Eniz Orakcıoğlu

UBP Milletvekili, Eski Maliye Bakanı Ersin Tatar, partilerin ve siyasetçilerin konuşurken çok dikkatli olması gerektiğini söyleyerek, “Halk arasında siyasetçiler boş konuşuyor ve yapamayacağı sözleri veriyor gibi tabirler kullanılarak anılmaya başlıyor. Tabiki bunun yanında çok zor bir süreçten de geçildiği gerçektir, bununda sebebi ekonomik sıkıntılardır. Bugün dünya ekonomisinde büyüksıkıntılar vardır. Türkiye’de ise seçim, terör olayları derken Dolar 2,95 TL civarlarına, Sterlin ise 4,35’lere dayandı. 23 Hazirana kadar da sterlin 4,50 TL’ye bile dayanabilir. Bu bağlamda da Kıbrıs’taki vatandaşın geliri sterlin olmasa da, TL’nin yüksek faizlerinden dolayı sterlin olarak borçlanırlar ve takside girerler kur da artınca bundan olumsuz olarak etkilenirler” dedi.

“Adaletsizliği getirebilir”

Son günlerde gündemde olan seyrüsefer konusuna da değinen Tatar,  “Ben bu konuyu ilk olarak Sayın Serdar Denktaş’tan duyduğum ‘Seyrüseferler toplanamıyor, araçlar kayır dışı oldu’ demişti. Hâlbuki eren Munga’nın yaptığı aftan sonra binlerce insanın başvurduğunu ve aftan yararlanarak kayıt yaptıklarını ve seyrüseferlerini ödediklerini hatırlıyorum. Seyrüsefer bir servet vergisidir ve arabanın gücüne, büyüklüğüne göre ayarlanmış bir vergidir.” dedi.

Bu sebeple eşitlik ilkesi ve sosyal adalet açısından bu şekilde bir sisteme geçmek adaletsizliği de birlikte getirebilir endişesi içinde olduğunu ifade eden Tarar, “Lefkoşa’ya, Girne’ye köy ve diğer bölgelerden çalışmaya geliyor, bu amaç içinde seyrüseferi düşük araçlar seçiyor ve onlarla yolculuk yapıyor, şimdi akaryakıta zam geldiğinde insanlar o küçük arabalara seyrüseferden fazla benzine ödeyecek. Ama bu sakıncalı bir durumdur” ifadelerini kullandı.

“Ödemeyenin peşine düşülmeli”

Devletin seyrüseferleri toplayamadığını tahsilat yapamadığını söylediğini ve pes ettiğini açıkladığına dikkat çeken Tatar, “Sen eğer devlet veya maliyeysen senin işin bu tahsilatları yapmaktır ve bu noktada yapılması gereken ödemeyenlerin peşine düşmektir ki bilgisayar kayıtlarında isim, adres, telefon numarasına kadar her türlü bilgi mevcuttur. KKTC polisi ile memuru ile bütün imkanları ile bu kişileri bulup, ödemeyene ceza sistemi uygulamalıdır” diye konuştu.

“5 kuruşsa yapsınlar, 55 kuruşsa vazgeçsinler”

Akaryakıta gelecek zammın fiyatının henüz belirlenmediğini vurgulayan Tatar, “Önce zammın ne kadar olacağının belirlenmesi gerekirdi ki biz daha bu konuyu UBP içinde tam olarak tartışmadık. Hükümetin bazı adamları böyle bir öneriyle geldi, ama henüz bunun kararı daha alınmadı.Öncelikle hesaplanma yapılmalıydı. Örneğin toplayamadığın rakam yılda 25 Milyonsa, 25 Milyon benzinden ek gelir elde etmek için üzerine koyacağın rakam ne kadar olacaktır. Kaldı ki akaryakıt üzerine konulacak fiyat yüksek bir rakamsa bu defa da vatandaşın benzinin Rum tarafından alması gibi bir olasılık vardır. Eğer bu yapılacak olan zam 5 kuruşsa hemen yapsınlar ama 55 kuruşsa vazgeçsinler” şeklinde konuştu.

“En önemlisi tahsilat”

Su konusuna da değinen Tatar şöyle devam etti:

“Suyun ülkemize gelmesinin büyük bir olay olduğunu söyleyerek, “Tayip Erdoğan’ın cesareti, kararlılığı, harcanan büyük bir bütçe ve Türk mühendisliğinin de kararlılığı ile bu su gelmiştir. İlerde de turist ve nüfus artarsa, Rum akıllanır da bir anlaşma olursa, bir ya da 2 boru daha çekmek suretiyle suyun kapasitesi 75 milyondan 200 milyona da artırılabilir ve bu aşamada yapılacak işlem daha basit ve ucuz olacaktır. Bunun yanında vatandaşın kaliteli bu suyu uygun fiyata alabilmesi de önemlidir. Vatandaşın bugün evinde kullandığı suyun ortalama aylık fiyatı 50-60 TL’dir, biraz fiyat artışı olsa da suyu 70-80 TL’ye alacak ama bu fiyata temiz, sağlıklı ve kaliteli, su alacak, dolayısıyla ben fiyatı da çok sıkıntı olarak görmüyorum.

