Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Rum tarafının egemenlik haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle masadan kaçtığını belirterek, “Eğer Kıbrıs’la ilgili üçüncü çevreler ,Kıbrıs’ta 11 Şubat Ortak Açıklaması’na uygun bir anlaşmada samimiyseler, Rum tarafının bu tutumu sürdürmesine izin vermemelidir” dedi.

Yapılan araştırmaların Kıbrıs Türk halkının daha istikrarlı hükümetler, daha etkin icraat yapabilen idareler istediğini, Başkanlık sisteminin bunun için bir yol olabileceğini düşündüğünü gösterdiğini kaydeden Eroğlu, kendisinin Cumhurbaşkanlığına son kez aday olduğunu da açıkladı.

Cumhurbaşkanı Eroğlu dün akşam basın mensupları onuruna yeni yıl resepsiyonu verdi. Eroğlu resepsiyonda yaptığı konuşmada, yeni yılın basın camiasına, Kıbrıs Türk insanına, ülkeye, insanlığa, Anavatan Türkiye’ye, tüm dünyaya mutluluk ve sağlık getirmesini temenni ederek, geçmiş yılın özetini yaptı ve gelecek yıla yönelik düşüncelerini açıkladı.

Resepsiyona basın-yayın kuruluşu temsilcileri ve çalışanları yanında bazı bakanlar ve milletvekilleri de katıldı.

“RUMLAR MASADA 8 AY KALABİLDİ”

Cumhurbaşkanı Eroğlu, resepsiyonda yaptığı konuşmada, yoğun ve önemli temasların yaşandığı, gelişmelerin kaydedildiği bir yılın geride bırakıldığını belirtti.

Geçen yılki resepsiyonda Rum tarafının çeşitli ön koşullar ileri sürerek, masaya oturmaktan kaçındığını vurguladığını hatırlatan Eroğlu, bu yılın başında Rumları zorlayarak, iyi niyet ve esneklik göstererek Şubat ayında masaya getirebildiklerini, ancak Rum tarafının 8 ay masada kalabildiğini ve 7 Ekim’de masadan kaçtığını söyledi.

Uzun süren çabalar sonrasında 11 Şubat’ta, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’le bir ortak açıklama üzerinde antlaştıklarını anımsatan Eroğlu, bu metnin, 1974 sonrasında yaşanan tüm gelişmeler ışığında kaleme alındığını ve liderler arasında bugüne kadar imzalanan en kapsamlı ortak açıklama metni olduğunu kaydetti.

Ortak Açıklama metni ile iki lider olarak, iki toplumlu, iki kesimli, siyasi eşitliğe dayalı, iki eşit statüde kurucu devletten oluşan bir federal ortaklık üzerinde mutabık kalındığının dünyaya duyurulduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Eroğlu, aynı ortak açıklamada, egemenliğin iki toplumdan eşit şekilde kaynaklandığı, bir tarafın diğeri üzerinde yetki veya otorite kullanamayacağı, statükonun kabul edilmez olduğunun da belirtildiğini söyledi.

Eroğlu, bu açıklamayla her iki tarafın da en kısa zamanda bir çözüme ulaşılması taahhüdünü de verdiğini ve söz konusu ortak açıklamanın uluslararası toplum tarafından da kuvvetle desteklendiğini bildirdi.

Amerika Birleşik Devletleri Başkan Yardımcısı Joe Biden’in, 22 Mayıs’ta Kıbrıs ziyareti kapsamında KKTC’ye de geçerek kendisiyle Cumhurbaşkanlığı’nda görüştüğünü belirten Eroğlu, akşamında ise Biden ve Anastasiades ile bir yemekte buluştuklarını söyledi.

RUM TARAFININ İSTEKSİZLİĞİ

Biden’ın, yaptığı açıklamada Türk tarafının görüşleri doğrultusunda, liderler seviyesindeki görüşmelerin ayda birden ikiye çıkarılacağını ve güven yaratıcı önlemlere ağırlık verileceğini söylediğini de hatırlatan Eroğlu, “Görüşmelerin sıklığı artırılsa da, Rum tarafının isteksizliği yüzünden güven yaratıcı önlemler konusunda kayda değer bir gelişme maalesef olmadı” dedi.

