Cumhurbaşkanı ve bağımsız cumhurbaşkanı adayı Derviş Eroğlu, “ilerleyen süreçler Kıbrıs müzakereleri açısından çok çetin geçecek, artık bir sonuca doğru gidiliyor” dedi.
Eroğlu'nun seçim bürosundan verilen bilgiye göre, Cumhurbaşkanı Eroğlu, dün Gazimağusa’da ziyaret ve temaslarda bulundu.
Bu çerçevede, Perşembe Pazarı, Serbest Liman, Tersane, Küçük Sanayi ve Sanayi Bölgesi’ni ziyaret eden Derviş Eroğlu’na, Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Sekreteri ve Mağusa Milletvekili Sunat Atun, UBP Mağusa Milletvekilleri Hamza Ersan Saner, Ahmet Kaşif, Erdal Özcenk, Dursun Oğuz, Demokrat Parti Ulusal Güçler (DP-UG) Mağusa Milletvekili Fikri Ataoğlu ile Mağusa Belediye Başkanı İsmail Arter eşlik etti.
Ziyaretlerine ilk olarak Perşembe Pazar’ından başlayan Derviş Eroğlu, burada alış veriş yapan vatandaşlarla ve esnafla sohbet ederek sorunlarını dinlendi; görüşlerini aldı.
“KIBRIS’TA BARIŞ VAR”
UBP ve DP-UG’nin kendisini desteklediğini ancak her kesimden oy beklediğine dikkat çeken Eroğlu şunları söyledi:
“İlerleyen süreçler Kıbrıs müzakereleri açısından çok çetin geçecektir.Artık bir sonuca doğru gidilmektedir.Her kesimin görüşlerini ve çıkarlarını dikkate alarak Kıbrıs Türk Halkı’nın menfaatleri doğrultusunda görüşmeleri sürdürdüm ve öyle devam edeceğim.Bu nedenle her kesimden oy istiyorum ve bunu alabileceğime yürekten inanıyorum.Kendi kendimizi idare ettiğimiz bir Devletimiz olması gerektiğine inanan, Türkiye’yi anavatan bilen, Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin devamından yana olan herkesten oy istiyoruz.”
Kıbrıs’ta iki devlet olduğunu belirten Eroğlu, şimdi arananın; Türkler ile Rumları bir çatı altında tutacak bir anlaşma olduğunu söyledi.
“Bazı arkadaşlar barıştan söz eder, ama Kıbrıs’ta barış vardır” diye konuşan Derviş Eroğlu, kan akan Orta Doğu’ya karşılık, Kıbrıs adasına kan akmadığına vurgu yaptı.
1974 Mutlu Barış Harekâtı ile birlikte oluşan coğrafyada önce Kıbrıs Türk Federe Devleti’nin kurulduğunu belirten Eroğlu “acaba bir federasyon olur mu? Rumlar da federe kanadı ilan edip bir ortaklık devleti oluşur mu diye bekledik. Baktık ki olmuyor 1983’te KKTC’yi kurduk” diye konuştu.
“BEN MASADAYIM”
Eroğlu sözlerine şöyle devam etti:
“Ben 2 Rum liderle müzakereler yaptım. İlk Dimitris Hrisyofyas ile 2 yıl görüştük. Ufak tefek yakınlaşmalar oldu ama bir yere varamadık. Mehmet Ali Talat Bey döneminde ve benim dönemimde yakınlaşmalar oldu ama sonuç alıcı olmadı. Nikos Anastasiadis geldi ama Hristofyas’tan daha beter çıktı.
Onunla müzakere masasında doğru dürüst oturamadık. En son 17 Eylül’de bir araya geldik ve üçüncü aşamaya geçme kararı aldık. Yani pazarlıkların başlayacağı safhaya gelmeye karar verdik ve Ekim’de de bu pazarlıklara başlayacaktık. Gün geldiği zaman masadan kaçtı. Bahanesi de Barbaros Hayrettin Paşa gemisinin bizim adımıza sismik araştırma yapmasıydı. Hristofyas döneminde de bizim adımıza Piri Reis gemisi sismik araştırma yapıyordu. Ama kendisi masadan kaçmamıştı. Anastasiadis, bu pazarlık aşamasına geçmemek için masadan kalkmıştır. Adam masayı terk etti ama içimizdekiler, Eroğlu anlaşma istemez diyor. Masadan kaçan o, suçlanan ben. Birbirimizi böyle suçlamakla bir yere varamayız. Esas anlaşma istemeyen Rum tarafıdır.”
“TECRÜBELİ, SABIRLI, KKTC’YE İNANAN VE GÜVENİLİR”
Önümüzdeki dönem ilk 2 yılın önemine vurgu yapan Derviş Eroğlu, anlaşma olup olmayacağının ortaya çıkacağını söyledi.
“Eğer anlaşma olmayacağını dünya görürse, çok daha değişik yaşam şartları ortaya çıkacak” diye konuşan Cumhurbaşkanı, böyle bir durumda Kıbrıs Türk halkının dünyaya açılmasının çok daha kolay olacağını belirtti.
Yarım kalan müzakereleri tamamlama isteği nedeniyle tekrar aday olma kararı aldığını ifade eden Eroğlu, seçimin birinci turdan biteceğine inandığını vurguladı.
Halkın tecrübeli, sabırlı, KKTC’ye inanan ve güvenilir bir lider istediğine dikkat çeken Derviş Eroğlu “çok şükür ki Allah bana sabır verdi. Özellikle müzakere masasında ve uluslararası toplantılarda bu sabır çok önemlidir” dedi.
1974 öncesine döndürmeyecek, yarınların da bugünlerden daha güzel olacağı bir anlaşmanın bulunması gerektiğini belirten Derviş Eroğlu, “bunun için de Türkiye’nin garantisinin devam etmesi lazım” diye konuştu.
