Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Organ Nakli Yasası’na ihtiyaç duyulduğunu ancak bu yasa etrafında politika yapılmasının yanlış olduğunu belirtti. Eroğlu, “Maalesef bunun içine iç siyaset, politika girmiştir” dedi.

Cumhurbaşkanı Eroğlu, Meclis’e geri gönderdiği doku ve organ naklini düzenleyen yasanın henüz kendisine geri gelmediğini, gelirse imzalayacağını söyledi.

“KKTC’de gerek devlette, gerekse özelde organ nakli yapılması bizim iftiharımız olur” diyen Eroğlu, bu şekilde, dünyadaki gelişmelerin takip edildiği mesajının, dünyaya verilmiş olacağını vurguladı.

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu bugün, Kıbrıs Tabipleri Birliği Başkanı Filiz Besim ve beraberindeki heyeti kabul etti.

BESİM: "İNSAN YAŞAMINI KURTARAN BULUŞ"

Kabulde konuşan Besim, Cumhurbaşkanı Eroğlu’nu Organ Nakilleri ve Organ Yasası ile ilgili görüşmek, fikir alışverişinde bulunmak ve destek istemek amacıyla ziyaret ettiklerini belirtti.

Organ naklinin, insan yaşamını kurtaran, kalitesini artıran bir buluş olduğunu söyleyen Besim, ancak bu konunun çok fazla suiistimal edildiğini kaydetti.

Dünyada bu konuda neler yapıldığıyla ilgili bilgi veren Besim, Dünya Sağlık Örgütü’nün bu konudaki 1991 yılındaki toplantısında, dünyayı organ naklinde yaşanabilecek sıkıntılara, organ ticaretine karşı uyardığını söyledi.

KKTC’de organ nakline ilişkin ilk yasanın 1991 yılında çıkarıldığını belirten Besim, bu yasanın altyapı ve diğer alanlarda yeterli olmadığını, bunun üzerine yeni bir yasa için 6 yıldan beri çalışmalar yapıldığını anımsattı.

Bu yasanın ikinci kez Cumhuriyet Meclisi’nde tartışıldığını söyleyen Besim, dünya şartlarına, medikal etiğe uygun olarak, yasal zeminin sağlam olduğu şartları sağlayıp organ nakline başlanmasını istediklerini vurguladı.

Besim, Cumhurbaşkanı Eroğlu’ndan bu konuda, Meclis’i motive etmesini istedi.

Yasa geçtikten sonra, nakil yapılması görüşünde olduklarını söyleyen Besim, basın üzerinden bu konunun konuşulması, siyasallaştırılmasından rahatsızlık duyduklarını kaydetti.

Tabipler Birliği’nin Etik Kurul oluşturduğunu açıklayan Besim, bu kurulun yasa geçene kadar denetim görevi üstleneceğini belirtti. Besim, yasanın en kısa sürede çıkarılmasını istediklerini ifade etti.

EROĞLU: "HÜKÜMET İÇ TÜZÜK VE ANAYASAYA GÖRE HAREKET ETMİYOR"

Cumhurbaşkanı Eroğlu da yaptığı konuşmada, “Bir doktor olarak günün birinde ülkemizde de organ nakli yapılacağına inandığım için, 1991’de,  o günün koşullarına göre bir yasayı meclisten geçirmiştik” dedi. 

O yıllarda ülkemizde organ nakli yapmaya hazır hastanelerin bulunmadığını anımsatan Eroğlu, şimdi hükümetin yeni bir organ nakli yasası yaptığına dikkat çekti. 

Eroğlu konuşmasına şöyle devam etti:

“İlk önce şunu söylemeliyim ki; Cumhuriyet Meclis’imiz veya hükümetimiz ne iç tüzüğe göre hareket ediyor, ne de Anayasa’ya göre hareket ediyor. Cumhurbaşkanları, Anayasa ve iç tüzük gereği bazı yasaları incelemek, inceletmek ve eğer iadesi gerekirse; yani Anayasa’ya  veya yasalara aykırılık içerirse, bir daha görüşülmek üzere meclise gönderme hakkına sahiptir. Bir ara vergilerle ilgili bir yasa geldi. Anayasa’ya aykırılık bulunduğu için, bir daha görüşülsün diye geri gönderdim. Yine Anayasa gereği, en geç bir ay içerisinde bu yasa meclisten Cumhurbaşkanına geri gönderilmelidir. Cumhurbaşkanı’nın iade ettiği bir yasa meclise geldiği zaman, ivedi yasaların önüne geçer ve 15 gün içerisinde görüşülüp Cumhurbaşkanlığına gönderilmesi gerekirken, arkadaşlar görüşmüyorlar. 1 hafta içerisinde komisyon bu yasa görüşmezse, Meclis Başkanı, komisyonda görüştürmeden genel kurulda görüştürme yetkisine de sahiptir. Bunlar yapılmadı. Ne yapıldı? Bakanlar Kurulu’nda yasa gücünde kararname çıkarıldı.Şimdi bu Organ Nakil Yasası’nı da bana bir hafta, bilemediniz 15 gün içerisinde görüşüp iade etmeleri gerekirken, gazetelere reklam oldu.

