Cumhurbaşkanı ve bağımsız cumhurbaşkanı adayı Dr. Derviş Eroğlu, siyasi hayatının bu son döneminde, Kıbrıs sorununa adil ve kalıcı bir anlaşmayı kendisine görev bildiğini söyledi.

Eroğlu, Rumların, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin devamından yana bir tavır içinde olduğunu belirterek “halkımız bu kadar mücadeleyi asimile olmak için vermedi” dedi.

Konuşmasında, Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turu için geriye sayım başladığına dikkat çeken Eroğlu, halkın Pazar günü sandık başına giderken her şeyi bir kenara bırakarak Kıbrıs konusunu düşünmesi çağrısında bulundu.

“Karalamak için söylemiyorum. Her şey zaten meydandadır ve söylenenler , yapılanlar vardır” diye konuşan Eroğlu, halkın, Mustafa Akıncı’nın yakın destekçilerinin kim olduğuna bakması gerektiğini söyledi.

“Kurulduğu günden beri tüm siyasetini Türkiye’nin işgalci olması üzerine kuran bir Birleşik Kıbrıs Partisi  şu anda propaganda sürecinin ön saflarındadır.  Bu parti Akıncı’ya verdiği destekten dolayı müzakere masasında kendine yer kapmış sayıyor” diye konuşan Derviş Eroğlu şöyle devam etti:

“Sizin izin vereceğinize ihtimal vermiyorum ama her fırsatta Anavatan Türkiye’yi işgalcilikle suçlayan Birleşik Kıbrıs Partisi’nin  Genel Başkanı İzcan her halde seçimi kazanmaları halinde devrede olacaktır. Bu da ne demektir: Karşımızdaki oluşum, Kıbrıs Türk tarafı yani Türk tarafı olarak bu adanın garantörlerinden biri olan Anavatan Türkiye’nin işgalci olduğu ön kabulüyle masaya oturacak bir heyet oluşturuyor.  Bu bizi nereye götürecek? Lütfen bu soruyu kendinize sorunuz. Böylesine bir durum, Türk tarafının ezelden beri olmazsa olmazı olan ve  benim de vazgeçilemez dediğimiz garanti konusunun devamına olumsuz etki yapmayacak mı? Peki ama bir insan veya toplum için güvenlikten daha önemli ne vardır? Türkiye’yi işgalci olarak niteleyen bu zihniyet hangi hak ve hukukumuzu koruyacaktır?  Hangi eşitliğimizi savunacaktır? Ben Sayın Akıncı’ya soruyorum:  Türkiye’ye işgalci diyeceksin, KKTC Türkiye’nin işgali altında diyeceksin, peki neden bu tanımadığın devletin Cumhurbaşkanlığına adaysın. Ancak belli ki Sayın Akıncı devletimizin Cumhurbaşkanlığına değil sadece müzakere masasında yer alan toplum liderliğine adaydır. Bu yolla sadece Rum tarafının istediği bir çözüme ulaşmasına yardım edecektir.”

“BUNLAR İDDİA DEĞİLDİR”

Bunların iddia olmadığına vurgu yapan Derviş Eroğlu. “Kendisine televizyonda da sordum “nedir senin çözüm vizyonun?” diye. Söylemedi konuyu değişti, sonradan Kıbrıs Türk varlığı için en önemli parametreleri teknik detay olarak nitelendiren açıklamalarda bulundu” diye konuştu.

Rum tarafının istediği çözüm modelinin çok net olduğuna dikkat çeken Eroğlu, Rum tarafının Kıbrıs Cumhuriyetinin Kuzeyi de kapsayacak şekilde devamını istediğinin altını çizdi.

Bunun Rumların önerilerinde de açıkça yazdığını belirten Eroğlu, Kıbrıs Türk halkının yıllardan beridir süregelen bu mücadeleyi 1963 yılında atıldığı Kıbrıs Cumhuriyetinin içerisine asimile olmak dönmek için  vermediğini vurguladı.

