Özlem Çimendal

Halkın Partisi Merkez Yürütme Organı Üyesi Cemre Günsel Esengin, kurulması yeniden gündeme gelen Yurtdışı Koordinasyon Ofisiyle amaçlanılanın, Türkiye ile KKTC arasında bugün var olan sağlıksız ilişkinin daha da kurumsal hale getirilmesi olduğunu söyledi.

“Var olan sağlıksız ilişkinin düzeltilmesi yerine daha da sağlamlaştırılıyor”

Türkiye ile KKTC arasında bugün var olan sağlıksız ilişkinin düzeltilmesi için uğraş verilmesi yerine, Yurtdışı Koordinasyon Ofisi ile çarpık olan ilişkilerin daha da sağlamlaştırılmasının ön görüldüğüne işaret eden Esengin, “Normal olmayan bu yapının daha bir kurumsal hale getirilme tehlikesi gün gibi ortadadır. Bu noktada hem hükümete, hem de Cumhurbaşkanı’na çağrıda bulunmak istiyoruz; ‘sizler için Kıbrıs Türk halkının kendi kendini yönetme talebi sadece ara bölgede savunulacak bir şey değilse Yurtdışı Koordinasyon Ofisi’ne dair antlaşma konusunda farklı bir irade sergileyin ve bu antlaşmayı yürürlüğe koymayın. Türkiye’nin en önemli stratejik ortağımız ve müttefikimiz olması, ülkemizin yönetilmesine dair birtakım yetkileri devretmemizi gerektirmez, üstelik bu türden yaklaşımlar müzakere masasında Kıbrıs Türk tarafının elini zayıflatır” şeklinde konuştu.

“Koordine etmenin çok ötesinde yetkiler kullanacak”

Bahse konu antlaşma metninde yoruma açık maddeler bulunduğunu söyleyen Esengin,  “Kurulması öngörülen ofis, antlaşmada kendisine verilen koordinasyon isminden farklı olarak koordine etmenin çok ötesinde yetkiler kullanacak gibi görünüyor. Hükümeti de Cumhurbaşkanı’nı da bu konuda gerekli hassasiyeti göstermeye davet ediyoruz” dedi.

“Yer alan bazı muğlak hükümler nedeniyle ileride önemli sıkıntılar yaratacak”

Antlaşmada yer alan bazı muğlak hükümler nedeniyle ileride önemli sıkıntılar yaratabilecek bir anlaşma olan Yurtdışı Koordinasyon Ofisinin iyi analiz edilmesi gerektiğine de işaret eden Esengin, “Türkiye ile KKTC arasında imzalanan ancak KKTC Cumhuriyet Meclisi tarafından Anayasa’nın 90. Maddesi uyarınca henüz onaylanmamış olan Yurtdışı Koordinasyon Ofisi’ne dair bu antlaşma ilk bakışta gençlik ve spor alanında basit bir yapılanma olduğu düşünülen bu ofisin, özellikle antlaşmada yer alan bazı muğlak hükümler nedeniyle ileride önemli sıkıntılar yaratabilecek noktadadır. Bir yandan yurtlar inşa etmek ve işletmek, diğer yandansa gerekli kampları kurmak ve işletmek gibi yetkilerle donatılacak olan bu ofis kısa süre sonra yeni bir Yardım Heyeti yapılanmasına dönüşebilecektir” diye konuştu.

“Bazı bakanlıkların varlık nedeni ortadan kalkacak”

Yurtdışı Koordinasyon Ofisi ile KKTC’deki bazı bakanlıkların varlık nedeninin de ortadan kalkacağına işaret eden Esengin, “Gençlik ve spor alanındaki plan ve programları ilgili bakanlığımız değil de bahse konu koordinasyon ofisi belirleyecekse; öte yandan var olan projeleri yasalarımıza göre Gençlik Dairesi denetlemekle yükümlüyken bu denetleme görevini de bu ofis yapacaksa o zaman KKTC’deki bazı bakanlıkların varlık nedeni ortadan kalkacaktır. Bu kafada gideceksek yakın zamanda Cumhuriyet Meclisi’nin gerekliliği sorgulanır noktaya gelecektir” dedi.

Bugün dünyada bazı konularda yetki devri yapıldığını ancak bunun özellikle uluslararası örgütlerle olan ilişkilerde geçerli olduğunu söyleyen Esengin, “Oysa koordinasyon ofisi yapılanmasında bu devrin Türkiye’yi temsil edecek yetkililere yapılacağı anlamına gelen maddeler mevcuttur ve bize göre sakıncalıdır. Kaldı ki gerek Kıbrıs müzakerelerinde gerekse çeşitli uluslararası örgütlerde eğitim, gençlik ve spor konularında temel model yetki devri değil işbirliğidir. Yetki devrinin AB gibi örgütlerde rekabet, gümrük ve tarım politikası gibi konularda yapıldığı ancak bunun da bir başka devlete değil, uluslararası örgüte yönelik bir yetki devri olduğu bilinmektedir” şeklinde konuştu.

“HP ofise karşı değil, yetkilerin bu ofise devredilmesine karşı”

Halkın Partisi’nin gençlik ve spor alanlarında Türkiye ile KKTC arasında işbirliği yapılmasını desteklediği noktasına da değinen Esengin, “Bu türden bir işbirliğinin hayata geçirilmesinde görevi gerçek anlamda koordine etmek olan bir koordinasyon ofisinin de kurulmasına karşı değildir. Ancak mevcut antlaşmada yer alan düzenlemelerin koordinasyonun çok ötesine geçmesi, herhangi bir karşılıklılık yaklaşımı içermemesi ve bakanlık ve bunlara bağlı bazı dairelerin yetkilerinin bu ofise devrediliyor olması nedenleriyle antlaşmanın değiştirilmesi gerektiğine dikkat çekmektedir. Ayrıca bugün sıkıntılı olduğu herkes tarafından kabul edilen Yardım Heyeti’ne dair tedbir alınması konuşulurken, hatta ismi değiştirilirken bu gibi antlaşmalarla yeni yardım heyeti benzeri yapılar yaratmak ne KKTC’nin ne de Türkiye’nin yararına olacaktır” ifadelerini kullandı.