Özlem Çimendal

CTP-UB Koalisyonunun bozulmasının ardından gelişmeleri Yeni Bakış'a değerlendiren sendika yetkilileri, hükümetçilik oynayan gelen-giden hükümetlerin Ankara’nın kuklası olmaktan başka birşey yapmadıklarını savunarak , gelecek olan hükümetin de aynı kıstaslarda ulema hükümeti olmasının ülkeye hiçbir şey kazandırmayacağına işaret etti.Sorunun çözümünün temeline inilmesi gerektiğine dikkat çeken sendika yetkilileri, hükümet olacakların ne yapacaklarını halka açıklayarak, halkın iradesini alarak başa gelmesi gerekliliği üzerinde durdu. Sendika temsilcileri, mantalitesiyle, amacıyla, yaklaşım biçimiyle Kıbrıs Türk halkının ihtiyaçlarını ifade edebilecek bir partiye ihtiyaç olduğunu vurguladı.

KTÖS Başkanı Şener Elcil: “Kim gelirse gelsin Ankara’nın kuklası olacak”

“Yıllardan beri savunduğumuz görüş adanın kuzeyinin Türkiye’nin kontrolü altına olduğu. Hükümetlerin bozulup kurulması da bu olayla doğrudan alakalıdır. Dolayısıyla hangi hükümet gelirse gelsin Ankara hükümetinin kuklası olacak. Seçim de yapsak yeni bir hükümet de kursak, başa gelecek olan hükümetin Kıbrıslı Türklerin siyasal iradesini temsil etmeyeceği açıktır. Tamamen Ankara hükümetleri adanın kuzeyinde yaptıkları icraatları örtmeye yönelik olarak bir mekanizma kurmaya çalışıyorlar. KKTC’deki hükümetler Ankara’nın kuklaları olmadan öteye gitmiyor. Bunlar da mevcut hükümetlerdir. Buradaki hükümetin misyonunun, Alman işgali altındaki Fransa’da bulunan Vichy hükümeti icraatlarından hiçbir farkı yoktur.”

“KKTC’ye yapılan dizaynın şekillendirilmesi hedefleniyor”

Seçime de gidilse tekrardan farklı bir koalisyon da kurulsa değişen bir şey olmayacağını ifade eden Elcil bunu da, Ankara hükümetinin adanın kuzeyine yönelik bir dizayn yaptığına bağladı. Elcil, “Söz konusu olan bu dizaynın şekillenmesidir. Bugüne kadar kötü yönetmiş olabiliriz ama bu kötü yönetenleri de başımızda tutan Ankara oldu bunu da unutmamak lazım” şeklinde konuşarak, figüranların görevlerine devam ettiğine işaret etti.

“Kıbrıs asimile edilmek isteniyor”

KKTC’de gelen-giden hükümetlerin hiçbirinde bir değişiklik olmadığını ifade eden Elcil, “Şu anda limanlar, elektriğin özelleştirilmesi, yargının Türkiye’deki yargıya göre şekillenmesi gibi yani Türkiye’de ne kadar kötü uygulama varsa buraya da getirilmesi çalışmalarıyla, adanın tamamen asimile edilmesi ve koloni yapılmasıyla ilgili kötü bir süreç yaşıyoruz. Bunlara evet diyen de gelip o koltuğa oturacak” şeklinde konuştu.

“Halka çağrı yapılarak, halk kongreleri oluşmalı”

Yurt sever örgütlerin ön plana çıkarak, halk meclisi toplaması gerekliliği üzerinde duran Elcil, “Halka çağrı yapmalılar. Seçimler halkın iradesini temsil etmediği gibi bu yapı da halkı temsil etmiyor. Ülkenin gidişatıyla ilgili bir kongre toplanmalı ve onlar cevap vermeli. Kıbrıs Türkleri artık bir tavır belirlemeli” dedi.

KTOEÖS Başkanı Tahir Gökçebel: “Hükümetçilik oynuyorlar”

KTOEÖS Başkanı Tahir Gökçebel ise, “Hükümet edenler bu şekilde hükümetçilik oynamaya devam ederlerse ülkeye yazık ederler. Bir kere kendi kendisini idare eden, iradesini ortaya koyan bir yapıya ihtiyaç vardır. Öncelikle bu yapıdaki bir hükümetin başa gelmesi gerekir. UBP-CTP hükümeti reform olarak kuruldu bırakın reformu işe yarar hiçbir adım atamadılar. En ilginci de hükümet bozulurken ortaya atılan nedenlerdir. Doğru dürüst kamuoyuna bilgi verilmedi, hangi bakanın ne söylediği anlaşılmadı, partiler ciddi anlamda halktan koptu açıklamaları hiç tatmin etmedi. UBP’nin ortaya koyduğu hükümette adım atamadık gerekçeleri tamamen halkı güldürmeye yönelik noktaya geldi. CTP’nin içeriğiyle ilgili halka anlatmadığı birçok gizli taslaklardan halk bir şey anlamadı” dedi.

“İhtiyaç, Elçiliği’nin ve sermayenin rehini olmayacak bir hükümet”

Böyle hükümetçilik olmayacağını ve yürümeyeceğini kısa dönemde hükümetin bozularak, erken seçim olacağını daha önce kendisinin de dillendirdiğini söyleyen Gökçebel, “Bugün bu noktaya geldi ama bizim istediğimiz bu anlamda bir hükümet değil artık. Bizim isteğimiz bu ülkenin sorunlarına ciddi yaklaşımlar getirebilecek, ülkenin kaynaklarını peşkeş çekmeyecek, vergi adaletinden tutun, kendi kendini yönetecek kararları alabilecek hükümet anlayışıdır. Yoksa gördüğümüz son hükümet ve bundan sonra kurulacak hükümet, TC Elçiliği ile sermayenin rehinesi durumunda olmaktan öteye gidemeyecek. Bunların olmaması için atılması gereken adımlar bellidir. Bir ülkeden yüzde 65 kayıt dışılık varsa, 3’lü kararnameden tutun, casinolardan, gece kulüplerinden tutun,  otellerin, limanların yağmalanması, şirketlerin peşkeş çekilmesi yönünde devam ediyorsa, böyle bir yapının kendi ayakları üzerinde durma şansı yoktur. Hükümeti bu şekilde kurup bozan AKP ile sermayedir” şeklinde konuştu.

