Özlem Çimendal

Su konusunda istişarelerde bulunmak amacıyla kabineden 3 bakanla birlikte  Ankara'ya giden Maliye Bakanı Birikim Özgür'ün  "Ada'ya sudan sonra elektriğin de gelmesi gerekir" şeklindeki açıklamalarını Yeni Bakış'a değerlendiren  Kıbrıs AB Derneği üyesi, iş adamı Ali Erel, su ve elektriğin çözümden sonra büyük katkılarının olacağı konusunda Özgür'le  hemfikir olduğunu ancak zamanlamanın iyi yapılması gerektiği üzerinde durdu.

“Türkiye’ye bağımlılık yaratma noktasında şikayetler var”

Elektrik konusunda teknik olarak ana karaya bağlanıp bağlanılmamasının çok önemli olduğunu anlatan Erel, “Elektrik konusunda Kıbrıs ile Türkiye arasındaki ilişkileri düşündüğümüzde adada bu yönde birtakım şikayetler başladı. Türkiye’ye bağımlılık konusunda özellikle. Bu bağımlılığın daha da artırılması değil, daha da azaltılması konusunda halkta bir beklenti var. Bu açıdan baktığımızda elektriğin de bu şekilde alınması Türkiye ile ilave bir bağımlılığın oluşturulması konusu şu anda sıkıntılıdır. Bu elektrik olayının bugün konuşulmaması lazım” dedi. 

“Özelleştirme berberinde tekelleşmeyi getirirse yapılmamalı”

Su ve elektrikle Türkiye’ye bağlanmanın dışında halk arasında özelleştirmenin de konuşulduğuna değinen Erel, “Bunlar beraberinde halk arasında özelleştirmeyi de konuşturuyor. Özelleştirme sunulan ürünün ya da verilen hizmetin kalitesini artıracaksa, fiyatları düşürüp sürekliliği sağlayacaksa yapılabilir. Ana kriter tüketicinin refah seviyesinin artmasıdır” şeklinde konuştu.   

“Mevcut durumda sorun yaratıyorsa çözüme faydası olmaz”

 Türkiye’den gelen su ve elektrik konularının Kıbrıs’ta çözüme olumlu yansıyacağı söylemlerine de değinen Erel, mevcut durumu zora sokacaksa bu konuların şu anda dillendirilmemesini daha uygun olduğunu belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: “Kıbrıs sorunun çözülmesiyle birlikte Kıbrıs adası birçok konuda dünyayla entegre olacaktır. O zaman İsrail ve Rum tarafıyla da elektrik konusunda görüşmeler sağlanabilir. Kıbrıs sorununun çözümü konusunda yararlı olabilir mi peki bu? Ben sanmıyorum. Bugün yanlış yapılan anlaşmalar Federal Kıbrıs Cumhuriyeti’ni de bağlayıcı hale gelir ve çözümü de zorlaştırırsa negatif yönde etkisi olur. Kıbrıs adasının suya elektriğe ihtiyacı var. Ama bunlar bugün yapılıyor ve çözümü zorlaştırıyorsa yapılmamalı.” 

“Özelleştirmeye karşı değiliz ancak tekelleşmeyi getirmesine karşıyız”

Türkiye’ye gerçekleşen bağımlılığın neticesi ve özelleştirmenin tekelleştirmeyi getirecek modeline de karşı çıkılması gerektiğine işaret eden Erel, “Keza Ercan ihalesi tekel yarattı. Tekel devlette de olsa özelde de olsa tehlikelidir.  Yeni uçak alanının yapılmayacağı taahhüdü verildi. Bu da otomatikman tekel yaratmanın kapsını araladı. Şu anda suda da aynı durum söz konusudur. Tüm yönleriyle tekel bir şirketin yönetimine veriliyor. Bu yine aynı şekilde yarın öbür gün elektrikte de böyle olacak. Suya ihtiyacımız olmasına rağmen tekelleşme tehlikesiyle karşı karşıya gelme ihtimali olduğu anda reddedilmelidir. Elektrikte de aynı şeyler geçerli olacak, yerli üretim 2. Plana atılarak nasılsa Türkiye’den elektrik geliyor diye tamamen yüzde yüz bağlılığın da bir adımı atılmış oluyor. Aynı resmi şu an suda da görebiliyoruz. Kıbrıs suda da elektrikte de dünya standartlarına yaklaşmak zorundadır bu kaçınılmaz bir gerçektir” dedi.

Kaynak: Yeni Bakış Gazetesi