CTP-BG Genel Sekreteri Kutlay Erk, Kıbrıs adası açıklarında doğal gaz arama, çıkarma, işletme ve kullanım konularının birbirinden ayrılarak ele alınıp meselenin barışma sürecine katkı sağlar hale getirilmesi amacıyla hem Türkiye, hem Kıbrıs Rum liderliği, hem de uluslararası toplum nezdinde baskı oluşturmak için çaba sarf edilmesi gerektiğini belirtti.

Erk, uzun diplomatik çabalar sonrası 11 Şubat 2014’teki Ortak Açıklama ile başlayan müzakere sürecinin Güney Kıbrıs tarafından başlatılan yeni sondaj sürecine binaen Kıbrıs Türk tarafı adına sismik araştırma yapmak için yayımlanan navtex ile tekrardan sekteye uğradığını ve donma aşamasına geldiğini kaydetti.

Erk, parti basın bürosu aracılığıyla yaptığı yazılı açıklamada, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin ada etrafındaki kaynaklarla ilgili tek taraflı araştırma, çıkarma, işletme faaliyetlerinin uzun zamandır Kıbrıs sorununa çözüm bulma girişimlerini sekteye uğrattığına işaret etti.

Kutlay Erk, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“Uzun diplomatik çabalar sonrasında 11 Şubat 2014 ortak açıklaması ile başlayan müzakere süreci, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi tarafından başlatılan yeni bir sondaj sürecine binaen Kıbrıs Türk tarafı adına sismik araştırma yapmak için yayınlanan navtex ile tekrardan sekteye uğramış ve donma aşamasına gelmiştir. Doğal gaz meselesinde Kıbrıs Türk tarafının tavrı mütekabiliyet esasına dayalı olarak şekillenmektedir ve atılan adımlar güneyin attığı adımlara tepki şeklinde gündeme gelmektedir.

CTP-BG iktidara gelir gelmez gerek ada içinde gerekse uluslararası alanda bir dizi yoğun girişimler başlatarak sorunun üzerine gitmiş ve müzakerelerin yeniden başlaması için aktif bir politika yürütmüştür. Bu girişimler sonucunda Rum Lider ön şartlarını geri çekmek ve dengeli bir ortak açıklama metnini kabul ederek müzakere masasına oturacağını açıklamak durumuna gelmiştir. Bahse konu ortak açıklama metni artık kamuoyunun çok iyi bildiği üzere CTP-BG’nin devreye girmesi ve bunun müzakerelerini çeşitli taraflarla fiilen yürütmesi sayesinde oluşmuştur. Maalesef Cumhurbaşkanı ve o dönemki müzakere heyeti bu konuda gereken iradeyi zamanında ortaya koymamış ve Rum liderin maksimalist taleplerine karşı pozisyon kağıdı sunmanın ötesine geçilmemiştir. Bu durum müzakerelerin fiilen çökmesini de beraberinde getirmiştir.”

Meselenin doğal gaz arama meselesi olduğu kadar siyasi güç ve egemenlik paylaşımı meselesi de olduğunu belirten CTP-BG Genel Sekreteri Erk, Ada çevresindeki doğal kaynaklara ilişkin esas hedefin, bu kaynakların Kıbrıs sorununda çözüme hizmet edebilecek şekilde kullanılması ve bölgesel barış çabalarına hizmet edebilecek nitelikte olması gerektiğini vurguladı.

Erk, “mevcut liderin yanlışlarının Kıbrıslı Türklerin süreç içerisinde daha da izole olma riskini artırdığını” savunduğu açıklamasında, “Bu bağlamda ada açıklarında doğal gaz arama, çıkarma, işletme ve kullanım konularının birbirinden ayrılarak ele alınıp meselenin barışma sürecine katkı sağlar bir hale getirilmesi için hem Türkiye, hem Kıbrıs Rum liderliği hem de uluslararası toplum nezdinde baskı oluşturmak için çaba sarf edilmelidir” dedi.

“DURMAKSIZIN ÇÖZÜM ÖNERİLERİ ÜRETMEK VE GÜNEYLE ETKİLEŞİM HALİNDE OLMAK GEREK”

Sınırları zorlayarak hiç durmaksızın çözüm önerileri üretmek ve güney ile etkileşim halinde olmak gerektiğini belirten Kutlay Erk, “Sorunun tırmandırılması yerine iki toplum arasında var olan güven kaybını ortadan kaldırmaya yönelik adımlar atılmalıdır. Bu doğrultuda, çözüm istencine dair inancından, iyi niyetinden ve iş bitiriciliğinden şüphe duyulmayacak bir Cumhurbaşkanı ihtiyacı daha da önem kazanmıştır” görüşüne yer verdi.

Erk, iki toplum arasında neredeyse kaybolan güvenin inşasına yönelik açılımların geliştirilmesi, bunların etkin bir şekilde dış temaslar aracılığı ile dünyaya duyurulması hedefiyle girişimle yapılması gerektiğini belirterek, CTP’nin bu görevi yerine getirmek için Nisan ayındaki seçimlere tüm gücüyle hazırlandığını, projeler üretmek için ekiplerini harekete geçirdiğini bildirdi.

CTP-BG Genel Sekreteri Erk açıklamasında 2015’in barış ve çözüm yanlılarının zafer yılı olacağı inancını da ifade etti.