Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, koalisyon görüşmeleriyle ilgili olarak konuştu.

Erdoğan, "Sıkılı yumruklarla musafaha olmaz. Siyaset özü itibariyle bir uzlaşma, müşterekler üzerinde mutabakata varabilme sanatıdır. Siyasilerin görevi taktik manevralarla millet iradesine çalım atmak değil, bilakis sandıkta tecelli eden karara tabi olmak, onu hayata geçirmektir. Bugüne kadar Anayasanın bana verdiği görev çerçevesinde nasıl süreci kolaylaştırıcı, ön açıcı görev ifa etmişsem inşallah bundan sonrada aynı tavrımı sürdüreceğim" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sivil toplum kuruluşları temsilcileri ile iftar programında bir araya geldi. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen iftar programında sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerine hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 20 yıl önce Bosna savaşı sırasında Türkiye'nin nasıl seferber olduysa şimdide komşular başta olmak üzere dünyanın en ücra köşesindeki tüm mazlumlar için aynı şekilde seferber olduğuna dikkat çekti.

Bu yardım seferberliğinin öncülerinin sivil toplum kuruluşlarının olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu kuruluşların hiçbir ayrım yapmadan insanların dinlerine, inançlarına, derilerinin rengine bakmadan hepsine ulaşmanın, yaralarını sarmanın mücadelesini verdiğini vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sivil toplum kuruluşlarını insani yardım çalışmalarının yanında eğitimden sağlığa, tarımdan hayvancılığa kadar geniş bir alanda sadra şifa olan projeler ortaya koyduğuna dile getirdi.

"EN SON GÖRMEK İSTEĞİMİZ ŞEY TEFRİKADIR"

Gittiği birçok ülkede ay yıldızlı bayrağın yanında bu kuruluşlarını sembollerini görmekten, onların mensuplarıyla karşılaşmaktan her zaman ayrı bir heyecan duyduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Aynı şekilde ülkemizde vesayet odaklarına karşı mücadelemizde de sivil toplum kuruluşları bilhassa sizler bizlere hep destek oldunuz. Sizler Türkiye'de demokrasinin yerleşmesi, millet iradesinin tahkim edilmesi, sivil siyasetin güç kazanması için sivil toplum olarak büyük çaba sarf ettiniz. Gerektiğinde kamuoyuna medya vasıtasıyla düşüncelerinizi ifade ederek gerektiğinde sahada birebir mücadele vererek duruşunuzu tüm Türkiye'ye ve dünyaya gösterdiniz. Bu iftihar tablosunda emeği olan herkesi gönülden tebrik ediyorum. Coğrafyamızın ve İslam dünyasının çok zor zamanlardan geçtiği, Türkiye'nin de bu zor coğrafyada hedef yapıldığı bir dönemde en son görmek isteğimiz şey tefrikadır. Son birkaç yılda yaşadığımız hadiseler birlik ve beraberliğimize duyulan ihtiyacı, bunun kıymetini çok net bir şekilde ortaya koydu. Durmadan, duraksamadan, gecemizi gündüzümüze katarak çalışmamız gereken bir dönemdeyiz. Türkiye'nin son 12 yılı devletle, milleti barıştırma, bütünleştirme, aradaki mesafeyi kapatma süreciydi. Son 12 yıl geçmişin hatalarının telefi edildiği, kırılan gönüllerin özellikle onarıldığı, helalleşmenin sağlandığı, toplumsal birliğimizin güçlendirildiği bir dönem oldu. Bu dönemde yapılan reformlarla, atılan adımlarla, yasaklara son verdik. Bilhassa teşekküllerin önündeki engelleri kaldırdı. Bu kuruluşlarımızın büyüyüp serpileceği mümbit bir ortam tesis ettik. Geçmişte dışlanan, faaliyetleri kısıtlanan, tehdit olarak algılanan vakıflarımız, derneklerimiz, özlemini çektikleri özgürlük ortamına yeniden kavuştu" dedi.

"GENÇLİĞİMİZ NOKTASINDA SIKINTILARIMIZIN OLDUĞUNU HATIRLAMAK İSTİYORUM"

"Şimdi önümüzde yeni bir süreç bulunuyor. Cumhuriyetimizin 2023 yılında ülkemizi çok daha farklı, çok daha müreffeh bir yere özellikle yüzüncü yılında ulaştırmak istiyoruz" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

