Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliye'sinde gerçekleştirilen adli yıl açılış töreninde konuştu. Erdoğan, törene "Burada yapılması yargı bağımsızlığını zedeler" gerekçesiyle CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve Türkiye Barolar Birliği Bşkanı Metin Feyzioğlu'nun katılmamasına ilişkin şu ifadeleri kullandı:

"Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin her yeri gibi burası da milletin malıdır. Kongre ve Kültür Merkezi’miz her seferinde yokluğunu hissettiğimiz gibi çaplı toplantılarda kullanılacak böyle bir merkezin eksikliğini gidermek için yapıldı.... Bu bina aynı zamanda bir opera binası eksikliğini de giderecek bir binadır.  Kongre ve Kültür merkezimiz tüm önemli organizasyona ev sahipliği yapacaktır. Yargıtay Başkanımız, şayet adli yıl açılışı burada yapılmasaydı, alternatifinin bir otelin eksi ikinci kattaki salonu olduğunu ifade etmişti ki 600 kişilik bir salon. Şimdi şu anda bu salonumuzda bin 500 civarında bir katılım söz konusu. Burada böyle bir kongre ve kültür merkezinin devletin kurumlarının emrinde olduğunu kendilerine ifade etmek suretiyle buraya davet ettik ve burada bugün bu toplantıyı yapıyoruz, hayırlı olsun. Millet adına görev yapan yargının, milletin mekânında adli yıl açılış töreni yapması, yargı bağımsızlığına gölge düşürmez, tam tersine yargı bağımsızlığını güçlendirir."

Cumhurbaşkanı 15 Temmuz darbe girişimi ve Gülen örgütü hakkında ise şunları söyledi:

"Bu millet sorumluluğumuzu çok daha fazla arttıran bir millet. 15 Temmuz’dan sonra çok daha ağır hale gelen sorumluluğumuzu yerine getireceğiz. Dünyada istiklali ve istikbali için en modern silahlaın karşısına çıkan başka bir millet var mıdır ? Ben görmedim.

"15 Temmuz’da en iyi sınavı verenlerden biri de adalet teşkilatıdır. Anında açıklamalarını yapmak suretiyle “Yaptıklarınız hukuka aykırıdır” demek suretiyle ilk mesajlarını vermiş ve yargı kapısının ardında girip gizlenmemiştir."

"Bundan sonra bizim çok daha farklı çalışmamız lazım. Hiçbirimizin ülkemizin ve milletimizin çıkarları, ihtiyaçları dışında bir kritere göre hareket etme hakkı yoktur. 15 Temmuz'dan öncesi başkadır, sonrası bir başkadır. Öyle olmak zorundadır. Şahsım dahil, kendini siyasi veya bürokratik hırsa kaptıranlara tavsiyem; böyle anlarda hemen açıp 15 Temmuz şehitlerinin listesine bakmalarıdır."

"Çanakkale ve Dumlupınar’ın hikâyeleri ile büyüyen gençlerimiz 15 Temmuz’da kendi destanlarını yazdılar. Artık sadece tarih kitaplarını okuyan değil, hem okuyan hem yaşayan bir neslimiz var."

"Anlı şanlı bayrağımızın karşısına paçavralar çıkarıyorlar. Bütün operasyonlar bunların karşısındadır. Türkiye sanıldığı gibi 570 bin kişilik değil 79 milyonluk bir orduya sahiptir. 15 Temmuz’u atalarımızın dediği gibi “Bir musibet, bin nasihatten evladır”… Öyle görüyorum."

"FETÖ denilen hain yapıyı kahru perişan eden nedir biliyor musunuz? Söz sahibi, güç sahibi oldukları her yerde sergiledikleri adaletsizliklerdir, merhametsizliklerdir. Bunu yaptılar, sadece ve sadece kendi mensuplarının çıkarlarını gözeten, diğer herkesin hakkını, hukukunu yok sayan anlayışları sebebiyle FETÖ, milletimizin gönlünde zaten mahkum olmuştu. Emniyet teşkilatımızın, adliye teşkilatımızın yaptığı iş milletin gönlündeki bu manevi mahkumiyeti şimdi vicahiye çevirmektir."

"FETÖ operasyonları kapsamında 15 Temmuz'dan beri gözaltına alınan 3 bin 495 hakim ve savcının adalet teşkilatımızda herhangi bir zaafa yol açmayacağına, tam tersine gerçek adaletin tesisi konusunda ciddi bir rahatlama sağlayacağına inanıyorum."

"O gece, 30 küsur kişi darbecilerden öldü fakat 241 kişi, evet, darbe karşısında direnenlerden öldü, şehit oldu. Demek ki bizler kalkıp da güvenlik güçlerimize 'darbecileri, bunların hepsini vurun' diye bir talimatı vermedik. Yine de 'onları yakalayın gelin adalete teslim edin' dedik. Ey dünya hala sen bize hangi gözle bakıyorsun? Biz adalete yakalayıp teslim ediyoruz, siz ise kalkıp 'endişe ile izliyoruz' diyorsunuz. Bu terbiyesizlik değil mi? Bu millete karşı terbiyesizlik değil mi?"

Kaynak: Al Jazeera, AA