“Ulama hükümeti ülkeye bir şey kazandırmaz”

Gelecek olan hükümetin de aynı kıstaslarda sadece ulema hükümeti olmasının bu ülkeye bir avantaj sağlamayacak olmasının açık olduğunu ifade eden Gökçebel, “Yeni hükümet olması bağlamında da değil, hükümet olacakların ne yapacaklarını bu halka açıklayarak, mantalitenin amacın yaklaşım biçiminin Kıbrıs Türk halkının ihtiyaçlarını ifade edebilecek bir partiye ihtiyacı vardır” dedi.

“Hükümetler istenildiği zaman kurulup, istenildiği zaman bozulabiliyor”

“Ülkede hükümet edenlerin ne söylediğini kimsenin anlamadığını da ifade eden Gökçebel, “Kimin ne duruş gösterdiğini bu halk artık anlamak istiyor. Annan Planı sırasında binlerin kendi kendini yöneteceği talebi net olarak ortaya çıkmıştı. Bu ülkenin kuruluşları, kaynaklarıyla kendi kendine yetecek olduğunu, toplum ortaya koydu. Şimdi yeni gelecek hükümet bunun temsilcisi mi olacak, yoksa TC Elçiliği ve sermayenin kontrolünde istediği zaman bozulan, yoksa istediği zaman kurulan bir hükümet mi olacak, esas sorun budur?” diye konuştu.

“Hem muhalefet hem iktidar partiler temel soruna eğilmeli”

Hükümet kuruluşlarında önceden belirlenmiş ihalelerin üzerine yürümeyle gerçekleştirildiğini ifade eden Gökçebel, “Hem iktidar olanların hem muhalefet olanların temel sorunlara bakış açılarında ciddi bir bakış açısı görünmüyor bu da bizi ciddi anlamda sıkıntıya sokuyor” şeklinde konuştu.   

Türk-Sen Başkanı Arslan Bıçaklı: “Yapılması gereken erken seçim tarihini belirlemek”

Türk-Sen Başkanı Aslan Bıçaklı da, “KKTC Anayasa ve yaslarla yönetiliyorsa hükümet düştükten sonra ne yapılması gerektiğini söylüyor zaten. Meclis’e baktığımızda aritmetik olarak başka bir partiyle koalisyon hükümeti kurulabilir ancak herhangi bir uzlaşı sağlanmazsa seçime gidilir. Benim önerim şu, şu anda zaten 39 milletvekiliyle kurulan bir hükümet, hükümet programı ortadayken çöktüyse bu hükümet belli bir nedeni olması gerekir. Nedenleri de seçim zamanı vaatlerde bulunanların hükümete geldiğinde başka şeyler yapasıdır. Meclisi’nin verimliliği bitmiştir. Yapılması gereken erken seçim tarihini belirlemektir” dedi.

“Başa gelecek olan da satacaklarını halka açıklayarak yetki almalı”

 Başa gelecek parti de artık ne yapacağını açık bir şekilde seçim bildirgesine yazıp halka açıklamalıdır. Eğer elektriği, limanları, suyu satacaklarsa bunları seçim bildirgelerine koyup öyle çıkacaklar halkın karşısına.”

“Bugünkü sorun; muhalefette başka, iktidarda başka konuşulması”

“Dolayısıyla ne yapacaklarsa başa geldiklerinde halktan o yetkiyi alarak gelecekler. Halk da bunları ilecek. Bugünkü durum muhalefette başka, hükümette başka davranışların sonucudur. Yapılması gereken en doğru iş erken seçim tarihi belirlenerek, hükümete talip olanların sorunların çözümüyle birlikte halkın karşısına geçip onay alarak bir hükümet kurmasıdır. Doğrusu budur.”

Kamu-Sen Başkanı Mehmet Özkardaş: “Erken seçim en doğru yoldur”

Kamu-Sen Başkanı Mehmet Özkardaş da gelinen aşamada bir erken seçimin gerekliliğine dikkat çekti. Özkardaş, “Erken seçim en doğru yoldur. Uzunca bir süredir de halk arasında erken seçim dillendiriliyor. Bunun da işareti son yapılan anayasa referandumu cumhurbaşkanlığı ve belediye başkanlığı seçimlerinde görüldü. Geniş tabanlı Reform hükümetinin başarısız olarak icraat yapamaması halkın erken seçim dillendirmesine neden oldu. Erken seçime gidilmesi en doğrudur. Önümüzde müzakereler var. Çözüm sürecinin Mayıs’tan sonra ivme kazanacağı dillendiriliyordu, istikrarsız bir KKTC hükümeti olursa zorluk yaşayacağız. Güçlü istikrarlı erken seçme gidip halka yönelinmesi gerekir” diye konuştu.

“Bu irade Kıbrıslı’da var, ülkenin kaderi hep böyle değildi”

Bu iradenin Kıbrıs Türkü’nde olduğunu ifade eden Özkardaş, “Bu ülkenin kaderi hep böyle değildi, her şey değişebilir niçin değişmesi. Hem içeride hem de dışarıda umarım bir istikrarsızlık olmaz ve artık bundan olumsuz etkilenmeyiz” dedi.