Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, terör örgütü DAİŞ'e kara harekatıyla ilgili, "Kara harekatına karşı zaten şuanda o harekatı yapabilecek güçler var. Bu noktada da bir sıkıntı yok. Eğit-donat zaten şuanda sürüyor, yapılıyor. Dolayısıyla bu iş çözülür" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ATV ve Ahaber ortak yayınında gündeme yönelik açıklamalarda bulundu. 1 Kasım seçimlerinin ardından muhalefet partilerinde yaşanan kurultay tartışmalarını değerlendiren Erdoğan, "Ben doğrusu o sürecin içerisine bir Cumhurbaşkanı olarak girmek istemem. Yani bu muhalefet partilerinin kendi iç meselesidir. Bu iç meseleyi kendi içlerinde nasıl çözerle o onların sorunudur" diye konuştu.

Suriye'de yaşanacak seçim sürecinde Türkiye'de yaşayan Suriyeliler için seçim sandıkları kurulup kurulmayacağına yönelik konuşan Erdoğan, "Öncelikle Viyana zirveleri süresi içerisinde buraya doğru iş götürüldü, yönlendirildi ve bizim bir "Dar Kapsamlı Ülkeler Zirvesi" diye nitelendirdiğimiz Türkiye, Amerika, Rusya, Suudi Arabistan var. Bu dört tane dar kapsamlı toplantıların temsilcisi olan ülke. Bunun dışında bu daha sonra 13 oldu daha sonra 20'yi aştı. Genişletilerek bir hal aldı ve son zirvede, bu en geniş anlamda yapılan toplantıda neticede "18 ay sonra bir sandık Suriyelilerin önüne gelsin" bu karara varıldı. Ama bu arada 3-6 ay gibi limitler ayrıca kondu. Bütün bu limitlerle ilgili Suriye'de Esed'in işin başından çekilmesi... Bu işlenirken de 6 aylık süreç hallolmalı, bir taraftan anayasa hazırlanmalı ve 18 ay sonra yapılacak olan seçimlerde Esed'in seçime girmemesi. Çünkü bu konuda ısrarlı olan ülkeler var. Sadece İran'ın burada Esed'in yanında yer alışı gibi bir durum söz konusu. Şu anda gelişmeler ne gösterecek bunu göreceğiz. Önümüzdeki haftalarda tekrar bir Viyana Zirvesi zannediyorum olacak, belki farklı bir ülkede de olabilir ama ilk durum böyle. Bununla 18 aylık bir süreci takip edeceğiz. Ama bir 3 aylık, 6 aylık dilimleri var. Bunlar da önem arz ediyor" ifadelerini kullandı.

"SURİYE HALKI SANDIĞA GİDİYORUM" DEDİĞİNDE SURİYE DIŞINDAKİLERİN DURUMU NE OLACAK?"

"Suriye halkı "Ben sandığa gidiyorum, kendi irademle oyumu kullanıyorum." Bunu derken acaba Suriye dışındakilerin durumu ne olacak?" diye soran Erdoğan, şöyle devam etti:

"2 milyon 200 bin insan bizde var. Bunun yanında bakıyorsunuz Lübnan'da bize yakın insan var, Ürdün'de onların yarısı kadar insan var. Farklı yerlerde yine şu anda Suriyeliler var. Acaba onlar bulundukları ülkede mi oy kullanma imkanını yakalayacaklar yoksa geri getirilmeleri mümkün mü? Bu da bir sıkıntı. Bunların çok iyi analiz edilmesi lazım. Bunlar neticesinde de bir karara varılması gerekiyor. Temennimiz odur ki içeride ve dışarıda bütün Suriye halkının oy kullanmasını sağlamak. Bu arada Suriye'nin içinde Suriyelilerin yaklaşık 7 milyonu Suriye içinde değişik yerlere gitmiş durumda ama 5 milyonu Suriye dışına çıkmış durumda. Böyle bir durum söz konusu. Bunlar ağırlıklı olarak Türkiye, Lübnan, Ürdün'de. Bu ülkelerde belki bu iş çözülebilir ama dışarısı ne olacak? Bir de Suriye içindeki dağınıklık var. Bütün bunlara yönelik ayrı bir çalışmanın yapılması lazım ki oradaki milli irade, oradaki demokratik irade tam teşekkül etsin. Bunun silahların gölgesinde olmaması lazım. Şu anda bütün çalışmalar buna yönelik. G-20'de yaptığımız görüşmelerde ağırlıklı olarak bunları müzakere ettik, tartıştık. Dışişleri Bakanlarımız yoğun bir şekilde bunları şuanda tezekkür ediyorlar, müzakerelerini de yapıyorlar. İnşallah bundan da hayırlı neticeler çıkar."

