Kıbrıs müzakerelerinde eski görüşmeci Osman Ertuğ, 1964 yılından bu yana Kıbrıs’ta bulunan Barış Gücü’nün, çatışmaları durduramadığı gibi, bir formül de üretmediğini vurguladı ve ekledi 

Kıbrıs müzakerelerinde eski görüşmecisi Osman Ertuğ, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile Rum Lideri Nikos Anastasiadis’in Davos’taki zirveye olumlu yanıt vermesini iyi bir gelişme olarak nitelendirdi. Mülkiyette finansman konusunun endişe verici olduğunu savunan Ertuğ, “Bu işe toplu yaklaşmazsak, bu istimlak sonucu mülk gibi bir olay şeklinde ele alınmış olur. Oysa olay 1974 çatışmaları ve savaş sonrası çıkan bir durumdur” dedi. 

Ada TV’de yayınlanan “Günaydın Ada” programına katılarak gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Osman Ertuğ, BM Barış Gücü’nün 1964 yılından bu yana Kıbrıs’ta bulunduğunu ancak ne çatışmaları durdurduğunu ne de bir çözüm formülü üretebildiğini dile getirdi. Ertuğ, “Ada’da barış olmasının nedeni Türk Barış Kuvvetleri’dir” dedi. 

“MÜLKİYET FİNANSMAN KONUSU ENŞİDE VERİCİDİR” 

Ertuğ, mülkiyet konusundaki finansman olayının şimdiden konuşulmaya başlandığını ama geçmişte düzenlenen toplantıda çok az bir para toplandığını ve şu an milyarlarca dolara ihtiyaç olduğu için çok iyi bir finansman bulunması gerektiğine dikkat çekti. Ertuğ aynı zamanda, bu finansman konusunda şu sıralarda bir takım formüllerin ortaya çıktığını ama bu formüllerin yeterli olmadığı için endişe verici olduğunu sözlerine ekledi. 

“BARIŞ GÜCÜ ADA’YA PİKNİK YAPMAYA GELMEDİ” 

Ertuğ konuşmasında şunları kaydetti; 

“Bu işe toplu yaklaşmazsak bu istimlak sonucu mülk gibi bir olay şeklinde ele alınmış olur. Oysa olay 1974 çatışmaları ve savaş sonrası ortaya çıkan bir durumdur. Bunu biz başlatmadık. Dolayısıyla bu durumu bize ya da Türkiye’ye yıkmak diye bir olay olmamalıdır. Barış gücü Adaya piknik yapmaya gelmedi. Bugün yine Barış Gücü Mandasının raporunun 6 ay daha uzatılması gündemde. Bunlar tarihi gerçeklerdir. Ama bakacak olursak Barış Gücü 1964’ten beridir burada ama ne çatışmaları durdurabildi ne de çözüm formülü üretebildi. “ 

“EN BÜYÜK STATÜKOCU BM” 

Konuşmasında herkesin taraflardan birini statükocu olarak suçladığını belirten Ertuğ, aslında bu konudaki en büyük statükocunun Birleşmiş Milletlerin kendisinin olduğunu savundu, Genel Sekreter’in iyi niyet misyonuyla siyasi statükoyu değişmeye çalıştıklarını, bu misyonun iki amacı olduğunu dile getirdi, birinin amacının barışı korumak, ikinci amacının da çözüm üretmek olduğunu, birinin askeri ötekinin de siyasi bir konu olduğunu kaydetti. 

“ADA’DA BARIŞ OLMASININ NEDENİ TÜRK BARIŞ KUVVETLERİ’DİR” 

Kıbrıs’ta çatışmayı koruyanın Türk Barış Kuvvetleri olduğunun altını çizen Ertuğ konuşmasına şöyle devam etti; 

“Kıbrıs’ta barış var. Barış da Barış Gücü’nün istikrarının bir unsurudur. Ama barışı ve çatışmayı esas koruyan, Türk Barış Kuvvetleri’nin buradaki varlığıdır. Olaylara baktığımızda 63-74 arasında Barış Gücü Adada vardı ama çatışmalar da vardı. 1974’ten bu yana bu çatışmalar durdu. İstikrar ve barış hüküm sürmektedir. Bu da düşünerek uzlaşıya varmamız gerektiğini gösterir. Güçler dengesi ve caydırıcılık korunduğu sürece barış korunacaktır. “ 

“TÜRK-YUNAN DENGESİ SAĞLANMALI” 

Ertuğ, ülkenin iç dengeyi siyasi eşitlikle, dış dengenin de Türk-Yunan dengesi olarak 
sağlanması gerektiğini savundu. Kimsenin kimseye bir üstünlük ya da herhangi bir avantaj sağlamaya çalışmaması gerektiğini sözlerine ekleyen Ertuğ, bu eşitlikli düşünceyi Kıbrıs Rum tarafında görmediğini söyledi. 

“RUM TARAFI SİYASİ EŞİTLİĞİ HAZMEDEMEDİ” 

Kıbrıs Rum Tarafının siyasi eşitliği hazmedemedikleri için geri adımlar attığını dile getiren Osman Ertuğ, dönüşümlü başkanlığın da bunlardan biri olduğunu söyledi. Ertuğ konuşmasında, Kıbrıs Rum tarafının garantörlerin de dahil edileceği bir toplantıya şu ana kadar “hayır” dediğini, bu da Kıbrıs Rum Tarafının henüz o aşamaya gelindiğini kabul etmediği anlamına geldiğini kaydetti.