Cumhurbaşkanı ve bağımsız cumhurbaşkanı adayı Dr. Derviş Eroğlu, 5 yıllık görev süresi boyunca Kıbrıs Türk tarafının ne BM ne de AB tarafından suçlanamadığını belirtti.

Eroğlu, makul ve yapıcı önerileri masaya taşıdıklarını ifade ederek “geldiğimiz aşamada da Eide’nin son yaptığı açıklamalar pozisyonumuzun ne kadar doğru olduğunun bir göstergesidir” diye konuştu.

“2 yıl içerisinde bir sonuca ulaşacağınızı söylüyorsunuz. Rumların tutumları mı değişecek? Yoksa planlanan başka bir formül mü var?” şeklindeki soruya Eroğlu, aday olurken, ucu açık müzakerelerin devam edemeyeceğini ve bir zaman limiti içerisinde müzakerelerin sonuçlandırılması gerekliliği  üzerinde durduğunu söyledi.

48 yıl daha müzakerelerin devam etmesini kimsenin istemeyeceğini vurgulayan Derviş Eroğlu “Rumlar bir zaman limiti istemezse, anlaşma yönünde samimi olmadıkları ortaya çıkar” diye konuştu.

Eide’nin yaptığı son basın toplantısındaki açıklamalarına bakıldığı zaman Kıbrıs BM’nin tutumunun  erken çözüm isteyen kendileri ile bir uyum içinde olduğunun görülebileceğine işaret eden Derviş Eroğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

“ÖN ŞARTSIZ MASAYA GELECEKLER”

“Dünya bir anlaşma olacaksa bunun bir zaman limiti içerisinde olmasını beklemektedir. Bir sorun var ve 48 yıldır müzakereler devam ediyor. Güneyde 6-7 cumhurbaşkanı değişti. Bizde ise ben 3’üncü cumhurbaşkanı olarak müzakereleri sürdürdüm ve bir sonuç yok. Bütün iyi niyetimize rağmen, Rumların sonuç alıcı müzakerelerde zaman zaman masayı terk etmeleri, ki Greentree’deki son toplantıda sonuç almayı hedeflerken çeşitli kararlarla sonuç almayı engellediler.Şimdi Genel Sekreterin de dediği gibi son oyunu oynuyoruz. Sayın Anastasiadis masaya gelecektir. Eide’nin de bize aktardığına göre ön koşulsuz geliyor.”

“ORTAK METNE AYKIRI AÇIKLAMALRI VAR”

Eroğlu “Yoğun müzakereler başlarsa, 11 Şubat belgesinde takılabilecek noktalar  var mı?” yönündeki soruya ise, ortak açıklama metninde sonuç alıcı müzakereler yapılmasının yazılı olduğunu söyledi.

“Rum tarafın bu sözünün arkasında duruyor mu?” diye soran Derviş Eroğlu, Rum Ulusal Konseyi’inde birkaç hafta önce alınan ve Anastasiades tarafından açıklanan kararla, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin evrimleşerek federasyona dönüşeceğini söylediklerine dikkat çekti.

Eroğlu, “bu ortak metinde yer alanlara uygun değildir, karşıdır. Çünkü ortak açıklamada bulunacak çözümün iki kurucu devletin oluşturacağı bir federasyon olacağı yazılmıştır. Yani Kıbrıs Cumhuriyeti bir federasyona dönüşmeyecek” dedi.

“FEDERASYON İKİ KURUCU DEVLETTEN OLUŞACAK”

Derviş Eroğlu “nasıl bir anlaşma size imza attırır” sorusuna ise şöyle yanıt verdi:

“KKTC’nin bağımsızlık bildirgesinde, federal çözümü görüşmeye açık olunduğu yazılıyor.  KKTC’nin kuruluşunu sevinçle karşılayan ve bağımsızlık bildirgesini gururla imzalayan bir kişiyim. Bir anlaşma oluncaya kadar da KKTC devleti varlığını sürdürecek bir anlaşmayla birlikte de ortaklık devletinin Türk kurucu Devleti KKTC olacak. KKTC’nin kuruluşuna üzülenler, hataydı diyenler bugün KKTC devletinin makamına aday gösterebiliyor. Demek ki bu devlet vardır.  Ben müzakere masasında otururken dünya da biliyor ki halkımın seçtiği bir cumhurbaşkanıyım. Müzakere masasında elimi güçlendiren gerçeklerden bir tanesi de KKTC’nin varlığıdır. KKTC olmasaydı bize azınlık hakları önerilecekti. Bu devlet varlığını sürdürüyor. Ortak açıklama metnine, iki bölgeli, iki toplumlu siyasal eşitliğe dayalı federal bir cumhuriyet kurulacak ve bunu eşit statüde iki kurucu devlet kuracak. Bu gayet açık ve nettir.” 

