Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, "ABD ve Avrupa Birliği ülkeleri başta olmak üzere tüm dünyayı, özellikle de İslam ülkelerini İsrail'e karşı harekete geçmeye davet ediyorum. İsrail, Osmanlı'nın Kudüs'te asırlar boyunca uyguladığı her inanca saygılı yönetim tarzını örnek almalıdır" dedi.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, HUDER heyetini Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde kabul etti. Erdoğan, kabulde yaptığı konuşmada, "Özellikle de Türkiye'nin birliğine, bütünlüğe kardeşliğine sahip çıkma için verdiğiniz mücadelemize verdiğiniz destek için sizlere şükranlarımı sunuyorum. Bu vesileyle bir parantez açarak, olur ya bazı dedikodular ortalıkta dolaşabilir, yani "Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde ne işiniz var, oraya niye gidiyorsunuz" diye şeyler konuşabilir. Burası bir parti genel merkezi değil ki zaten avukatlar için böyle bir şey söz konusu değil ama hakim ve savcılar için de böyle bir şey asla söz konusu değil. Nitekim, HSYK'ya Cumhurbaşkanının kendi kontenjanından atama yetkisi oluyor da, Danıştay'a atama yetkisi oluyor da buradaki bir davete onların icabet etmesinden daha anlamlı ne olabilir? Rahatlıkla buraya gelebilirler, dolayısıyla bu özgüvene benim hakim, savcı, avukat bütün kardeşlerimin sahip olmasını da özellikle ifade etmek istiyorum. Bu özgüven olmadıkça ülkemizde kanunla hukuku birbirinden ayıracağım, hukuku egemen kılamayız. Hukuku egemen kılmamız Hakk'ı egemen kılmamız anlamına gelir. Onun için bu noktada bir kere çok rahat olmamız lazım ve inandığımız yolda da samimi bir şekilde yürümemiz lazım. Adalet, ilk insanla birlikte gündemimize giren insanlığın her döneminde üzerinde en çok durulan, tartışılan, söz söylenen, talep edilen ihtiyacıdır. Tabii birçok spekülasyonlar olur ama geneli itibarıyla Hz. Ömer'e atfedilen, söylenen "Adalet, mülkün esasıdır" hükmü buradan geliyor. Çok önemli adalet. Onun için adaletin ikame edilmediği bir yerde ne kalkınmadan ne insanın huzurundan ne de devlet olma bilincinden bahsedebilirsiniz, adalet yoksa devlet yoktur" ifadelerini kullandı.

"Bizim inancımızda ve tarihimizde de adaletin çok önemli bir yeri vardır" diyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"İslam'ın ilk yıllarında zulümden kaçan Müslümanlar nereye gitmiş? Kime sığınmışlardır? Buna baktığımız zaman Habeş hükümdarı Necaşi'ye sığındıklarını görüyoruz. Necaşi, Müslüman değildi ama adaletli bir hükümdardı ve Sevgili Peygamberimiz adaletini duyduğu, bildiği için o mazlum durumda olanları nereye gönderdi? Necaşi'ye gönderdi, çünkü onun adaletini duymuştu, ona inanıyor, güveniyordu. Müslümanların kendisine sığınmasının tek sebebi de onun verdiği adalet ve güven anlayışıydı. Müslümanlar asırlar boyunca fethettikleri yerlerde adaletli yönetimleriyle, adaleti yerine getirmelerindeki hassasiyetleriyle öne çıkmışlardı. Hani, bir Musevi'nin, Yahudi'nin arazisine sit yapılması ve adaletini arayan Yahudi'nin de oradakilere sorduğunda "Bunların hükümdarı çok adildir, ona gidersen bu hakkını hemen yerine getirirler'. Gittiğinde de sadece bir mektup, bilesin ki İslam'ın halifesinin adaleti onların zulmünün çok çok üstündedir dediği zaman benim kellem gidecek demiştir ve hemen o mescit yıkılmıştır. Biz, böyle bir değerler silsilesinden geliyoruz. Bugün asırlarca Müslümanların hakimiyetinde kalmış yerlerde diğer dinlere mensup insanlar ve onların ibadethaneleri hala dimdik ayaktaysa, sebebi işte bu güçlü adalet anlayışı ve uygulamasıdır. Bizim ki lafta olmamıştır, uygulamada olmuştur."

Erdoğan, "Tam tersi gelişmelerin yaşandığı yerlerde mesela İspanya'da kimi Balkan ülkelerinde maalesef aynı duruma şahit olamazsınız ve Hz. Ömer Kudüs'ü fethettiğinde Hristiyanların da Musevilerin de ibadethanelerine dokunmamıştır. Oysa bugün İsrail yönetimi her fırsatta Mescid-i Aksa'nın mahremiyetine tecavüz ediyor. Müslümanlara zulüm ediyor. Bu vesileyle İsrail'in Kudüs'te sergilediği ve bütün Müslümanları rencide eden uygulamalarını şiddetle kınadığımı bir kez daha ifade etmek istiyorum. Nitekim, dünkü Milli Güvenlik Kurulu toplantımızda da bununla ilgili kararımızı aldık. Filistinlilere yönelik cinayetlerine, baskılarına, zulmüne her gün yenisini ekleyen İsrail, bölge ile birlikte tüm dünyayı tehdit eden tehlikeli bir politika izliyor. Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği ülkeleri başta olmak üzere tüm dünyayı özellikle de İslam ülkelerini İsrail'e karşı harekete geçmeye davet ediyorum. İsrail, Osmanlı'nın Kudüs'te asırlar boyunca uyguladığı adaletli, her inanca her kökene saygılı yönetim tarzını örnek almalıdır" dedi.

SURİYE'DEKİ GELİŞMELER

"Buradan bir kez daha hatırlatmak isterim, Osmanlı Devleti İspanya'da zulme uğrayan her inançtan insana kucağını açarken o topraklarda kalan Müslümanlar soykırıma maruz kalıyordu" diyen Erdoğan, "Osmanlı'nın adalet anlayışını Kanuni Sultan Süleyman ile Şeyhülislam Ebu Suud Efendi arasında geçtiği rivayet edilen şu ifadelerin çok güzel anlattığına inanıyorum. Kanuni Sultan Süleyman Han, "Meyva dalına konsa bir karınca, vebali olur mu karıncayı kırınca?" diye sorunca Ebu Suud Efendi kendisine "Yarın Hak divanını kurunca Kanuni'den hakkın alır karınca" diye cevap vermişti. Bugün dünyaya yeniden bu adalet anlayışını yaşayarak, yaşatarak göstermemiz gerekiyor. Çünkü, bugün de dünya düzenine yönelik ilk ve en önemli çıkışı hamdolsun millet olarak biz yaptık. Dikkat ederseniz, en geçerli eleştiriler adalet kavramı üzerinden yöneltiliyor tüm dünyaya. Suriye'de devam eden hadiseler bu ülkede yaşayan insanların maruz kaldığı büyük bir adaletsizlik değil midir? bu adaletsizliğin bedeli, 370 bin kaybedilmiş can, 5 milyonu ülke dışında ve 7 milyonu ülke içinde olmak üzere yerinden yurdundan olmuş mağdur edilmiş 12 milyon insan olarak önümüzde duruyor. BM başta olmak üzere uluslararası kuruluşların mevcut yapılarına yönelik eleştirilerimizin özünde de küresel sistemde gördüğümüz adaletsizlikler vardır" şeklinde konuştu.