Ulaştırma Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, koalisyon hükümetinin gayet iyi gittiğini ve iyi niyetli çalıştığını belirterek, “Farklılıklarımızın tahrik edilmesine fırsat verecek olsak bu hükümet fazla yaşamaz” dedi.
Kıbrıs Genç Tv’de Baykan Gürses’in hazılayıp sunduğu programda güncel konuları değerlendiren Ulaştırma Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu,Türkiye’den taşınan suyun yönetimi konusunun, Kıbrıs konusu gibi hükümette potansiyel kriz nedeni olduğunu, ancak karşılıklı anlayışla bir ortak yol bulma niyetiyle hareket edildiği takdirde hiç birinin krize neden olmayacağını söyledi.
Türkiye’den taşınan suyun halk açısından kıymetinin büyük olduğunu, çeşmelerden 24 saat temiz su akacağını, fiyatının da makul olacağını ifade eden Ertuğruloğlu, su projesine parti olarak ekonomik yaklaşımlarının, devletin denetim görevi yapması, işletmesinin özel tarafından yapılması, devletin özeli denetleme noktasında rol üstlenmesi olduğunu söyledi.
Tahsin Ertuğruoğlu, suyla ilgili gereken hazırlığın bugüne kadar yapılmadığını ve belediyelerin de kendi iç yapılarını yapılandırmadığını söyledi.
Türkiye’nin su konusunda bir şey dayatmadığını, dayatmadan bahsedenlerin Türkiye saplantısı olduğunu ifade eden Ertuğruloğlu, Türkiye ile ilişkiler gündeme geldiğinde “egemen halk ve devlet olunduğu” iddiasının gündeme geldiğine işaret etti.
Ertuğruloğlu, “Güney Kıbrıs’la ilişkiler, müzakere sürecindeki argümanlarda duydunuz mu hiç, ‘biz egemeniz, biz halkız’, duymazsınız. Bunu bizler gündeme getiririz. Biz gündeme getirdiğimiz zaman da çözüm karşıtı, barış karşıtı, ırkçı, faşist, ayrılıkçı gibi ifadelerle eleştiriliriz. Ama Türkiye ile ilişkiler gündeme geldiğinde o zaman devletiz, egemeniz gündeme gelir” ifadesini kullandı.
Bu öz eleştirileri yapmadan konulara sağlıklı bir şekilde yaklaşılamayacağını vurgulayan Ertuğruloğlu, “Önce kendi zafiyetlerimizi tespit edelim, bunları ortadan kaldırma yönünde kararlılık sergileyelim. Yapılması gereken nedir bunları yapma yoluna çıkalım, sonra başkalarının bize yönelik hatası varsa, başkalarının müdahil olmaması gererken yerler varsa o zaman diyelim ki biz hazırız, biz varız, biz şunu yaptık bunu yaptık diyelim” diye konuştu.
“Maalesef şuana kadar ne kendi içimizde ne de Türkiye ile bu konu (su konusu) ciddi ve profesyonelce tartışılmış değil, uzaktan uzağa konuşuluyor. Bu şekilde gitmez” diyen Ertuğruloğlu, kimsenin kimseye bir şey dayatması diye bir şeyin olmadığını, dayatmadan bahsedenlerin Türkiye saplantısı olduğunu vurguladı.
“FARKLILIKLARIMIZI BİLEREK HÜKÜMETE GİRDİK”
UBP ve CTP’nin eleştirileri göze alarak, tabuları yıkmak, iş yapmak için, alınması gereken zor kararları almak, gerekirse acı reçetelerin kararlarını almak, kurumsal bir KKTC oluşturmak heyecanı ile hükümet kurduğunu ifade eden Ertuğruloğlu, hükümetin iyi gittiğini vurguladı.
Ertuğruloğlu şöyle devam etti:
“Farklılıklarımızı bilerek hükümete girdik, gerek Kıbrıs konusunda, gerek ekonomik vizyonda. Ama dediğim gibi bu farklılıklarımızın tahrik edilmesine fırsat verecek olsak bu hükümet fazla yaşamaz. Gayet iyi gidiyoruz. Gerçekten çok iyi niyetli çalışan, farklılıkları bilen ama bunları tahrik eden bir üslupla değil, bunu bir uzlaşı kültürüne katkı koyacak şekilde konuşarak, tartışarak, kimsenin kimseyi dışlamadığı, kimsenin kimseye saygısızlık göstermediği bir yapıda hükümet çalışıyor.
Yıllarca çok farklı dünyalardan gelmiş, birbirini adeta düşman gibi gören iki partinin bir koalisyona gelmesi ve sorunları bu farklılıklar hiç yokmuş gibi bir anda çözme noktasına gelmesi de biraz fazla beklenti olur. Bu bir süreç alacak.”
Su konusunun, hükümetin gidişatında kriz yaratacağına inanmadığını ifade eden Ulaştırma Bakanı Ertuğruloğlu, “Potansiyel kriz olduğu doğru ama sadece bu konu değil, Kıbrıs konusu da potansiyel bir krizdir. Kriz noktaları arayacak olursak zor değil. Bunların ele alınış şekli ile çözüm noktasında bugüne kadar gösterilen karşılıklı iyi niyet, saygı, birbirimizi tahrik edici değil, empati de yaparak birbirimizi anlayışla karşılayarak bir ortak yol bulma niyetiyle hareket edildiği takdirde hiç biri bunların krize neden değil” diye konuştu.
