Özlem Çimendal

Esnaf “Veresiye çok, ödeyen yok” diye isyan ederken, bir yandan da belediyeye ödemek zorunda oldukları reklam vergileriyle boğuşuyor. Gırtlaklarına kadar borç batağında olduklarını anlatan esnaf, sürekli  alışveriş yapan müşterilerinin bile ekonomik sıkıntı nedeniyle dükkanlarına uğramaz olduğunu kaydetti.

“Kimi esnaf dükkan giderlerinin yanında bir de reklam vergileriyle uğraşırken, kimi esnaf da reklam vergisi vermeye gücü yetmediği için ya reklamları söktü ya da reklamların üstünü boyadı” diyen esnaf, dükkan giderlerinin yanında iş olmaması nedeniyle reklam vergisi ödeyemediklerinden yakındı.

“Esnaf zor durumda, vergiler belimizi büktü” ifadelerini kullanan esnaf, hükümet edenlere, KKTC ekonomik şartlarının göz önünde bulundurularak esnafı içine girdiği çıkmazdan kurtaracak birtakım düzenleme yapma çağrısında bulundu. Piyasada sıcak para akışının durduğunu anlatan esnaf, insanların aldıkları maaşın yüzünü görmeden borçlara ve kredi kartlarına yatırdıkları için çarşıda hareket olmadığını ve doğal olarak da esnafın kan ağladığını ifade etti.

Esnaf ne dedi?

Orhan Üzüm: "Eskiden haftada iki kez et alan, artık bir defa almaya başladı"

“Esnaf artık kan ağlıyor. Her yıl daha da kötüye gidiyor işlerimiz. Ben 10 yıldır kasaplık yapıyorum ama bu sektörün geleceğini göremiyorum artık. İnsanlarda da para yok, bir şey kazanamıyoruz. Eskiden haftada 2 gün et almaya gelen müşteri haftada 1 zor gelir oldu. İnsanların da ekonomik durumu kötü. Bu sektör artık para kazandırmıyor. Kasapların yüzde 25’i kapanacak buraya yazıyorum. Hayvancı da biz de zordayız. Veresiye çok ödeme yok. Bunlar da yetmiyormuş gibi şimdi de cama astığımız yazılardan  belediye  para talep etmeye başladı. Bana 600 TL reklam vergisi geldi. Ben küçük bir kasap olarak ne kazanıyorum ki ne ödeyeyim. Dükkan vergimize bir de tabela ve reklam vergisi külfeti geldi. Yasalarda varmış ama şimdiye kadar uygulanmıyormuş, halkın bu kadar zorda olduğu dönemde mi uygulamaya karar verdiler. Bu tam bir vicdansızlıktır.”

Reyhan Yiğitcan: "Vatandaşta para olmazsa piyasada da olmaz"

“Ben butik işletiyorum ama hiçbir hareketlilik yok maalesef. İnsanlarda para yok ki nasıl alışveriş yapsınlar. Esnaf gerçekten darboğazda ve artık bir şey kazanamıyor. Umudumuzu özel günlere bağlamış durumdayız. Özel günlerde insanlar birbirilerine belki hediye alırlar da biraz hareketlilik gelir diye bekler olduk. Ama insanlar da geç ödenir ya da ödenmez artık. Vatandaşta para olmazsa piyasada da para olmaz. Akmasa da damlıyor diye kendimizi avutuyoruz ama artık avutulacak hal de kalmadı. Bütün gün oturuyoruz. Bu ay bir de  astığımız tabelalardan da para isteme durumu oldu. Ödeyecek durumum yok, o yüzden dükkanın önündeki ve dükkanın adının yazdığı perdeyi kaldıracağım. Ne kazanıyoruz ki ne ödeyeceğiz. Dükkanların vergisini zor ödüyoruz.”

Fırat Aksu: "Zaten iş yapamıyoruz bir de 800 TL reklam vergisi geldi"

“Elektronik eşya işi yapıyoruz ve işlerimiz de son dönemlerde oldukça düşük. Bir yandan işler düşük diğer yandan vergiler yüksek.Yasal olan uygulamalara itirazım yok ama toplumun durumu da  göz önünde bulundurulması gerek. Geçenlerde dükkana makbuz geldi, reklam vergisi makbuzuymuş. Camda asılı olan LED kayar yazı için 800 TL reklam vergisi çıkarıldı bize. Zaten bir şey kazanmıyoruz ki bu parayı nasıl ödeyeceğiz. Şimdiye kadar uygulanmayan yöntemi tozlu raflardan indirip, esnafın boğazına bindiler. Zaten esnaf kan ağlıyor, yaptığı işin sattığı ürünün parasını alamıyor. Bu vergileri nasıl ödesin. Daha uygun bir yolu bulunabilirdi bu uygulamanın esnafı da mağdur etmeden diye düşünüyorum.”

Ufuk Tekin: "Kötünün de kötüsüne gidiyoruz"

“Ben bilgisayar ve teknik tamir işleri yapıyorum. İşler her yıl daha da kötüye gidiyor. Artık kötünün de kötüsüne doğru gidiyoruz. Kiramızı ödeyemez duruma geldik varın gerisini siz düşünün. Ülke ekonomisinin dar boğazı çark halinde bütün sektörleri etkiliyor. Çalışan ödenmezse çarşı nasıl hareketlensin, esnaf nasıl para kazansın. KKTC ekonomisinin sil baştan ele alınması ve acil bir kalkınma programı uygulanması gerekiyor bence. Bütün sektörler ve esnaflar zorda.”

Gökhan Tayfun: "Dükkan giderlerine ve vergilere gücüm yetmiyor"

“Bana 400 TL reklam vergisi ücreti geldi. Ben küçük bir işletmeyim kendi yağımızla kavrulup gidiyorum. Yarın dükkanın vergisini ödemeye gideceğim. Hangi birini ödeyeceğimi ben de şaşırdım. Dükkanın camına yapıştırdığım yazı ve resimlerden vergi istendi. Ben de ödeyemeyecek durumda olduğumu söyleyerek, çıkaracağım belirttim. Yazıları sökeceğim camdan. Çünkü zaten işler kötü gidiyor, dükkanın giderlerini ucu ucuna ancak karşılıyoruz. Önceden işlerimiz iyiydi, şimdi bütün gün oturuyoruz. Bir de ay sonuysa hiç iş yapmıyoruz. Önceleri öğlen olmadan elimizdeki malzeme biterdi, şimdi akşama kadar taktığımız etin bitmesini bekliyoruz.”

Ufuk Kılıç: "Esnafı da düşünsünler"

“Esnaf gerçekten zor durumda. Her yıl bir önceki yıla göre daha aşağı düşüyoruz. Ülke yolgeçen hanına döndü, kimin ne yaptığı belli değil. Herkes bir yol tutturmuş gidiyor. Esnaf artık bir şey kazanmıyor. Vergiler bizi çok zorluyor. İtirazımız yok ama bizi de düşünen düzenlemelerle birtakım tedbirler alınabilir. Ülkenin durumu ortada. Ekonominin durumu ortada. Müşteride de para yok ki alışverişe çıksın, durum öyle olunca da biz de para kazanamıyoruz. Piyasada sıcak para akışı yok. Herkes kredi kartı kullanıyor o da bir yere kadar. İnsanlar aldıkları maaşı göremeden borçlara yatırır oldu.”