Nadire Bahadi

Dipkarpaz’da “eşek” sorununun tarihi neredeyse Kıbrıs müzakereleri kadar eski. 1974 yılında bölgede bırakılan eşleklerin üremesi ile, Dipkarpaz Zafer Burnu bölgesinde doğal bir yaşam alanına sahip özgür eşekler, üreticilerin de en büyük düşmanı.

Dipkarpaz Zafer Burnu’ndan, Dipkarpaz köyüne kadar ulaşan eşekler, bölgede tarımla uğraşan vatandaşların arazilerine ciddi zararlar veriyor.

Zaman zaman su ve yem sıkıntısı yaşayan bölgedeki özgür eşekler, aç kaldıkça köye doğru ilerliyor. Yıllardır bir bölgede toplanmaları, üreticiye zarar vermelerinin önlenmesi, aç kalmalarının önüne geçilmesi gibi projeler başlatılsa da, sonuçsuz kalıyor.

Bölge milletvekili Hamit Bakırcı’nın Çevre Bakanı olduğu kısa dönemde başlayan, Hakan Dinçyürek’in bakanlığı döneminde tamamlanan 7 kilometrekarelik bir alan bariyerlerle çevrilmişti.

Buna rağmen, Dipkarpazlı üreticiler eşeklerin tarlalarını talan etmesinden kurtulamadı. Sürü halinde gezen eşekler, girdikleri tarlalarda vatandaşın malına ciddi zararlar veriyor.

Bekçi kalmadı

Dipkarpazlı üreticileri eşek zararlarından korumak için görevlendirilen “eşek bekçileri” de artık yok. Ödemelerindeki sıkıntılar nedeniyle kamudaki fonlar üzerinden istihdam edilen bekçiler durduruldu.

Aralarında 10- 12 yıllık bekçilerin de bulunduğu Dipkarpazlı vatandaşlar, kendi sayelerinde üreticinin korunduğunu belirtti.

Zararlar ödenmedi

Geçtiğimiz yıllarda üreticiye zaman zaman ödenen “eşek zararları” da artık gündemden kalktı. Vatandaşın tarlası talan olsa da, hakkını arayacağı bir yer yok.

Genel tarım Sigortası, geçtiğimiz yıllarda vatandaşın tarlasına eşekler tarafından verilen zararları öderken, bu uygulama şimdi gündemde değil.

Geçtiğimiz yıllarda ziraat mühendisleri bölgeye gelip, müracaatı bulunan vatandaşların tarlasındaki hasarı tespit ediyordu. 2 yıldır, ödeme olmadığı için, vatandaşlar tespit de yapılmadığının altını çizdi.

Başının çaresine bakıyor

Dipkarpaz’da geçimini tarımla sağlayan vatandaşlar, ceplerinden para ödeyerek, tarlalarının etrafını dikenli telle kesmek zorunda kalıyor.

Uygulanan yöntem, zaman zaman eşeklerin yaralanmasına neden olsa da, vatandaşa başka çare kalmadı. 1 milyon TL ödenerek uygulamaya konulan bariyer sistemi ise, eşekler içeriye konmadığı için çürümeye terk edildi.

 “Eşek sütü satacağız…”

Dipkarpaz Belediye Başkanı Suphi Coşkun geçtiğimiz aylarda yaptığı açıklamada, “Eşek sütü satarak, Dipkarpaz halkını kalkındıracağız” demişti.

Coşkun, tepkiyle dolu bu sözlerinde, Dipkarpaz halkının  mağduriyetini gündeme taşıma amacını da anlatmıştı.

Aradan geçen sürede, 1 milyon TL harcanarak oluşturulan bariyerler içerisinde henüz eşek yok. Bölgede salma gezmeye devam eden eşekler, ekim işlemlerini tamamlayan ve bereketli yağmurlarla yeşeren Dipkarpazlı üreticiye ait tarlaların en büyük düşmanı olmaya devam ediyor.

* * *

Coşkun: Sorunu çözmelerini beklemek esas eşeklik

Dipkarpaz Belediye Başkanı Suphi Coşkun, devletin 15 eşek bekçisini seçerek, bölgede huzuru sağlamayı dahi başaramadığını belirtti. Coşkun, “Bekçiyi bile parti rozetine bakarak seçen ve az işlemesi için devletin düzenini bozanlardan, eşek sorununu çözmelerini beklemek, en büyük eşeklik” dedi.

Coşkun, belediye başkanı olduğu dönem, 15 eşek bekçisini organize ederek, bariyer dışında kalan eşekleri, bariyer içine taşıyacak bir organizasyon yapmak istediğini belirterek, “Araya giren siyasiler, bu işten maaş alan 15 kişinin ‘esas işlerini yapacaklarını ama yorulacaklarını’ düşünerek, adım atmamıza izin vermediler. Bu zihniyet mi çözecek eşek sorununu?” diye sordu.

