Cumhurbaşkanı ve bağımsız cumhurbaşkanı adayı Dr. Derviş Eroğlu, gelinen aşamada Kıbrıs Türk tarafının pozisyonunun ne kadar doğru olduğunun ortaya çıktığını belirtti.

Derviş Eroğlu “propaganda sürecinde önümüzdeki iki yılın kritik olduğunu ve Anastasiadis’in ön şartsız ve  kaldığı yerden devam edecek şekilde masaya dönmesini  söyledik. Geldiğimiz aşama budur” dedi.

Eroğlu bu sabah Genç TV’de Gökhan Altıner’in hazırlayıp sunduğu Kıbrıs’ta Manşet programına konuk olarak açıklamalarda bulundu.

Eroğlu, “Çözüm istemiyorsunuz diye size sürekli suçlama yapıldı. Rakipleriniz, başbakan olacakmış gibi söylemler yapıyor. Bir cumhurbaşkanının görevleri beli değil midir? Bu yönde yürütülen propagandayı samimi buluyor musunuz?” şeklindeki soruya,  kendisinin uzlaşmaz olduğunu söyleyenlerini halkın dikkatini başka yöne çekmeye çalıştığını belirtti.

Bu sözlerin kendisine tepki yaratmak için söylendiğine dikkat çeken Derviş Eroğlu, “Anastasiadis masadan kaçtıktan sonra  Eide bize ne dedi? Ben seni hala masada görüyorum. Bu önemli bir şeydir” dedi.

Eroğlu şöyle devam etti:

“HERKES GÖRÜYOR. CTP VE ADAYLARI GÖREMİYOR”

“Bizim sol kesim 5 yıl öncede, Eroğlu masadan kaçacak deyip, dış basında bu şekilde yazılar yazdırmıştır. Rum lider masadan kalkmıştır ve bütün dünya bunun yanlış olduğunu söylemiştir. Bizim haklı olduğumuzu bildikleri için de BM Genel Sekreteri, Güvenlik  Konseyi’ne yazdığı ön raporda bile ambargoların kaldırılması yönünde ifadelerde bulunmuştur. Ama gelin görün ki, başta eski cumhurbaşkanı olmak üzere CTP beni eleştiriyor. Herkes bizim haklı olduğumuz görüyor ama bir tek CTP göremiyor.”

“2 YIL KRİTİK DEDİM. EİDE DE BUNU DOĞRULADI”

Eroğlu, bugüne kadar sürdürdüğü seçim konuşmalarında, önümüzdeki 2 yılın kritik olduğunu söylediğini anımsatarak, “bu 2 kritik yılı değerlendirmek için tekrar adayım” dedi.

Bu süre içerisinde de bir anlaşmaya varılıp varılamayacağının ortaya çıkacağını vurgulayan Derviş Eroğlu, Eide’nin son basın toplantısında son özel temsilcinin kendisi olduğunu ve referandum için de hedefin  2015 olduğunu ifade ettiğini söyledi.

Bugüne kadar Kıbrıs sorununun nasıl çözüleceğini söylenmediğine dikkat çeken Derviş Eroğlu “benim dışımda net konuşan yok” diye konuştu.

“Maraş konusunda Sayın Akıncı ve Sayın Özersay’ın söylemlerini ne kadar doğru buluyorsunuz” yönündeki bir soruya ise Eroğlu, şu şekilde yanıt verdi:

“MARAŞ KONUSUNDA OY HESABI YAPILIYOR”

“Bunlar oy hesabı ile söylenen sözlerdir. Mağusa İnisiyatifi diye bir grup var. O grubun oyunu almak için, birisi BM kontrolünde mal sahiplerine açacak diyor. Halbuki, BM kayıtlarında bile Maraş’ın sakinleri der. Mal sahipleri demez. Mağusa’da benim de çok iyi tanıdığım gençler vardır ve Mağusa İnisiyatifi adı altında bir ekip kurdular. Bunlar Maraş’ın açılmasıyla işsizliğin sona ereceğini, Maraş’ın yeniden restorasyonuyla  ekonominin canlanacağını ve işsizliğin azalacağını varsayıyorlar. Bu grubun oylarını almak için Akıncı,bazı sözler söylüyor. Bana göre bu yanlıştır çünkü Rumların bizim pazarımızdan mal almayacağını çok iyi bilmemiz lazım. Maraş toprak başlığı altında görüşülecek bir konudur. Geçmişte Maraş konusunda bir çok öneri yapılmıştır ancak hepsi Rumlar tarafından reddedildi. Ben Maraş’ı değil, Kıbrıs sorununu çözmek için aday oldum. Salam politikasıyla sorunun çözülmesi mümkün değildir.”

