Ertuğ, çözüm halinde kabul görecek vatandaş sayısının 220 binle sınırlandırılmasının kabul edilemeyeceğini, sayının değişebileceğini ifade etti

“Kusura bakmasınlar ama böyle bir şey olamaz. Hiç kimse Kıbrıs Türk halkının doğal şekilde sayısının artmasını engelleyemez”

“Kıbrıs Türk halkı, Kıbrıs Rum halkı olduğu kadar kendi doğal ve sosyal yapısı çerçevesinde büyüyecektir. Büyümek de hakkıdır”

“Kimileri referandum tarihi bile vermeye başladı. Bu olacak şey değildir”
“Yapılabilecek en küçük hatada, kalıcı bir uzlaşının değil, yeni bir çatışmanın zemini hazırlamış olabilir”

Özge KİZİR

Osman Ertuğ, Rum tarafının “nüfus dengesinin değişmemesi lazım” düşüncesi içinde olduğunu, hatta resmi ağızdan beyanatları bulunduğunu söyledi. “Rumların, ‘1960’taki nüfus dengesini tekrar tesis etmeye uğraşıyoruz’ şeklinde açıklamaları vardır” diyen Ertuğ, bunun ırkçı bir yaklaşım olduğuna vurgu yaptı.

Cumhurbaşkanlığı eski Sözcüsü Osman Ertuğ, müzakere sürecinde KKTC için 220 bin nüfus öngörüldüğüne ilişkin yayınlar konusunda Haberal Kıbrıslı gazetesine değerlendirmede bulundu. Ertuğ, “Bu son derece yanlış bir durumdur. Kusura bakmasınlar ama böyle bir şey olamaz. Hiç kimse Kıbrıs Türk halkının doğal şekilde sayısının artmasını engelleyemez. Bu durum zaten doğaya aykırı bir şeydir. Kaldı ki böyle bir şeyin altına kimse imza atamaz. Çünkü Kıbrıs Türk halkı, Kıbrıs Rum halkı olduğu kadar kendi doğal ve sosyal yapısı çerçevesinde büyüyecektir. Büyümek de hakkıdır. Bunu herhangi bir sınırlamayla engelleyemeyiz” ifadesini kullandı.

“Geleceğe yönelik bir projeksiyon yansıtılamaz”

Şu an vatandaşların sayısının 220 bin olduğunu, ancak bunun artmayacağını söylemenin mümkün olmadığını ifade eden Ertuğ şöyle konuştu: 

“Şu an vatandaşların sayısı 220 bindir. 2011’de bir nüfus sayımı yapıldı. Bu, Genel Sekreter’in taraflardan beklediği bir şeydi ve her iki taraf da nüfus sayımı yaptı. Rumların 734 bin, bizim 220 bin dendi; ancak bu, bugünün durumudur. Geleceğe yönelik bir projeksiyon yansıtılamaz. Çünkü gelecekte ne olacağı belli değildir. Rum tarafı ‘nüfus dengesinin değişmemesi lazım’ gibi bir yaklaşım içindedir. Hatta resmi ağızdan beyanatları vardır. ‘1960’taki nüfus dengesini tekrar tesis etmeye uğraşıyoruz’ şeklinde açıklamaları vardır ve bu ırkçı bir yaklaşımdır. Böyle bir şey olamaz. 1960’tan bu yana kaç yıl geçti. Bugünün nüfus yapısı böyle olabilir, ama geleceğin nüfus yapısı olamaz.” 