DAİŞ'E KARA HAREKATI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, terör örgütü DAİŞ'e yönelik kara harekatı olup olmayacağına açıklık getiren Erdoğan, şunları söyledi:

"DAİŞ olayı zaten şuanda böyle bir hedef noktasında hedefte. Niye hedefte? Çünkü DAİŞ şuanda ülkemiz için bir tehdit unsuru olmuştur. Ülkemizin içinde ve dışında, sınırlarımızda dolayısıyla buna karşı bizim de koalisyon güçleriyle birlikte bir adım atmamız söz konusu. Bu yapılacaktır. Neden? Çünkü bir tehdit unsuru. Ne zaman yapılır, ayrı bir konu. Burada benim sürekli işlediğim bir konu var. Üç başlık çok büyük önem arz ediyor: Uçuşa yasak bölge, terörden arındırılmış güvenli gölge ve eğit-donat. Bunların adımının atılması gerekiyor. Şuanda ilgili birimlerimiz bunların çalışmalarını yürütüyorlar fakat zamanlama noktasında ne zaman olacak meselesi ayrı bir konu. Ama süreç şuanda kontrol altındadır, bu adım atılacak. Özellikle orada bazı alanlar söyleniyor. Mesela ben görüştüğüm tüm dostlara şunu söylüyorum: Suriye'den çıkışı engelleyeceksek, bizdekilerin kendi topraklarına dönmesine imkan hazırlayacaksak o zaman burada yapılması gereken bir şey var. Nedir? Terörden arındırılmış güvenli bölge de bir defa süratle, yoğun bir şekilde onların yerel mimarisine de uygun olarak konutlar inşa etmek ve o konutlara bu insanları yerleştirmek. Orada da onlara yine çadır hayatı sunacaksak veya konteyner hayatı sunacaksak bırakalım burada kalsınlar. Ama oraya geçtikleri zaman hakikaten onların yerel mimarisiyle konutlar yapılırsa eğer o konutlara yerleşirlerse bütün sosyal donatı alanlarıyla birlikte inanıyorum ki onlara oraya çok daha huzur içinde gideceklerdir. Bir de tabi uçuşa yasak bölge olacağı için orada onlar için güvenlik tesis edilmiş olacak. Kara harekatına karşı da zaten şuanda o harekatı yapabilecek güçler var. Bu noktada da bir sıkıntı yok. Eğit-donat zaten şuanda sürüyor, yapılıyor. Dolayısıyla bu iş çözülür. 4-5 sene zaten şuanda kaybedilmiş. Biz burada ciddi bir adım atarsak pozitif gelişmeleri kısa zamanda ele geçiririz."

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'DAN G-20'DE EMEĞİ GEÇENLERE TEŞEKKÜR

Antalya'da yapılan G-20 liderler zirvesine görev alan herkese teşekkürlerini ileten Erdoğan, "Bazı misafirlere sordum, "Nasıl buldunuz?" dedim, "Daha nasıl olacak" dediler. "Ben dün gece üçe kadar buradaydım, çalışmalarım vardı. Baktım hala ikramlar geliyor." Bu bakıldığında çok ufak, ince bir şey ama o inceliği yakalamak ve o bam telini, bu milletin evladının orada ortaya koyması, o boşluğu bırakmaması... "Artık dükkan kapandı" demiyor, bizim dükkan hep açık. Bu anlayışla bu süreç devam etti. O bakımdan hepsine çok teşekkür ediyorum. Adeta yorulma bilmediler, sürekli koşturdular yani güler yüzleri hiç eksik olmadı, devamlı bunu sürdürdüler. İşlerinde çok ciddiydiler, en ufak bir orada falso olmadı. Tabi işin ön hazırlıklarına varıncaya kadar hepsi çok iyi gitti. Bundan dolayı tüm hazırlıklara, aynı zamanda oradaki bütün otellerin sahiplerine çok teşekkür ediyorum. Çünkü onlar da milli bir mesele olarak sonuna kadar bu hizmeti sundular" ifadelerini kullandı.