Türkiye’nin 11’nci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 12’nci Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Ahmet Davutoğlu, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Meclis Başkanı Cemil Çiçek, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın ziyaretleri vesilesiyle karşılıklı görüşlerin ortaya konduğunu belirten Eroğlu, stratejilerini değerlendirilerek neler yapılacağının konuşulduğunu kaydetti.

“ANAVATAN İLE TAM UYUM İÇİNDEYİZ”

Anavatan Türkiye ile tam bir uyum içinde Kıbrıs davasını yürütmeye devam etiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Eroğlu, Rum tarafının 11 Şubat 2014 ortak açıklama metninde belirlenen vizyona aykırı bir şekilde, tüm dünyanın iki toplumun sahibi olduğunu kabul ettiği Ada etrafındaki hidrokarbon kaynakları konusunda tek taraflı kararlar alma ve hareket etme yönünde hala ısrar ettiğini belirtti.

“RUM TARAFININ YARATTIĞI TEMELSİZ SUNİ KRİZ…”

Rum tarafının, tek yanlı olarak ilan ettiği Münhasır Ekonomik Alanı içinde yer alan 9 numaralı parselde Ekim ayı başında hidrokarbon aramalarına girdiğini hatırlatan Eroğlu, KKTC olarak Türkiye ile istişare halinde, Kıbrıs Türkü’nün hak ve hukuku korumak üzere adımlar attıklarını vurguladı.

Rum lider Anastasiades’in, Türkiye’nin 7 Ekim’de, Barbaros araştırma gemisini Doğu Akdeniz’e göndermesi ve 31 Aralık tarihine kadar sürecek bir “NAVTEX” yayınlamasının egemenlik haklarının ihlal edildiği anlamına geldiğini ileri sürerek, Rum siyasi partilerinin de onayı ile görüşme masasından kaçtığını anlatan Cumhurbaşkanı Eroğlu, “Eğer Kıbrıs’la ilgili üçüncü çevreler, Kıbrıs’ta 11 Şubat Ortak Açıklaması’na uygun bir anlaşmada samimiyseler, Rum tarafının bu tutumu sürdürmesine izin vermemelidir” dedi.

Eroğlu, Rum tarafının yarattığı bu temelsiz, suni krizin ardından, diplomatik ve siyasi çevrelerde yaptıkları tüm görüşme ve girişimlerde bu gerçekleri detaylı bir şekilde anlattıklarını ve anlatmaya devam ettiklerini söyledi.

2015’TE BİZLERİ NELER BEKLİYOR

Cumhurbaşkanı Eroğlu, 2015 yılı için beklentilerini de dile getirdiği konuşmasında, “Kıbrıs Türk tarafı olarak biz masadayız. Müzakerelerin yapılandırılmış, sonuç alıcı ve anlamlı olabilmesi için belirlenen vizyon çerçevesinde hareket edilmesinde, tarafların bu yönde davranacaklarına dair taahhütlerini yerine getirmelerinde ısrarlıyız. Biz, erken bir sonuç, çözüm istiyoruz. Daha fazla gecikme olmasını, mağduriyetlerimizin devam etmesini istemiyoruz. Verilen sözler tutulmalıdır. Ahde vefa, varılan uzlaşmalara uygun davranma esastır, yoksa bir 50 yıl daha görüşmelerden sonuç almak mümkün olmayacaktır” şeklinde konuştu.

“RUM TARAFI MASAYA GELSİN DİYE BEDEL ÖDEMEYECEĞİZ”

Kıbrıs Türk tarafı olarak masada olduklarını, ancak halkın hak ve çıkarlarının yıllarca devam edecek bir süre daha masaya hapsedilmesine göz yumamayacaklarını vurgulayan Eroğlu, Rum tarafının masaya gelmemesi haklinde Türk tarafının yapacakları bulunduğunu, fakat Rum tarafını masaya getirmek için bedel ödenmeyeceğini bildirdi.

