Özge Kizir

Eski müzakereci Osman Ertuğ, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın üçlü görüşme sonucundan büyük rahatsızlık duyduğu ve ayrılırken BM diplomatı Eide’ye “beni kandırdınız” dediği iddiası konusunda açıklamada bulundu. Ertuğ, “Devlet adamları, özellikle böylesine kritik bir müzakere sürecinde kandırılma veya aldatılma lüksüne sahip değildirler. O zaman çok daha dikkatli davranması gerekiyor. Bundan dersler çıkararak ileriye dönük olan stratejisini bu dersler ışığında belirlemesi gerekiyor. Bir Kıbrıslı deyimi kullanmak istiyorum,  bizde ‘açsın gözünü’ derler” dedi. 

New York görüşmelerine gidilirken beklentilerin yüksek tutulmamış olması gerektiğini ifade eden Ertuğ, “Benim beklentilerim yüksek değildi. Bu nedenle bana hayal kırıklığı olmadı. Beklentiler kamuoyumuz açısından belli ki yüksekti. Bu beklentiler karşılanmayınca Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı başta olmak üzere büyük bir hayal kırıklığı yaşandığını görüyoruz. Çünkü perde arkasında Akıncı’ya 5’li konferansın tarihinin, en azından bir takvimlemesinin yapılacağı konusunda söz verildiğini, ancak bu sözün de yerine getirilmediği yer aldı. Genel Sekreter bu konuda pek de Akıncı’nın yanında durmadı” şeklinde konuştu. 

“Kıbrıs Türk tarafı ve kamuoyu açısından hayal kırıklığı yaşandı”

Güney kesimin “takvim fobisi”nden çok “çözüm fobisi” olduğunu vurgulayan Ertuğ, “Kıbrıs Rum basını ise BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’ye saldırıyor. Sessiz kalmak suretiyle güya Akıncı’ya destek vermiş. Dolayısıyla 5’li konferansın tarihinin açıklaması karşılanmadı. Kıbrıs Türk tarafı ve kamuoyu açısından hayal kırıklığı yaşandı” ifadesini kullandı.

“Kıbrıs Rum tarafı bayram ediyor”

Ertuğ, sözlerine şöyle devam etti: 

“Kıbrıs Rum tarafı ise bayram ediyor. Bu da aslında çok manidardır. Çünkü bir şey çıkmayan bir toplantıdan nasıl bu kadar seviniyorlar? Demek ki bir şey çıkmasını istemiyorlar. Akıncı, Rumların takvim fobisi olduğunu söylüyor. Ben onu takvim fobisi değil, çözüm fobisi olarak görüyorum.”

“Herhangi bir çözüm istemedikleri için böyle davranıyorlar”

Dış dünyada yapılan görüşmelerin çözüm sürecine yansıyacağını ifade eden Ertuğ, “Herhangi bir çözüm istemedikleri için böyle davranıyorlar. İşi yine uzatma ve bir sonuç alınmaması için uğraşıyorlar. Atmosfer ve psikolojik ortam çok önemlidir. Bundan yara almıştır” şeklinde konuştu.

“Akıncı, Kıbrıs Rum tarafına ‘bu işi ya yaparsınız veyahut da bunun sonuçlarına katlanırsınız’ şeklinde mesajlar gönderiyor”

Niyetleri göstermek açısından Kıbrıs Rum tarafının 2016 içerisinde bu yükün büyük bir ihtimalle olmayacağını gösterdiğini belirten Ertuğ, “Niyetleri göstermek açısından Kıbrıs Rum tarafının tabii ki 2016 içerisinde bu yükün büyük bir ihtimalle olmayacağını gösteriyor. Akıncı, bir taraftan halen olabileceğini söylemekle beraber diğer taraftan da Kıbrıs Rum tarafına ‘bu işi ya yaparsınız veyahut da bunun sonuçlarına katlanırsınız’ şeklinde mesajlar gönderiyor” dedi.

“Rum basınında çıkan haberler, doğal olsun veya başka türlü olsun herhangi bir takvimlemeye karşı oldukları şeklindedir”

Herhangi bir takvimlendirmenin Rum kesimi tarafından geçersiz olduğuna dikkat çeken Ertuğ, “Doğal takvim çoktandır konuşulan bir konudur. Doğal takvime veya herhangi bir takvime Kıbrıs Rum tarafı itibar etmiyor. Böyle bir takvimin ortaya çıkmasına veya bir yol haritasının ortaya çıkmasına karşı çıkıyor. Bunun aslında arkasında yatan anlam, herhangi bir uzlaşının olmamasıdır. Dolayısıyla doğal veyahut da herhangi bir takvim onlar için geçersizdir. Rum basınında çıkan bu haberlerde doğal olsun veya başka türlü olsun herhangi bir takvimlemeye karşı oldukları şeklindedir. O da bir çözüme karşı olduklarını gösterir” şeklinde konuştu.

“Çözümü neredeyse imkânsız hale getirir”

Çözüm sürecinin 2017’ye sarkamasın süreci imkânsız hale getirebileceğini vurgulayan Ertuğ, “Çözümü neredeyse imkânsız hale getirir. Çünkü Kıbrıs Rum tarafının stratejisi bu işi 2017 başlarına taşıyıp sonrada sondajlara başlamasıdır. Tabi bu sondajlara Türkiye’nin ve KKTC’nin tepki vereceğini biliyorlar. Çünkü tek yönlü faaliyetlere karşı bizim haklarımızı savunma konumunda olduğumuzu çok iyi biliyorlar” ifadesini kullandı. 

“Kampanya şimdiden başlamıştır”

Ertuğ, sözlerini şöyle tamamladı: 

“Geçmişte Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis masayı terk etti. Şahsen şimdi benzeri bir senaryoyla yine bu işi torpilleyip bunun sorumluluğunu Türkiye ve Kıbrıs Türk tarafına atma gibi bir strateji izlediklerini görüyorum. 2017 ayrıca bir seçim yılıdır. Kampanya şimdiden başlamıştır. Bunu görebiliyoruz. Anastasiadis’in zaten çok dar olan manevra alanı o dönem içerisinde daha da daralacaktır. Gerek beyanatlarının gerekse tutumunun daha da katılaşmasını bekliyoruz. Böyle bir durumda nasıl esnek davranıp da süratle bir çözüme ulaşılmasına olanak sağlar bunu göremiyorum.”