3. Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın Kıbrıs Türk halkı için önemli olan sorunlar çözülmeden masaya harita koyduğunu savunarak bunu eleştirdi.

3. Cumhurbaşkanı Eroğlu, Cumhurbaşkanı Akıncı’nın harita sunmakla hata yaptığını savunarak “Rum tarafı, ilk defa bizim kendi elimizle bazı yerleşim birimlerimizi kendilerine vermemizi öngören bir harita ortaya koymamızdan son derece memnundur” dedi.

“ÇÖZÜM İÇİN ÜMİTLİ KONUŞAMIYORUM”

Milliyet gazetesine demeç vererek soruları yanıtlayan Eroğlu, "Çözüm için ümitli konuşamıyorum" diyerek şöyle devam etti:

"Sayın Akıncı, '2015 yılı sonuna kadar çözüm' dedi. Görüyoruz ki olmadı. '2016 yılı sonuna kadar çözüm' dedi, yine olmadı. Kendisinin çok açık 'anlaşma olmazsa KKTC ile yola devam edeceğiz' şeklinde sözleri var. KKTC ile nasıl yola devam edilecek göreceğiz. Bana göre artık 'bu son' deyip de olmayınca yeni bir sürece geçilmesine izin verilmemelidir." 

“ÇIKIŞ YOLU BULUNMALI”

Rumların iki kesimliliği ortadan kaldırmak için çalıştığını ifade eden Eroğlu, toprak konusunda 29.2'den başlamanın doğru olmadığını belirtti.

Eroğlu, "Aradan 43 yıl geçmiştir. 43 yıl sonra halkımızın geniş bir kısmını göçmen mi yapacaksınız?" diye sordu.

Rum ve Yunanistan ikilisinin tutumları nedeniyle bir sonuca varılamayacağını da kaydeden Eroğlu, "Artık bu sürecin sonrasında ne yapılacağı da Türkiye ile birlikte, halkımızla, tüm kesimlerle tartışılmalı ve bir çıkış yolu bulunmalıdır" dedi.

“RUM-YUNAN SİYASETİNDE DEĞİŞİKLİK YOK… ÜMİTLİ DEĞİLİM”

Cenevre görüşmelerine ilişkin henüz tam bir kanıya varmak için erken olduğunu ancak Rum -Yunan siyasetinde en küçük bir hedef değişikliği olmadığını belirten Eroğlu şöyle devam etti:

“Bu nedenle sonuca varılacağından ümitli değilim. Rum-Yunan ikilisinin hedefi Kıbrıs’tan Türkiye’yi çıkarmak, bizi güvenlik zafiyetine düşürmek ve adayı Yunan hegemonyasına sokmaktır. Bunu görmemek için hiç Kıbrıs konusunu bilmemek, gelişmeleri hiç anlamamak lazımdır. Konferans devam edecek mi?  Rum-Yunan ikilisi Türkiye’nin etkin ve fiili garantisini istemiyor. Dönüşümlü başkanlığa Rum halkı büyük oranda karşıdır. Anketler ortadadır. Dönüşümlü başkanlığı ancak ve ancak biz çok büyük bir taviz verirsek kabul ederler gibi bir duruşları vardır.

Örneğin; Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinden vazgeçersek veya Karpaz ve Güzelyurt’u verirsek dönüşümlü başkanlığı kabul edebileceklerine dair Rum basınında yorumlar ve yazılar yer almaktadır.

Mülkiyette ciddi sorunlar var. Varılacak anlaşmanın AB’nin birincil hukuku olmasını istemiyorlar. Çözümün finansmanı nasıl sağlanacak bana göre belli değildir. Bazı raporlar var ama ortada elle tutulur bir kaynak yoktur. İki kesimliliği ortadan kaldırmak, dört özgürlük kisvesi ile gün gele Kuzey’i de mülkiyet ve nüfus olarak Rum yapmak peşindedirler. Bunlara bakarak çözüm için ümitli konuşamıyorum."