Kendisi ve ekibinin Rum muhataplarıyla toplam 205 kez masada bir araya geldiklerini söyleyen Eroğlu, kendisinin eski Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas'la 5'i üçlü zirvelerde olmak üzere toplamda 77 kez görüştüğünü, Anastasiades'le ise 7 kez zirve görüşmesi yaptığını kaydetti.

RAKAMLARLA CUMHURBAŞKANLIĞI

2010’dan bu yana Rum Yönetimi Başkanları ile kendisi arasında toplamda 84 liderler görüşmesi gerçekleştiğini belirten Eroğlu, yine aynı kapsamda, Cumhurbaşkanlığı müzakere ekibinin, Rum liderlerin müzakere ekipleri ile toplam 121 kez görüşme gerçekleştirdiğini anlattı.

Liderler arası görüşmeler haricinde, bugüne dek New York'ta Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-Moon ile değişik zamanlarda 6 kez bir araya geldiğini de hatırlatan Eroğlu, Cumhurbaşkanlığı olarak sadece Kıbrıs konusunda değil, diğer Anayasal görevlerin yerine getirilmesinde de yoğun bir çalışma içinde olduklarını söyledi.

Eroğlu, Meclis’ten gelen yasaların onaylanması sürecinde hassas bir çaba gösterdiklerini, 27 Mayıs 2010-16 Aralık 2014 tarihleri arasında Meclis’e iade edilen ve Anayasa Mahkemesi’nden görüş talep edilenler dâhil 253 yasa ve kararın Meclis tarafından Cumhurbaşkanlığı’na iletildiğini açıkladı.

Cumhurbaşkanlığı’nın bu süre içinde 7 yasayı gelen görüşler neticesinde Meclis’e geri gönderdiğini kaydeden Eroğlu, Anayasa Mahkemesi’nin görüş sunduğu 1 yasa ile beraber toplam 8 yasanın Meclis tarafından yeniden düzenlenerek Cumhurbaşkanlığı’na gönderilip onaylandığını, 245 yasa ve kararın kendisi tarafından onaylanarak yürürlüğe girdiğini açıkladı.

Cumhurbaşkanlığı olarak kültür, sanat, spor, gençlik ve sosyal sorumluluk projelerine elden geldiği, kadar destek olma çabası içinde olduklarını da söyleyen Eroğlu, çocuk odaklı toplum projesinde son aşamaya gelindiğini belirterek, eşi Meral Eroğlu’na proje ile yakından ilgilenmesi dolayısıyla teşekkür etti ve Meral Eroğlu’nun geçen yıl Türkiye Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Dışişleri Bakanlarının eşleri, hükümet yetkilileri ile temaslar yapıp önemli ilerlemeler sağladığını anlattı.

Eroğlu şöyle devam etti:

“Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Yasası geçmiştir ve Maliye Bakanlığımız ancak o kadar yetki verdiği için peyderpey istihdamlar yapılmak suretiyle orkestranın kurulmasına karar verilmiştir.
Orkestra ile ilgili ilk somut adımlar hemen yılbaşında atılmaya başlıyor. Vakıflar Sineması’nın, her türlü konserin verilebileceği bir salona dönüştürülmesi için yapılan çalışmalar da hızla ilerliyor. Vakıflar İdaresi ile işbirliği içinde bir proje yapılması ve uygulanması yönünde önemli ilerlemeler kaydedilmiştir.

Cumhurbaşkanlığı Binası önünde ülkemize yaraşır güzel bir yeşil alan oluşturulması için yapılan proje ise uygulama aşamasındadır. Bu proje Şubat ayı ortalarında tamamlanacak ve başkent Lefkoşa’mızın göbeğinde, Cumhurbaşkanlığı karşısında ülkemize yaraşır güzel bir yeşil alan ortaya çıkacaktır.