“İYİ NİYETİMİ İSTİSMAR EDİYORLAR”

Ben arkadaşları uyardım ve bir soru sordum. Niye 5 yıl yapılmayacak?  Bu sorunun cevabını da verirseniz, çok memnun olurum dedim. O yüzden  bir kez daha görüşülmesi için geri gönderdim. 2 ay oluyor. Bildiğim kadarıyla komisyon bu konuyu görüşmeye başladı. Birinci toplantıyı yaptılar. İkinci toplantıyı bu günlerde yapacaklar. Bana gelirse, değiştirilmiş veya mevcut şekliyle ben bu yasayı imzalayacağım. Benim iki alternatifim var. Ya meclise iade ederim ya da Anayasa Mahkemesi’ne gönderirim. Anayasa Mahkemesi’ne gönderdiğim zaman en erken 45 gün sonra yasa meclise oradan da bana gelir. Dolayısıyla ben kısa yolu seçiyorum ama arkadaşlar benim iyi niyetimi istismar ediyorlar.”

“YDÜ DAHA ÖNCE YAPAY KALP NAKLİ GERÇEKLEŞTİRMİŞTİR”

Organ Nakli Yasası’na ihtiyaç olduğuna vurgu yapan Cumhurbaşkanı, böyle bir yasa etrafında politika yapılmasının yanlış olduğuna dikkat çekti. 

Bu konunun içerisine biraz da iç siyasetin girdiğinin altını çizen Eroğlu, “Şimdi bir önceki hükümet bildiğim kadarıyla mevcut üniversiteye organ nakli yapabilirsiniz diye bir yazı göndermiş. Benim o yazından haberim yoktu. Tabii gazetelerden ve ilgili yerlerden öğrenmiş olduk” dedi.

Hatta YDÜ Hastanesi’nin yapay kalp nakli yaptığını da anımsatan Eroğlu açıklamalarına şöyle devam etti: 

“Böbrek nakli yapsınlar diye bir kişi de YDÜ hastanesine gönderildi.   Ama ya verecek olanın ya da alacak olanın vazgeçmesi nedeniyle böbrek nakli olmadı. Dolayısıyla, gerek devlet hastanesinde, gerekse de özel bir hastanede organ nakli yapılması bizim iftiharımız olur. Biz de dünyadaki gelişmeleri takip ediyoruz mesajını dünyaya vermiş oluruz. Ama burada, ben biraz kibar davrandım. Herhalde dil sürçmesidir dedim. Sayın Bakan’ın ‘organ mafyası var. Şüpheleniyorum’ demesi ve interpoldan soruşturma başlatması, bir kere adımızı uluslararası alanda zedelemiştir. Sanki bizde organ mafyası varmış gibi bir durum ortaya çıkmıştır. Ben ondan dolayı da rahatsız oldum ve nezaket kuralları içerisinde bir açıklama yaptım.”

"BAZI GENÇ MİLLETVEKİLLERİNİN BENİ SUÇLAYARAK YAZI YAZMASI ONUN AYIBIDIR”

Yasanın, komisyonda görüşülüp kendisine gelmesi durumunda imzalayacağını belirten Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu, komisyon başkanıyla da görüştüğünü ve yasanın istismar edilmeden bir en evvel kendisine gönderilmesini istediğini söyledi.  

Bu konuda Tabipler Birliği’yle aynı fikirde olduğunu belirten Eroğlu, “Benim ülkede organ nakli yapılmaya başlanması da benim iftiharımdır” dedi.
Cumhurbaşkanı şöyle konuştu:

“Meclis Başkanı, komisyonu geçip genel kurulda görüştürüp bana yollayabilir. Bu kadar imkan ve kolaylıklar varken, bunun gazetelere dökülmesi ve bazı genç milletvekillerinin beni suçlayacak şekilde yazılar yazması, bana göre onun ayıbıdır.”