“Halkın arkasından bir şeyler kotarılıyor gibi bir hava esiyor”

Halkın müzakere konusunda bilgi eksikliği yaşadığını vurgulayan Ertuğ, “Bilgi eksikliği vardır. Adeta halkın arkasından bir şeyler kotarılıyor gibi bir hava esiyor. Bu doğru değildir” açıklamasında bulundu. Halkın süratle aydınlatılmasının gerekliği olduğunu ifade eden Ertuğ, “Kimileri çıkıp referandum tarihi bile vermeye başladı. Bu olacak şey değildir. Son derece rahatsız edici bir durumdur. Halk ne olup bittiğini bilmelidir. Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı bu yolu halkla birlikte yürüyeceğini söyledi. O zaman halk, bu yolun aydınlık olup olmadığını görmesi lazımdır. Sadece kendi liderliğimizle ilgili konu değildir. Karşı tarafa güvenip güvenmemeyle ilgili bir sorundur” şeklinde konuştu.

“Çok vaatler yapıldı ve tutulmadı. İzolasyonlar konusunda kararlar alındı ve uygulanmadı”

Kıbrıs Türk halkının geçmişte çok badireler atlattığını belirten Ertuğ, “Kıbrıs Türk halkı geçmişte çok badireler yaşamıştır. Çok vaatler yapıldı ve tutulmadı. İzolasyonlar konusunda kararlar alındı ve uygulanmadı. Şimdi halkımız bırakın Rum tarafı ile olan güven eksikliğini, uluslar arası toplumun dahi bu konuda olası sözlerine güvenip güvenmeme konusunda haklı olarak kuşku duyuyor. Dolayısıyla artık halkın doyurucu bir şekilde bilgilendirilmesi lazımdır. Şunu da eklemek istiyorum; Mustafa Akıncı’nın iki kesimlilik, birincil hukuk ve güvenlik konularındaki duruşu, özgürlük ve siyasi eşitlik konularındaki duruşu yerindedir. Bunu görmezden gelmiyoruz” ifadesini kullandı.

“Bu iki kesimlilik ortadan kalkar demektir”

Kıbrıs Türk tarafının ön şart koyması izlenimi verildiğini ifade eden Ertuğ, “Rum tarafı, bunları sanki ‘Kıbrıs Türk tarafı ön şart koyuyor’muş şeklinde yansıtmaya çalışıyor ve bizden bu duruma cevap dahi yoktur. Bizim resmi yetkililerden ‘hayır böyle değil’ cevabı gelmiyor. ‘Zaten iki kesimli ve iki toplumluluk çoktan üzerinde mutabık kalınmış konulardır. Dolayısıyla sizin bu söyledikleriniz doğru değildir’ şeklinde bir açıklama yoktur. Kaldı ki gerek Rum lider Nikos Anastasiadis, gerek sözcüsü, sürekli olarak ‘işgalin kalkmasından ve sınırsız uygulamadan’ bahsediyor. Bu, iki kesimlilik ortadan kalkar demektir” dedi.

“BM parametrelerinin dışında bir olaydır”

Liderliğin temel prensiplerin arkasında sonuna kadar duracağına inandıklarını belirten Ertuğ sözlerini şöyle sürdürdü: 

“Kuzeyde nüfus çoğunluğu değil, ancak siyasi çoğunluk olur, yani oy verenlerin sayısı ancak anlamında olabilir diyorlar. Bu durum da yanlıştır. Birleşmiş Milletler (BM) parametrelerinin dışında bir olaydır. Dolayısıyla bunlara çok özen gösterilmesi lazımdır. Biz liderliğimizin bu temel prensiplerin arkasında sonuna kadar duracağını ve bunlardan Rum tarafının bir takım baskı taktikleriyle ve bir takım manevralarıyla gerilemeyeceğini ümit ediyoruz ve buna inanmak istiyoruz.

“Uzlaşı yerine çatışma zemini hazırlanmasın” 

Çünkü Mustafa Akıncı’nın halkına taahhüttü budur. Bu taahhütlerin altı doldurulurken çok dikkatli davranılması gerekir. Çok uzun bir süreçten bahsediyoruz. 1968’den beri devam eden bir görüşme süreci vardır ve konular son derece karmaşık bir hal almıştır. Dolayısıyla yapılabilecek en küçük hatada dahi kalıcı bir uzlaşının değil, yeni bir çatışmanın zemini hazırlamış olabilir."