Organizasyon kapsamında 70 otelin hizmet verdiğini belirten Erdoğan, güvenli bölge dışında da herhangi bir sıkıntı yaşanmadığını vurguladı.

"HERKES PARİS'İ KINIYOR DA ANKARA OLAN AYNI ŞEKİLDE KINANIYOR MU?"

G-20'nin ardından açıklanan sonuç bildirisinde ağırlıklı olarak terörizmle mücadelenin yer aldığını belirten Erdoğan, bildiride Paris ve Ankara'da meydana gelen terör eylemlerinin kınandığını hatırlattı. Erdoğan, "Biz işi sadece ne Ankara'da bıraktık ne Paris'te bıraktık. Paris'i de kınadık, Ankara'yı da kınadık, Suruç'u da Gaziantep'i de kınadık. Niye? Dertliyiz ya, bizim derdimiz var. Şimdi eyvallah herkes Paris'i kınıyor da Ankara'da olan aynı şekilde kınanıyor mu acaba" dedi.

"NE OLDU, BURADAN YAĞ ÇIKTI MI SİZE?"

Paris'te yaşanan terör saldırılarının hemen ardından Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande'ı telefonla arayarak kendisine "geçmiş olsun" dileklerini ilettiğini hatırlatan Erdoğan, şunları söyledi:

"Ama gece 01.30'da basın toplantısı yaptım. Çünkü teröre karşı bizim dünyada uluslararası bir mutabakat sağlamamız lazım. Fakat burada bir şey çok önemli, benim canımı yakan da odur: Şimdi Ankara'da bu olay olduğu zaman daha iki dakika olayın üzerinden geçmişti bazı açıklama yapan siyasiler oldu hatırlayın. "Katil devlet" dediler, bununla kalmadılar "katil Beştepe" dediler fakat Sayın Hollande ile ilgili böyle bir başlık duydunuz mu? Medyada oradaki ölen insanlarla ilgili herhangi bir resim gördünüz mü? Bunlar bunu yapıyor da ülkemin yazılı ve görsel medyası acaba bunu niye yapmıyor. İşte milli duruş budur. Biz buna hasretiz. En hassas, en kritik dönemde "Acaba ben buradan ne kadar yağ çıkarırım" diye bunun gayreti içerisine girenler var. Düşünün Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı, ülkesinin başkentinde böyle bir terör eyleminin olmasını isteyecek veya Başbakanı böyle bir terör eyleminin olmasını isteyecek. Böyle bir şey olabilir mi? Ne oldu, buradan yağ çıktı mı size? Çıkmaz. Niye? Bu milletin feraseti buna müsaade etmez. Nitekim etmedi. Artık dürüst olalım. Her yerde faturayı gel devlete çıkar, gel Erdoğan'a çıkar, gel Başbakan'a çıkar olmaz böyle bir şey. Biz bu tür şeylerin karşısında milli bir duruş sergilememiz lazım. Dayanışma içinde olmamız lazım, medyasıyla her şeyiyle olmamız lazım. Olacağız ki daha güçlü bir Türkiye'yi kuralım. İşte "ilk 10 içindeki Türkiye" derken, "milli ve yerli" derken bunu kastediyoruz. Bunu hep birlikte başarmamız lazım."

"SAYIN HOLLANDE DÜN ÇOK AÇIK NET, GÜZEL BİR ŞEY SÖYLEDİ"

G-20'de teröre karşı birlik içinde olunduğunu, terörizm herhangi bir din, milliyet, uygarlık veya etnik grupla ilişkilendirilmeyeceğinin teyit edildiğini anlatan Erdoğan, "Sayın Hollande dün çok açık, net, güzel bir şey söyledi. "Ülkemdeki azınlıklara karşı farklı dinlerden Müslümanlara karşı herhangi bir tavır takınılmasını asla kabul etmiyorum" dedi. Mesele bu. Zaten bir yerlere kalkar da fatura keserseniz bu olmaz. Her inanç grubunun her etnik grubunun iyisi vardır, kötüsü vardır. Biz iyileri hedef almalıyız, onları ayıklamalıyız. Onları koruma altına, güvence altına almalıyız. Suç işleyenleri yakalarsın gereği neyse onu yaparsın" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, G-20'de ayrıca terörün finans kaynağının masaya yatırıldığını anlattı.