“DENKTAŞ HARİTA VERMEDİ”

"Taraflardan biri bu planı reddederse plan kendiliğinden ortadan kalkar” ifadelerinin yer aldığı Annan Planı’nın ortadan kalktığını vurgulayan Eroğlu şöyle devam etti:

“Annan Planı ortadan kalktı da Gali Planı, 1986 yılında ortaya konulan Cuellar Planı kalkmadı mı? 31 yıl öncenin koşulları ile 2017’nin koşulları aynı mı? Zaman zaman Sayın Akıncı’nın kendisi de Annan Planı’nın üzerinden 12-13 yıl geçtiğini bunun göz ardı edilemeyeceğini söylemiyor mu? O dönemde Cuellar Belgesi’ne Rum tarafı hayır dedi biz evet dedik. Sayın Denktaş harita vermedi. Bir çerçeve anlaşma sunuldu ve bizler o çerçeveye içindekilerin tümünü dikkate alarak evet dedik.”

“AKINCI YAPTIĞI HATAYI ÖRTMEK İÇİN BÖYLESİ BİR POLEMİK YARATTI”

 Annan Planı gibi Cuellar Belgesi’nin de taraflardan biri “ hayır “ dediği için ortadan kalktığını ifade eden 3. Cumhurbaşkanı Eroğlu, şu ifadeleri kullandı:

“O dönemde konuşulanlarla şimdi konuşulanlar arasında fark vardır. Bana göre Sayın Akıncı yaptığı hatayı örtmek için böylesi bir polemik yaratmıştır. Günün konusu kendisinin verdiği haritadır. Rum tarafı, ilk defa bizim kendi elimizle bazı yerleşim birimlerimizi kendilerine vermemizi öngören bir harita ortaya koymamızdan son derece memnundur." 

"TOPLUMUN SÜTTEN AĞZININ YANDIĞINI DA UNUTMAMAK LAZIM”

"Garanti ve İttifak Antlaşması’nın “tabu değil” denerek tartışmaya açıldığını vurgulayan Eroğlu, “Rum -Yunan ikilisinin hemen “kaldırılsın” diye yaygara yapmaya başladığını ve Türk tarafının hataları sonucu belli bir noktaya geldiğini ifade etti.

Eroğlu, “Şimdi ilk defa garantilerin kaldırılmasının tartışılmasından bu amaçla Türkiye’yi de masaya getirmekten çok memnundurlar. Görüşme süreci çok dikkat gerektiren bir süreçtir. Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır ama bu toplumun sütten ağzının yandığını da unutmamak lazımdır” dedi.

Rum-Yunan ikilisinin tutumu ortadayken bir yere varılabileceğine inanmadığını vurgulayan Eroğlu, hedeflerinin hidrokarbon kazılarına başlamak için zaman kazanmak olduğunun altını çizdi.

Eroğlu, “Kazılardaki gelişmeleri bize yutturmak istiyorlar. Bir oldu-bitti yaratmak peşindedirler. Eğer başarırlarsa ellerine Kıbrıs Cumhuriyeti’ni gasp etmenin, Kıbrıs konusu halledilmeden AB’ye tam üye olmanın yanı sıra üçüncü bir büyük koz geçmiş olacaktır. Biz ise hâlâ ambargo altında, hala dünyada hak ettiğimiz yeri alamıyoruz. Bana göre Türkiye ve KKTC artık buna izin vermemelidir. Artık bu sürecin sonrasında ne yapılacağı da Türkiye ile birlikte, halkımızla, tüm kesimlerle tartışılmalı ve bir çıkış yolu bulunmalıdır" ifadelerini kullandı.

MÜZAKERE HEYETİNE ELEŞTİRİ

Eroğlu, Cumhurbaşkanı Akıncı'nın müzakere heyeti ile ilgili eleştirilere ise şöyle yanıt verdi:

"Bu konudaki iddialar benim de kulağıma geliyor, duyuyorum. Bu konuya pek girmek istemiyorum çünkü Sayın Akıncı’nın ekibi kendisinin tercihidir ama bana göre daha farklı bir ekip de kurabilirdi. Rum heyeti çok profesyonel, çok deneyimli ve uzman kişilerden kuruludur."