“BUNLARI BEN SÖYLETTİM”

“Kıbrıs Türk halkının neyi istediğine karar vermesinin zamanı gelmedi mi?” yönündeki soruya ise Eroğlu,  kendisinin KKTC cumhurbaşkanı olduğunu belirterek, “demek ki KKTC devleti var” dedi.

Bazı siyasiler gibi, KKTC’nin kuruluşunun bir hata olduğunu söylemediğine dikkat çeken Derviş Eroğlu, KKTC’nin varlığının masada elini güçlendirdiğini söyledi.

Eroğlu dış dünyaya sürekli olarak yanlış mesajlar verildiğini belirterek bunun son bulması gerektiğine işaret etti.

İlk kez bir Özel Temsilcinin 2015 yılının referandum için hedef olduğunun altını çizen Eroğlu “Genel Sekreter de ne demişti?  Son oyun demişti. Bunları ben söylettim” dedi.

“SİBEL HANIM ÜLKE YÖNETİMİNDEN HABERSİZ”

“Sibel hanım olur da cumhurbaşkanı seçilirse, gölge cumhurbaşkanı Sayın Talat olacak anlamı taşır mı? Sayın Sibel  Siber denildiği gibi, ilk, kadın cumhurbaşkanı, Orta Doğu’nun ilk kadın cumhurbaşkanı. Yönetiliyor gibi bir algı da var. Düşünceniz nedir?” şeklindeki bir soruya ise Eroğlu şöyle yanıt verdi:

“O dönem üç parti kendi arasında toplandı ve en zararsız kimse onu başbakan yapalım dediler ve yaptılar. Sibel hanım 70 gün kadar başbakanlık yapmıştır ama seçim yasakları vardı. Vatandaş kendisinden bir beklenti içine girmemiştir. Sadece kendisine UBP’nin dosyalarını biraz karıştır diye bazı talimatlar vermişlerdir. Onu da becerdiğini zannetmiyorum. İşte şimdi de beni eleştirecek diye bazı konuşmalar yapıyor. 20 yıl başbakanlık görevimde ne yapmışım. Bir kere KKTC’de Eroğlu’nun başbakanlık döneminde ne yaptığını bilmeyen bir kişi ülkeyle ve meclisle alakası yok demektir. Ülke ve devlet yönetiminden o kadar bir habersizdir ki, meselâ Kamu Hizmeti Komisyonu Başkanının, polis terfilerinde yanlış yaptı diye suçlamıştır. Bir kere polisin terfilerini komisyon yapmaz. Polis Komisyonu var, onlar yapar. 70 gün başbakanlık yapmış bir kişi yaptıkları saya saya bitiremiyor da, 20 yıla yakın başbakanlık yapmış bir kişinin hiçbir şey yapmadığını söyleyebiliyor. Cumhurbaşkanlığında da 5 yılı boşa geçirmişiz. Ne yaptığımızı anlatan kitaplar çıkarttık. 5 yıl boyunca yerimizde oturmadık ki. Eskiden, Türk tarafı uzlaşmaz olarak görülüyorken, bugün hiçbir devlet bu suçlamayı yapamıyor. Demek ki uzlaşmazlık suçlamasını da üzerimizden attık.”

“3 YILDIR HELLİMLE UĞRAŞIYORUZ, AMA O BİR MEKTUP YAZDI”

“Mesela biz 3 yıldır hellimle uğraşıyoruz. Sibel hanım 1 kere mektup yazmış. Biz üç yıldır uğraşıyoruz. Ben 3 kez Brüksel’e gidip konuştum. Özel temsilcilerim, müsteşarım, Sanayi ve Ticaret Odalarıyla 3 yıldan beridir birlikte çalışıyoruz. 1 mektup yazıp, Eroğlu hiçbir şey yapmadı demez mi?”

“ÖZERSAY’IN ADINI DUYMAMIŞTIM”

“Sayın Özersay’ın bu seçimlere parti kurmak için bir oy potansiyeli yaratmak amacıyla girdiği söyleniyor.  Bu bir basamak atlamamıdır? Sizde de böyle bir algı oluştu mu?”yönündeki soruya Eroğlu,  Özersay’ın daha önce kurucu cumhurbaşkanı Denktaş ve ikinci cumhurbaşkanı Talat ile de çalıştığını ama isminin kendi döneminde duyulduğuna dikkat çekti.

“Talat bey zamanında ben dahil tanımazdım” diyen Eroğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

“Sevdiğim bir arkadaştır. Ön plana çıkması konusunda da bayağı fırsat verdik. Parti kuracağına ilişkin ­gelen bilgiler var. Herkes parti kurabilir. Ama akademisyen olmak başka, devlet başkanı olmak başkadır.