Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu misyonunun Maraş’ı değil Kıbrıs sorununu çözmek olduğunu vurguladı. Eroğlu, “Bugün Maraş’ı verirsin yarın başka bir yeri isterler ve bu salam politikası devam eder. Bu yöntemle çözüm olmaz” dedi.

Basın bürosundan yapılan açıklamaya göre, Eroğlu, CNN Türk’te Saynur Tezel’in sunduğu “Günlük” adlı programa canlı yayın konuğu olarak birçok konuda değerlendirmede bulundu.

“HRISTOFYAS KALKMADI, ANASTASİADİS KALKTI”

Cumhurbaşkanı Eroğlu, müzakere masasının neden kilitlendiği yönündeki soruya karşılık geçtiğimiz Eylül’de yapılan görüşmede karşılıklı pazarlıkların başlayacağı üçüncü safhaya geçilme kararı alındığını anımsattı.

Eroğlu, ekim ayında pazarlıklara başlamayı planladıklarını ancak Rum lider Anastasiadis’in Barbaros Hayrettin Paşa gemisini bahane ederek masadan kalktığını belirtti.

Hristofyas döneminde de Piri Reis Sismik Araştırma Gemisi’nin KKTC adına denizde arama yaptığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Eroğlu, “Ancak Anastasiadis’in aksine Hristofyas masadan kalkmadı” diye konuştu.

Eroğlu şöyle devam etti:
“O dönem New York’ta Hristofyas’ı uyarmıştım. ‘Adım atarsanız biz de atarız’ demiştik.  Sonuçta adım attılar ve ben de o dönem başbakan olan Sayın Erdoğan ile New York’ta dünyanın gözü önünde Kıta Sahanlığı Sınırlandırma Anlaşması’nı imzaladık. Sayın Anastasiadis bahanelerle masadan kalktı ama bu kez dönmek için de ön şartlar ortaya koymaya başladı.”

Hirsyofyas’ın o dönem, “Akdeniz’deki denizaltı zenginliklerinde Kıbrıslı Türklerin de hakkı var ama biz bunu çözümden sonra vereceğiz” dediğini anımsatan Eroğlu, “2012’de Hristofyas’a ‘gelin ortak bir komite kuralım’ dedik. Bu ilk öneriydi ama reddettiler. Daha sonra bir öneri daha sunduk. Anlaşma olsun ya da olmasın bulunacak doğal gazın Türkiye üzerinden Avrupa’ya gönderilmesi önerimizi sunduk ama kabul etmediler” dedi.

“ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜN BAŞLICA SORUMLULARI BM VE AB’DİR”

BM ve AB’nin çözümdeki rolünün sorulması üzerine Derviş Eroğlu şöyle konuştu:

“Ben 1963'te Kıbrıs’a geldiğimde kendimi genç bir doktor olarak olayların içinde buldum. 1990'larda Rumlar AB’ye girmek için başvurduklarında bizlere bunun bir müracaat olduğunu ve ileriye götürülmeyeceğini söylemişlerdi. Fakat bu doğru çıkmadı.  BM Güvenlik Konseyi ve AB ülkeleri bize ‘anlaşın’ diyorlar.  Fakat bu iki örgütün yaptıkları hatalar nedeniyle bugün anlaşamıyoruz. 4 Mart 1964'te geçici bir süreliğine Barış Gücü adaya gönderildi.  O gün bugündür Barış Gücü adada kaldı. Anlaşma olmamasının başlıca sorumluları BM Güvenlik Konseyi ve AB'dir. Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi temsilci var. Bunlardan üçü Rumlardan yana tavır alıyor. Hal Böyleyken Rumlar neden anlaşma istesin.”

“ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEM MÜZAKERELER BAŞLAYACAK”

Karşılıklı pazarlıkların yaşanıp çözüme gidileceği bir dönemde Rum liderin masadan kalktığına vurgu yapan Cumhurbaşkanı Eroğlu, önümüzdeki dönem müzakerelerin başlayacağına inandığını söyledi.

Rumların da elbet masaya geleceğine işaret eden Derviş Eroğlu, “Ama masaya aşırı isteklerle geleceklerdir” dedi.

Aşırı istekleri noktasında da Rumların ısrarlı olacağına vurgu yapan Derviş Eroğlu, “Etrafımız ateş çemberi ama Kıbrıs’ta güvenli bir ortam var. Görüşmeler sürdüğü sürece Kıbrıs’ta hiçbir olay yok. Bunu gören dünyada müzakerelere devam etsinler diyor” diye konuştu.

“SABRIN DA BİR SONU VAR”

Aday olmasının nedenlerinden birinin de görüşmeleri belli bir zaman dilimi içerisinde çözmek olduğuna dikkat çeken Eroğlu “Önümüzdeki dönem zaman limiti içerisinde sorunu çözmek için aday oldum.  Bu en fazla 2 yıl sürecek” dedi.

Eroğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

“1968'den beri müzakereler ucu açık şekilde sürüyor ama masadan bir anlaşma çıkmadı. Artık bu seçimden sonra masaya oturacağız. Rumlar da mutlaka masaya gelecek. Ama sürpriz olarak karşılarında beni yine bulacaklar.  Sabrın da bir sonu vardır. Rumların tuzu kuru. AB ve BM üyesi bir ülke olarak 40 yıl daha masada olsalar onların umurlarında değildir.” 

“ANKARA İLE UYUMUMU HİÇ BOZMADIM”

Ankara ile uyumlu olup olmadığının da sorulması üzerine Derviş Eroğlu,  Ankara ile uyumunu hiç bozmadığına dikkat çekti.

