TC Başbakanı Ahmet Davutoğlu, Beşar Esad'ın Rusya ziyaretiyle ilgili, "Keşke Moskova'da daha uzun kalsa da Suriye halkı biraz rahat etse; hatta daimi olarak kalsa da gerçek geçiş süreci böyle başlasa" dedi.

Tüm Emekliler Derneği'nin TES-İŞ Sendikası Toplantı Salonu'nda düzenlenen 21. Olağan Genel Kurulu'na katılan Başbakan Davutoğlu, çıkışta gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevapladı. Türkiye'nin 6 ay sonra iktidarı bırakmak şartıyla Suriye'de Esad'lı bir geçiş sürecinin kabulüne hazır olduğu iddialarına yanıt veren Davutoğlu, "Türkiye'nin Suriye politikası son derece açık, ahlaki ve stratejik ilkelere dayanmaktadır. Biz kendi halkına kimyasal silahlar da dahil her türlü insafsız, barbarca silahlarla saldırmış bir yönetimin meşruiyetinin kalmadığı inancındayız. Bu konudaki pozisyonumuz da hiç değişmemiştir. Önce ilk 1 yıl içinde Suriye yönetimine şimdi tavsiye edilecek şekilde geçiş dönemlerine, demokrasiye ikna etmeye çalışan ülkelerin başında biz geliyoruz. Maalesef Suriye yönetimi ve Esad böyle bir geçiş dönemi, böyle bir demokratikleşme sürecindense halkına baskı, zulüm yapmaya ve onları Suriye'den sürmeye dayalı bir politika takip etti. Hangi kapalı kapılar ardında neyin konuşulduğu önemli değil, önemli olan Suriye halkının bu ülkeye barış geldiği inancına sahip olacağı bir geçiş döneminin temin edilmesidir" ifadelerini kullandı.

"HERKES ANLAŞSA VE BİR FORMÜL ÖNERSE DAHİ..."

Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Herkes anlaşsa ve bir formül önerse dahi eğer Suriye'den göç etmiş 2 milyon 200 bin Türkiye'de bulunan toplamda 5 milyonu aşkın Suriyeli mülteci "benim ülkeme barış geliyor" deyip ülkesine geri dönmeye meyil etmediği sürece o barışın, o geçiş sürecinin gerçek anlamda geçiş süreci olması mümkün değil. Dolayısıyla Suriye halkının kabul etmeyeceği bir süreci biz de kabul etmeyiz. Bizim diplomatik bir çözüm olarak Cenevre I ve Cenevre II görüşmelerinde savunduğumuz şey açıktır. O da Suriye'de Esad'lı bir geçiş değil Esad'ın gidişini sağlayacak bir geçiş olması lazım, Esad'ın gidiş formülleri üzerinde durmak lazım. Halkının üzerinde bu derece baskı uygulamış bir yönetimin artık tekrar meşruiyet kazanması mümkün olmadığına göre, Suriye halkının bütün kesimlerinin; Müslüman'ın Hristiyan'ın, Sünni'sinin Nusayri'sinin, Arap'ının Türkmen'inin Kürt'ünün... Hepsinin üzerinde mutabık kalacağı bir geçiş sürecinin devreye sokulmasıdır. Bu pozisyonumuzda da herhangi bir değişiklik söz konusu değildir ama bütün diplomatik müzakereleri sürdürürüz."

"ESAD RUSYA'DA KEŞKE DAİMİ OLARAK KALSA"

Beşar Esad'ın Moskova ziyaretini değerlendiren Davutoğlu, "Zaten Rusya yaptığı müdahaleyle bu rejime verdiği desteği açık bir şekilde ortaya koymuş oluyor. Ne diyeyim, keşke Moskova'da daha uzun kalsa da Suriye halkı biraz rahat etse hatta daimi olarak kalsa da gerçek geçiş süreci böyle başlasa" dedi.

"BUNU AKIL ALIR MI"

TC Başbakanı Ahmet Davutoğlu, Ankara saldırısına bilerek önlem alınmadığı iddialarına sert çıktı, siyasetçilere sorumlu davranmaları çağrısı yaptı. Başbakan, "Hükümet böyle bir saldırı olacağını bilecek ve bunun gereğini yapmayacak...Bunu akıl, izan, vicdan alır mı? Yarın başka bir siyasi liderler de başbakan olarak görev yapabilir. Ben tüm Türkiye Cumhuriyeti başbakanlarını teminen söylüyorum; hiçbir başbakan, hükümet yetkilisi, suç işleyeceklerini bildikleri terör örgütüne karşı tedbir almaktan kaçınmaz. Bu Türkiye'deki en temel paydayı yok saymaktır. Söz konusu değil. 23 Temmuz'da operasyonları başlattığımızdan itibaren hepiniz takip ediyorsunuz. 768 terör örgütü üyesi gözaltına alındı. Yargıya teslim edilir, gereği yapar. Ama Sayın Kılıçdaroğlu'nun hesap vermesi gereken husus şudur, eğer bu kadar kaygılı idiyse, o zaman geçici hükümete bakan verir, ihmalin olmaması için çaba sarf ederdi. Soruşturma derinleştirilerek sürdürülüyor. Bu konu artık yargıya intikal etmiştir. Gerekli açıklamalar yapılıyor. Birçok zanlının kaçmasına sebebiyet verildi. Bu konularda spekülatif yorumdan herkesin kaçınması lazım. Ankara saldırısı da başka saldırılar da herhangi bir siyasi partiye değil Türkiye'nin bütünlüğünedir" diye konuştu.

'BEYAZ TOROS" AÇIKLAMASI

Van mitinginde sarf ettiği "Beyaz Toros" ifadesi sorulan Davutoğlu, "Benim oradaki ifademi herkes dikkatli okusun. Hiçbir şekilde AK Parti'nin alternatifi olarak ortaya koymuş değilim. Sadece 90'lı yıllarda teröre açık destek veren çevreler, "AK Parti 90'lı yıllara geri dönmek istiyor" diye iddialarda bulundu. Bu sözle hedefim, o ithamlara karşı bir cevap mahiyetindedir. Yani 90'lı yılların bölgedeki sembollerinden biridir beyaz toros, faili meçhullerle anılır. Demeye çalıştığım husus şu; faili meçhulleri bu ülkede AK Parti bitirdi. Beyaz torosların ya da terörün egemenliğine ve belli nüfuz alanları oluşturmasına AK Parti son verdi. Demokratik hukuk devletini güçlendirmiş bir partinin genel başkanı olarak hitap ediyorum. Hiç kimseyi tehdit etmedim ama şunu söyledim: Birileri, savaş baronları, terör baronları ve bu terör baronlarının varlığından destek alan, 90'lı yıllardaki beyaz toros sembolü ile anılan çevreler, aslında birbirini neredeyse destekleyen çevreler. Birinin varlığı diğerine zemin teşkil ediyor" dedi.