“NE İSTEDİĞİNİ SADECE BEN SÖYLÜYORUM”

“Anlaşma noktasında fikrini açıkça söyleyen tek kişi benim. Garantörlük olacaktır. Benim olmazsa olmazlarımdandır. Rumlar ise, ya BM Güvenlik Konseyi üyeleri ya da AB ülkeleri garantör olsun. Başka ne var? Nüfus. Onlar Türkiye’den gelen vatandaşlarımıza karşıdırlar. Ben ne diyorum? KKTC’nin bugüne kadar verdiği ve bir anlaşma oluncaya kadar vereceği vatandaşlıklar da ortaklık devletinin otomatik vatandaşı olacaklardır. Toprak konusunda da kriterlerim var. Mümkün olduğunca az insanımızın yerinden olmasını öngörüyoruz. Bulunacak çözümün AB’nni birincil hukuku olmasını istiyoruz.”

“SUÇLANMAMA ANLAM VEREMİYORUM”

“Bazı adaylar sizi kırmızı çizgileriniz olduğu sürece anlaşmadan uzak olduğunuz yönünde eleştiriyorlar”  yönündeki bir yoruma Eroğlu, Rumların da masada kırmızı çizgileri olduğunu söyledi.

Türkiye’nin garantörlüğüne karşı oldukları gibi, Türkiye’den gelen göçmenlerden Kıbrıslı biriyle evlenenlerin dışındakilerin geri dönmesini istediklerini ifade eden Derviş Eroğlu, “toprak konusundaki aşırı taleplerini de defa defa anlattım. Bir anlaşma sonrası kuzeyde kalacak topraklar içerisinde malı olan Rum birinci tercih hakkına sahip olacak” dedi.

Karşılıklı pazarlıkların yaşanacağı süreçte de Rumların masadan kaçtığını anımsatan Eroğlu, buna rağmen kendisinin suçlanmasına anlam veremediğini vurguladı.

“MARAŞ TOPRAK BAŞLIĞINDA GÖRÜŞÜLECEK”

Derviş Eroğlu konuşmasına şöyle devam etti:

“Ben kendi duruşumu açıkça söylediğim için eleştiriyorum. Ama Sibel hanım da söylesin. Ne diyor? Ekibimle çözeceğim. Akıncı ne diyor? O da benim saydıklarımı saymıyor. Maraş’ı çözeceğim diyor.  BM kayıtlarına göre BM kontrolünde eski sakinlerine, eskiden orada ikamet edenlere verilsin diyor. Sonra sen, şimdi Maraş’ı niye  açıyorsun? Biz geçmişte Maraş’ı karşılığında bir şeyler almak için önerdik ama Rum tarafı reddetti. Şimdi Mağusa İnisiyatifi’nin  oyunu almak için söylüyor. Kudret bey de Maraş’ı Türk yönetiminde açacakmış. Peki Kudret bey müzakerelerin devamından yana mı? Maraş’ı Türk yönetiminde açtığınızda müzakere masası mı kalır? Maraş konusu toprak başlığında görüşülecek.”

“KAMU HİZMETİ KOMİSYONUNA İLK KEZ SIKI DENETİM GETİRDİK”

Kamu Hizmeti Komisyonu ile ilgili bir soruya ise Eroğlu şöyle yanıt verdi:

“Komisyon, şu andaki haliyle, bugüne kadar gelmiş geçmiş bütün dönemlerin en tarafsız komisyonudur. CTP döneminde, sorular Kamu Hizmeti Komisyonu’nun başkanının evine bağlıydı sorular. Bütün mülakatlardan sonra, bir bakarsınız ilk üç CTP’li. Ben geldikten sonra, üniversitelerden soru aldık. Soru bankasını zenginleştirdik. Tek bir sorunun dışarı çıkması mümkün değildir. Sınavlar yapılacağında, soruları alacak ve verecek kişiler içerde kalıyorlar. Dışarı çıkmıyorlar. Sendikacılar da gelip gözetmenlik yapıyor. Biz işleri sıkılaştırdık. Çetin Uğural’ın zamanında ve ondan önceki dönemlerde her şey çok rahattı. Şimdi çok iddialıyım. Tek bir soru dışarı çıkmaz çıkamaz. Müdürlük sınavlarının iptal edildiği dönemde de Uğural’ın zamanıydı.