Cumhurbaşkanlığı olarak geçen yıl da çocuklarımızla, gençlerimizle, sanatçılarımızla, işçimiz, köylümüzle bir araya gelmeye büyük özen gösterdik. Halk Konseyimiz, Meclis Platformumuz, Danışma Kurulumuz gereken toplantıları yapmış ve çok yararlı düşünceler üretmiştir.

Pek çok kez belirttiğim gibi Kıbrıs Türk Halkı’nın geleceği aydınlıktır. Yetişmiş insan gücümüz, devletimizin varlığı, Kıbrıs konusundaki haklılığımız en önemli dayanaklarımızdır. Kıbrıs konusunda önümüzdeki dönem belirleyici olacaktır. Dirayetli davranır, haklarımızı korumaktaki kararlılığımızı sürdürürsek halkımızın istediği noktaya ulaşacağız. Buna kuşkum yoktur.”

“KENDİ EVİMİZİ DÜZENE SOKMALIYIZ”

Her şeyin Kıbrıs konusunun halledilmesine endekslenemeyeceğini, Kıbrıs Rum tarafının insafına bırakılamayacağını da kaydeden Cumhurbaşkanı Eroğlu, “Biz kendi içimizde yapmamız gerekenleri yapmalıyız. Kendi evimizi düzene sokmalıyız” şeklinde konuştu.

CUMHURBAŞKANLIĞI ADAYLIĞI

Eroğlu, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde göreve devam etmesi gerektiği yönündeki çağrılara kulak vererek bağımsız aday olduğunu ifade ederek, adaylığının bir nedeninin Kıbrıs konusunda kendisine ihtiyaç olduğu yönündeki ifadeler olduğu kadar; iç konularda yön verici, teşvik edici olması için iletilen görüşler olduğunu söyledi.

Kıbrıs Türkü’nün aktif olması, sürekli hak ve hukukunu dünyaya anlatma, kabullendirme faaliyetlerinde bulunması, ama maceradan kaçınması gerektiğini söyleyen Eroğlu, “Hakkımızı hukukumuzu birlik-beraberlik içinde, Anavatan Türkiye ile uyumlu ve doğru savunmalıyız.” dedi.

“SON KEZ ADAY OLUYORUM... BAŞKANLIK SİSTEMİ”

Yapılan araştırmaların Kıbrıs Türk halkının daha istikrarlı hükümetler, daha etkin icraat yapabilen idareler istediğini, Başkanlık sisteminin bunun için bir yol olabileceğini düşündüğünü gösterdiğini kaydeden Eroğlu, kendisinin Cumhurbaşkanlığına son kez aday olduğunu açıkladı.

Eroğlu, “Benim kendim için bir şey yapılmasını talep etmem söz konusu değildir. Bu sistem değişikliğinin 2020 yılından sonra başlayacak dönem için düşünülebileceğini vurgulamakta da fayda görüyorum. Bu konu, Anayasal değişiklik gerektirir ve bu benden önce Meclis’in görevidir. Nihai aşamada ise halkın kararı ile neticelenip yürürlüğe girebilecek bir konudur” şeklinde konuştu.

Eroğlu, halkın takdir ederek göreve devam etmesi durumunda, bu noktada olumlu yönde, yol gösterici, yön verici bir rol oynamaya hazır olduğunu da bildirdi.

Aynı şekilde, Anayasa, Siyasal Partiler Yasası, Seçim ve Halk Oylaması Yasası, Kamu Reformu gibi konularda da üzerine düşenleri yapmak kararlılığında olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Eroğlu, “Halkımız, bizden bir an önce atılım bekliyor. Halkımız, ekonomik sıkıntıların aşılmasını, bir an önce istikrarlı bir şekilde kalkınma hamlesinin başlatılmasını talep ediyor. Sağlık, eğitim, adalet, turizm, üniversiteler, çevre konularında ivedi olarak yapılması gerekenler var. Kısacası yaşama dair yapmamız gereken çok şey var. Güzel günler için, aydınlık, barış dolu bir dünya için çok çalışmamız lazım” dedi.

Cumhurbaşkanı Eroğlu, konuşmasının sonunda tüm medya mensuplarına başarı dileyerek yeni yıllarını kutladı.