“SAVCILIK VE İNTERPOLUN RAPORLARINA GÖRE MAFYA YOK”

Kabulde bir gazetecinin “Organ nakli konusunda Interpol raporundan söz ediliyor. Sizin bir bilginiz var mı? Şeklindeki soruya ise Eroğlu, Cumhurbaşkanı olarak bu konuları takip ettiğini söyledi. 

Cumhurbaşkanı Eroğlu,  Sağlık Bakanlığı tarafından Savcılığa araştırma yapması emri verildiğini belirterek, “Başsavcılık da polis aracılığıyla gerekli araştırmasını yapmıştır. Raporunu hazırlamıştır. İnterpol’dan görüş istemişlerdir ve rapor gelmiştir. Her iki rapora göre de, Kıbrıs’ta yasa dışı bir şey olmadığı ortaya çıkmıştır. Yani organ nakli mafyası olmadığı net bir şekilde oraya çıkmıştır. Her zaman bu gibi olayların takip edilmesi doğaldır. Kendi kendimize problem yaratmadan gerekli çalışmaları ve araştırmaları yapmalıyız. Önce bir şeyin olduğuna emin olacağız, ardından da açıklama yapacağız. Aksi durumda yanlış mesajlar verilmiş olur” dedi.

KTTB, EROĞLU'NA RAPOR SUNDU

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu bugün, Kıbrıs Tabipleri Birliği Başkanı Filiz Besim ve beraberindeki heyeti kabul etti.

KTTB, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’na ülke gündeminde çok önemli bir konu olarak tartışılan ‘Organ Nakli Yasası’ ve gelişmeler hakkında kendileriyle yararlı bir görüşme yaparak bir rapor sundu. 

İşte KTTB'nin Eroğlu'na sunduğu o rapor:

"Sayın Cumhurbaşkanım;

Son zamanlarda sizin de çok hassas olduğunuz bir konu olan organ, hücre ve doku nakli ve buna paralel olan yasası ülkemiz gündemini çok fazla meşgul etmektedir.

Organ nakli 20. Yüzyılın mucizesi, yaşam kurtaran ve yaşam kalitesini yükselten bir tedavi şeklidir. İnsanlar arasındaki dayanışmanın da olağanüstü bir örneğidir. Doğru medikal, etik ve yasal yollardan yapıldığında tıbbın mucizesi iken, bu yollardan sapıldığı takdirde maalesef organ kaçakçılığının soğuk yüzü ile karşılaşmaktayız.

Yani aslında organ naklinin iki ana unsuru vardır. Bir tanesi gerekli altyapının olduğu donanımlı merkezlerde, ehil ellerde yapılması; diğeri de yasal zeminin çok iyi sağlandığı ülkelerde yapılması...

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) 1991 yılında Cenova ‘daki toplantısında, 44.25 numaralı kararında ülkelere, organların nakil için alınması ve satılmasını önleme çağrısında bulunmuştur. Yine 2004 yılında Dünya Sağlık Örgütü, üye ülkeleri, “organ nakli turizminden olumsuz etkilenecek en yoksul kesimleri korumak üzere, ve insan doku ve organları üzerinde yürütülen uluslararası organ kaçakçılığı sorununa dikkat çekmeyi de içerecek şekilde doku ve organların satışa sunulmasına karşı” önlem almaya çağırmıştır. (World Health Assembly WHA 57.18)

Ancak dünyada sorun devam etmektedir:

WHO tarafından yayınlanan bir bültende en sık organ ticaretinin ‘nakil turizmi’ adı altında yapıldığı belirtilmektedir. Sağlık turizmi bazı ülkelerde ekonomik gelişmeyi artırmak amacıyla kullanılmaktadır. Ancak, organ nakli ile ilgili sağlık hizmetleri sağlık turizmi amacıyla kullanıldığında özellikle yasal mevzuatı yeterince sağlam düzenlenmemiş ülkelerde etik olmayan uygulamalara neden olduğuna dikkat çekilmektedir. WHO yasal olmayan organ nakillerinin hala devam etmekte olduğu ile ilgili olarak da dünyayı uyarmaktadır. WHO’ya göre en çok organ satan ülkeler arasında Moldovya, Pakistan, Çin, Brezilya, Ukrayna, Türkiye vardır. En sık satın alan ülkelerden bazılarının ise İsrail, Kanada, Suudi Arabistan ve Amman olduğu görülmektedir.

