları o mağduriyetten kurtararak bir yıl zaman kazanmaya dönük alınan bir karar aldık” dedi. 

Kendileri nezdinde tüm öğrencilerin eşit olduğunu vurgulayan Dürüst, “eczacılığın 1. sınıfında okuyan çocuğu da mağdur etmeyecek bir çözüm bulunması lazım. Çünkü aileler ve çocuklar o bölümü seçerken böyle bir tüzük maddesi yoktu” şeklinde konuştu. 

Milli Eğitim Bakanı Kemal Dürüst, her yıl değişik bölümlerden mezun olan çok sayıda öğretmen adaylarının olduğunu, bununla ilgili olarak hükümete çok yakında çalışma götüreceklerini belirtti. Ülkede öğretmen fazlası olduğuna vurgu yapan Dürüst, “binlerce öğretmen vardır, fakat okullarda öyle bir ihtiyaç yoktur. Dolayısıyla özel okullara kaydırma yapılabilir. Hükümete çok yakın bir zamanda götüreceğimiz bir çalışma olacaktır. Ben inanıyorum ki bu çalışmanın da belli bir katkısı olacaktır. Bu durum emeklilerin bana kızabileceği bir sistem olabilir” dedi.

Emekli öğretmenleri rencide etmeyecek bir formül bulabileceklerini kaydeden Dürüst, “işsiz olan binlerce gencimiz vardır. İşsiz olan öğretmenin çalışmasına imkan tanıyacak olan ve bu pastayı daha verimli nasıl kullanabiliriz diye değerlendireceğimiz ortam yaratmamız gerekiyor” şeklinde konuştu.

“Bizden önceki hükümetin almış olduğu bir karar vardı”

Eczacılık öğrencileri ve Eczacılar Birliği arasında yaşanan fikir ayrılığına da değinen Dürüst şöyle konuştu:“Bizden önceki hükümetin almış olduğu bir karar vardı. Ardından bir karar daha alındı. O konuda verilen son karar olmadığını ifade etmek istiyorum. Bakanlar Kurulu kararı şuanda sadece son sınıf öğrencileri mağduriyetten kurtaran bir karar oldu. Fakat biz bu kararı 2-3 hafta Bakanlar Kurulu’nda beklettik. Gizli bir durum olmadığı için bu kadar açık konuşuyorum. Bu 2-3 hafta bekleyen kararda kimse çok kolay bir karar alındığını zannetmesin. Öyle kolay olmadı ama belli ki burada taraflar oluştu. Eczacılık fakültelerinde okuyan çocuklarımız bununla beraber karşı tarafta eczacılar birliği olan sivil örgütümüzün karşılıklı kaygıları olmuştu. Yalnız orada son karar alınmadı. Fakat bu yıl mezun olacak olan çocukları o mağduriyetten kurtararak 1 yıl zaman kazanmaya dönük alınan bir karar olarak değerlendirilirse memnun olacağım.

“Bizim için eczacılık fakültesinde okuyan bütün çocuklarımız eşit”

Bizim için eczacılık fakültesinde şuan okuyan bütün çocuklarımızın eşit olduğunu belirtmek istiyorum. Eczacılıkta okuyan çocuklarımıza da bunu söylemiştim. Bu söylediğimin arkasındayım. Bizim için kurtarma veya belli alınan kararların dışında tutularak bir karar alınmasına görüşümüz vardır. Yani eczacılığın 1. sınıfında okuyan çocuğu da mağdur etmeyecek bir konumda olması lazım. Çünkü aileler ve çocuklar o bölümü seçerken böyle bir tüzük maddesi yoktu. Dolayısıyla şimdi okula girmiş bulunan çocuklar için böyle bir maddeyi koymak çokta doğru değildir diye düşünüyorum. Tabiki hükümet bir bütündür. Sağlık Bakanı Salih İzbul da mutlaka bizim gibi düşünmektedir onu söyleyebilirim. İzbul her türlü görüşe de açık bir insandır. Fakat bu tüzük zaten vardı ve biz hükümete geldiğimizde de gündemdeydi. Dolayısıyla birkaç hafta kontrol edildikten sonra daha geniş düşünmek ve daha doğru bir karar almak adına şuan ki tüzüğü getirirsek en azından acil ve ivedi olan son sınıf öğrencileriyle alakalı bir rahatlatma getiririz. Fakat 1-2-3.üncü sınıfta okuyan çocuklarla ilgili yeniden bir değerlendirme yapmak kaygısını ortaya koyduk ve arkadaşlarla düşünüyoruz.” 

“Yasaktır bu bölümü okuyamazsınız diyebilecek hakkın kimsede olmadığını düşünüyorum”

Dürüst, ihtiyaç fazlası bölümlerle ilgili de şunları söyledi: “Devlet Planlama örgütünün istatistiki verilere dayanarak ileriye dönük yapmış olduğu çalışmalar, eğitim bakanlığının baz olarak aldığı çalışmalardır. İhtiyaç fazlası bölümler dediğimiz zaman burs alan ve alınamayacak durumları vardır. Devlet tarafından çocuğa burs verilemeyecek bölümlerdir. Örnek vermek gerekir ise psikolojik danışmanlık ve rehberlik, beden eğitimi,Türk dili ve edebiyatı, hukuk ve mimarlık gibi alanlarda çocuklara burs verilememesinin sebebi ülkede ihtiyaç olmayışından dolayıdır. ‘Benim, çocukluğumdan beri idealim edebiyat okumaktı’ diyen bir çocuğa da siz, hayır yasaktır bu bölümü okuyamazsınız diyebilecek hakkın kimsede olmadığını düşünüyorum.” 

“Günün koşullarına uygun tercihler yapılmalı”

Ülkede yaşayan bütün öğrencilerin istediği bölümü okuyabileceklerini belirten Dürüst, “Fakat günün sonunda bu bölümü okuduktan sonra herkeste şunu çok iyi bilmeli ki, küçük bir ülkede yaşıyoruz. Koşullarımız bellidir ve herkesin devlet kapısında edebiyat okudu diye devlette ona edebiyat alanında iş verecek diye bir şey de yoktur. Zaten böyle bir durum dünyanın hiçbir yerinde yoktur. Dolayısıyla çocuklarımıza tavsiyem şudur ki: bölümleri seçmeden önce konjönktürü iyi takip etmeleri ve günün koşullarına uygun tercihler yapmalarıdır. 

İdealistim ama realitelere de dikkat etmelerini ben hem baba olarak hem de öğretmen kökenli eğitim bakanı olarak ailelerimizin hoşgörülerine sığınarak böylesi bir tavsiyede bulunmak istiyorum” dedi.