Cumhurbaşkanı ve bağımsız cumhurbaşkanı adayı Derviş Eroğlu, Doğu Akdeniz’deki sıcak gelişmelere ve bölgenin hassasiyetine dikkat çekerek, “Kıbrıs Türk halkının üzerinde en hassas olarak durması gereken konunun güvenlik ve bunu kalıcı hale getirmek olduğunu” vurguladı.

Cumhurbaşkanı Eroğlu, “Macera arayışı ile bir halkın güvenliği, toprağı, malı-mülkü ile oynanmaz. Ben halkımın güvenliği, refah ve mutluluğu neyi gerektiriyorsa onu masada savunuyorum” dedi.

Eroğlu, dün akşam Değirmenlik’te vatandaşlara seslendi.

“DÜNYA VE İÇİMİZDEKİLER ANLAMIYOR”

Eroğlu konuşmasında, diğer adayların geçmişleriyle ve gelecekleriyle ilgili değil, zaman zaman söylediklerine cevap vererek süreci götürdüğünü kaydetti.

2’nci Cumhurbaşkanı Talat ve CTP’nin adayı Sibel Siber’in uzlaşmaz olduğu yönündeki söylemlerini hatırlatan Eroğlu, “Halbuki Eroğlu ve arkadaşları yıllardan beridir günün gerçeklerine uygun bir anlaşma arayışı içindedir. Kendi devletimize sahip çıkan bir anlaşma arayışı içinde olduk” diye konuştu.

“BAZI PARTİLER ANASTASİADİS’İN SÖZLERİNE İNANIYOR”

Rumların uzlaşmaz olduğunu dünyanın görmek istemediği gibi içerdeki bazı kişilerin de görmek istemediğini ifade eden Eroğlu, şöyle devam etti:

“Niye bazı partilerimizin önde gelenleri Rumların uzlaşmaz olduğunu söyleyemiyor? Masadan kalkan Anastasiadis’tir, dolayısıyla anlaşma istemeyen kendisidir diyemiyorlar? Bunu demedikleri gibi benim anlaşma istemediğimi söylüyorlar. Bir partinin genel sekreterine göre Anastasiadis masadan kaçmış, ben de bayram yapıyormuşum..! Haksız gerekçelerle masadan kalktılar ve dünyayı da anlaşma istermiş gibi aldatıyorlar. Bizim de bazı partilerimiz Anastasiadis’in bu sözlerine inanıyorlar… Beni üzen bu.”

“ANLAŞMA HERKES İSTER”

“Kendi devletini tanımayanlar ancak azınlık haklarına anlaşma yapar. Başka türlü olmaz” diyen Eroğlu, Rum liderliğinin beklentilerinin de, içerideki değişik seslerden kaynaklandığını ifade etti.

“Anlaşma isteyenler” ve “istemeyenler” diye kamplaşma yaratıldığını ifade eden Eroğlu, KKTC’de herkesin anlaşma istediğini, önemli olanın anlaşmanın günün gerçeklerine uygun olması olduğunu söyledi.

“KARŞIMDA HRİSTOFYAS’TAN  DAHA KATI  BİRİ VAR”

Gerek Yunanistan’da gerekse Güney Kıbrıs’ta başa kim gelirse gelsin kendini Helen olarak gördüğünü belirten Eroğlu, Hristofyas geldiği zaman bazı kişilerin Meclis’te “bayram yaptığını” ifade etti.
Ancak Hristofyas’ın da geçmiş Rum liderlerden farklı olmadığını anlatan Derviş Eroğlu, “Sayın Talat’ın o dönem sözlerini hatırlayınız. ‘Daha ne yapayım, kendimi mi asayım’ demişti. Şimdi benim karşımda Hristofyas’tan daha katı biri var” diye konuştu.

“DOĞALGAZLA İLGİLİ 2011 VE 2012’DE ÖNERİLERİMİZ İLETTİK”

18 Nisan akşamına kadar müzakere masasına oturmaya hazır olduğunu belirten Eroğlu, “Yeter ki muhatabım ön koşulsuz masaya dönsün” dedi.

Anastasiadis’in geçtiğimiz günlerde Kıbrıs Türk basınına yönelik basın toplantısı yaptığını anlatan Eroğlu, “Türk tarafının doğalgazla ilgili hiçbir öneri yapmadığını söyledi. 2011’de BM Genel Sekreteri’ne önerimi verdim. Bu önerim de dönemin Rum lideri Hristofyas’a iletildi. Bu öneride, ortak bir komite kurulmasını söyledik” dedi.

