Açılış töreninde bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'ye gelen sığınmacılara dikkat çekerek, "Büyük bir iftiharla belirtmekte isterim ki; bu iltica, bu sığınma süreci devam etse dahi, varil bombalarından kaçan, büyük tehditle karşı karşıya kalan, ister Suriyeli olsun, ister Iraklı olsun, kim olursa olsun kapımızı hiçbir zaman insanlara, insanlığa kapamayacağız. bunu özellikle belirtmek istiyorum" dedi. 

"ANCAK ORTAK İLKELER VE AMAÇLAR DOĞRULTUSUNDA ÇALIŞABİLİRSEK BAŞARILI OLABİLİRİZ"

Erdoğan, "Mevcut sistem insanlığın acil sorunları karşısında ne yazık ki yetersiz kalıyor. Sorunlara çözüm üretemeyen sistemin yükünü sadece belli ülkeler omuzluyor. Artık bu konuda herkes elini taşın altına koymalıdır. Öncelikle küresel yardım sistemini, insanı merkeze alan farklı bir bakış açısıyla yeniden ele almamız gerekiyor. Bir kaç dolarlık sıtma örtülerini dahi ihtiyaç sahiplerine ulaştıramayan basit aşıları tedarik edemeyen, bu yüzden on binlerce çocuğun hayatını kaybetmesine seyirci kalan bir sistemde sorun var demektir. Bizler, liderler ve uluslararası toplumun sorumlu fertleri olarak, ancak ortak ilkeler ve amaçlar doğrultusunda çalışabilirsek başarılı olabiliriz" diye konuştu. 

"HER MİLLETİN KENDİ AYAKLARI ÜZERİNDE DURABİLMESİ İÇİN EZBER BOZAN BİR ÇALIŞMA TARZINA İHTİYAÇ VAR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sayın Genel Sekreterin sunduğu insani gündem ve burada sıralanan insani gündem son derece önemlidir. İlk olarak yeryüzünde yaşanan acıların önüne geçilebilmesi için her şeyden önce mevcut çatışmaların sona erdirilmesi, yenilerinin de önlenmesi sağlamalıyız. Türkiye olarak yürüttüğümüz arabuluculuk çalışmalarını sürdürüyoruz, sürdüreceğiz. İkinci olarak, Suriye'de şahit olduğumuz gibi uluslararası hukuk ihlallerinin sona erdirilmesi için daha fazla gayret göstermeliyiz. Biz bu anlayışla eli kanlı diktatörlerin peşini bırakmayacak, insanlığa karşı işlenen suçların cezasız kalmaması için elimizden geleni yapacağız. Üçüncü olarak, yerlerinden edilen, kadınlara, çocuklara, engellilere ve diğer tüm mazlumlara daha fazla yardımcı olacağız. Dördüncü olarak, yardımlara bağımlılığın azaltılması için, her milletin kendi ayakları üzerinde durabilmesi için ezber bozan bir çalışma tarzına ihtiyaç var. Türkiye AFAD, TİKA, Türk Kızılayı ve diğer kurumlarıyla, insani ve diğer kalkınma programlarını el ele yürüterek, kalkınma odaklı insani yardım politikasıyla farklı bir model sunmaya çalışıyor" dedi. 

"SORUMLULUKLARIMIZI BİR AN OLSUN AKLIMIZDAN ÇIKARMAMALIYIZ"

Erdoğan, "Son olarak, İhtiyaçlar her geçen gün artarken, maalesef kaynaklar aynı oranda artmıyor. Buna ilaveten yardımların finansmanında uluslararası toplum açısında bazı sıkıntılar ve sorumluluktan kaçma eğilimleri görüyoruz. Bu zafiyeti en iyi bilen, çok acı bir şekilde bunu tecrübe eden ülke Türkiye'dir. Ülkemizdeki sığınmacılar için yaptığımız harcamalar 10 milyar doları aşmışken, uluslararası toplumun yardımları 455 milyon dolarda kaldı. Ben Dünya İnsani Zirvesi'nin tüm bu alanlarda bir dönüm noktası olmasını diliyorum. Gözlerini ve gönüllerine İstanbul'da gelecek mesajlara, taahhütlere kilitlemiş insanlara karşı sorumluluklarımızı bir an olsun aklımızdan çıkarmamalıyız" şeklinde konuştu.

