Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe'de İkinci Mülki Amirler Toplantısı'na katılıyor.

Burada kaymakamlara seslenen Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

MÜLTECİ SORUNU: Suriye kaynaklı krizin derinleştiğini görüyoruz. Sayıları 3 milyonu bulan mültecilere ev sahipliği yapan Türkiye tarihi sınavı yüz akıyla veriyor. Tarihimizin mirası olan medeniyet değerlerimizi tüm dünyaya gösterdik. Türkiye küresel vicdanın sesi oldu. Algı operasyonlarına rağmen Suriyeli kardeşlerine, din, dil, ırk ayrımı yapmadan yardım etti. Şu anda yapmış olduğumuz ödeme 10 milyar dolar. Yapılan toplantılar var bir sonuç çıkmıyor.

RUSYA'YA: Katil Esed'in yanında yer alarak kendi kimliğini ortaya koyan Rusya yağdırdığı bombalarla insanlık suçu, savaş suçu işlemekle karşı karşıyadır. BM kanıtlanırsa bu savaş suçudur diyor. Daha ne arıyorsun, gönderin elemanlarınızı orada inceleme yapsın. 

ABD'YE: YPG'ye desteğimiz sürecek diyen Amerika'yı da anlamakta zorlanıyorum. PKK'nın tüm kayıtlarında PYG'nin PYD'nin kurucusunun kim olduğu bellidir. Biz NATO'da birlikte değil miyiz? Senin dostun biz miyiz, PYD mi? Bunu da açıkla o zaman, 'dostum PYD'ye silah yardımı yapıyorum' de. Dost dostluğunun gereğini yapmalıdır.

Dün sözcü "YPG'ye yardımımız devam edecektir, ama orada sürecek mücadelede işimizi zorlaştırmasın" diyor, lafa bak. Terör örgütleri arasında ayrım yapıldığını, sınıflandırmalara gidildiğini görüyoruz.

Suriye halkının 40 katır mı 40 satır mı tercihine zorlayanlar insanlıktan nasibini almamış olanlardır. El-Kaide ile El-Nusra arasındaki ilişki ne ise PKK ile PYD arasındaki ilişki de odur. Ben aylar önce Suriye'de eğit-donat bunun yanında terörden arındırılmış bölge ve uçuşa yasak bölge dedim. Sen buna evet demedin; şimdi Rus uçakları orada cirit atıyor ve binlerce masum öldü.

'TOP ATIŞLARINI DURDURUN DİYORLAR...'

SINIRDA OBÜS ATIŞLARI: Hani koalisyon güçleri birlikte hareket edecekti. PYD ve YPG'ye top atışlarını durdurun diyorlar. Kusura bakmayın bizim böyle bir düşüncemiz yok. Türkiye'ye kim bir havan mermisi atarsa kat be kat fazlasıyla karşılık verilecektir. 

Kimsenin kimseyi kandırmasına gerek yok, Suriye'deki fotoğraf gayet net. Rusya'nın DAİŞ ile mücadele gibi bir niyeti yok.

PYD'nin sınırımızın hemen ötesindeki faaliyetleri Türkiye için hayati sonuçlar doğurma potansiyeli taşıyor. Biz bölücü terör örgütünün Suriye'deki kolunun izlediği politikayı, diğer ülkeler gibi uzaktan izleme lüksüne sahip değiliz. 

Topraklarımızın bütünlüğü, milletimizin birliği bakımından sınırlarımızın içinde sürdürdüğümüz mücadeleye bakışımız ne ise Suriye'deki gelişmeler konusundaki hassasiyetimiz de aynıdır. Çünkü bunlar yakından ilişkilidir. 

'HERKES BEDELİNİ ÖDEYECEK, YENİ KANDİL'E İZİN VERMEYİZ'

ANGAJMAN KURALLARI: Suriye konusunda Türkiye nefsi müdafaa konumundadır. Yani yaptığımız her şeyin, attığımız her adımın meşruiyeti vardır. Bu hassasiyeti anlayamayan veya saygı duymayan herkes öyle veya böyle bunun bedelini ödeyecektir. Türkiye can evine yöneltilen silahlar karşısında geri çekilecek veya teslim olacak bir ülke asla değildir.

Bugün angajman kurallarımız ülkemize yönelik  silahlı saldırılara karşılık vermekten ibaret olabilir ama yarın gerekirse aynı kurallar ülkemize yönelik tüm tehditleri kapsayacak şekilde genişleyebilir, bundan kimsenin şüphesi olmasın. 

Güney sınırımızda yeni bir Kandil'in oluşmasına asla izin vermeyeceğiz. PYD terör örgütünün Halep'in kuzeyinde attığı provokatif adımlara ve hayata geçirmeye çalıştığı emrivakilere asla müsaade etmeyeceğiz. Bölgede Türkiye'ye rağmen oldu bittilerle fiili durumlar ortaya çıkarılmasına sessiz kalamayız, kalmayacağız.

Suriye'de tüm terör yapılarına karşı gerekli adımları atmakta tereddüt göstermeyeceğiz. Bu konuda baskı yapılması gereken Türkiye değil, rejim ve destekçileridir. Bölgede gerilimin artmasının önüne geçilmesi gerekiyorsa terör örgütlerini cesaretlendiren adımların atılması engellenmelidir.

Amacımız ülkemizi altından kalkamayacağı bir yükün altına sürüklemek değildir. Bugünden üzerimize düşenleri yapmanın çabası içindeyiz. Biliyoruz ki bizim için beka meselesi olan, onlar için sadece bir taktiktir, hatta operasyonel bir tercihtir. Biz bekamızdan vazgeçemeyiz, ama onlar tercihlerini kolaylıkla değiştirebilirler. Şayet bu yapılanların gerisinde Türkiye'nin sabrının sınırlarını denemek gibi bir niyet varsa, o sınırların sonuna gelindiğini de bilmelidirler.

Batı ülkeleri ne kadar hoyrat, ne kadar insafsız, ne kadar vicdansız davranırlarsa davransınlar bu akını kontrol altında tutma şansları yoktur. Bunun için bir an önce Suriye'deki meselenin çözümü konusunda bir konsensüs sağlanmalıdır.

Artık denizin bittiği yere gelinmiştir. Ya bu mesele kısa sürede çözüm yoluna girecek ya da kar topu gibi büyüyen ve yakın uzak tanımadan tüm dünyayı etkisi altına alacak daha büyük sorunların kapısı açılacaktır. 

CHP'NİN ANAYASA UZLAŞMA KOMİSYONU'NDAN AYRILMASI

İpe un sermek denir buna. Bunların iş yapmak, iş üretmek diye bir derdi yok. Bu sadece ülkeyi kilitlemektir. Bunlardan bir şey çıkmaz. Öyle veya böyle ben inanıyorum ki aklı selim sahibi olan parlamentonun diğer üyeleri kesinlikle bu işe kararlı bir şekilde yürürlerse masadan çekilenlere de 'hayırlı olsun' demekten başka söyleyecekleri bir şey yok."