“Su en fazla 5 lira olur, bu da fazla bir artış değil”

Belediyelere 2,30’a gelecek olan su en fazla4,60 veya 5,00 TL olur, buda çok fazla bir artış değildir. Eskiden bazı belediyeler suyu 0,50 kuruşa alıp o borcu da elektrik parasını da ödemiyordu ama şimdi 2,30 TL’ye gelen suyun 1,50 TL’ye kadar olan kısmı elektrik bedelidir. Haliyle şu anda ben bu konuda iyimserim. Bunun yanında gelen suyun parası belediyelerden peşin alınacak veya 2 ay vade ile belediyelere su verilecek. Kısacası 2,30 belediyeler suyu peşin alacak daha sonra belediye kendi karını koyarak suyu vatandaşa satacak, ama burada en önemli olan sattığı suyun fiyatını zamanında tahsil edebilmesi olacak” dedi.

“Kaçaklar önlenmeli”

Belediyeler alanında kaçak su konusunda da değinen Tatar, sözlerine şu şekilde devam etti; “Belediyeler şimdiye kadar suya bir şey ödemedikleri ve az ödedikleri için kaçakları önemsememişlerdi.  Şimdi ise 2,30 TL tonuna ödeyeceği suda yüzde 50 kaçak olursa 4,60 maliyeti olacak. O yüzden bu kayıp ve kaçağın biran önce giderilmesi ve gerekli iyileştirmelerin yapılması gerekir.”

“Kar ve gelir paylaşımı yapıyoruz”

Özelleştirmeyle ilgili olarak “Biz malı satmıyoruz, biz kamu özel ortaklığı ile belli bir süre kar ve gelir paylaşımı yapıyoruz” diyen Tatar, “Bu bağlamda da en güzel örnek Ercan’dır ki ben orda yapılan işin savunucusuyum ve peşkeş çekildi sözlerini de kesinlikle kabul etmiyorum. O dönemde Maliye Bakanıydı, Ersan Saner ise Ulaştırma Bakanıydı ve Ercan’la ilgili konuyu en başından beri ekibiyle birlikte yürüttü, en güvenilir bürokratlar da bu proje içerisinde çalıştı. Başbakan İrsen Küçük ve Hüseyin Özgürgün de Dışişleri bakaydı ve ben Ercan konusunun Bakanlar Kurulunun yaptığı en önemli işlerden biri olarak düşünüyorum. Bunun yanında Ercan projesi devam etmektedir. Gelir paylaşımı noktasında ise kesinlikle ocak ayından sonra gelir paylaşımına gitmeyecekleri yönünde bir düşünce yoktur. Bizim yaptığımız mukavelede ise kesinlikle 4 yıl sonra yani Ocak ayında gelirin yüzde 47,8’inin kısacası aşağı yukarı 250 Milyon Euro’nun devlete verileceği yer almaktaydı. Belki de Ercan tamamı ile bizim olmuş olsaydı bugün bu kadar para almayacaktık” şeklinde konuştu.

“Özelleştirme için hazırlıklar yapılmalı”

Elektrik, Telekomünikasyonu ve Limanların özelleştirilmesi ile ilgili önce hazırlıkların yapılması gerektiğini belirten Tatar, “Seçim 1 buçuk sene var. Bu zaman biraz sıkışık bir zaman ama en azından bu özelleştirmenin hazırlıklarının başlaması lazım, çünkü ihale aşamasına gelebilmek için bu kurumların mal varlıklarını, değerlerini, gelirini, giderini, yatırımlar için gerekecek miktarları raporlamak, denetletmek ve uzmanlarla bunları tartışmak gerekir. Örneğin Ercan olayı 3 sene sürdü ve o dönem Binali Yıldırım Ulaştırma Bakanıydı bizzat onunda talimatıyla Türkiye’nin sivil havacılığı ve ilgili birimleri Ercan’nın bu aşamaya gelmesine ve ihalenin hazırlanmasına çok katkı koydular” diye konuştu.

“Talat başaramadı”

Mehmet Ali Talat’ın aday olmayacak oluşunu da değerlendiren Tatar, Talat’ın başaramadığını belirterek, “Talat bazı önemli yanlışlar yaptı ve bunun faturasını da CTP ödedi. Günün sonunda şu anda halk arasında CTP’deki dağınıklık ve Türkiye ile girdiği tartışmalar konuşuluyor. Kısacası partiyi çok yıprattı” dedi.

