Özge Kizir

Cumhurbaşkanlığı eski Sözcüsü Osman Ertuğ, Rum kesiminin tek yanlı olarak hidrokarbon arama çalışamalarına başlamasını ve Avrupa Birliği’nin Kıbrıs’ı bahane ederek Türkiye’ye yüklenmesi konularını Haberal Kıbrıslı Gazetesi’ne değerlendirdi.  Hidrokarbon konusunun gündeme geldiğini ve yeni bir potansiyel krizin ayak sesleri olduğunu kaydeden Ertuğ, “Hidrokarbonlar konusu gündeme geliyor. Bunu belirtmek istiyorum. Çünkü yeni bir potansiyel krizin ayak sesleridir. Hala daha yabancı şirketlere izinler verecekler. Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı bu konuda bir uyarı da bulundu. Fakat bu uyarıyı yaparken ne istediğini tam olarak ortaya koyması gerekiyor” şeklinde konuştu. 

Türkiye ile acilen ne yapılacağının kararlaştırılması gerektiğini ifade eden Ertuğ, “Bu şekilde kalırsa bu tür uyarılarla Kıbrıs Rum tarafının hidrokarbonlar konusundan tek yanlı olarak kullanmaya devam etmeyeceği ortadadır. Somut ne olacak? Geçmişte Türkiye bizim adımıza Navtex (seyir bildirimi) yayınladı. Barbaros Hayrettin Paşa ve Sismik Araştırma gemisini bölgeye gönderdi. Araştırmalar yaptırdı. Şimdi benzeri bir durum ortaya çıkacak mı?  Bunun planlarını yapmak ortak bir strateji saptamak konusunda çok erken değildir. Çünkü şuanda bu işi yapıyorlar. Aksi takdirde bir gün yine potansiyel bir krizi kucağımızda bulacağız” ifadesini kullandı.

“Avrupa Birliği’nin Kıbrıs’ı bir bahane olarak kullandığı ortadadır”

Avrupa Birliği’nin Kıbrıs’ı geçmişte bir bahane olarak kullandığını belirten Ertuğ, “Avrupa Birliği’nin Türkiye’yi birliğe kabul etmek gibi bir niyeti olmadığını ve Kıbrıs’ı geçmişte bir bahane olarak kullandığı ortadadır. Kıbrıs Rum tarafı ve Yunanistan orada olduğu sürece bırakın diğer ülkelerin bu konuda ne düşündüklerini… Türkiye şuanda Avrupa Birliği üyesi olan bazı ülkelerden daha kalifiyedir. Fakat dini ve tarihi nedenler yüzünden maalesef  bu gerçekleşmiyor. 

“Türkiye’nin teslim olmasının söz konusu olmadığına inanıyorum”

Dolayısıyla onun beklentisi içerisinde, Türkiye’ye Kıbrıs’tan bedel ödetmek isteyenlere Türkiye’nin AB Bakanı ve baş müzakereci Volkan Bozkır verdiği beyanatta söylemişti. Birkaç başlık açılacak diye Güney Kıbrıs’ı tanımamız beklenmemeli söz konusu değil demişti. Bunu Türkiye görüyor ama bir şeye teslim olmasının söz konusu olmadığına inanıyorum” dedi.

“Yunanistan, 2004’te genişlemeyi durduracağım şantajı ile Avrupa Birliği’ne girmişti”

Ertuğ sözlerini şöyle sürdürdü: “Kıbrıs Rum tarafının izlediği tehdit ve şantaj politikasını biliyorsunuz. Zaten Avrupa Birliği’ne tek yanlı ve bize göre gayriyasal olarak girmeleri de yine benzeri şantajdır. Yunanistan’ın 2004’te genişlemeyi durduracağım şantajı ile Avrupa Birliği’ne girmişti. O tarihte biz Birleşmiş Milletlerin Annan Planı’na evet demiştik. Onlar hayır demelerine rağmen Avrupa Birliği’ne girdiler.

“Şimdi onu kullanarak Kıbrıs’ı nereye götürmek istedikleri bellidir”

Rumların AB’ye alınması, son derece haksız, tek yanlı ve bize göre gayri yasaldır. Çünkü 1960 anlaşmalarına da karşıdır. Şimdi o kozu kullanarak Kıbrıs’ı nereye götürmek istedikleri bellidir. Yani tamamen kendi hâkimiyetlerine, Helen adasına çevirme gayreti içindeler.

“Kıbrıs meselesiyle Kıbrıs Rum tarafının Avrupa Birliği’ne girmesinin bir bağlantısı yoktur diyorlardı”

Bunu yapmaktaki tek amaç Avrupa Birliği’ni kullanma çabalarıdır. Beş başlığı bloke ettiler. O dönemde Kıbrıs meselesiyle Kıbrıs Rum tarafının Avrupa Birliği’ne girmesinin bir bağlantısı yoktur diyorlardı. Şimdi ise ikisinin son derece bağlantılı olduğunu ve Türkiye’nin bizi tanımaması halinde bunları dondurmaya devam edeceğiz şeklinde konuştular. Yani veto haklarını kullandılar.

“Avrupa Birliği’nin nasıl adil ve kalıcı bir çözüme yardımcı olabileceği konusunda doğrusu çok ciddi sorular ortaya çıkmaktadır”

Böyle bir durumda Avrupa Birliği’nin nasıl adil ve kalıcı bir çözüme yardımcı olabileceği konusunda doğrusu çok ciddi sorular ortaya çıkmaktadır. Zaten Rum tarafı bunun bilinci içerisinde sürekli olarak Kıbrıs sorununu Birleşmiş Milletler çerçevesinden çıkarıp veyahut en azından bu çerçeveyi zayıflatıp mümkün olduğu azami ölçüde Avrupa Birliği çerçevesine çekmek istiyorlar. Çünkü orada son derece haksız bir avantajları vardır.”

“Bizimle istedikleri gibi kendi hegemonyalarına dayalı Kıbrıs oluşturma çabalarına destek bulacaklar”

Rum tarafı ve Yunanistan’ın Avrupa Birliği üyesi olduğunu ifade eden Ertuğ, “Türkiye ve biz Avrupa Birliği üyesi değiliz. Dolayısıyla orada bizimle istedikleri gibi kendi hegemonyalarına dayalı Kıbrıs oluşturma çabalarına destek bulacaklar. Yani stratejileri budur” dedi.

“AB’nin yaptığı tam bir Bizans oyunudur”

Avrupa Birliği’nin yaklaşımlarının artık iki yüzlülüğü geçtiğini vurgulayan Ertuğ sözlerini şöyle tamamladı: “Bana göre bu tam bir Bizans oyunudur. Yıllardır ne gibi entrikalarla karşı karşıya kaldığımızın yeniden sergilenmesidir. Biz Türkiye ile işbirliği içerisinde bu oyunlarına son vermek için gerekli tedbirleri almak durumundayız.

“Terörün durması en büyük temennimizdir”

Dünyanın gündemi terörle meşguldür. İstanbul’daki bir konferanstan dönmüştüm. Oradaki havayı da görüp hissetme ihtiyacı duydum. Biz bu terör vakalarında şehit asker, polis ve hayatlarını kaybeden insanlarımız için bütün ailelere ve Türk milletine baş sağlığı diliyoruz. Bunların süratle durması en büyük temennimizdir. Bu acıları Türk ulusuyla paylaşıyoruz.”