19 yıl başbakanlık yaptığını ve gelmiş geçmiş birçok hükümet başkanıyla yakın çalışarak protokoller yaptığını belirten Cumhurbaşkanı Eroğlu “Geçtiğimiz Cumhurbaşkanlığı seçiminde Ankara diğer adayı destekler gibi yorumlar yapıldı. Bazı kişiler etrafta dolaşıyor dediler. Ben bunları görmek için etrafa bakmadım. Kendi bildiğimi yaptım.  Ankara ile son derece uyumlu bir çalışmamız var. Şimdiye kadar istişare içerisinde müzakereleri yürüttük ” diye konuştu.

“GÖREVİM MARAŞ’I DEĞİL, KIBRIS SORUNUNU ÇÖZMEKTİR”

“Rakiplerinizin Maraş ile ilgili söylemleri var. Sizin de bu konuda karşı durduğunuz söyleniyor. Neden karşısınız?” şeklindeki bir soruya karşılık Cumhurbaşkanı Eroğlu şunları söyledi:

“Benim amacım Maraş konusunu çözmek değil. Bütünlüklü olarak sorunu çözmektir. Bir arkadaş ‘Maraş’ı açalım, ekonomiye katkı olur’ diyor. Bir diğeri de ‘bizim kontrolümüzde açılsın’ diyor. Bir taraftan müzakerelerin devamından söz ederken diğer taraftan da Maraş’ı bizim kontrolümüzde açarsak masa kalmaz. Diğeri verelim diyor. Böyle bir durumda Rumların iddia ettiği gibi savaş suçunu kabul ettiniz anlamına gelir. Maraş’ı verirsiniz; bu kez başka şeyler istemeye başlarlar. Benim misyonum Maraş değil Kıbrıs sorununu çözmektir . Bugün Maraş’ı verirsin yarın başka bir yeri isterler ve bu salam politikası devam eder. Bu yöntemle çözüm olmaz.”

“OY VERMEK İÇİN MARAŞ’I VERELİM DİYOR”

Adaylardan birinin, Maraş İnisiyatifi’nin oyunu almak için Maraş’ın geri verilmesini söylediğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Eroğlu, “İnisiyatif’in düşüncesi ne?  Maraş’ı verirsek inşaatlar başlayacak ve Mağusa çarşısı canlanacak diye bir düşünceleri var. Rumlar bizimle bir şey paylaşmak istemez. Kendi çarşıları varken bizden bir şey almazlar. Rumları az çok tanıyorum” dedi.

“SOSYAL İÇERİKLİ GÖRÜŞMELERİMİZ DE OLDU”

Eroğlu, “Rum liderlerle aranızdaki insanı ilişkiyi merak ediyorum. Mesela Anastasiadis kalp ameliyatı olduğunda onu aradınız mı?” şeklindeki soruyu yanıtında, Anastasiadis’i hem ameliyat öncesi, hem de ameliyat sonrası aradığını belirtti.

Derviş Eroğlu, cumhurbaşkanı seçilmeden öncede Anastasiadis’i parti merkezinde ziyaret ettiğini anımsatarak, “Daha sonra kendisini benim evime davet ettim. Geldi ve yemek yedik. Eşlerimiz de vardı. Sonra o beni Limasol’daki evine davet etti. Hatta o yemekte eski Rum liderlerden Glafkos Kleridis ve kızı Keti Kleridis de vardı” dedi.

“YUNANİSTAN’IN BAKIŞ AÇISI DEĞİŞMEZ”

Eroğlu, Yunanistan’ın yeni Başbakanı Alexis Çipras’tan bir beklentisinin olup olmadığını yönündeki bir soruya da, “Bir beklentim yoktu” yanıtını verdi.

Derviş Eroğlu ayrıca, Yunanistan’ın başına kim gelirse gelsin Kıbrıslı Türklere ve Güney Kıbrıs’a bakış açısının değişmeyeceğini düşündüğünü vurguladı.

“RAKİPLERİMİ KÜÇÜMSEMİYORUM”

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde rakiplerini hafife alıp almadığının sorulması üzerine Eroğlu, “Rakiplerimi hiçbir zaman hafife almadım. Aday olarak siz rakiplerinizi hafife alırsanız bir çok hata yaparsınız. Benim için her aday önemli bir rakiptir” dedi.

Türkiye’de meydana gelen savaş uçağı kazasında şehit olan iki pilot konusuna değinen Eroğlu, “Bir pilot yetişmesinin ne kadar zor olduğunu bilen bir kişi olarak, Türk halkına ve hükümetine baş sağlığı, şehit pilotlarımıza da Allah’tan rahmet diliyorum” ifadesini kullandı.

KADINLAR GÜNÜ

Kadınlar günü dolayısıyla da görüşleri sorulan Cumhurbaşkanı Eroğlu şunları söyledi:

“Her yıl 8 Mart kadınlar günü olarak kutlanıyor. Bir ülke kendi kadınlarına önem vermezse gelişmesi mümkün değildir. Geçmişte başkanlığını yaptığım siyasi partide de kadınlarımıza büyük önem verdik. Dünya koşullarında baktığınızda ülkemizde birçok kadının önemli görevlere geldiğini görüyoruz. Kadın vekilleri meclise ilk sokanlardan birisiyim de. Kadınlarımızın artık ülke yönetiminde olması için de elimizden geleni yapıyoruz.”