Özge Kizir

Meclis eski Başkanı Fatma Ekenoğlu, halkın mevcut müzakere sürecini onayladığını, ancak devreye giren dış güçlerin sürecin ilerlemesine mani olduklarını savundu.

İlk kadın Meclis Başkanı Fatma Ekenoğlu, müzakere sürecini Haberal Kıbrıslı gazetesine değerlendirdi. Halkın bu süreci onayladığını ifade eden Ekenoğlu, dış güçlerin devrede olduğunu kaydetti. Ekenoğlu, “Masada görüşme sürecini ilerleten liderleri çok rahat bırakmıyorlar. Arzumuz bu görüşme sürecinin ilerlemesidir. Güven artırıcı önlemler konusunda bu süreci halkın onayladığını görüyorum. Halk bir çözüm istiyor. Bu çözüm sürecinde de toplumları birbirine güvenecek pozisyonu iki tarafın liderleri ve yönetenleri yaratmalıdır” şeklinde konuştu.

“Kendi içerisinde barışık olmayan bu toplum farklı bir toplumla nasıl barışacak?”

İki toplumun artık barışması gerektiğine dikkat çeken Ekenoğlu şunları söyledi: “İnsanların artık kendi içinde, yani Türk halkı ile Rum halkının barışması gerekiyor. Barışı nasıl anlıyoruz diye baktığım zaman bizim halkımız kendi içerisinde birbirine barışık mıdır? Sağ solu, dine inananı ve inanmayanı birbirini yiyor. Yani bölünmüş ve kendi içinde barışık olmayan bir toplum karşımıza çıkıyor. Kendi içerisinde barışık olmayan bu toplum farklı bir toplumla nasıl barışacak? Bu hep benim soru işaretlerim içerisindedir.

“Hükümet keskin bir pencereden bakıyor”

O yüzden de toplumların birbirine güvenecek fırsatları yaratmaları gerekiyor. Bu görev de liderlere ve hükümetlere düşüyor diye düşünüyorum. Hükümet arası anlaşma da önemlidir. Liderler toplumlarını o noktada hazırlamalıdır. Fakat şu anda hükümete baktığım zaman daha önceki açıklamalarıyla şu anki açıklamaları birbirini tutuyor mu? Daha önce kafa salladığı şeylere şu anda nasıl bakıyor? Bence çok daha farklı keskin bir pencereden bakıyor.”

“Güven artırıcı önlemler konusunda belli noktalara takılıp kalınmamalı”

Güven artırıcı önlemler konusunda belli noktalara takılıp kalınmaması gerektiğini vurgulayan Ekenoğlu, “Bugüne kadar masada görüşülen konular konusunda insanlar artık liderlerin imza attıkları konuları da savunmuyor. İmza attıkları şeyleri savunmalıdır. Güven artırıcı önlemler diye diye belli noktalara da takılıp kalınmamalıdır” dedi. 

“Tekrardan farklı bir şeyler bulmayacağız”

Tazminat, takas ve iade konusunda değerlendirmede bulunan Ekenoğlu şöyle konuştu: 

“Mal tazmin konusunu zaten Avrupa Birliği Mahkemeleri’nde karar verilirken nasıl olacağı noktası da iyi değerlendirildi. O şekilde gidilmesi gerektiğini düşünüyorum. Yani tekrardan farklı bir şeyler bulmayacağız. Sonuçta Türk tarafı yönetimi paylaşacak ve güç elde edecek, ama şunu da bileceğiz ki düzeltme ve toprak verecek. Şu anda zaten masada görüşülen o değil midir? Artık imza atılan şeylerin altını da mı değiştireceğiz?

“Biz dünyayı yeniden keşfetmeyeceğiz”

Biz halk olarak sürüklenip gidiyoruz. Ben bunu görüyorum. Doğru noktasında da rüzgârı hep yönün değil karşına alarak doğruyu savunacaksın. İade, takas ve tazminat konusunda ise doğru aydınlanır ve konuşulursa toplumda bir sıkıntının yaşanmaması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü İnsan Hakları veya Avrupa mahkemelerinde görülen davalarında daha önce bir teklif girmiştir. Daha önce kendi arasında barış yapan ülkeler vardır. Biz dünyayı yeniden keşfetmeyeceğiz. Önümüzdeki örneklere doğru gideceğiz ve bir takas olup olmayacağını hepimiz göreceğiz. ‘Ben bunu yapmak istemiyorum’ deme lüksümüz var mıdır?”

“Bu halk Annan Planı sürecini oyladı ve toprak vereceği noktasını da çizdi”

Annan Planı’na benzer bir planın hayata geçmesi noktasında Türk tarafında olumlu hava görmediğini belirten Ekenoğlu, “Aslında bu halk Annan Planı sürecini oyladı ve toprak vereceği noktasını da çizdi. Belli bir çoğunlukla hala o noktalardan daha geriye veya daha ileriye gideceğim gibi düşünmek, bence çözüm istememek demektir diye düşünüyorum. Şu anda aynı sürece baktığımızda öyle bir hava görmüyoruz. Rum tarafından belki ‘evet’ çıkar, ama Türk tarafında öyle bir hava yoktur” ifadesini kullandı.

“Liderlere ve toplum aydınlarına düşen görev halkı o noktada aydınlatmak ve o yöne doğru götürmektir”

Çözüm konusunda tüm topluma görev düştüğünü ifade eden Ekenoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: 

“Liderlere ve toplum aydınlarına düşen görev, halkı o noktada aydınlatmak ve o yöne doğru götürmektir. Fakat herkes üstüne düşeni yapıyor mu, o ayrı noktadır. Çözüm istemeyen güçler öyle bir konuşma safhasındadır ki, insan ne söyleyeceğini şaşırıyor. Sadece Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın toplumu aydınlatması yeterli değildir. Her bireye görev düşmektedir. Tutanaklar meclise geliyorsa ve milletvekilleri bunu değerlendiriyorsa, bilgi vardır diye düşünüyorum. 

“Birbirini kışkırtmak için her yönü kullanıyorlar”

Medyada sürekli uç kesimleri okuyoruz. Fakat tutanaklarda iki taraf, da yani Rum medyası da Türk medyası da aynı şekildedir. Birbirini kışkırtmak için her yönü kullanıyor ve bu yönüyle gidiyor. Bana göre bu noktalarda medyaya da büyük görevler düşüyor. Herkes popülist bir yaklaşım içerisindedir. Bireylere, halkımıza veya medyaya hepimize görevler düşüyor.”

“Bir km toprağa takılıp da çocuklarımızın geleceğini yakmayalım”

Ekenoğlu, sözlerini şöyle tamamladı: 

“Çocuklarımızın veya toplumun geleceğini düşünüyorsak konsensüs noktasını yakalamamız lazımdır. Küçücük köyümüzde aynı havayı soluyan insanlar olarak bulmak mecburiyetindeyiz. Barışı ve çözümü yakalamak mecburiyetindeyiz. Bir km toprağa takılıp da torunlarımızın veya çocuklarımızın geleceğini yakmamamız gerekir diye düşünüyorum. Her geçen gün daha kötüye doğru gidiyoruz. Ekonomi, çevre katliamı veya yaşadığımız süreçte her geçen gün sağlığımız bozuluyor.”