Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) topraklarında, Rumların siyasi mesaj verme adına dini özgürlüğü istismar etmelerine izin vermeyeceklerini vurguladı.

Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre, Ertuğruloğlu, KKTC’de ayin yapılmasını engellemediklerini, ayin yapılabilecek kiliselerin belli olduğunu belirterek, “Eğer bu ayin konusu bir sıkıntı olmuşsa, ayin taleplerinin istismar edilmesi ve siyasi amaçla kullanılmasından dolayı bir sorun haline gelmiştir” dedi.

Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, Kıbrıs müzakerelerinin kesilmesine sebep olan Enosis kararıyla ilgili olarak da, Rum tarafının Enosis kararını bertaraf etmediğini, bu kararın bertaraf edildiği veya ortadan kaldırıldığıyla ilgili Kıbrıs Türk halkının yanlış bilgilendirildiğini ifade ederek, Enosis kararının bertaraf edilmediğini, tamamen ortadan kaldırılmadığını, Eğitim Bakanlığı’na aktarıldığını kaydetti.

Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, Rumların Gazimağusa’daki ayin talebine izin verilmemesi ve Kıbrıs müzakere sürecinin yeniden başlaması ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Ertuğruloğlu, kimsenin kendilerine inanç ve din özgürlüğü üzerine edebiyat yapmamasını isteyerek, “Bunu asla kabul etmem, kimsenin ne inanç özgürlüğüne müdahale ettik, ne de din özgürlüğünü engellemeye çalıştık. Tam aksine birilerinin inanç ve din özgürlüğünü siyasete alet etmeye çalışmasına engel olmaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

Bu yönde kendilerine yapılan suçlamaların doğru olmadığını ifade eden Ertuğruloğlu, şöyle devam etti:

“Biz KKTC topraklarının, Rumların siyasi mesaj verme adına dini özgürlüğü istismar etmelerine izin vermeyeceğiz.

Bunun göstergesi olarak 3 tane kilise belirledik, büyük kilise, Apostolos Andreas, St. Barnabas ve St. Mamas. ‘Buralarda hiçbir kısıtlama olmayacak buyurun gelin ayininizi yapın’ dedik. Ama KKTC topraklarının üzerinde bulunan her kilisede ‘benim ayin yapma hakkım vardır ve istediğim zaman da gelir ayin yaparım’ deme hakkınız yoktur.

Beni ayinlerle ilgili alınan bu karar sonrasında bir papaz ziyaret etti. Ben ziyaret sırasında bana ayinler konusunda şikayet yapacak sandım ancak bu konuya hiç değinmedi. Ben de kendim sordum, ‘şikayetiniz varsa dinleyim’ dedi. Ancak hiçbir şikayette bulunmadı, hatta ‘Başpiskoposun da yok’ dedi. Peki Mağusa İnisiyatifi’ne ne oluyor.

Özellikle Mağusa’daki kilise ile ilgili çok ayin talebi var. İlk önce talep ayda birdi, bu giderek haftada bire çıkacaktı. Ayin amacı siyasidir, ‘Burası Rum toprağıdır işgal altındadır ben gelip sahip çıkıyorum, burası bizimdir’ mesajı verilmek isteniyor. Bunu görmezden gelmeyin.

Her gün bu insanlar oraya gelir. Engellenmezler. Bu izinler, ayinler bölge halkına da rahatsızlık verir. Ama ayinden rahatsızlık duyan Gazimağusalılar görülmez. Ayin yapabilecekleri kiliseler var, gitsin oralarda yapsınlar. Hala Sultan'a yönelik de kısıtlamalar var, neden bunlar söylenmiyor.

KKTC’deki kiliselere yönelik ayin talepleri çok fazladır. Bu ayinler KKTC makamlarına güvenlik konusunda da ciddi sıkıntılar yaratıyor. Ayrıca ayinler siyasi istismardan dolayı sıkıntı haline geldi. Her ayin talebini kabul etme mecburiyetimiz yoktur.”

Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, Kıbrıs müzakerelerinin yeniden başlamasına yönelik ve Enosis kararının “tamamen bertaraf edildiği” gibi açıklamaların da “inanılır gibi olmadığını” ifade ederek, “Nasıl bertaraf edildi ki de biz anlayamıyoruz bu bertaraf edilmeyi” diye sordu.

Ertuğruloğlu, bu yetkinin Rum parlamentosunda alındığını ve Eğitim Bakanlığı’na verildiğini, bunun nasıl bir bertaraf etme olduğunu anlayamadığını ifade ederek, “Bu karar hangi Eğitim Bakanlığı’na verildi, KKTC Eğitim Bakanlığı’na mı?” dedi.

Kıbrıs Türk halkının bu konuda yanlış bilgilendirildiğini, Cumhurbaşkanı'nın da bu konudaki “Enosis kararı tamamen bertaraf edilmelidir, tümden kaldırılmalıdır” sözüne uymayıp tekrar masaya oturduğunu işaret eden Ertuğruloğlu, ayrıca neden sadece Enosis kararının da öne çıkarılıp, azınlık çoğunluk açıklamasının gözden kaçırıldığını sordu.

Bunun asla hafife alınacak bir beyanat olmadığını vurgulayan Ertuğruloğlu, bunun bir hakaret olduğunu söyledi ve eşitliğin temel olduğunu vurguladı. Ertuğruloğlu, siyasi eşitliğin 1960 cumhuriyeti, BM parametreleri ve 11 Şubat ortak açıklamasında da yer aldığını vurguladı.

O zaman kendisinin de “müzakere masasına azınlık hakları almak için mi oturuyoruz” sorusunu sorduğunu ifade eden Ertuğruloğlu, “Masada istediğin kadar siyasi eşitlik iste. Hangi siyasi eşitlik egemen eşitlik kabul edildi. Dönüşümlü Başkanlık mı? Seni azınlık gören bir zihniyet var. Müzakere edelim, 50 yıldır müzakere ediyoruz. Bizi 50 yıldır masaya bağladılar. Hedef bizi ezmek, müzakereleri neticelendirme hedefleri yok, yeter ki müzakerelerin önü açık devam etsin, bizi ezmeye devam etsinler. Buna kimsenin hakkı yoktur. Buna izin vermek Kıbrıs Türk halkına hizmet değildir, Kıbrıs Türk halkının geleceğinin belirsizlik içinde sürmesinin devamına onay vermektir” dedi.

Ertuğruloğlu, Kıbrıs Türk halkının tek çaresinin yeni bir ortaklık olmadığını da vurgulayarak, zaten Rumun tek amacının da müzakerelerin önünün açık sürmesi ve Kıbrıs Türk halkının başka kararlar almasını engellemek olduğunu söyledi.

Rumların, dış temaslarını engellemek için bile baskılar kurduğunu ifade eden Tahsin Ertuğruloğlu, “Bu yüzden artık 'çözümcü ve çözüm karşıtı' ayrımcılığından bu halkı bölmeye çalışmaktan vazgeçin. Kıbrıs Türk halkının her bireyi sadece eşitlik talep etmektedir” diye konuştu.