Eroğlu, UBP Gazimağusa İlçe Başkanlığı'nda yeni yıl etkinliğine katıldı

Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu Kıbrıs’ta, geçmişte yaşananları unutmadan ve bugün var olan gerçeklerin dikkate alınacağı bir çözüm arayışı içinde olduklarını belirtti.

Cumhurbaşkanı Eroğlu ve eşi Meral Eroğlu, UBP Gazimağusa İlçe Başkanlığı’nın bugün UBP Gazimağusa İlçe Binasında düzenlediği yeni yıl kutlama etkinliğine katıldı.

Etkinlikte ayrıca, UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün, UBP Genel Sekreteri Sunat Atun, Milletvekilleri Ersan Saner, Dursun Oğuz, Erdan Özcenk, Ahmet Kaşif’in yanı sıra UBP Lefkoşa İlçe Başkanı Faiz Sucuoğlu, DP-UG Milletvekili Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanı Hakan Dinçyürek, Gazimağusa Belediye Başkanı İsmail Arter, UBP Gazimağusa İlçe Başkanı Resmiye Canaltay, DPUG Milletvekili ve Mağusa İlçe Başkanı Fikri Ataoğlu, UBP Gazimağusa ve bölgesi örgütlerinin temsilcileri ile çok sayıda UBP’li hazır bulundu.

Etkinlikte ilk sözü alan UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün, UBP olarak kendilerinin büyük bir aile olduklarını belirtti.

“Ailece bu toplantıları yapıyoruz. Aramızda Sayın Cumhurbaşkanımızın da olması bizlere ayrı bir gurur ve mutluluk vermektedir” diye konuşan Özgürgün, önlerinde çok ciddi bir seçim olduğuna dikkat çekti.

Özgürgün’den sonra sözü alan UBP Genel Sekreteri Sunat Atun da yaptığı konuşmada,Kıbrıs Türkü’nün gelinen kritik aşamada kendisini daha güvenli, daha emin bir gelecek ve daha güçlü yarınlara götürecek bir liderin görevine devamına ihtiyacı olduğunu belirterek, “bu sağlayacak tek kişi Dr. Derviş Eroğlu’dur” dedi.

Cumhurbaşkanı Eroğlu da konuşmasında, UBP’liler ve DPUG’lilerle bulunmaktan son derece mutlu olduğunu belirterek,“bu seçimde hem UBP’lilerle, hem de DPUG’lilerle ve Halkımızla birlikte yürümeye karar verdik. UBP ve DPUG’nin adaylığımı destekleme kararları benim adaylık konusundaki kararımı güçlendirmiştir ” dedi.

2010’dan beridir müzakere masasında olduğunu belirten Eroğlu, “zirveler yaptık, karşılıklı görüşmeler yaptık ama maalesef bir anlaşmaya varamadık” dedi..

Eroğlu şöyle dedi:

“Ben 4 yıldır müzakere masasında, Kıbrıs Türk Halkının ne istediğini bilerek oturdum. Anavatanımız Türkiye ile işbirliği içerisinde müzakereleri götürdük. Bazıları ‘Anavatana karşıyım’ diyerek kahramanlık yaptıklarını sanıyorlar. Bu dava KKTC insanının ulusal davası olduğu gibi Anavatan Türkiye’nin de ulusal davasıdır. Bizim dirayetli duruşumuz, başarılı müzakere süreci yürütmemiz kadar Türkiye’nin katkısı ve desteği de önemlidir.Yolumuz Kıbrıs Türkünün KKTC topraklarında huzur ve güven içerisinde yaşatmak, halkımızı gelecek endişesi olmadan Anavatanımızın etkin ve fiili garantisinde huzur içerisinde yaşatmaktır. Dün yaşananları unutmadan bugün var olan gerçekleri dikkate alarak Kıbrıs Türk Halkını bu 2 bölgeli, 2 toplumlu eşit statüde 2 kurucu Devlet’in bir araya geleceği bir ortaklık çatısı altında yaşatmaktır.”