Coşkun, Dipkarpazlının kendisi için “doktor öğretmen” istemediğini, “eşek eşek” diye diye esas sorunların çözümünden uzaklaştığını vurguladı.

“Siyasetçi de bunu kullanıyor. Eşek sorununu neden çözsün? Her gelen bize eşek sorununu çözmeyi vaat ediyor, vatandaşın oyunu alıyor” ifadesini kullanan Coşkun, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Maalesef 1 milyon TL elçiliğin parası ortaya saçıldı, ama çözüm için adım atılmadı. Yalan- dolanla bir bariyer çekildi ama gereği yapılmadı. Sorunu çözmek için belediye olarak, yetki istedik ama vermediler.”

“Bekçi bile torpille”

15 eşek bekçisinin zaman içinde işini yapmadığı, devletten maaş alıp, eşeklerin halka zarar vermesini önleyemediğini anlatan Coşkun, “Ben alıp işletmek istedim, devreye siyaset girdi. Aldılar, orman işlerinde kullanmak istediler ki İskele bölgesinde ağaç kesmek yasak. Bu devlet, eşeğin bekçinin bile iş yapmaması için siyaseti öne koyuyor. Günahı, dönemin çevre bakanı Hamit Bakırcı’nın boynuna” dedi.

Coşkun, şöyle devam etti:

“Geçmişte de bu eşek bekçilerini başka işlerde kullandılar. Ben bu 15 kişiyi nizama sokmaya ve eşeklerle ilgilenmeleri için sıktım. Devreye politik girince, beş kişi kaldı.

Bir yıl da kendi bütçemden ödeme yaptım. 15 kişi şimdi işsiz. Hamit Bakırcı’nın eseri bu. Sadece Erenköylü bir isim var şu anda. RHA bir araba altında, eşeklere sadece o bakıyor.

Bu sorunu belediye olarak ben köklü olarak çözebilirim. Veteriner huzurunda eşekleri önce uyuşturup, sonra bariyer içine taşımak gerek. Sürme ile işlemleri tamamlamak zor.”

“Bilinçli bir şekilde oy uğruna eşekler kullanılıyor”

Eşeklerin şu anda sahibinin devlet olduğunu anlatan Coşkun, “Eşeğin sahibi devlet. Devlete ait eşekler geliyor, insanın malına zarar veriyor. Eşek bekçisini bile partizanca istihdam edenler bunu da yüzlerine gözlerin bulaştırdılar” dedi.

Coşkun, köklü çözümden yana olduğunu, ancak, merkez siyasetin bilinçli bir şekilde sorunu çözmek istemediğini söyledi.

“Ekonomik değeri görülmüyor”

Coşkun, bölgedeki eşeklerin şimdi “ekonomiye zarar verdiğini”, ancak doğru kullanılırsa, ülkenin en çok turist çeken alanının yaratılabileceğini söyledi.

“Eşeklerin bir bölgeye toplanması, sağlıkları ile ilgilenen veterinerler, ziraat mühendisleri istihdam edilmesi, oluşturulacak alanlarla safari yolları yapılması, bisiklet yolları yapılmasını” önerisinde bulunan Coşkun, bunun hayal olmadığını söyledi.

Dipkarpaz’ın geleceğinin turizmde olduğunu vurgulayan Coşkun sözlerini şöyle noktaladı:

“Şu anda, bir çok eşek bakımsızlık, açlık, tıbbi müdahale olmadığı için ölüyor. Hiçkimse Dipkarpazlılar eşek öldürüyor yalanına inanmasın. Bakımsızlıktan ölüyor hayvanlar.

Oysa, geniş bir alan var ki, burada safari yolları oluşturularak, fotoğrafçılar, doğa severler, bisikletseverler için bir çekim merkezi yaratabiliriz. Sadece eşekler değil, kuşları ile, yaban hayatı ile Dipkarpaz Doğal Yaşam Alanı Parkı yaratılabilir. Yeter ki niyet olsun.”

Hastalanıyor, ölüyor

Dipkarpaz Zafer Burnu Bölgesi’nde bulunan özgür eşekler, veteriner müdahalesi ile kurtulabilecekleri bir çok durumda, bakımsızlık ve ilgisizlik nedeniyle  ölüyor.

Atıl bırakılan ve ilgisizlik nedeniyle kontrolden iyice çıkan eşek popülsyonu,hem sağlıksız ortamlarda yaşıyor, hem de her türlü müdahaleden uzak bırakılıyor.