Kıbrıs Türk halkının bu mücadeleyi siyasi eşit, ortak karar verme mekanizmasına sahip, kendi liderini kendi seçebileceğini ve çözüm sonrasında kurulacak olan federal devletin dönüşümlü eş başkanı olabilmesi için verdiğinin altını çizen Derviş Eroğlu konuşmasına şöyle devam etti:

“KARARI SİZ VERECEKSİNİZ”

“Kıbrıs Türk Halkı bu mücadeleyi Anavatan Türkiye’nin etkin ve fiili garantisi altında bir çözüme ulaşmak için vermiştir Biz 40 yıldır özgür yaşayabiliyorsak, seçme ve seçilme hakkımızı kullanabiliyorsak bunun sebebi,korku değil güvenlik içinde yaşamamızı sağlayan silahlı kuvvetlerimiz dolayısıyla Anavatan Türkiye’dir. Şimdi Halkımıza açık şu soruyu sormak istiyorum:  Bugün ailesiyle birlikte herkesin kurulu bir düzeni vardır.  Yönetsel bozukluklardan şikayet ediyor olsak da güven içerisinde devam ettirdiğimiz bir işimiz, çocuklarımız ve ailemizle kurduğumuz bir düzen vardır.  Müzakere ederek kurulacak yeni düzende bunun geriye değil ileriye taşınması gerekir.  Biz bunu sağlamaya çalışıyoruz, ama önümüzdeki Akıncı ismiyle anılan oluşum daha masaya oturmadan; çözümü görmeden toprak vermekten ve Anavatan Türkiye’yi işgalcilikle suçlayan bir mantaliteyle masaya oturmaktan bahsetmektedir.  Bu şekilde bir düzen mi istiyorsunuz? Kararı siz vereceksiniz. Böylesine bir ortamda küskünlük olmaz; biz birimize sebebi ne olursa olsun kırıldık diye bambaşka belirsizliklere mi doğru gideceğiz? Değerli kardeşlerim, halkım bizim tek alternatifimiz Kıbrıs Rum tarafıyla anlaşmak değildir.  Biz onurlu, azınlık olmayacağımız ve siyasi eşitliğimizin orada olacağı bir anlaşma istiyoruz ve bunu gerçekleştirmek için de masada olacağız.  Karşı taraf henüz bu noktada değildir. Hatta karşı taraf Sayın Hristofyas’ın durduğu noktadan da geridir.  Şimdi ben her görüşten  kardeşlerime seslenmek istiyorum. Sizin için garantiler önemli değil mi?  Anavatan Türkiye’ye işgalci fikrini siz de kabul ediyor musunuz?  Kıbrıs Türk Halkını sözde  Kıbrıs Cumhuriyeti’nin içerisine asimile edecek, doğru dürüst söz hakkı olmayacağı ve garantilerin ortadan kalkacağı bir modele evet mi diyeceksiniz? “

“ADİL VE KALICI ANLAŞMAYI GÖREV EDİNDİM”

“Kardeşlerim bu benim siyasetteki son dönemim, bundan sonra benim herhangi bir siyasi beklentim ve  kaygım olamaz” diyen Eroğlu,  kendisine bir anlaşma olacaksa bunun adil ve kalıcı olmasını görev edindiğini söyledi.

“Ben sizin bana bugüne kadar gösterdiğiniz destek ve sevginin karşılığında son bir görev yaparak Kıbrıs konusunu sonuca bağlamak istiyorum” diye konuşan Eroğlu sözlerini şöyle tamamladı:

“O nedenle sizden; değerlerimiz, haklarımız, geleceğimiz adına destek istiyorum. Göstergeler ciddi bir toparlanma olduğu ve sandığa gidilirse seçimi kazanabileceğimizi göstermektedir. Sizden ricam desteğinizi vermekten kaçmamanızdır Bunu tarihi vebali büyük olabilir. Bu görüş ve düşüncelerle hepinizi saygıyla selamlıyor, sağlık ve mutluluklar diliyorum.”