Ceren Ercih

Cumhurbaşkanlığı Eski Sözcüsü Osman Ertuğ, Nihan Yücel’in sunduğu Haftanın Analizi programının konuğu oldu. KKTC’de seçilen yeni cumhurbaşkanı ile beraberinde gelinen yeni bir müzakere sürecini değerlendiren Osman Ertuğ, atmosferin olumlu olduğunu kaydetti. Rum tarafının bildirdiği 28 mayın tarlasıyla ilgili açıklamaları yorumlayan Osman Ertuğ,” İyi niyet gösterir görüntüsü altında dağ turizmimize vurulmuş bir darbe olarak ortada duruyor” dedi. Toprak ve mülkiyet konularının hassas konular olduğunu ifade eden Osman Ertuğ, bir mülkün iadesinin takas ya da tazminatla da olabileceğini söyledi. Güney’deki beklentinin yüksek olma sebebini de değerlendiren Cumhurbaşkanlığı eski sözcüsü Osman Ertuğ, “Güney’deki beklentinin yükselmiş olma nedeni, bizim tarafın daha tavizkar olacağı beklentisidir” ifadelerini kullandı. 

“DAĞ TURİZMİMİZE VURULMUŞ BİR DARBE” 

Cumhurbaşkanlığı eski sözcüsü Osman Ertuğ, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Kuzey Kıbrıs’ta bulunan mayın tarlasıyla ilgili son açıklamaları da yorumladı. Güven yaratıcı sürecin sürdürülmesi gerektiğinin altını çizen Ertuğ, bu konuda şu ifadeleri kullandı: 

“İyi niyet gösterir görüntüsü altında dağ turizmimize vurulmuş bir darbe olarak ortada duruyor. Şimdi bunlar var diye süreci kaldır hayır… Bunlar olduğu sürece süreci sürdürmek, o güven sürecini sürdürelim. Ama bunu iki yönlü olarak sürdürelim. Bir taraftan engellemeler, ambargolar, sınırlamalar, tek yanlı dış dünyayla olan bir sürü anlaşmalar, tatbikatlar v.s. Madem ki, iyi bir atmosfer var bunu herkes kabul ediyor ve iyi diyor, madem ki, bunlar oluyor, o atmosferi bozucu olaylardan mümkün mertebe kaçınılması lazım.” 

“DAHA SAĞLIKLI BİR SÜREÇ İÇİN DAHA KATILIMCI BİR RUHLA HAREKET EDİLMELİ” 

Osman Ertuğ, daha sağlıklı bir süreç için katılımcı bir ruhun faydası olacağını şu sözlerle ifade etti; “Yeni iş başına gelmiş bir Cumhurbaşkanımız ve onun ekibi vardır. Kesin yargılara varmak şu aşamada zor. Cumhurbaşkanımız daha işin başındadır ama göreve gelmeden önce halkımıza verdiği bir takım sözleri vardır. O da paylaşımcı bir ruhla oraya yaklaşacaklarıydı. Daha sağlıklı bir süreç için daha katılımcı bir ruhla hareket edilmesinde şahsen fayda görüyorum.” 

“ATMOSFERİ OLUMLU TUTMAK YARARLI” 

‘Beklentilerin çok yükseldiği kesin’ diyen Cumhurbaşkanlığı eski sözcüsü Osman Ertuğ, “Realitelerle beklentileri mümkün olduğu kadar birbirine yakın tutmak lazım ama, birbirine de karıştırmamak lazım. Çok yakın tutmazsak eğer yine bu süreçten bir şey çıkmadığı takdirde gerçek bir yıkım ve yeni arayışlar içerisine girilmesi de kaçınılmaz olur. Atmosferi olumlu tutmak yararlıdır ama bu işi neticede bir yere götürüp götürmeyecek olan beklentiler ve atmosfer değildir. O zorlukları nasıl yönetebileceğimiz noktasında ancak bu iyidir ya da olumludur diyebiliriz. O yargıya bizi sevk edecek olan konuların özüdür. Her sürecin iki ana unsuru vardır. Biri yöntem diğeri de özdür” diyerek atmosferi olumlu tutmanın faydalı olacağını kaydetti. 

“MÜLKİYET KONUSUNDA BİR TAKIM SORU İŞARETLERİ VAR” 

Toprak ve mülkiyet konularının son derece hassas konular olduğunu da hatırlatan Ertuğ, şunları söyledi; “Toprak ve mülkiyet konuları son derece hassas konulardır. Çünkü direkt olarak hayatımızı etkileyecektir. Kıbrıs’ta biz eğer ileriye gidecekse, geriye dönüşün koşullarını yaratacak koşullara girmememiz lazım. Mülkiyet konusunda bir takım soru işaretleri vardır. İki kesimlilik olacaksa BM’nin tanımladığı iki kesimliliğe uyulması gerekir. 1989’de verilen raporda BM iki kesimliliği tanımlamıştır. Mülkiyet ve nüfus çoğunluğu Kuzey’de Kıbrıslı Türklerde, Güney’de Kıbrıslı Rumlarda olacaktır. Bu iki kesimliliğin temelidir. Eğer bundan geriye gidiş olacaksa bu bizde kaide yaratır. Bir mülkün iadesi mümkün değil ise bu takas ve tazminat yoluyla da çözülebilir. Bazı mağduriyetleri gidermek adına yeni mağduriyetler yaratamazsınız. Böylece daha sağlam bir geleceğin temelleri atılmış olur.” 

“GÜNEY’DEKİ BEKLENTİNİN YÜKSELMİŞ OLMA NEDENİ BİZİM TARAFIN DAHA TAVİZKAR OLACAĞI BEKLENTİSİDİR” 

Güney’deki beklentilerin yükselme sebebine de açıklık getiren Ertuğ sözlerini şöyle devam etti; “Güney’deki beklentinin yükselmiş olma nedeni bizim tarafın daha tavizkar olacağı beklentisidir. Güney’de böyle bir algı vardır ve bu sağlıksızdır. Her iki tarafında dengeli özveriler vererek kapsamlı uzlaşıya ulaşılabileceği noktasında sağlıklı bir süreç yaşanır. Hep karşı taraf ne verecek, Türkiye bu konu da ne verecek? Ancak Türkiye dediğiniz de iki şey yapıyorsunuz; birincisi Kıbrıslı Türklere saygısızlık, ikincisi Kıbrıs Türkü’nü marjinalize etme yöntemidir.” 

“KIBRIS RUM TARAFI DÖNÜŞÜMLÜ BAŞKANLIĞI PEŞİNEN KABUL ETMEDİĞİNİ SÖYLÜYOR” 

Ertuğ kendisin endişeye sokan durumu da belirtti ve sözlerini şöyle tamamladı; “Beni endişeye sevk eden bir husus da Kıbrıs Rum tarafının çözümlenmemiş ana konular dedikleri konularla başlanacak. Bunlar içerisin de yönetim ve güç paylaşımı var. Kıbrıs Rum tarafı dönüşümlü başkanlığı peşinen kabul etmediğini söylüyor. Eğer bu nihai pozisyonlarıysa çok ciddi bir sorunla karşı karşıyayız.”