2012’de bir başka öneri daha yapıldığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı, bulunacak doğalgazın Türkiye üzerinden taşınmasının gündeme geldiğini vurguladı.

Rumların aşırı toprak talebini de bir çok kez halkın dikkatine getirdiğini belirten Eroğlu, Rumların bu aşırı talepleri karşısında Kıbrıs Türk tarafının da kırmızı çizgilerinin belli olduğunu belirtti.

“O 70 GÜN, BEN 6 BİN 170 GÜN BAŞBAKANLIK YAPTIM”

Derviş Eroğlu şöyle devam etti:

“Talat bey diyor ki ‘Eroğlu ile 5 yıl kaybettik, 5 yıl daha kaybetmeyelim’… Başbakan da diyor ki, ‘Cumhurbaşkanı icraat yapmamızı engellemeye çalışıyor’… Sanki icraat yaptılar da engelledim…  Cumhurbaşkanı icraatı engellemez, düşünceleri varsa söyler. Ama icra makamı hükümettir. Sen icraat yapamadıysan suçlusu ben değilim.

Meclis’ten geçen bazı yasaları iade etmişim. Bu Anayasal bir haktır. Eğer Anayasaya aykırı bir yasa meclisten çıkarsa ya Anayasa Mahkemesi’ne iade edilir, ya da Meclis’e... Şimdiye kadar Anayasa Mahkemesi’ne göndermedim. Meclis’e geri gönderdiğim yasa sayısı da 3’ü geçmez.

Biz 1976’dan beridir halkla beraberiz. 20 yıla yakın başbakanlık yapmış birinin icraatı yok mu? 70 gün seçim yasakları içerisinde başbakanlık yapmış bir kişinin icraatı olmadı. Ben ise 6 bin 170 gün başbakanlık yaptım. Bu ülkedeki gelişmelere bakınız, hep bizim zamanımızda yapıldı. Tabii bunları bilemez, çünkü siyasete gireli daha 5 yıl.  Öncesinde belli ki siyasetle ilgilenmemiş.”

“KÜLTÜRÜ VE SANATI DÜŞÜNEN BİZİZ”

“Gazetelerde bir reklam vardı, bir bayanın resmi. Altında da ‘kültür ve sanata değer veren bir cumhurbaşkanı’ diye CTP reklam yaptı”  ifadelerini kullanan Eroğlu, seçildiği günden beridir kültür ve sanata değeri verenin kendisi olduğunu söyledi.

Bunun yanında Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası kurulması için yasasının yapıldığını ve yasanın da Meclis’ten geçtiğini belirten Eroğlu, “Bize bir kadro verdiler. Orkestranın kaç kişiden oluştuğu bellidir ancak ilk 7 kişilik kadro verdiler. Daha sonra bu rakamı 10 yaptılar” dedi.

Bu 10 kişinin de alınması için bir tüzük gerektiğini söyleyen Eroğlu, Başbakanın, “2015 yılı için hükümetin istihdam yapacağını, bu 10 kişinin alınması halinde hükümetin istihdam yapma oranının düşeceğini” söylediğini ifade etti.

“Düşünceye bakın. Ondan sonra da kültür ve sanata değer veren bir cumhurbaşkanlığı diyeceksiniz” diye konuşan Eroğlu, Cumhurbaşkanlığı makamının kapıları halka ve gençlere de açtığını ifade etti.

DÜNYA İLE ENTEGRASYON

Dünyanın birçok bölgesinde, özellikle de Ortadoğu’da kan aktığını belirten Eroğlu, “Bu coğrafyada sadece Kıbrıs’ta kan akmıyor. Bunun nedeni de Türk Silahlı Kuvvetleri’nin varlığıdır” dedi.
Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin Kıbrıs Türk halkı için önemli olduğuna vurgu yapan Eroğlu, kendisinin Kıbrıs Türk halkının, uluslararası toplum ile entegrasyonunu ve milli güvenliği aynı anda ön plana çıkaran bir anlayışı benimsediğini söyledi.

Eroğlu, Doğu Akdeniz’deki sıcak gelişmelere ve bölgenin hassasiyetine dikkati çekerek, “Kıbrıs Türk halkının üzerinde en hassas olarak durması gereken konunun güvenlik ve bunu kalıcı hale getirmek olduğunu” vurguladı.

Eroğlu, “Macera arayışı ile bir halkın güvenliği, toprağı, malı-mülkü ile oynanmaz. Ben halkımın güvenliği, refah ve mutluluğu neyi gerektiriyorsa onu masada savunuyorum” dedi.