MAL VARLIĞI

Deriş Eroğlu mal varlığını açıklamadığına yönelik gelen soruya ise şöyle yanıt verdi:

Lefkoşa’da Kızılbaş bölgesinde halen oturmakta olduğu ev

Lefkoşa’da eşi Meral Eroğlu adına Lefkoşa Kızılbaş bölgesinde arsa

Gazimağusa’da ev

Yanındaki arsa

Ayluga bölgesinde eş değer ile bir arsa,

Gazimağusa’da bir arsa Müteahhit bu arsaya karşılık 4 apartman dairesi ve bir de dükkan verdi.

Aşağı Girne’de bir arsa

Kooperatif Merkez Bankası’nda 600 bin TL

İktisat Bankası’nda 462 bin TL.

Vakıflar Bankası’nda 410 bin TL, 275 bin sterlin ve 407 bin dolar

“Ben, 50 yıldır çalışıyor ve para kazanıyorum. Milletvekilliği, bakanlık ve başbakanlık yaptım. Eşimin de eş değeri var. Eşimin güneyde ne kadar malı var sorulsun. Benim şu anda 4 bankada hesabım var. Bir ara HSBC’ye de yatırmıştım. Çektim, İktisat Bankası’na yatırdım. Çünkü bankada gizlilik olmalıdır.  Lefkoşa’da Kızılbaş bölgesinde halen oturmakta olduğum evi satın aldım. Eşim adına Lefkoşa Kızılbaş bölgesinde arsa var. Gazimağusa’daki evimiz kayın biraderim şehit olduğu için anne ve babaya verilmiştir. Yanındaki arsayı 400 bin puana aldım. Ayluka bölgesine eşdeğerden bir arsa. Gazimağusa’da bir arsa ve müteahhide verdik, bize 4 daire ve bir dükkan verdi. Aşağı Girne’de paramla satın aldığım bir arsa. Kooperatif Merkez Bankası’nda 600 bin TL. iktisat Bankası’nda 462 bin TL, Vakıflar Bankası’nda 410 bin TL, yine bu bankalarda 275 bin Sterlinim vardır. 407 bin Dolarım var. Arabam 2008 model BMW’dir.  Benim bütün malım mülküm budur.”

Eroğlu, “ daha önce Başbakanlık yapan ve şu anda kendisini suçlamaya kalkanların görevden ayrıldıktan sonra kamuoyuna her hangi bir mal beyanında bulunmadıklarına da “ dikkati çekti.

“3 MİLYONU SOSYAL SİGORTALAR ALDI AMA BİLE BİLE YALAN SÖYLENİYOR , AYIP EDİLİYOR”

“Bir seçim öncesinde bazı şeyleri istismar ederek bir yere varamazsınız. Halk gözü önünde bir ömür tüketmekte olan Eroğlu’nu çok iyi biliyor. Lefkoşa Belediyesi sosyal sigorta primlerini yatıramıyor,maaş ödeyemiyordu.  Biz Bakanlar Kurulu kararı ile belediye meclisinin istediği 10 milyon için borçlanmasına izin verdik. İsteği ortaya koyan Belediye Meclisi idi. O parayı biz almadık. Borçlanmalarına izin verdik. O para Belediye tarafından alındı ve sosyal sigorta , ihtiyat sandığı için kullanıldı. Ancak maalesef sosyal sigortalar ile ihtiyat sandığı arasında bir yanlış oldu ve 3 milyon eksik gösterildi. Sayıştay devreye girerek sordu ve  Sosyal Sigortalar Dairesi Müdürü hatanın kendilerinden kaynaklandığını, aldıkları 3 milyonu kayıtlarında geç gösterdiklerini açıkladı. Bunun bilinmesi lazım. Biliniyor ama söyleniyor. Akıncı ayıp etti.