ERDOĞAN: TAAHHÜTLERİN SOMUT ADIMLARA DÖNÜŞTÜĞÜ GÜN, İNŞALLAH FARKLI BİR GELECEĞİN TEMELLERİNİ ATMIŞ OLACAĞIZ

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dünya İnsani Zirvesi açılış oturumunda yaptığı konuşmasında, "Türkiye olarak, Sayın Genel Sekreterin, siyasi liderlik başlığı altında belirlediği 5 temel taahhüdün tamamına destek veriyoruz. Adaletli, hızlı, şeffaf ve hesap verilebilirlik doğrultusunda çalışabilen bir Birleşmiş Millet Güvenlik Konseyi'ne, bugün her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyuyoruz. Güvenlik Konseyi'nin temel işlevini yerine getirebilmesini, yerine getirebilecek bir reforma tabi tutulması aciliyet arz ediyor. Bilhassa, veto hakkının sınırlandırılmasının konusunda girişimleri desteklemeyi sürdüreceğiz. Medeniyetler İttifakı ve Barış İçin Arabuluculuk girişimleri, küresel barış ve istikarar için çok değerli platformlardır. Tüm paydaşları bu girişimlere destek vermeye davet ediyorum. Birleşmiş Milletler verilerine göre dünyada en çok sığınmacıya ev sahipliği yapan ülkeyiz. Bunun maddi, manevi, güvenlik ve sosyal boyutları itibarıyla getirdiği yükü eminim sizler çok iyi biliyorsunuz. Buna rağmen ülkemiz uluslararası toplum adına üstlenmiş olduğu bu ağır sorumlulukta gereken desteği ve katkıyı alamamıştır. Biz artık daha adil bir yük paylaşımına gidilmesini bekliyoruz" dedi.

"KENDİLERİNİ MEŞRULAŞTIRMALARINA YÖNELİK HER ADIMA DA ŞİDDETLE KARŞI ÇIKACAĞIZ"

Erdoğan, "Bunun yanında Türkiye, dünyanın 140 ülkesinde, kalkınma odaklı insani yardım çalışmasını sürdürüyor. Hem donör hem de milyonlarca sığınmacıyı barındıran bir ülke olarak, insani yardım sisteminin her iki tarafını da çok iyi anlıyoruz. Tüm donörleri insani yardım ve kalkınma yardımlarının bütçelendirilmesi konusuna daha esnek bir anlayışla yaklaşmaya davet ediyorum. Türkiye, uluslararası insancıl hukukun, uluslararası insan haklarının ve mülteciler hukukunun uygulanması noktasında hassasiyetini sürdürecektir. İhtiyaç sahiplerinin hızlı ve kesintisiz şekilde insani yardıma erişebilmesine ve insani yardım çalışanlarının güvenli biçimde görevlerini yerine getirmelerine yönelik her türlü çabayı destekleyeceğiz. Bunun yanında terör örgütlerinin insani yardım sistemini suiistimal ederek, kendilerini meşrulaştırmalarına yönelik her adıma da şiddetle karşı çıkacağız" diye konuştu. 

Erdoğan konuşmasının sonunda, "Gaziantep ilimizdeki üniversitemizde, bu konularda araştırmalar yapacak, İnsan, Araştırmalar Merkezi'ni de hayata geçirdiğimizin müjdesini vermek istiyorum. Burada açıklanan taahhütlerin somut adımlara dönüştüğü gün, inşallah farklı bir geleceğin temellerini atmış olacağız" dedi. 