"Bunun içinde başta sizin gibi sivil toplum kuruluşlarımız olmak üzere 78 milyon her bir vatandaşımıza önemli görevler, mesuliyetler düşüyor. İstikbali inşa edecek olanlar milli, manevi değerlerine bağlı, içinde bulunduğu çağın ihtiyaçlarını müdrik, özgüveni yüksek nesillerdir. Gençliğimiz noktasında sıkıntılarımızın olduğunu bu vesileyle burada özellikle hatırlamak istiyorum. Bu bakımdan özellikle vakıflarımızın, derneklerimizin yurtlarda basit bir otelcilik hizmeti vermesi değil, tam aksine onların ruh dünyasını adeta nakış dokur gibi dokuması lazım ve onlara geleceğe bakışı çok farklı bir şekilde vermesi lazım. Aksi takdirde "benim oğlum bina okur döner döner yine okur" bu duruma düşeriz. Zaman öldüren değil zamanının kıymetini bilen, onu en iyi şekilde değerlendiren bir gençlik yetiştirme zamanıdır. Şunu asla unutmayın, sivil toplum kuruluşlarımızın birlik ve beraberliğimizin çimentosudur. Komşularımızdaki sorunları ülkemize taşıma gayretlerinin içeriden ve dışarıdan bu milletin arasına nifak sokma çabalarının önüne ilk önce siz set olacaksınız. Hz. Mevlana'nın dediği gibi, "biz birleştirmeye geldik. Ayırmaya değil." Kardeşlik iklimini kuvvetlendirmek için çalışıyoruz, çalışmaya devam edeceğiz. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de demokrasimizin sigortası sizler, sivil toplum kuruluşlarımızdır. Sizler aynı zamanda ülkemizde farklı renklerinin, çoğulculuğunun, siyasal zenginliğinin de sembollerisiniz. Eksiklerimizi biran önce giderek başarılı çalışmaların sayılarını arttırarak ihmal edilen alanlara eğilerek, geleceğe yoğunlaşmalıyız."

"İYİ NİYETLE VERİLEN HAYIR, HASENAT ZEVK VE ŞATAFAT DÜŞKÜNLÜĞÜNE PEŞKEŞ ÇEKİLDİ"

Sivil toplum kuruluşu temsilcilerine hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sivil toplum kuruluşlarının bir konuya özel hassasiyet göstermesini beklediğini ifade etti. "En kutsal değerlerimizi istismar eden örgüt amaçlarını uğruna her türlü kirli ilişkiye giren paralel ihanet çetesinin neden olduğu tahribatın sarılması gerekiyor" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Himmet diyerek, hizmet diyerek milletten topladıkları paraları nerelere harcadıklarını hep birlikte gördük. Maalesef iyi niyetle verilen hayır, hasenat Türkiye'nin hasmı lobilere, kumar masalarına, zevk ve şatafat düşkünlüğüne peşkeş çekildi. Körpe zihinler, gencecik dimalar, geleceğimizin teminatı olan binlerce gencimiz bu örgüt elinde ülke ve millet karşısı bir konuma sürüklendi. Buna karşı son derece dikkatli, son derece hassas olmak durumundayız. Bu paralel örgütün işlediği cürümlerin devlette ve vatandaşlarımız arasında sebep olduğu fitnenin izole edilmesi noktasında sizlerin daha fazla çaba sarf etmesini bekliyorum. Öğrenci yetiştiren, yurt açan, yoksulun elinden tutan, tefekkürü ve tezekkürü çoğaltan gayretlere ihtiyacımız var. Sizler ayakta olduğunuz, yükü omuzladığınız müddetçe inşallah Türkiye'nin istikbali de parlak olacaktır. Ben sizlere güveniyorum. İnanıyorum" şeklinde konuştu.

"SIKILI YUMRUKLARLA MUSAFAHA OLMAZ"

Dün itibariyle başlayan ve bugünde devam eden koalisyon görüşmelerinin sağlıklı bir şekilde yürütülmesini ve hayırlı bir neticeye ulaşmasını temenni ettiğini sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye, Irak, Yunanistan, Ukrayna gibi komşu ülkelerindeki durum ortadayken Meclis'teki tüm siyasi parti genel başkanlarının ülkenin geleceğini düşünerek adım atmaları gerektiğini dile getirdi.

"Sıkılı yumruklarla musafaha olmaz" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Siyaset özü itibariyle bir uzlaşma, müşterekler üzerinde mutabakata varabilme sanatıdır. Siyasilerin görevi taktik manevralarla millet iradesine çalım atmak değil, bilakis sandıkta tecelli eden karara tabi olmak, onu hayata geçirmektir. Bugüne kadar Anayasanın bana verdiği görev çerçevesinde nasıl süreci kolaylaştırıcı, ön açıcı görev ifa etmişsem inşallah bundan sonrada aynı tavrımı sürdüreceğim. Tüm siyasi parti genel başkanlarında aynı hassasiyete göstermelerini bekliyorum. Bu düşüncelerle sözlerime son verirken nice Ramazanlara, nice Kadir Gecelerine, nice Bayramlara ağız tadıyla, sıhhatle, huzur ve kardeşlik içinde hep birlikte ulaşmayı rabbimden niyaz ediyorum" dedi.