Hal böyle iken 2008 yılında The Transplant Society (TTS) (Organ Nakli Topluluğu) ve International Society of Nephrology (ISN) (Uluslararası Nefroloji Topluluğu) tarafından dünyanın dört bir yanından konuyla ilgili uzman kişileri toplayan bir zirve İstanbul’da yapılmıştır:

Organ Kaçakçılığı ve Organ Nakli Turizmi Uluslararası Toplantısı: Decleration of Istanbul on OrganTrafficking. Bu deklerasyonda sağlıktaki organ nakli mucizesinin nakil turizmi ile nasıl gölgelenebildiğinin altını çizmiş ve fakir ve muhtaç insanların korunabilmesi için dünyanın dikkatini çekmiş ve dünya ülkelerini göreve çağırmıştır.

Bu deklerasyon İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin ilkeleri üzerine inşa edilmiştir.

Bu deklerasyona göre

  1. Organ kaçakçılığı ve organ nakli turizmi eşitlik, adalet ve insan onuru ilkelerini ihlal etmektedir ve bu nedenle yasaklanmalıdır. Organ nakli ticareti zor durumda olan yoksulları ve savunmasız/çaresiz olan vericileri hedef aldığı için, acımasız birşekilde adaletsizliğe ve eşitsizliğe neden olur, ve yasaklanmalıdır.
  2. Organ kaçakçılığının ya da organ nakli turizminin sonuçlarını destekleyenlere, teşvik edenlere ya da kullananlara -vericilerin, organların veya nakledilen organların tıbbi olarak taranması gibi faaliyetleri kapsayacak şekilde- yönelik yasak ve cezalar konmalıdır.
  3. Okur yazar olmayan yoksul insanları, resmi kaydı olmayan göçmenleri, mahkumları, ve siyasal veya ekonomik mülteciler gibi zor durumda olan gruplardaki insanları canlı verici olmaya teşvik edici uygulamalar, organ kaçakçılığı, organ nakli turizmi ve organ nakil ticareti ile mücadele etmenin amacına aykırıdır.

Yukardaki prensipleri yerine getirebilmek için gerekenler

  1. Her ülkenin yasa ve mevzuatını yukardaki yasak ve cezaları kapsayacak ve uygulayacak şekilde düzenlemesi
  2. Yine her ülkenin mevzuatını organ nakil uygulamalarını uluslararası standartlara uygun olarak geliştirmesi
  3. Organ bağışı ve nakli uygulamasının her ülkede şeffaflığının ve güvenliğinin sağlanması, sistemin her ülkedeki sağlık yetkilileri tarafından gözetimini ve hesap verilebilirliğini gerektirir. Bu da düzgün mevzuatla olabilir.

KKTC de 1991 yılında yayınlanan yasa bu prensipleri ve gereklilikleri sağlayabilecek durumda değildir. Ancak  6 yıldır üzerinde çalışılan ve geçen haziranda meclisten size gönderilen yeni yasada bu standartları prensipleri ve önlemleri sağlamak için çalışılmıştır.

Hal böyle iken geçtiğimiz haftalarda biz KTTB olarak çağdaş yasal mevzuat sağlanmadan ülkemizde gerçekleşecek olan yabancı uyruklu bazı nakillere dikkat çekmiş ve sağlık bakanlığını görevini yapıp denetlemeye çağırmıştık. Denetleme sonucunda merkezin nakil izni iptal edildi ancak maalesef hep birlikte el ele verip yeni yasadaki düzenlemeleri yapmak varken basın üzerinden ciddi bir savaş başladı. Ticarileşmeye çok müsait olan organ nakli ülkemizde bir o kadar da siyasallaştırılmaya çalışıldı. Biz KTTB olarak yeni yasal mevzuat düzenlenmeden ülkemizde yapılacak bu tür nakillerin şaibeli olacağı görüşündeyiz. Bu yüzden talebimiz meclisin bir an önce yeni yasadaki düzenlemeleri yapıp siz cumhurbaşkanlığına göndermesidir. Sizin de zaten çok hassas olduğunuzu bildiğimiz bu yasa konusunda gereğini yapacağınıza inanıyoruz.

Yine bilindiği üzere Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde sağlıktan sorumlu en üst mercidir. Yasal mevzuatı da çok güçlüdür. İşte bu güçlü yasal mevzuattan güç alarak KTTB yasasının 24. maddesine uygun KTTB yönetim kurulu etik bir kurul oluşturmuştur. Bu kurul ülkedeki tüm hekimlik hizmetlerini denetleme yetkisine sahiptir ve gerekirse konu daha fazla siyasileştirilmeden etik kurulu devreye koyarak gerekli denetimleri yapacaktır.

Saygılarımızla,"