ERDOĞAN: VETO HAKKININ ZAMAN ZAMAN SORUMSUZCA KULLANIMI MAALESEF KRİZLERE VE ÇATIŞMALARA ETKİN BİÇİMDE MÜDAHALE EDİLMESİNE MANİ OLUYOR

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dünya İnsani Zirvesi kapsamında düzenlenen 'Çatışmaların Önlenmesi İçin Siyasi Liderlik' panelinde konuştu. Erdoğan panelde yaptığı konuşmasında, "Birleşmiş Milletler Teşkilatı'nın bundan 70 yıl önce kurulmasındaki temel amaç insanlığı ölüme, yıkıma ve az gelişmişliğe mahkum eden çatışmaların önlenmesiydi. Ancak 70 yıllık tarihinde Birleşmiş Milletlerin en büyük başarısızlığını da bu konuda yaşadığını görüyoruz. Bunda hepimizin, en çok da Birleşmiş Millet Güvenlik Konseyi'nin sorumluluğu bulunuyor. 6 yıldır devam eden Suriye krizinde bunu çok net bir şekilde gördük, yaşadık. Veto hakkının zaman zaman sorumsuzca kullanımı maalesef krizlere ve çatışmalara etkin biçimde müdahale edilmesine mani oluyor. Bunun bedelini ise çocuklar, kadınlar, siviller başta olmak üzere tüm dünya ödüyor. Bu konuda herkesin elini vicdanına koyup düşünmesi ve gerekli adımları atması şarttır. İnsani krizleri esasen günümüzde, çevre, kalkınma, terör, çatışma, yoksulluk, altyapı eksikliği gibi diğer sorunlar tetikliyor. Sadece hastalığın belirtileri olan krizlere değil, aynı zamanda hastalığın kendisine de odaklanmalı, onu ortadan kaldıracak politikalar izlemeliyiz" dedi.

"KARARLI, HIZLI, ŞEFFAF VE HESAP VEREBİLİRLİK İLKESİ DOĞRULTUSUNDA ÇALIŞAN BİR GÜVENLİK KONSEYİNE İHTİYACIMIZ BULUNUYOR"

Erdoğan, "Çatışmaları insanlığın kaderi olmaktan çıkarmak için hepimize düşen görev ve sorumluluklar var. Türkiye olarak Sayın Genel Sekreterin 'Siyasi liderlik' başlığı altında belirlediği 5 temel taahhüdün tamamına destek veriyoruz. Bu çerçevede ilk olarak şu hususu vurgulamak istiyorum. Çatışma riski barındıran ihtilafların zamanında tespiti, bunlara vakitlice ve etkin şekilde müdahale edilebilmesi ve önlenebilmesi için kritik öneme sahiptir. Bunun için de kararlı, hızlı, şeffaf ve hesap verebilirlik ilkesi doğrultusunda çalışan bir Güvenlik Konseyine ihtiyacımız bulunuyor. Biz her fırsatta bu soruna işaret ediyor ve dünya 5'ten büyüktür diyoruz. İnsanlığın kaderi 5 ülkenin siyasi çıkarlarına mahkum etmek ne akla, ne vicdana, ne de hakkaniyete sığmaz. Türkiye, Güvenlik Konseyi'nin reforma tabi tutulması, bölgesel ve kültürel yapıyı yansıtacak bir dağılıma kavuşması için çalışmaya devem edecektir" şeklinde konuştu.

"ÇATIŞMALARA NEDEN OLAN SAİKLERİ ORTADAN KALDIRMAYA ODAKLANMAYI SÜRDÜRECEĞİZ"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Finlandiya ile birlikte, Birleşmiş Milletler Platformu'nda oluşturduğumuz, arabuluculuk, dostlar grubunun faaliyetlerine siyasi ve maddi desteğimizi sürdüreceğiz. Dünya İnsani Zirvesi'nin sonuçlarını da dikkate alarak, ara buluculuk faaliyetlerinin insani boyutunu güçlendirmek üzere çalışacağız. Ayrıca sorunların diyalogla çözümü için birçok ülkeyle başlattığımız üçlü iş birliği mekanizmaları önceliklerimizden biri olmaya devam edecek. Çatışmalara neden olan saikleri ortadan kaldırmaya odaklanmayı sürdüreceğiz" dedi.