“350 milyon TL açığımız var”

Mali disiplinin devam ettirilmesi gerektiğini vurgulayan Tatar, “Çok baskılar, talepler ve bütçe dışı gelişmeler var. 2016 yılı bütçesi mecliste çok tartışıldı ve Türkiye’nin yapacağı katkılardan sonra bile 350 Milyon TL açığımız var. Bunun 200 Milyon TL’si faiz giderleri için ayrılmıştır, faiz giderleri 500 Milyon TL’dir ama ödenemiyor, ödenemediği içinde ekonomi giderek daralıyor. Çünkü devletin bankalara ve kurum kuruluşlara borçları faizleri ile birlikte çoğalmaktadır” şeklinde konuştu.

“Sistemi zorlayamayız”

Tatar, Bankalar Birliğinin “3-5 sermayedarı korumak adına yasalarla bu kadar oynanırsa, kaybımız var” şeklindeki isyanı ve siyasete tepkisi hakkında şunları söyledi; “Faiz yasalarından bahsedilmekte. Ben Maliye Bakanı olduğum zaman bu konuda çok mağdur insanlar vardı. Örneğin 100 Bin TL borçlanan birinin borcu 300 bin TL olmuştu.  Tufan Erhurman komite başkanı olduğunda yasada bazı değişiklikler yapıldı ve kat sayılarda ‘bir anomalilik var yatırdığında kat sayı ile çarpılır, çektiğinde kat sayı ile çarpılmaz’dendi. Dolayısıyla mağduru koruyalım ama bankalarda mevduat sahibinin parasını muhafaza ediyor. Dolayısıyla sistemi zorlayamayız. O bakımdan benim yaptığım çalışmalar acayip faizlerin, normal faize çekilmesi ve ödeme imkânı sağlanması idi. Şimdi şu anda orada bir anomaliden dolayı anapara da siliniyor. Dolayısıyla hükümet buna bakacak.”

“Akıncı Denktaşlaştı”

Akıncı’nın Denktaşlaştığını söyleyen Tatar, “Akıncı’nın böyle bir konuşma yaptığını ilk kez gördüm. Akıncı, “Bize hangi yemeğe katılacağımızı kimse soramaz” dedi. Benimde gerçekten hoşuma gitti ve bu sözleri duymak beni rahatlattı. Anastasiadis Yunanistan gitti orada ‘Ben onurlu bir halkın temsilcisiyim, Kıbrıs Cumhuriyetin seviyesinin düşmesine asla müsaade etmem’ şeklinde küstahlık yaptı. Peki o Kıbrıs Cumhuriyetidir de biz neyiz. Bu kadar iyi niyetli olmayan zihniyetle bu işler nasıl olacak. Bunun yanında Rum tarafındaki seçimlerde de ELAM ve benzer görüşte partiler meclise girdi, çözümü destekleyenlerin oyu düştü. Bu noktada çözümü destekleyenlerin oyu yüzde 55’e düştü ama bu kişilerin hepsi de evetçi değildir. Şu an bakıldığında Annan Planına yakın bir tabloda yüzde 75’den daha fazla hayır çıkacak” dedi.

“Aynı filmi tekrar görüyoruz”

Annandan sonra Rumların kriz yaşadığını belirten Tatar, “Krizden sonra bir hayli ekonomik tedbir almak zorunda kaldılar. Oyların düşmesinin sebebi de budur ki oluşacak olan Kıbrıs Federal Cumhuriyetinde bunun bedelini halk ödeyecek. Bu ödenecek olan bedelin büyük bir bölümü, tazminatlar ve çözümün maliyetle Rumlara aittir. Bunların ise bunu ödemeye hiç niyetleri yok. Bizim ise böyle bir parayı ödeyecek sermayemiz zaten yoktur, baktığımızda bizim gayri milli hasılamız yılda 3 Milyar Euro’dur, onların ise 19 Milyar Euro’dur. Dolayısıyla Almanya’da olduğu gibi eğer iyi niyetli bir çözüm olursa dünya para vermeye niyetli değil. Petrol ve kazıdan da 2-3 günde böyle bir para gelmeyeceği ortadadır. Dolayısıyla ben bu süreci sıkıntılı görmekteyim. Bu noktada soğukkanlı olup, müzakere masasından ilk kaçan biz olmayalım, ama insanların zihniyetinde hiçbir değişiklik yoktur ve şu anda Eide’yi istenmeyen adam ilan ettiler. Kısaca aynı filmi tekrar görüyoruz” diye konuştu.